ÇEVRE - 08 Ocak 2025 Çarşamba 14:54

Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

A
A
A
Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

Konya Şeker’e bağlı Soma Termik Santrali’nin bacalarından çıkan küller hem çevre kirliliğine hem de insan sağlığına zarar vermeye devam ediyor. Somalı vatandaşlar özellikle son 6-7 aydır santralin daha fazla kül yağdırmaya devam ettiğini belirterek sağlıklarını tehlikeye atan bu durumun biran önce çözülmesini istedi.

Manisa’nın Soma ilçesinde özelleştirildikten sonra Konya Şeker tarafından satın alınan Soma Termik Santralinin bacalarında filtre bulunmaması Soma’nın hem hava kalitesini hem de vatandaşların sağlığını ciddi anlamda tehdit etmeye başladı. Bakanlık tarafından 2027 yılına kadar bacalara filtre takılması için uyarı yapılmasına ve sürekli ceza kesilmesine rağmen filtre takmayan santral, çevre kirliliğine neden olurken, binlerce insanın da sağlığını da tehdit ediyor. Soma Termik Santralinin bacalarından çıkan küllerden en çok etkilenen yerlerin başında olan Soma İstasyon Mahallesi sakinleri ise özellikle son bir yıldır santralden çıkan küller nedeniyle artık nefes almakta zorluk çektiklerini belirtti.

Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

"Sağlımız tehlikede"

Soma’nın İstasyon Mahallesinde taksi esnafı olan Serdar Filiz, "Buradan çok şikayetçiyiz. Külden dolayı. Her gün arabaların üzeri bir parmak kül oluyor. Santralin bacasından buraya geliyor. Külleri tamamen salıyorlar. Sağlığımız tehlikede. Küllerden dolayı çok insan solunum yolu gibi hatalıklarla mücadele ediyor. Her türlü hastalığı tetikliyor. Bacalar yapıldığından beri böyle ama bu aralar çok fazla eskiden bu kadar salınmıyordu. Son 2 senedir çok fazla kül salınıyor" dedi.

Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

"Dilovası ile aynı devranı yaşıyoruz"

Mahalle esnaflarından Mustafa Çam, "Balkonlara çamaşır bile serilmiyor. Sürekli süpürge çekiyorum sürekli kül. 1990 senesinde bacalar kuruldu o zamandan beri durum böyle. Sürekli filtre takılacak kapanacak diyorlar ama durum hep aynı. Aynı Dilovası gibi. Orada fabrikalardan pislik akıyor burada da kül yağıyor" şeklinde konuştu.

Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

"Son 6-7 aydır daha da kötü"

Bir diğer mahalle sakini Ersan Acar ise şunları söyledi:

"En büyük sıkıntılarımızdan biri Soma santralden çıkan küller. Burası santrale en yakın mahalle. İstasyon Mahallesi. Hava sakin olduğu zaman küller hemen buraya yağıyor. Arabalarda, en büyük problem kendi sağlığımızda. Nefes almakta zorluk çekiyoruz. Nefes alırken genzimiz yanıyor. Buralarda astım ve kanser vakaları çok fazla. Problemimiz çok büyük. Soma’da yaşamak gerçekten çok zor. En büyük problemimiz bu santralden çıkan kül problemi. Bu sene aşırı fazla. Eskiden de oluyordu ama arada oluyordu rüzgarla dağılıyordu. Bu sene çok fazla 6-7 aydan beridir sürekli oluyor. 2-3 günde bir çalışıyor bu bacalar ve kapkara duman atıyor. Biz burada yaşıyoruz, nefes almaya çalışıyoruz. Gece yatarken genzimiz yanıyor nefes alamıyoruz. Filtre mi takılacak ne takılacaksa biran önce takılsın. Bir çare bulunmasını istiyoruz. Kül yağıyor. Balkona çıkıyoruz tamamen kül, kapkara kül. Bu soba külü değil. Santralden çıkan tamamen zehir. Gerçekten çok şikayetçiyiz. Sağ olsun belediye başkanımız uğraşıyor ama onun da gücü yetmiyor. Bunu büyüklerimiz çözecek. Filtre mi takılacak ne takılacaksa takılsın. Biz Çevre Bakanlığını aradık, ceza kesiliyormuş ama ceza da buna çare değil. Bunun bir şekilde çözülmesini istiyoruz."

