SAĞLIK - 11 Aralık 2017 Pazartesi 11:40

6 yıllık hastalığından yeni teknikle kurtuldu

A
A
A
6 yıllık hastalığından yeni teknikle kurtuldu

Lise öğrencisi hastanın bağırsağında 6 yıldır devam eden iltihap, Gastroenteroloji Uzmanı Dr.

Lise öğrencisi hastanın bağırsağında 6 yıldır devam eden iltihap, Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt’un uyguladığı ‘kolonoskopiyle probiyotik sıkılması’ tekniğiyle tedavi edildi.


İstanbul’da yaşayan 16 yaşındaki lise öğrencisi Halil Ömer Soysal’ın bağırsağında 6 yıl önce başlayan ve bir türlü çare bulunamayan iltihap, Medical Park Tarsus Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt tarafından uygulanan yöntemle tedavi edildi. Uzm. Dr. Bozkurt, ilk kez gerçekleştirdiği yöntemle iltihaplı bölgeye kolonoskopiyle probiyotik sıkılması uygulaması yaptı. Bir ay süren tedavi sonrasında genç hastanın şikayetleri geçti.



Tedaviler sonuç vermiyordu


2011 yılında henüz 10 yaşındayken ‘iltihaplı bağırsak hastalığı’ tanısı koyulan Halil Ömer Soysal’ın annesi Ümit Soysal ve babası Recep Soysal, 6 yıl boyunca birçok sağlık kuruluşuna gidip çocuklarının tedavisi için çare aradı. Sık sık kanama yaşayan Halil Ömer’e uygulanan hiçbir ilaç tedavisi sonuç vermedi. Geçtiğimiz aylarda aile, Mersin’in Tarsus ilçesindeki Medical Park Hastanesi’nde Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt’un bağırsak hastalıklarıyla ilgili farklı teknikler uyguladığını öğrendi. Aile bunun üzerine Tarsus’a geldi.



Bir ayda sonuç verdi


Uzm. Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt yaptığı muayenenin ardından, yaklaşık 15 cm uzunluğundaki iltihaplı bölgeye, kendi geliştirdiği ‘kolonoskopiyle probiyotik sıkılması’ tekniğini uyguladı. Tedavisine 1 ay boyunca devam edilen hastanın, yapılan kontrollerinde şikayetlerinin geçtiği ve hayat kalitesinin düzeldiği görüldü. Genç hastanın tedavisine evde çözelti dozu düşürülerek lavman yöntemiyle devam ediliyor. Son yapılan tahlillerde tedavinin olumlu sonuç verdiği görüldü.



Faydalı bakterilerden oluşuyor


Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt, ilk kez tedavide uyguladığı probiyotiğin ‘faydalı bakterilerden’ oluştuğunu belirtti. Probiyotiğin doğrudan iltihaplı bölgeye uygulanmasıyla çok başarılı sonuçlar alındığını kaydeden Dr. Bozkurt, “Hastamızı bundan sonra 6 ayda bir kontrollerle takip edeceğiz. Şu anda durumu gayet iyi” dedi. Baba Recep Soysal da oğlunun 6 yıl sonra iyileşmesiyle nefes aldıklarını belirterek “Yıllardır çocuğumuzun çektiği sıkıntıya çare bulamamanın üzüntüsü içindeydik. Şimdi onu rahatlamış görünce çok mutlu olduk” diye konuştu.



Nasıl uygulandı?


Önce kalın bağırsaktaki iltihaplı bölge, kolonoskopi incelemesiyle belirlendi. Ardından, içinde yararlı bakterilerin bulunduğu probiyotik kullanılarak özel bir çözelti hazırlandı. Bu çözelti, kolonoskopinin üzerindeki kanal kullanılarak iltihaplı bölgeye sıkıldı. Probiyotiğin içindeki yararlı bakterilerin çoğalması için bağırsağın iltihaplı olmayan bölgelerine de bu çözelti uygulandı. Solüsyon, hasta tarafından lavman kullanılarak kendi kendine uygulanmaya devam ediyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.