SAĞLIK - 18 Ocak 2024 Perşembe 10:15

Bağışıklık sisteminin düşmesi hastalığa davetiye çıkarıyor

A
A
A
Bağışıklık sisteminin düşmesi hastalığa davetiye çıkarıyor

Son zamanlarda artan soğuk algınlığı nezle ve grip vakaları nedeniyle hastanelerde doluluk oranlarının arttığına dikkat çeken uzmanlar, soğuk algınlığından korunma yollarını anlattı. Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Hekimi Sevil Sapmaz Karabağ, “Kalabalık ortamda bulunacaksak ve şikayetlerimiz varsa mutlaka maske takılmasını öneriyoruz. Hasta olan kişiler maske takmalı. Hapşırık ve öksürükten sonra mutlaka eller yıkanmalı” derken Manisa Şehir Hastanesi Diyetisyeni Furkan Say ise bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Uykusuzluk, sağlıklı beslenmenin olmayışı ya da stres faktöründen kaynaklanarak bağışıklık sistemimiz düşüyor ve hasta olmaya daha çok meyilli hale gelmeye başlıyoruz” dedi.


Son zamanlarda soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi vakaların artış göstermesi ve geçmeyen öksürük şikayetleri hastanelere başvuruları arttırdı. Hastanelerdeki doluluk oranlarının artışına neden olan hastalıklardan korunma yollarını anlatan uzmanlar, özellikle hasta kişilerin maske takmasını ve hasta olmadan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla önerilerde bulundu.


Hastanelere yapılan başvuruların nedenlerini anlatan Manisa Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Hekimi Sevil Sapmaz Karabağ, “Kış sezonundayız ve soğuk algınlıkları arttı. Bunu acil servislerdeki, aile hekimliklerindeki, polikliniklerdeki başvurularda da gözlemleyebiliyoruz. Bunlardan en sık karşılaştığımız halk arasında soğuk algınlığı ve nezle diye bildiğimiz bir virüs tarafından oluşturulan bir tablodur. Bu tablo hafif seyirlidir. Boğazda yanma, öksürük, burun akıntısı, gözlerde sulanma, hapşırıkla seyreder. Bu durumda soğuk algınlığı için bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücü tedaviler yeterli olabilir. Bir diğer enfeksiyon etkenimiz de RSV dediğimiz bir virüs. Bu virüs daha çok çocuklarda enfeksiyona sebep olur. Yine boğaz ağrısı, ateş yüksekliği, halsizlik kendini gösterir. En çok çocuk hastalarda zatürre ve bronşite sebep olabilir ve hastaneye yatışlara neden olabilir. Aynı RSV virüsle oluşan enfeksiyonlar 65 yaş üstü yaşlılarda da hastaneye yatışa ihtiyaç gösterebilir. Bir diğer enfeksiyonumuz da bu sene çok sık karşılaştığımız bizim grip diye bildiğimiz influenza virüs tarafından meydana gelen bir hastalık. Bu biraz daha diğerlerinden farklıdır. Ani olarak başlar. 39 derecelere kadar ateş görürüz. Yaygın kas ve eklem ağrıları olur. Öksürük olabilir. Eğer istirahat edilmez ve uygun tedavi alınmazsa risk gruplarında zatürreye sebep olabilir. Bu zatürre sonucunda hastalarımızı hastaneye hatta yoğun bakıma yatırabiliriz. Gripten korunmak için etkili bir aşımız var. Hala aşısını olmayan varsa aşılarını olabilirler. Çünkü biz bu sezonun mart sonuna kadar sürmesini bekliyoruz. Bir diğer enfeksiyonumuz da korona virüs. Pandemiden bu yana artık biliyoruz. Bu daha çok solunum yolu semptomlarıyla seyrediyor. Zatürreden ziyade burun akıntısı, öksürük, halsizlik, tat ve koku bozukluğu şikayetleri görülebilir. Bunu küçümsememek gerekir. Riskli gruplarda zatürreye çevirebilir” dedi.