Sadık Cangel - Önder Aydın - Yılmaz Sarıpınar

Soma Termik Santrali zehir saçmaya devam ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da eşini ve iki kızını öldüren polis memuru tutuklandı Antalya’da eşi ve iki kızını beylik tabancasıyla vurarak öldürmekten gözaltına alınan polis memuru, sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Anne ve çocukların cenazeleri ise aileleri tarafından morgdan alınarak Çankırı’ya götürüldü. Olay, dün saat 16.30 sıralarında Kepez ilçesi Varsak Demirel Mahallesi 1964. Sokak’taki iki katlı binanın birinci katında meydana geldi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen silahla yaralama ihbarı üzerine adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Apartman girişinde oturur halde bulunan polis memuru M.G.’nin elindeki beylik tabancası meslektaşları tarafından alındı. Daireye giren ekipler, salonda M.G.’nin eşi Fatma Gıyar’ı (31), oturma odasında ise kızları Meral Ebrar Gıyar (10) ve Merve Gıyar’ı (4) hareketsiz halde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde anne ve iki çocuğun hayatını kaybettiği belirlendi. Savcılık ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından anne ve çocukların cansız bedenleri Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Cenazeler morgdan teslim alındı Bugün morga gelen aile yakınları, Fatma Gıyar ve kızlarının cenazelerini teslim alarak, defnedilmek üzere memleketleri Çankırı’ya götürdü. Morg önünde bekleyen aile bireylerinin oldukça üzgün olduğu görüldü. Gözaltına alınan polis memurunun ise emniyette ifade vermek istemediği ve susma hakkını kullandığı belirtildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilen M.G., sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince "eş ve çocuğunu kasten öldürme" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Varsak Polis Merkezi Amirliği’nde görev yapan polis memuru M.G.’nin yılık izinde olduğu öğrenildi.
Manisa Sarıgöl’de üzüm fiyatları dibe vurdu Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, bu yıl yaş üzüm fiyatlarının beklenmedik şekilde düşmesiyle üreticilerin zor durumda kaldığını belirterek, "Bağlarda tahmini 50 bin ton yaş üzüm alıcı bekliyor" dedi. Yağışların etkisiyle bozulan üzümler, hem kaliteyi hem de piyasa fiyatlarını düşürdü. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bu yıl yaş üzüm fiyatlarının beklenenden düşük seyretmesi üreticileri üzdü. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, sezon başında iyi başlayan fiyatların yağışların etkisiyle düşüşe geçtiğini belirterek, bağlarda halen tahmini 50 bin ton yaş üzümün alıcı beklediğini söyledi. Ülgen, yağışların üzümlerde bozulmalara yol açtığını ve bunun piyasayı olumsuz etkilediğini dile getirerek, "Sarıgöl’de bu yıl beklenmedik şekilde yaş üzüm fiyatlarında düşüş yaşandı. Bunun en önemli nedeni, erken gelen yağışların üzümleri etkilemesi oldu. Eskiden hem yaş hem kuru üzüm fiyatları açıklanırken Ziraat Odası olarak biz de fiyat talebinde bulunurduk, ancak son yıllarda bu uygulama kalktı. Sezonun ilk günleri güzel başladı ama giderek fiyatlar düşmeye başladı. Şu anda Sarıgöl’de bağlarda tahmini 50 bin ton yaş üzüm var. İç piyasada ve ihracatçılarda yaş üzüm kilosu 20-30 lira arasında, çıkma üzüm ise 17 liradan satılıyor." dedi. 2025 yılının üzüm üreticileri için zorlu geçtiğini vurgulayan Ülgen, "Bağcılığın masrafları yüksek ama üreticimiz ürününü çok düşük fiyattan satmak zorunda kalıyor. Sezonun başında kilosunu 63 liradan yaş üzüm satan üreticilerimiz de oldu. Bağlarını götürü usulü satan bazı üreticiler kazanç sağladı ancak geride kalanlar düşük fiyatlarla ürününü elden çıkarmak zorunda kaldı." ifadelerini kullandı.
