SAĞLIK - 18 Aralık 2025 Perşembe 12:04

Çocuklarda burun tıkanıklığı okul başarısını düşürüyor

A
A
A
Çocuklarda burun tıkanıklığı okul başarısını düşürüyor

Manisa Şehir Hastanesinde görevli Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Hekimi Op. Dr. Cevat Çelenk, çocuklarda burun tıkanıklığının okul başarısı üzerindeki etkileri konusunda açıklamalarda bulundu. Burun tıkanıklığının çoğu zaman basit bir sağlık sorunu olarak görüldüğünü belirten Çelenk, bu durumun öğrenme süreci ve akademik başarı üzerinde sanılandan çok daha ciddi sonuçlar doğurabildiğini ifade etti.


Burun tıkanıklığının kulak burun boğaz polikliniklerine en sık başvuru nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Çelenk, her yaş grubunda görülebilmesine rağmen çocukluk çağında daha yaygın olduğuna dikkat çekti. Burun tıkanıklığının yalnızca nefes alma zorluğu ile sınırlı kalmadığını belirten Çelenk, ağız açık uyuma, horlama ve uyku apnesi gibi sorunların da tabloya eşlik edebildiğini vurguladı.


Bu durumların çocukların uyku kalitesini bozduğunu ve bunun da gündüz yaşamı ile okul hayatını doğrudan etkilediğini ifade eden Çelenk, "Uyku kalitesi bozulan çocuklarda dikkat eksikliği ve algılama problemleri daha sık görülmektedir. Bu da derslere odaklanmayı zorlaştırarak okul başarısını olumsuz yönde etkilemektedir" dedi.


Burun tıkanıklığı olan çocukların daha sık hastalandığını ve bu nedenle okula devamsızlık oranlarının arttığını kaydeden Çelenk, "Devamsızlık, öğrenme sürecinin aksamasına ve akademik başarının düşmesine neden olabilmektedir" diye konuştu.


Sınav performansının da bu durumdan etkilendiğini belirten Çelenk, çocuk yeterince çalışmış olsa bile sınav sırasında yaşanan konsantrasyon sorunları nedeniyle beklenen performansın sergilenemeyebileceğini söyledi. Ayrıca huzursuzluk, sinirlilik ve içe kapanma gibi davranış problemlerinin de burun tıkanıklığı yaşayan çocuklarda daha sık görülebildiğini dile getirdi.


Sınıf ortamında sürekli burnunu çeken ya da burundan sesli nefes alan çocukların akranları tarafından dışlanma veya zorbalığa maruz kalabildiğini de ifade eden Çelenk, bunun çocuğun psikososyal gelişimini ve okul başarısını olumsuz etkileyebileceğini sözlerine ekledi.