“Hasta olan kişiler maske takmalı”


Kalabalık ortamlarda hasta olan kişilerin mutlaka maske takmasını ve hijyen kurallarına uyması gerektiğin hatırlatan Karabağ, “Tüm bu virüslerin ortak özelliği damlacık yoluyla bulaşırlar. Kişinin öksürmesi hapşırmasıyla saçılan partiküller bir süre havada asılı kaldıktan sonra zemine çöker. Buradan da diğer hasta olmayan kişiler bu virüsü alıp kendilerine bulaştırarak hasta olabilir. Bunu önlemek için kalabalık ortamlarda bulunmamak gerekir. Kalabalık ortamda bulunacaksak ve şikayetlerimiz varsa mutlaka maske takılmasını öneriyoruz. Hasta olan kişiler maske takmalı. Hapşırık ve öksürükten sonra mutlaka eller yıkanmalı. Toplu taşıma gibi yerlerde mutlaka maskeli olmalıyız. Okullarda bulaşı azaltmak için çocuklar teneffüs saatinde bahçeye çıkmalı ve sınıfların sık sık havalandırılması gerekir. Bu dönemde antibiyotik kullanılması önerilmemektedir. Tam tersine iyileşmeyi geciktirebilir ve sonraki enfeksiyonlar için direnç gösterebilir. Bu dönemde bizim önerdiğimiz griplerde yatak istirahati diğer virüslerde de bol sıvı alınması, ağrı kesici, ateş düşürücü kullanılması ve iyi beslenme yeterlidir” diye konuştu.



“Bağışıklık sisteminin düşmesi hasta olmaya meyilli hale getiriyor”


Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesiyle hastalıklara karşı dirençli hale gelinebileceğini anlatan Manisa Şehir Hastanesi Diyetisyeni Furkan Say, “Bu soğuk kış aylarında grip gibi nezle gibi hastalıklar artmış durumda. Aslında bu artışların sebebi bağışıklık sistemimizin düşüklüğü. Bağışıklık sistemimizin düşmesine neden olan şeyler genelde uykusuzluk, sağlıklı beslenmenin olmayışı ya da stres faktöründen kaynaklanarak bağışıklık sistemimiz düşüyor ve hasta olmaya daha çok meyilli hale gelmeye başlıyoruz. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için aslında beslenme açısından bakarsak genelde doğru ve doğal besinlerle düzenli bir şekilde beslenme öncelikli hedefimiz. Bu soğuk kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için daha çok tercih edebileceğimiz bazı yiyecekler var. Sağlıklı bir bağırsak, sağlıklı bir bağışıklık sistemi demektir. Sağlıklı bir bağırsağın oluşması için kesinlikle lifli gıdalardan daha fazla tüketerek bağırsak sağlığımızı koruyabiliriz. Kuru baklagiller, sebzeler gibi yiyecekleri daha fazla tüketebiliriz. Bunun dışında C vitamini bizim antioksidan bakımından dolayı bağışıklık sistemini destekleyici özelliktedir. C vitamini kaynakları olan turunçgiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler ya da bunun yanında kuşburnu çayı gibi C vitamini yönünden güçlü gıdalardan tüketilebilir. Bunun dışında omega3 yağı yani balık yağı özellikle balıklarda bulunan yağlar bağışıklık sistemini düzenleyicidir. Haftada en azın 1 ya da 2 defa balık tüketimi bağışıklık sistemini destekleyecektir. Bunun yanında bazı baharatlar da bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Zerdeçal, zencefil, nane gibi bazı baharatlar bağışıklık sistemimizi destekleyecektir” ifadelerini kullandı.



