GENEL - 21 Ocak 2017 Cumartesi 19:07

Egemen Bağış: "Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez"

A
A
A
Egemen Bağış: "Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez"

Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, dün Meclis’te kabul edilen anayasa değişiklik paketinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Güçlü, bölgesinin umudu, lideri ve etkili bir Türkiye ortaya çıkıyor. Bizdeki mevcut sistem parlamenter sistemde değil. Bizdeki aşure sistemidir. Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez. İnönü’nün ilk dönemi de başkanlık sistemidir, sonradan sulandırılmıştır" dedi.
Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Akil Gençler Platformu tarafından Mersin’de gerçekleştirilen "15 Temmuz Sonrası Türkiye" ve "Gençler Yeni Anayasa’dan Neler Bekliyor" konulu konferansa katıldı. Dia Center’de düzenlenen konferansa AK Parti Mersin İl Başkanı Cesim Ercik, platform üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Burada konuşan Bağış, eskiden dış güçlerin Türkiye’ye farklı baktığını ifade ederek, "AK Parti öncesindeki Türkiye, Batı, NATO, AB ve ABD için çantada keklik bir müttefikti. Yani onlar emreder, Türkiye harfiyen yerine getiren bir yapıya sahipti. Son dönemde Türkiye büyüdü, güçlendi. Onun verdiği öz güvenle bu çantada keklik olarak gören aşağılık akıl zihniyeti temsilcilerinin talimat vari taleplerine benim halkımın hassasiyetleri var. Bölgemizin beklentileri var. Ulusal çıkarlarımız var demeye başladık" şeklinde konuştu.

“Türkiye ‘one minute’ dedi”
Türkiye’nin tehditlere karşı ‘one minute’ dediğine vurgu yapan Bağış, “Türkiye’nin ’one minute’ demesini kabullenemeyenler oyunlar üstüne oyun kurmaya başladılar. İlk hamleleri Gezi Parkı olaylarıydı. Gezi Parkına giden vatandaşlarımızın yüzde 99’u belki çok iyi niyetliydi ama onları farklı algılarla oraya sürükleyen zihniyet, çok kötü niyetliydi. Şimdi bakıyoruz. Onlara çadırları yakın talimatını verenlerle, 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayın diyenler aynı hainler. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesinin arkasındaki karanlık güçlerle Rus uçağını düşürten karanlık zihniyet aynı yerden talimat alıyor. Ama bu sistemi denedikleri Ukrayna’da, Şili’de, Cezayir’de, Libya’da, Tunus’da hep hükümetler düştü. Ancak bu millet enteresan bir millet. Gezi olaylarından sonra liderine, iktidarına, istikrarına daha çok sahiplendi” diye konuştu.

“17-25’in asıl hedefi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı”
Yapılanların faiz lobisinin saldırısı olduğunu kaydeden Bağış, “AK Parti iktidara geldiğinde devletin borçlanma oranı yüzde 69’du. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hazinemiz 100 lira borç alıyordu, bir yıl sonra 169 lira geri ödüyordu. Ama Mayıs 2013’de, yani Gezi olaylarından önce 64’den 4,75’e kadar indi. Aradaki 58 lira vatandaşın cebinde kaldı. Bu paralar vatandaşa hizmet olarak geri döndü. Bundan rahatsız oldu birileri. Çünkü faizleri düşen, Türkiye’ye para satan malum lobi, sizin cebinize giren paranın onun cebine girmesine alışmıştı. Alışmış kudurmuştan beterdi. Türkiye’den istediklerini alamadıkları için geziyi peydahlamışlardı. Ancak tutmadı. Ondan sonra 17-25 Aralık darbe girişimini yaptılar. Asıl hedefleri günün Başbakanı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı. Bu olayda da millet bekledikleri tepkiyi vermedi, yine liderine kenetlendi. 30 Mart yerel seçimlerinde bunlara ve işbirlikçilerine şamar vurdu” ifadelerini kullandı.