Ailelere çağrıda bulunan Çelenk, çocuklarda burun tıkanıklığının sadece fiziksel bir sorun olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, "Bu durum okul başarısını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Burun tıkanıklığı olan çocukların mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesi faydalı olacaktır" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Bir asırdır toprak altında olan Diyarbakır surlarının 1.35 metresi gün yüzüne çıkartıldı Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesindeki İç Kale Artuklu Sarayı kazısında 100 yıldır toprak altında olan surun bir kısmı ortaya çıkartıldı. 1.35 metre yükseklikte, 17 metre uzunluğundaki duvarın Hurriler döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Sur ilçesinde İçkale Müze Kompleksi alanında Amida Höyük, Diyarbakır merkezde ilk yerleşimin başladığı yer olarak biliniyor. Yaklaşık olarak 10 bin yıldır kesintisiz olarak yerleşime sahne olan höyükte yapılan kazılardan şimdiye kadar tespit edilen buluntulara göre yerleşimin Neolotik (M.Ö. 8000) yılında başladığı tespit edildi. Diyarbakır bölgesinin yönetim merkezi olan Amida Höyük, 10 bin yıldır kesintisiz olarak yönetim merkezi olması ve yerleşimin devam etmesi bakımından Filistin’in Eriha kentinden sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor. Hurriler, Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Büyük Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, İlhanlılar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılarının da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle, Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında 8 yıldır kazı çalışmalarına devam ediliyor. Artuklu Sarayı Kazısı, Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürütülen 12 aylık kazılar statüsünde yer alıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, kazı çalışmalarının 2 0cak 2025’te büro çalışmalarıyla başlandığını, 23 Haziran 2025 tarihinden itibaren de arazi çalışmalarına devam edildiğini söyledi. Arazi çalışmalarının 31 Aralık tarihinde sonlanacağını aktaran Yıldız, yaklaşık 365 gün çalışma yapmış olacaklarını kaydetti. Prof. Dr. Yıldız, bu yıl özelikle sarayın kuzey tarafında bulunan ve Alay Meydanı olarak adlandırılan bölümde kazı çalışmaları yaptıklarını aktararak, "Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda toplamda 5 çarpı 5 metre ölçülerinde 26 açmada arkeolojik kazılar yapıldı. Toplamda 650 metrekarelik bir alanın arkeolojik kazısı tamamlandı. Özelikle alay meydanı açık hava toplantıların, törenlerin yapıldığı mekandı. Buranın çevre düzenlemesinin yapılması amacıyla 2025 kazı çalışmalarında ağırlıklı olarak alay meydanı çalışıldı. Alay Meydanı’nda yaptığımız çalışmalarda Diyarbakır surlarının en eski kısmı olan tahminen Hurriler döneminde yapıldığı düşündüğümüz, yaklaşık 100 yıldır toprak altında olan 1.35 metre yükseklikte, 17 metre uzunluğu olan kısmı olan ortaya çıkartıldı" dedi. Bu sur kısmının Diyarbakır surlarının ilk bölümü olduğu için aynı zamanda o dönemde surların yapıldığı teknik, kullanılan taşlar hakkında da bilgi vermekte olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yıldız, "Büyük ebatlı blok taşlar kullanılmış, kesme taş şeklinde. Ancak bunların temel kısmında daha küçük boyutlu kırma taş malzemesi kullanılması da dikkat çekicidir. Kazı çalışmalarında aynı zamanda Osmanlı döneminde bu surların hemen önüne çeşitli mekanların eklendiğini de görüyoruz. Şu anda bu mekanlara ait iki kemerin başlangıç seviyesinin olduğu kısımlar ortaya çıkartıldı" diye konuştu. "Eksi 4.45 derinlikte Diyarbakır’ın altını kaplayan zemin kayalığa ulaşıldı" Cumhuriyet döneminde çok yoğun şekilde kullanıldığından dolayı alanda aynı zamanda betonarme yapılara ait izler de olduğunu söyleyen Yıldız, "Alay Meydanında yaptığımız çalışmalarda daha önceki sezonlarda da aynı çalışmayı yapmıştık. En az bir aşmada ana kayaya ulaşacak seviyeye kadar kazı çalışmaları devam ediyor. Bu yılda yaptığımız çalışmalarda eksi 4.45 derinlikte Diyarbakır’ın altını kaplayan zemin kayalığa ulaşıldı. Özelikle ilk çağlarda o zemin kayalıkta taşların kesilmesi dikkat çekicidir. Aslında anlıyoruz ki ilk inşalar günümüze kadar teknolojiyi kullanmış. Bulunduğu alanda o teknolojiden yararlanarak yapılar inşa etmişlerdir. Amida Höyük ve Artuklu Sarayı bölge için çok önem arz eden lokasyon. Bölgenin yıllarca yönetildiği bir merkez konumunda" dedi. Alay Meydanı tekrar Diyarbakır için toplantıların yapıldığı meydan haline gelecek Şu ana kadar yapılan çalışmalarda kesintisiz, 10 bin yıllık yaşamıyla Diyarbakır Amida Höyük’ün, eski adıyla Amid şehrinin Filistin’in Eriha kentinden sonra yaşamın kesintisiz devam ettiği dünyanın en eski ikinci kenti konumunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldız, "Alay Meydanı’nda düzenlemeler devam ediyor. Kazının bitimiyle beraber çevre düzenlemesi yapılacak. Burası aynı zamanda Diyarbakır için de açık hava etkinliği olacak. Binlerce yıl toplantı, bayramlaşma, tahta çıkış törenleri yapıldığı alay meydanı, aynı zaman da tekrar Diyarbakır için toplantıların yapıldığı bir meydan haline gelecek" ifadelerinde bulundu.