EKONOMİ - 16 Ocak 2024 Salı 13:19

Seracılığın merkezi Hollanda’ya Manisa seralarından domates ihracatı

A
A
A
Seracılığın merkezi Hollanda’ya Manisa seralarından domates ihracatı

Türkiye’de jeotermal kaynakları bakımından önemli bir yere sahip olan Manisa bu kaynağı tarımda da kullanarak seracılığın dünyadaki merkezi Hollanda’ya domates ihracatı gerçekleştiriyor. Manisa’nın Salihli ilçesinde bulunan tam otomasyonlu seralarda yüksek verimlilikle ihracata önemli bir katkı sağlandığını belirten Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “Avrupa’nın birçok zor pazarlarına, kriterleri zor olan pazarlara ihracat gerçekleştiriyoruz” dedi.


Türkiye’nin jeotermal kaynakları arasında en önemli illerden biri olan Manisa’da jeotermalden gelen buharlı sular hem ısı hem enerji alanının yanı sıra tarımda da kullanılıyor. Jeotermal enerji potansiyeli bakımından dünyada 7’nci, Avrupa’da ise birinci sırada yer alan Türkiye’de birçok alanda kullanılan jeotermal, aynı zamanda seracılıkta da enerji gücü sağlıyor. Jeotermal enerjinin seracılıkta kullanılmaya başlanmasıyla birlikte hem en önemli girdi olan ısıtma maliyeti düşürülüyor, hem de topraksız tarımla yılın 12 ayı ürün yetiştirilebiliyor. Afyonkarahisar, İzmir, Manisa jeotermal seracılıkta başı çekerken Balıkesir Gönen ve Denizli Sarayköy’de de jeotermal seracılık alanında önemli yatırımlar bulunuyor. Jeotermal sera varlığı alanında gücünü artıran Türkiye’de 2028 yılında Sera OTB sayısının 100’e çıkarılması hedefleniyor.



Seracılığım merkezi Hollanda’ya Manisa’dan ihracat


Topraksız tarımla temiz enerjinin kullanıldığı jeotermal seralarda, diğer enerji kaynaklarına göre yüzde 60’lara varan enerji tasarrufu sağlanıyor. Manisa’daki tam otomasyonlu teknolojik jeotermal seralarda ağırlıklı olarak domates yetiştirilirken, domatesin yanında muz da yetiştirilebiliyor. Tarlada ürünün bulunmadığı dönemde üretim yapılması özellikle ihracatta önemli getiri sağlıyor. Seralarda yetiştirilen domatesler 2 euro civarında Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Seracılık alanında gelişmişliğiyle bilinen Hollanda’ya Manisa’dan domates ihraç ediliyor.



“Düşük ısı maliyeti sağlamasından dolayı gayet verimli bir üretim geçiriyoruz”


Yenilenebilir enerji maliyetleriyle verimli bir üretim geçirdiklerini söyleyen sera işletme müdürü Erdem Çelik, “Bu tesiste domates üretiyoruz. Domates üretiminin olmazsa olmazlarından biri sıcaklık. Domates için önemli olan sıcaklık. Bu sıcaklığı da biz jeotermalle sağlıyoruz. Bu da tabi üretim ekonomisine katkı sağlıyor. Yenilenebilir ve düşük ısı maliyeti sağlamasından dolayı gayet verimli bir üretim geçiriyoruz. Elektrikli ısıtmaya göre yüzde 60 oranında daha verimli bir orana sahibiz. Zaman içerisinde domatesin yanında alternatif olarak neler üretebiliriz diye düşündük. Buna istinaden belirli bir alanda muz üretimi yaptık. Gelişen konjonktür muz üretiminin Akdeniz şehirlerinde daha yoğun olması sebebiyle ilerleyen zamanda onu da domatese çevirmeyi düşünüyoruz. Domates son 3-4 yıldır Avrupa’daki enerji krizinin başlamasıyla birlikte Türkiye’den talebin artmasından dolayı domates üretimi gayet verimli geçiyor. Biz de domates üretim alanlarını arttırmayı hedefliyoruz” dedi.