Aydın EKODOSD’un konuğu sanat tarihçisi Serçek, Kuşadası müzelerini anlattı Kuşadası’nda Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen ’Çarşamba Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu sanat tarihçisi Ersin Serçek oldu. Serçek, Kuşadası’nın tarihî dokusunu ve kentin kültürel mirasına katkı sağlayan müzeleri anlattı. Kent belleğini koruma amacıyla gerçekleştirilen söyleşide, sunuma Kuşadası’nın eski mahallelerinden Dağ Mahallesi ile başlandı. Kentsel sit alanı içinde yer alan, ödüllü cephe projeleriyle dikkat çeken Yıldırım Caddesi üzerindeki müzelerin tanıtıldığı etkinlikte, Serçek, her müzenin kentin geçmişine ışık tuttuğunu ifade etti. KUAKMER’in karşısında açılacak olan Oyuncak Müzesi’nin, geçmişin izlerini taşıyan oyuncaklarla çocuklara ve yetişkinlere nostaljik bir yolculuk sunacağı belirtilirken, aynı cadde üzerinde yer alan Reşat Nuri Güntekin’in ’Çalıkuşu’ romanında Feride öğretmenin kaldığı evin, Kuşadası’nın edebiyatla kesiştiği simge yapılardan biri olduğu vurgulandı. Tarihi dokusunu koruyan Efe Suphi Konuk Evi’nin misafirlere geçmişle bugünü bir arada yaşattığını dile getiren Serçek, karşısında yer alan Mineral Fosil Müzesi’nin milyonlarca yıl öncesine ait örneklerle doğanın tarihini sergilediğini söyledi. Yıldırım Caddesi’nin sonunda ise sanatçı Necati Korkmaz’a ait eserlerin yer aldığı Mikro Minyatür Müzesi’nin, dünyada yalnızca üç örneği bulunan bir sanat türünü temsil ettiğini aktardı. Sunumda ayrıca Sadrazam Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ve içerisinde yer alan Porselen Bebek Müzesi hakkında bilgi verildi. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve Bafa Gölü Tabiat Parkı’nın korunması için çalışmalar yürüten Lady Rosemary Baldwin’in anısına düzenlenen anı evi ile üst katında yer alan Haluk Perk Kahve Evi de anlatılan diğer önemli kültürel mekânlar arasında yer aldı. Kuşadası’nın simgelerinden Güvercinada Açık Hava Müzesi’nde yer alan Haluk Perk Koleksiyonuna ait eserlerin yanı sıra, dünyanın ilk tematik müzesi olarak kabul edilen Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’nin denizcilik ve ticaretin kültürel etkilerini çarpıcı biçimde sergilediği belirtildi. Ayrıca, iç kalede sergilenecek olan ve 1998 yılında Dilek Yarımadası’na vuran Fin Balinasına ait iskeletin de Kuşadası’nın doğa tarihine katkı sağlayacağı ifade edildi. Etkinlikte, Kuşadası’nın sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda kültür ve sanat kenti olduğuna dikkat çekilirken, sanat tarihçisi Ersin Serçek’e teşekkür belgesi sanat tarihçisi Seren Erdil Serçek tarafından takdim edildi. Serçek, kentlerin kendi kimliğini yaşatmasında müzelerin önemli rol oynadığını vurgulayarak, Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi’nin bu anlamda özel bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin ilk rafine zeytinyağı fabrikasının kurulduğu Kuşadası’nda zeytin kültürünün geçmişten bugüne taşındığını belirten Serçek, doğa tarihi müzesinin de kentin zengin ekosistemini geleceğe aktarmak için önemli bir ihtiyaç olduğunu ifade etti. Kuşadası’nda hem mevcut müzelerin yaşatılması hem de yeni müzelerin kazandırılması için yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapmasının önemine dikkat çekildi.