“FETÖ, PKK, DEAŞ aynı beyin tarafından yönetiliyor”
FETÖ, PKK ve DEAŞ’ın aynı beyin tarafından yönetildiğinin altını çizen Bağış, “Kullandıkları kimyasal maddelere, kullandıkları silahlara, zamanlamalara bakıyorsunuz, böyle bir organizasyon ancak aşağılık aklın ürünü olabilir diyorsunuz. 15 Temmuz’da bir kalkışma gerçekleşti. Bundan önce 8 ay boyunca haftada en az 2-3 saldırı gerçekleştiren PKK, 14 gün boyunca tek bir mermi bile atmadı. FETÖ’nün içinden ordumuza sızmış asker kıyafetli hain teröristlerde sınırlarda onların rahat girip çıkması için her türlü desteği verdi. Bakın ne zaman ki TSK’dan Başkomutanımız FETÖ’cü asker bozuntularını temizledi, yıllardır konuşulup, yapılamayan Türkiye’nin sınırlarında bir tampon bölgesi oluşturduk. Artık terörle bizim aramıza bir set çekildi. Yıllarca bu dış güçlerin piyonu olmuş yerli hainler maalesef bizi birbirimize düşürmek için kukla gibi kullanıldılar” şeklinde konuştu.

“Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez"
Anayasa paketinin çok önemli olduğunu vurgulayan Bağış, “Aslında sorunu iyi irdelediğimizde içimize fitne sokabilmeleri için adete davetkar bir hükümet sistemimiz olduğunu görüyorsunuz. Bunu değiştirmek için bu sabaha karşı kabul edilen Anayasa değişikli paketi çok önemli. Siz bir iş yerinde iki patron olursa orada fitne çıkarırsınız. Bir gemide iki kaptan olursa, orada birbirlerine düşürebilirsiniz. Ancak onu teke düşürdüğünüz zaman kişiyi kendisiyle kavga ettiremeyeceğine göre o olasılık ortadan kalkmış olur. Şu andaki mevcut hükümetimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 65. hükümeti. 93. yıllık Cumhuriyetin 65. hükümeti. Hesap ortada. Eğer biz istikrarlı başkanlık sistemini koruyabilseydik, 65. hükümete gelmek 325 yıl sürerdi. Atatürk dönemi örtülü başkanlık sistemiydi kimse buna itiraz edemez. İnönü’nün ilk dönemi de başkanlık sistemidir, sonradan sulandırılmıştır. Biz 65. hükümete 93 yılda geldik. Yani sistemin bize attığı 262 yıllık bir kazık var, kayıp var. Hizmet verebilmek, bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız en az 5 yıllık sürelerde imkanınızın, planınızın, programınızın olması lazım. Bizdeki sistem parlamenter sistemde değil. Bizdeki aşure sistemidir. Yasama, yürütme ve yargı arasında kontrol, yok. Uydurmuş muhalefet diyor ki denetim ortadan kalkıyor. Tam aksine şu anda denetim yok. Yeni sistemde yasama, yürütme ve yargı arasındaki çizgiler çok net bir şekilde ayrılıyor. Meclisin görevi yasa yapmak ve denetlemek" dedi.

“Trump’ın kimin taktiklerini kullandıklarını siz anlamışınızdır"
ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın dünkü konuşmasını da hatırlatan Bağış, “Artık elitlerin değil milletin iktidarı olacak Amerika dedi. Biz 15 yıldır sözde, kararda milletindir diyoruz. Trump’ın kimin taktiklerini kullandıklarını siz anlamışınızdır. Anayasa değişikliğinde CHP’nin dediği gibi bir sistem değişikliği yoktur. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bunu değiştirmeye ne kimsenin niyeti vardır, nede kimsenin gücü yeter. Ama Türkiye milletin iktidarını, milletin iradesinin artık geçerli olduğu bir hükümet sisteminde değişikliğe gidiyor. Bu asla bir rejim değişikliği değil. Türkiye’yi bölecekler, eyaletler oluşturacaklar gibi palavralara ufacık çocuklar bile güler. Milletin vicdanında yargılanıp, müebbet hapisle yargılanan CHP zihniyeti en sonda kendilerini müebbete kelepçelemeye de kalktılar. İflah olmaz. Onlar her gün yeni bir ders alıyor. Onların okulu bitmeyecek. Devamlı çarpıtmaya çalışıyorlar. Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı gücünü direk halktan alacak. Görevini iyi yaparsa ikinci dönem seçilecek. Aynı sistem bugün Fransa’da var. Hiçbir siyasi tecrübesi olmayan Trump, medyaya, iş dünyasına, siyasi elitlere, kendi partisinin içindeki bazı güçlerine, sanat dünyasına rağmen söke söke geldi başkanlığı aldı. Ne dedi. Ben dedi ’siyaseti milletimle yaparım’. Aynı bizim iktidara geldiğimiz dönem gibi” diye konuştu.