Yaz meyve ve sebzelerini kış aylarında üretebildikleri için avantajlı konumda bulunduklarını söyleyen Çelik, “Jeotermal sera olmasının bir avantajı da dönemsel olarak tabi daha avantajlı konuma giriyoruz. Yaklaşık ağustos ayında fidelerimizi dikiyoruz. Kış ayı boyunca, dışarda tarlada üretim yapılamayan dönemde biz domates üretiyoruz. Kasım ayından temmuz ayına kadar ürün çıkartıyoruz. Bu tesiste üretilen ürünlerin yüzde 95’i ihracata gidiyor. Yurtdışında anlaşmalı olduğumuz zincir marketler var. Onların tedariğini yapıyoruz. Avrupa’nın birçok noktasına ürünlerimizi sevk ediyoruz. Jeotermal seracılığın yatırım maliyeti yüksek işletmeciliği önemli yer kaplayan yatırım. Ancak şu anda kilogramı 1,8 - 2 Avro civarı satış yapıyoruz” ifadelerini kullandı.



“Ciddi bir jeotermal kaynağa sahip olan bir iliz”


Manisa’nın ciddi anlamda jeotermal kaynağa sahip bir il olduğunu ve ilerleyen dönemlerde jeotermalin tarım alanlarında daha sık kullanılmaya başlanacağını belirten Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “Şu anda aktif üretim alanında Türkiye’de ikinci konumdayız. 14 işletmemizde 43 sera ünitesinde toplam 917 dekarlık sera alanına sahibiz. Ülkemizde de hızlı bir şekilde jeotermal ısıtma teknolojisi gelişiyor. Bununla ilgili tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri kuruluyor. Buraların da hızlı bir şekilde gelişeceğini göreceğiz. Biz de il olarak önemli bir avantaja sahibiz. Ciddi bir jeotermal kaynağa sahip olan bir iliz. Bunu ciddi anlamda elektrik üretiminde de kullanan bir iliz. İlerleyen yıllarda yatırımcılarımız fizibilite çalışmalarını da tamamladıktan sonra hızlı bir şekilde elektrik üretimi haricinde tarımda yatırımlarda da göreceğiz. Jeotermal kaynak seracılığın önemli bir maliyet olan ısıtma maliyetini çok aşağılara çektiği için bizim için burada önemli avantajlar sağlıyor. Bu maliyetleri aşağı çekiyor olabilmek özellikle ihracat ürünü yetiştirdiğimiz için yurtdışındaki rakiplerimize göre avantajlı konuma getiriyor. Kış aylarında ihracat fiyatlarının arttığını göreceğiz. Bu da ülkemizin ihracatı anlamında bizi çok avantajlı konuma getirecek” dedi.


Manisa’daki seraların profesyonel bir şekilde işletildiğini belirten Öztürk, “Seralarımız çok profesyonel yönetiliyor. Bütün kontroller otomasyonlu. Burada gerek sulaması, gübrelemesi, aydınlatması, havalandırması, ısıtması tamamen otomasyonla yapılıp herhangi bir insan müdahalesi olmadan bilgisayarlarla yapılıyor. Bu yatırımların ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olmasıyla beraber gerçekten katma değerli ürünler elde ettiğimiz için bize burada önemli bir avantaj sağlamış oluyor” diye konuştu.



“Hollanda’ya domates ihraç ediyoruz”


Seracılığın dünyadaki merkezi Hollanda’ya da Manisa’dan domates ihraç edildiğinin altını çizen Öztürk, “Hollanda seracılıkta dünyada önemli bir merkez olarak bilinir. Manisa’daki seralarımızdan biz Hollanda’ya domates ihraç ediyoruz. Avrupa’nın birçok zor pazarlarına burada kriterleri zor olan pazarlara buradan ihracat gerçekleştirmiş oluyoruz. Yüksek teknolojinin kullanıldığı seralardan üretim gerçekleştiriliyor” ifadelerini kullandı.