Bağışıklık sisteminin düşmesi hastalığa davetiye çıkarıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
Bitlis Vali Karakaya, 2025 yılında Bitlis’te yaşanan asayiş olaylarını değerlendirildi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, 2025 yılında il genelinde meydana gelen asayiş olaylarını değerlendirdi. Valilik toplantı salonundaki toplantıda konuşan Vali Karakaya, rakamlarla gerçekleştirilen operasyonları ve yakalamaları açıkladı. "Bizler göreve başladığımız ilk günden itibaren Bitlisli hemşerilerimize en iyi şekilde hizmet etmek için arkadaşlarımızla birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diyen Vali Karakaya Türkiye’nin ve Bitlis’in huzuru ve güveni için 7 gün 24 saat hesabıyla çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürdüklerini söyledi. İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı emrinde olmak üzere yaklaşık 9 bin personelle Bitlislilerin ve şehre gelen misafirlerin huzur ve güvenliği için çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Vali Ahmet Karakaya, açıklamasında şunları söyledi. "Güvenlik güçlerimizin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla bitme noktasına gelen terör örgütleri ile mücadele ilimizde de devam etmektedir. 1 Ocak’tan bugüne kadar Jandarma ve Emniyet birimlerimizin terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği 3 bin 294 kırsal, 34 şehir operasyonunda 67 şahıs gözaltına alınmış, gözaltına alınan bu şahıslardan 14’ü tutuklanmış, 24 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Organize suçlarla ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde yürütülen kararlı ve titiz çalışmalar neticesinde 6 Operasyon başarıyla gerçekleştirilmiş, 4 organize suç örgütü çökertilerek, 134 şahıs gözaltına alınarak, 45 şahıs tutuklanmış ve 36 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Asayiş olaylarında kişilere karşı işlenen suçlarda, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz, hakaret, çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama, cinsel saldırı ve tehdit olaylarında 2024 yılına göre yüzde 6 oranında düşüş gerçekleşmiştir" dedi. Vali Karakaya, motosiklet hırsızlığı, evden hırsızlık, işyerinden ve kurumdan hırsızlık, yağma (gasp) ve dolandırıcılık olaylarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 düşüş sağlandığını ifade ederek açıklamasına şöyle devam etti. "Son 1 yıl içerisinde kesinleşmiş hapis cezası ile aranan 620 şahıs yakalanarak Ceza İnfaz Kurumlarına teslim edilmiş, ifade için aranan 2 bin 611 şahıs yakalanarak gerekli adli işlemler yapılmıştır. Ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığı kapsamında 134 tabanca, 29 kurusıkı tabanca, 10 uzun namlulu tüfek ve 130 av tüfeği ele geçirilmiş, 370 şüpheli şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında ise geride bıraktığımız son 1 yılda uyuşturucu imal ve ticareti suçundan 121 operasyon icra edilmiş, 278 şahıs gözaltına alınmış, 137 şahıs tutuklanmış ve 15 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Uyuşturucu kullanmak suçundan 600 olay meydana gelmiş, 611 şüpheli şahsa gerekli adli işlemler yapılmıştır. Gerçekleşen bu olaylar neticesinde 72 kilogram metamfetamin, 65 kilogram esrar, 3 kilogram eroin, 2 kilogram afyon sakızı, 171 gram kokain, 3 kilogram bonzai, 402 adet sentetik ecza hapı, 42 adet captagon hap, 180 adet ecstasy hap ve bin 529 kök hint keneviri ele geçirilmiştir. Uyuşturucu ile mücadelede en büyük önceliğimiz gençlerimizi ve toplumumuzu korumaktır. Bu doğrultuda güvenlik birimlerimizce yürütülen çalışmalar azim, kararlılık ve koordinasyon içinde devam edecektir. Siber suçlar ile mücadele kapsamında ilimiz genelinde siber, güvenlik, terör, kaçakçılık, narkotik ve asayiş suçları olmak üzere toplam 1.030 suç unsuru şahıs ve hesap tespit edilmiş, terörle iltisaklı 74 şahıs, ödeme yasadışı bahis ve bilişim suçlarından 61 şahıs ve çevrimiçi çocuk istismarı suçu kapsamında ise 17 şahıs gözaltına alınmış, 54 şahıs tutuklanmıştır. Trafik denetimlerimizde 2024 yılında 389 bin 832 araç denetlenmiş, 86 bin 84 araca işlem yapılmış, 2025 yılında ise 582 bin 451 araç denetlenmiş 134 bin 598 araca işlem yapılmış, 2024 yılında 4 bin 149 ticari taksi denetlenmiş, 354 ticari taksiye işlem yapılmış, 2025 yılında ise 5 bin 725 ticari taksi denetlenmiş, 480 ticari taksiye işlem yapılmıştır" diye konuştu. "2025 yılı içerisinde Van Gölü’nde 2520 saat seyir icra edilmiş, icra edilen görev süresince 138 adet tekne kontrol edilerek toplam 32 tekneye yasal işlem uygulanmıştır" diyen Vali Karakaya, "3725 şahsın sorgulaması yapılarak aranma kaydı bulunan 3 şahıs hakkında gerekli adli işlemler yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığımız mavi vatanımızın dört bir yanında olduğu gibi Van Gölü’nde de huzuru ve güveni tesis etmek için canla başla çalışmalarını sürdürmektedir. İlimizde uluslararası koruma altında 80, ikamet izni bulunan 246 yabancı uyruklu şahıs ve geçici koruma altında 997 Suriyeli bulunmaktadır. 