“Türkiye’de medya konusunda çok ciddi sorunlarımız var”
Türkiye’de medya konusunda ciddi sorunlar olduğunun altını çizen Bağış, “Türkiye’de asıl yapılması gereken hani diyorlar ya gazetecilerin bağımsızlığı ve özgürlüğü. Siz önce medya sektörünü iş dünyasının tahakkümünden kurtarmamız lazım. Bir adamın hem sanayisi hem bankası hem inşaat firması hem sigorta şirketi hem enerji şirketi olacak sonrada aklınca hükümete dayak atabilmek için 2 tane televizyon, 3 tane gazete ile kendini iktidar ortağı zannedecek. Seçilmiş iktidarı pijama ile karşılayacak. Bitti artık o dönem. Artık milletin iktidarı var. Bunlar zannettiler ki bir iki saldırıyla bunları bezdiririz. 17 Aralık’ta bize atılmadık iftara kalmamıştı. Bize iftira atanlar bugün nerede. Ya yurt dışına kaçtılar ya da içerideler. Biz ham dolsun alnımız ak, başımız dik şekilde milletimizle kucaklaşabiliyoruz. Onlar rezil oldular. Çünkü onların ne kadar hain olduğunu 15 Temmuz’da herkes gördü. Meclisimizi düşman bile bombalamamıştı. Bu ülkenin insanı 15 Temmuz’da namusu, şerefi, bayrağı ve vatanı için gerekirse canımı veririm dedi. Artık bu hainlerin ne olduğunu herkes anlıyor. Meclis’te anayasa görüşülürken doların bu kadar yükselmesi nedir. Darbe oldu, savaş oldu, deprem oldu bu kadar yükselmedi. Anayasa’da birkaç madde değişiyor diye mi bu kadar yükseliyor. İşin içinde başka işler var. Her defasında bu millet onların oyununu bozdu” ifadelerini kullandı.

“Asıl cevabı Nisan başında vereceğiz”
Konuşmasında CHP’ye de yüklenen Bağış, sözlerini şöyle tamamladı:
"Halen CHP’nin içindeki tuzlukçular kurcalıyor. En son gidip, MHP’yi de ikna etmeye çalıştılar ama Devlet Bey onlara gereken cevabı verdi. Çok net rakamlar ortada. Geziden evvel doları 1.80’dı. İşsizlik oranı yüzde 6’lara inmişti. Devletin borçlanma oranı yüzde 4,75’e inmişti. Mayıs 2013 Cumhuriyet tarihinin en başarılı ayıdır. Türkiye her alanda önemli hamleler gerçekleştirirken adeta el frenini çekmeye kalktılar. Bu millet de o frene uzanan eli tuttu ve gereken cevabı verdi. İnşallah Nisan başında asıl cevabı vereceğiz. İnşallah Türkiye’nin önü çok aydınlık. Artık bu milletin seçtiği Cumhurbaşkanı hem etkili hem de yetkili olacak. O kendi ekibiyle Türkiye’nin önünü açacak kararlar alacak. Bir tarafta FETÖ, PKK, HDP ve CHP. Diğer tarafta AK Parti, MHP, merkez sağ, merkez sol, vatanseverler, Özal, Demirel, Erbakan,Türkeş jenerasyonu. Yani Türkiye’ye takoz olanlarla Türkiye’ye hizmet edenler. Ayrım çok net ortada. Bir daha bu ülkede kimse inşallah koalisyon kelimesini kurmak zorunda kalmayacak. Çünkü Cumhurbaşkanlığı sisteminde koalisyon yok. Bu ülkede ne zaman koalisyon olsa bu ülke geriye gitmiştir. Ne zaman tek parti olmuştur, ileri gitmiştir. Bundan sonra biz hep ileri gideceğiz. 2023 hedeflerimize bu şekilde ulaşacağız. Evet sıkıntılar yaşıyoruz. Bunlar kutlu bir doğumun sancıları. Güçlü, bölgesinin umudu, lideri ve etkili bir Türkiye ortaya çıkıyor. İnşallah çok farklı bir noktaya gidiyoruz. Dünyadaki güçlü ülkelerin tamamının istikrarını güvence altına almış sistemlerle yönetilen ülkeler olması bir tesadüf değil. Bizdeki gibi fitne mekanizmasına açık hükümet modellerinde hep gerileme var."
Konuşmaların ardından Bağış’a konferansa katılımlarından dolayı plaket verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.