“Birim alanda da 30 tonun üzerinde üretim yapılıyor”


Teknolojik seralarda yüksek verim elde edildiğini belirten Öztürk, “Burada topraksız tarım gerçekleştiriliyor. Kokopitlerin içerisinde domates üretimi yapılıyor. Birim alanda da 30 tonun üzerinde üretim yapılıyor. Bu da önemli bir rakam. Teknolojik seraların da bir özelliği birim alandan yüksek verim elde edilmesi” dedi.



Seracılığın merkezi Hollanda’ya Manisa seralarından domates ihracatı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Doğal antibiyotik ’çiriş otu’ tezgahlarda yerini aldı Erzincan’da doğada kendiliğinden yetişen, birçok faydası olduğu bilinen ve doğal antibiyotik olarak kullanılan çiriş otu, tezgahlardaki yerini aldı. Karların erimesi ve ilkbaharın gelmesiyle doğada kendiliğinden yetişen ve şifa kaynağı olarak bilinen çiriş otu, Erzincan’da pazarcıların geçim kaynağı oluyor. Zengin bitki örtüsü çeşitliliği ve sahip olduğu endemik türler bakımından öne çıkan Erzincan’da, ilkbahar aylarında dağlık alan, orman ve dere kenarlarında kendiliğinden yetişen çiriş otu toplanmaya başlandı. Dağlık ve kayalık arazilerde çiriş otu toplayan vatandaşlar, bıçak yardımıyla kökünden kestikleri bu otları özenle torbalara yerleştirerek sırtlarında evlerine taşıyor. Binbir zahmetle toplanan çiriş otlarını çamur ve yabani otlardan temizleyen vatandaşlar, çiriş otunun bir kısmını yemeklerde kullanmak üzere kendilerine ayırırken, ihtiyaç fazlasını da kilogramı 100 liradan satıyor. Yemeklere lezzet katıyor Yörede "gulik" olarak da adlandırılan ve yemeklere lezzet katan çiriş otundan genellikle çorba, gözleme ve konserve yapılıyor. Sürekli doğada yetişen bu tür ürünleri toplayıp satarak geçimini sağlayan seyyar satıcı İsa Kurt, bunun gibi dağ ürünlerinin tamamen şifa kaynağı olduğunun altını çizerek, "Çok yararlı bir bitki, özellikle bağırsaklarında sorun yaşayanlar için birebir şifa kaynağı. Kilo vermek isteyenler de tercih ediyor. Tamamen doğal yetişiyor. Özellikle hemoroid hastaları doktor doktor gezmesin boşuna. Biz bunu hem kendimizde hem de hastalarda test ettik denedik. Her derde deva ama özellikle basuru olanlar buyursunlar denesinler. Şu anda 100 liradan satıyoruz ama havalar daha da ısınsın bu fiyatlar düşecektir. Yılın ilk ürünleri az olduğu için fiyat çok gelebilir ama ilerleyen günlerde fiyat düşecektir" dedi. Çeşit çeşit bazı yemeklerde çirişi kullandığını belirten vatandaşlar, "Ben bulduğum zaman hep alıyorum ve çorbasını yapıyorum, kavurmasını yapıyorum, böreğini yapıyorum, ıspanak gibi pırasa gibi kullanıyorum. Hormonlu yemek başka, dağlarda yemek başka. Dağlardaki kendi halinde biten bir sebzemiz. Her derde deva. Hiç olmazsa köküne ilaç dökülmüyor. Tamamen doğal. Bunu yapıp yoğurtla yiyin. Tereyağında yapacaksınız. Kızartması da güzel oluyor" ifadelerini kullandı.
Ankara Ramazan sonu ve Mart ayı üretici market fiyatları Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan sonu ve Mart ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi. "Ramazan sonu ve Mart ayında üretici market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 208 ile kuru fasulyede görüldü" diyen Bayraktar, yapılan araştırmayı şöyle paylaştı: "Kuru fasulyedeki fiyat farkını yüzde 206,8 ile nohut, yüzde 202,5 ile kuru kayısı, yüzde 186 ile kırmızı mercimek, yüzde 174,6 ile yeşil mercimek takip etti. Kuru fasulye ve nohut 3,1 kat, kuru kayısı 3 kat, kırmızı mercimek 2,9 kat, yeşil mercimek 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 102 lira 53 kuruşa, 31 lira 56 kuruş olan nohut 96 lira 82 kuruşa, 150 lira olan kuru kayısı, 453 lira 70 kuruşa, 22 lira 94 kuruş olan kırmızı