1 Ocak 2025 tarihinden bugüne kadar; düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik 211 operasyon gerçekleştirilmiş, 152 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 578 düzensiz göçmen yakalanmıştır. Yakalanan organizatörlerden 88 şahıs tutuklanmış, 64 şahsa adli kontrol tedbirleri uygulanmıştır. Yakalanan düzensiz göçmenler İl Göç İdaresi Müdürlüğümüzce sınır dışı edilmek üzere Geri Gönderme Merkezlerine sevk edilmişlerdir. Ayrıca 3 mobil göç noktası aracında 9.242 kişinin kimlik denetimi yapılmıştır. Düzensiz göçle ve göçmen kaçakçılığıyla olan mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir. 2026 yılını karşıladığımız bugünlerde vatandaşlarımızın yeni yıla huzurlu ve güvenli girebilmeleri için Emniyet ve Jandarma birimlerimiz 31 Aralık 2025 Çarşamba günü 150 ekip ve 760 personel ile gerekli güvenlik önlemlerini alacaklardır. Kadim Şehir Bitlis’imizin huzur ve güvenliği; görevlerini büyük bir fedakârlık, cesaret ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getiren kahraman güvenlik güçlerimizin üstün gayretleri sayesinde teminat altındadır. Güvenlik güçlerimizle omuz omuza verilen bu kararlı mücadele, ilimizde kamu düzeninin ve toplumsal huzurun güçlenerek devam etmesini sağlamaktadır. Bu vesileyle şehrimizin güvenliğini tesis etmek için gece gündüz demeden fedakârca çalışan emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatımızın kıymetli mensuplarına teşekkür ediyorum. Kıymetli Bitlisli hemşerilerimin yeni yılını kutluyor, saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum" şeklinde konuştu.
Hatay Depremle birlikte yerle bir olan Antakya kent merkezi yeniden inşa edildi Hatay’da depremin ardından inşa edilen Antakya kent merkezini gören vatandaşlar asrın felaketinin izlerinin silindiği şehirdeki çalışmalara hayran kaldı. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde yaşanan asrın felaketinde Hatay’da yaklaşık 25 bin insan ölmüş ve kent merkezi yerle bir olmuştu. Hayalet şehre dönen ve enkazların kaldırılmasıyla boş araziyi andıran kent merkezinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla adeta yeni bir şehir kuruldu ve Antakya kent merkezi eskisinden eser kalmayacak halde yeniden inşa edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 27 Aralık Cumartesi günü Antakya kent merkezi Atatürk Caddesi’nde "Asrın İnşası Türkiye’nin Başarısı: 455 Bin Konut Tamam" temalı program düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılacağı program öncesi kent merkezinde son çalışmalar yürütülürken depremzede vatandaşlarda aylar sonra yeniden şehir edasına kavuşan memleketlerinde gezme fırsatı buldular. "Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok" Antakya ilçesi kent merkezi Akevler Mahallesi’nde hak sahibi olduğu evinin kurasının çekildiğini ifade eden Hasan Ramazan, şehrin eski halinden eser kalmadığını belirterek "Depremde çok büyük bir felaket yaşadık, ben de Antakya’daydım. Depremi yaşadım ve ailemde 5 kaybım var. Şehrimiz çok berbat bir durumdaydı, felaketi yaşadık. Çok şükür şimdi çok güzel oldu şehrimiz, 1 saattir gezip bakıyorum ve eskiden eser yok. Valigöbeğinde bulunan Akevler Mahallesi’nde hak sahipliğim var, kuramız çekildi çok şükür. Şehir çok güzel olmuş, emeği geçen herkesten Allah razı olsun" dedi. "Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür eden Ramazan, "Rabbim devletimizi eksik etmesin, gerçekten çok büyük bir emek var. Ben de inşaatçıyım ve bu şehri birebir çok iyi bilen biriyim, gezdiğim kadarıyla yoluyla kaldırımıyla binasıyla çok güzel olmuş. Eskiden çarpık yapılaşma vardı, gelişi güzel balkon yapmalar ve boyama vardı. Şimdi çok mükemmel olmuş. Cumhurbaşkanımıza binlerce kez teşekkür ederim, inşallah anahtar teslim törenine de geleceğim. Cumhurbaşkanımızın emekleri inkar edilemez ama bazı nankör insanlarımız var, bunu başka şekilde konuşuyorlar ve inkar eden nankörlere yazıklar olsun. Bu şehir kaynak aktarılarak ayağa kalkmış, bunu övmek lazım. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok" dedi. "Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu" Kent merkezinde yapılan çalışmalardan övgüyle bahseden Mustafa Dönmez, "Hataylıyım ve 25 yıldır Antakya’da yaşıyorum. Depremde buradaydık, her şeyimiz yıkıldı ve şuan köyde yaşıyorum. Gerçekten devletimizden Allah razı olsun, yapılaşma olarak baya ilerleme var. İnşallah bir an önce herkes evine ve yuvasına kavuşur. Atatürk Caddesi, Gündüz Caddesi ve köprübaşı çok güzel olmuş. Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar ilerlemenin olacağını kimse hayal etmiyordu. Cumhurbaşkanımızdan ve devletimizden Allah razı olsun" dedi.