GENEL - 21 Mart 2019 Perşembe 15:28

Vahşi Cennetler: Güney Asya belgesel filminin galası Mumbai’de yapıldı

A
A
A
Vahşi Cennetler: Güney Asya belgesel filminin galası Mumbai’de yapıldı

İklim değişikliği konusuna dikkat çeken Vahşi Cennetler (Wild Edens) serisinin üçüncü filmi “Vahşi Cennetler: Güney Asya” (Wild Edens: South Asia) adlı yeni belgeselin prömiyeri Hindistan’ın Mumbai kentinde gerçekleşti.

İklim değişikliği konusuna dikkat çeken Vahşi Cennetler (Wild Edens) serisinin üçüncü filmi “Vahşi Cennetler: Güney Asya” (Wild Edens: South Asia) adlı yeni belgeselin prömiyeri Hindistan’ın Mumbai kentinde gerçekleşti. Rusya Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından izleyici ile buluşturulan belgesel film, bu bahar National Geographic’te yayınlanacak.


Dünyanın önde gelen güvenli ve temiz enerji üreticisi olan Rosatom, küresel iklim değişikliği ile ilgili tehditlerle yakından ilgileniyor. Rosatam, bu çerçevede, küresel ısınmaya karşı mücadeleye adanmış belgesel serisinin yeni filmi Vahşi Cennetler: Güney Asya’nın galasını Mumbai’de yaptı. Hindistan ve Bangladeş’in eşsiz doğal yaşam alanlarındaki hayvanlar ve bitkilere odaklanan belgesel, Sunderban Deltası, Tamil Nadu’nun bazı bölgeleri ve Batı Ghats gibi çeşitli yerlerde çekildi.



“Dünya toplumunu uyandırıp doğru olanı yapmaya çağırıyoruz”


Filmin galasında konuşan Rusatom International Network Kıdemli Başkan Yardımcısı Vadim Titov, “Uluslararası ortaklarımızla birlikte küresel çevresel zorlukları çözme sorumluluğunu alıyoruz ve dünya toplumunu uyandırıp doğru olanı yapmaya çağırıyoruz. Mahatma Gandhi’nin de dediği gibi; ‘Dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi olun’” ifadelerini kullandı.



“Film, iklim değişikliği riski altındaki yaşam alanlarını gözler önüne seriyor”


Projenin elçisi Freida Pinto ise “Bu iyi hazırlanmış belgesel sayesinde dünya ve hemşehrilerim, büyüleyici lakin iklim değişikliği tehlikesi altındaki ülkemin egzotik yaban hayatı, nadir bulunan hayvanların yaşantıları, kendine has vahşi doğa koruma alanları ve harikulade manzaralarıyla içsel bir bağ kurabilecekler. Bu filmde tanıtacağımız pek çok harika yaratık, güzellikleri, dayanıklılıkları, hayatta kalma içgüdüleri ve kırılganlıklarıyla sizin kalplerinizi kazanacak. Vahşi Cennetler: Güney Asya, Bristol’de bulunan ve doğal tarih çekimlerinin global HQ’su olan Off the Fence Productions tarafından hazırlandı. Filmin seri yapımcılığını Andrew Zikking, yönetmenliğini Tom Barton-Humphreys, idari yapımcılığını ise Ellen Windemouth ve Allison Bean üstlendi. UHD’de gala yapmak, Wild Edens: Güney Asya’yı çekmek; ekibi ve ekipmanları, yoğun ormanlar, verimli ovalar, yükselen dağlar ve gezegenin en büyük mangrov ormanı gibi bölgenin en çeşitli manzaralarına götüren ve aylarca süren bir deneyim oldu. Film, ikonik vahşi hayatın egzotik birleşme noktasını ve iklim değişikliği riski altındaki yaşam alanlarını gözler önüne sermekte ve izleyiciye ‘bu konu hakkında nasıl potansiyel çözümler üretilebiliri düşündürmekte” dedi.