mercimek 65 lira 61 kuruşa, 29 lira 33 kuruş olan yeşil mercimek 80 lira 53 kuruşa markette satıldı. Mart ayında fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon olurken, fiyatı en fazla düşen ürün markette maydanoz, üreticide beyaz lahana oldu." Market fiyatları Bayraktar market fiyatlarındaki değişime de değinerek, "Mart ayında markette 39 ürünün 30’unda fiyat artışı, 9’unda fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 53,7 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 38,8 ile patates, yüzde 19,8 ile elma, yüzde 19,5 ile sivri biber takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 8 ile maydanoz oldu. Maydanozdaki fiyat düşüşünü yüzde 6,7 ile ıspanak, yüzde 5,9 ile marul ve kuru incir izledi" dedi. Üretici fiyatları "Mart ayında üreticide 31 ürününün 14’ünde fiyat artışı olurken, 9’unda fiyat düşüşü görüldü. 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı" diyen Bayraktar şunları kaydetti: "Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 23,4 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 13,9 ile maydanoz, yüzde 12,6 ile kuru soğan, yüzde 10,3 ile domates izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 28,3 ile patates, yüzde 20 ile Antep fıstığı, yüzde 16,7 ile yeşil soğan takip etti." "Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep fiyatları etkiledi" Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti: "Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep, bazı ürünlerin fiyatlarını etkiledi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan don sebebiyle narenciye bahçeleri dondan zarar gördü. Piyasadaki ürünün azalmasıyla da sezon boyunca düşük seyreden limon fiyatları arttı. Çukurova bölgesinde yaşanan don sebebiyle erkenci çeşitlerde yüzde 50-60 oranında, geçci patateste yüzde 30-35 oranında zarar olduğu tahmin ediliyor. Yaşanan don, hasat süresini de geciktirdiğinden yıl boyunca fiyat düşüklüğü yaşanan patateste fiyat artışı yaşandı. Ramazan Bayramı nedeniyle talepte yaşanan artış Antep fıstığı fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Yeşil soğan ve ıspanakta kar yağışı sebebiyle seralar yıkıldı, ürünler açıkta kalarak bozuldu. Arz azaldığı için de fiyatlar yükseldi. Bafra bölgesinde kışlık sebzelerde geçtiğimiz aylarda yaşanan sel ve kar yağışı nedeniyle çoğu üründe bozulmalar yaşandı. Bu durum alım gücü düşen üreticilerimizin beyaz lahana, maydanoz ve marulu düşük fiyata satmasına sebep oldu. Kuru soğanda Çukurova Bölgesinde yaşanan don sebebiyle hasadın gecikmesi ve ticari anlaşmalarla gelen kuru soğan ithalatları sebebiyle arzdaki artış fiyatları düşürdü." Mart ayı ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlerle ilgili ise Bayraktar şu bilgileri verdi: "Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mart ayında, Şubat ayına göre amonyum nitrat gübresi yüzde 3,7, üre gübresi yüzde 1,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1, DAP gübresi yüzde 0,3 oranında arttı. Geçen yılın Mart ayına göre son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 34,6, DAP gübresi yüzde 33,9, üre gübresi yüzde 32,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 28,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 25,8 oranında arttı. Mart ayında şubat ayına göre besi yemi yüzde 1,8, süt yemi yüzde 1,7, son bir yılda süt yemi yüzde 24,9, besi yemi ise yüzde 24,8 oranında arttı. İlaç fiyatları yıllık yüzde 14,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 30,4 oranında arttı. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 11,1 oranında artarken, geçen aya göre yüzde 2,3 oranında düşüş oldu."