Belgesel serisinin ikinci filmi Türkiye ile ilgili


Wild Edens Projesi’nin ana hedefi, uluslararası toplumun iklim değişikliğine dikkatini çekmek ve karbon içermeyen temiz enerjiye küresel bir geçiş ihtiyacı oluşturmak. Küresel iklim değişikliği nedeniyle nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan yabani hayvan alanları ve bitkilerle ilgili özel belgesellerin çekilmesi ve National Geographic Channel’da yayınlanması projenin doruk noktası olacak. Çekimlerin yapıldığı yerler manzaranın olağanüstü güzelliğini göstermek için seçildi. Aynı zamanda bu yerlerin sakinlerinin; bir diğer deyişle nadir hayvan türlerinin, kuşların, eşsiz doğal çevrenin, ormanların, sulak alanların ve bitkilerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun vurgulanması da hedeflendi. Wild Edens serisinin üçüncü filmi Güney Asya’da çekildi; ilk film Rusya’nın bitki ve hayvanlarına odaklanırken, ikinci film ise Türkiye ile ilgiliydi. Wild Edens serisi, Türkiye’nin ilk nükleer güç santralini yapan Rosatom tarafından izleyiciyle buluşturuluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.
Konya Konyaspor, ligin son 4 haftasında küme düşmemeye oynayacak Trendyol Süper Lig’de sezonun 4. haftasını 4. sırada tamamlayan, sezon başından bugüne 4 hoca değiştiren, son 4 haftaya da küme düşecek 4 takımın bir sıra üstünde giren Konyaspor, oynayacağı son 4 maçta küme düşmeme mücadelesi verecek. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor, 2023-2024 sezonunda Sırp Teknik Direktör Aleksandar Stanojevic yönetiminde ilk 4 hafta çıktığı maçlarda 2 galibiyet, 2 beraberlik alarak 8 puan topladı. Konyaspor, bu maçların sonunda ligde 4. sıraya yükseldi. Yeşil-beyazlılar, Sırp teknik direktör ile çıktığı diğer 5 maçta ise 1 beraberlik, 4 yenilgi alarak 1 puan topladı. Ligin ilk 9 haftasını 9 puanla 15. sırada tamamlayan Konyaspor’da, Aleksandar Stanojevic görevinden istifa ederken, teknik direktörlük görevine Hakan Keleş getirildi. Hakan Keleş ile 10 maça çıkan Konya ekibi, 2 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 3 beraberlik alarak 9 puan topladı. Kötü gidişata engel olmayan Hakan Keleş ile deplasmanda Fenerbahçe’ye 7-1 mağlup olan Konyaspor, bu maçın ardından düşme hattında 18. sırada yer alırken, Keleş’le yollarını ayırdı. Yeşil-beyazlı ekip Hakan Keleş ile yolların ayrılmasından sonra 62 yaşındaki Bosna-Hersekli çalıştırıcı Fahrudin Omerovic ile mukavele imzaladı. Fahrudin Omerovic, yeşil-beyazlı takımın başında çıktığı 14 lig maçında 4 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik alarak 17 puan elde etti. Bu maçlarda 16 gol atan yeşil-beyazlılar, kalesinde 15 gol gördü. Ligin 34. haftasında deplasmanda oynanan Sivasspor maçında alınan 1-0’lik mağlubiyetin ardından Fahrudin Omerovic ile yollarını ayıran Konya ekibi, teknik direktörlük görevine Sportif Direktör Ali Çamdalı’yı getirdi. Ali Çamdalı yönetiminde Fenerbahçe karşısında zorlu bir mücadeleye çıkacak olan Konyaspor, küme düşme hattının bir sıra üzerinde yer alıyor. Trendyol Süper Lig’de sezona iyi bir başlangıç yaparak 4. haftada 4. sıraya yükselen Konyaspor, daha sonra o başarılı günleri bir daha bulamadı. Yeşil-beyazlılar ligin son 4 haftasına girilirken küme düşme potasının 1 sıra üstünde 16. sırada yer alıyor. Konyaspor, yarın ligin 35. haftasında kendi evinde Fenerbahçe ile karşılaşacak. Fenerbahçe ile Süper Lig tarihinde bugüne kadar 45 kez karşı karşıya gelen Konyaspor, söz konusu maçlarda sarı-lacivertli ekibe 34 defa mağlup olurken, 8 maçı kazandı, 3 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı.