GENEL - 21 Mayıs 2019 Salı 17:07

Denizkurdu 2019 tatbikatına katılan komutanlardan Başkan Seçer’e ziyaret

A
A
A
Denizkurdu 2019 tatbikatına katılan komutanlardan Başkan Seçer’e ziyaret

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın en büyük planlı tatbikatlarından olan Denizkurdu 2019’a katılan ve Mersin limanına demirleyen TCG Karamürselbey ile TCG Taşucu gemilerinin komutanları, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın en büyük planlı tatbikatlarından olan Denizkurdu 2019’a katılan ve Mersin limanına demirleyen TCG Karamürselbey ile TCG Taşucu gemilerinin komutanları, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti.


Başkan Seçer, TCG Karamürselbey Komutanı Deniz Binbaşı İlhan Hilal Testre ve TCG Taşucu Komutanı Deniz Yüzbaşı Fevzi Fırat Erbil’i makamında ağırladı. Başkan Seçer ile sohbet eden komutanlar, Denizkurdu 2019 tatbikatı hakkında Seçer’e bilgi verdiler.


Ziyarette konuşan Seçer, Türkiye’nin coğrafi konumu dolayısıyla Deniz Kuvvetleri’nin büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Ülkemizin coğrafi konumu çok stratejik, 3 tarafı denizlerle çevrili. Bizim deniz ve kara olarak yaklaşık 12 bin kilometre sınırımız var. Bunun 3’te 2’si yani yaklaşık 8 bin kilometresi deniz. Bu önemli bir rakam. Bu yüzden bizim için Deniz Kuvvetleri oldukça önemli” dedi.


Türkiye’nin coğrafi önemini Nazım Hikmet Ran’ın ‘Davet’ şiirinden örnekle anlatan Seçer, “Nazım’ın bir şiiri var; ‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/Bu memleket bizim.’ Hakikaten de kısrak başı gibi uzanmış, bir tarafında Akdeniz, bir tarafında Ege, bir tarafında Karadeniz. Baktığınız zaman dünya haritasına Kafkaslar’dan bir kısrak başı çıkmış gibi gerçekten. Böyle güzel bir görüntüsü var” diye konuştu.


Deniz Kuvvetlerinin başarılarından onur duyduklarını ifade eden ve gemi komutanları nezdinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nı kutlayan Başkan Seçer, “Deniz Kuvvetlerimiz, Kara Kuvvetlerimiz ve tüm ordumuz bizim için onur timsali. Dünyanın sayılı orduları arasındayız. Daha profesyonel bir hale geleceğinden eminim” ifadelerini kullandı.


Gemi komutanları, 21-24 Mayıs tarihlerinde Mersin Limanı’nda ziyarete açık olacak olan TCG Karamürselbey ve TCG Taşucu gemilerini ziyaret için Başkan Seçer’i davet ettiler. Komutanlar, Seçer’e Denizkurdu 2019 tatbikatı ve ziyaret anısına şapka ve kupa hediye ettiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmirli ‘Müslümcülerden’ Mustafa Keser’e tepki: “Özür bekliyoruz” Şarkıcı Mustafa Keser’in Müslüm Gürses ile ilgili söylediği sözlere İzmir’de ‘Müslümcülerden’ tepki geldi. Müslümcüler, “Mustafa Keser’den özür bekliyoruz” dedi. Sanatçı Mustafa Keser, yaptığı bir röportajda şarkıcı Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses’e yönelik, “Orhan Gencebay iyi bir müzisyendir ama iyi bir ses sanatçısı değildir. Müslüm Gürses Türkiye’nin en lezzetli seslerinden biridir ama hayatımda dinlemedim çünkü kötü okuyor” ifadelerini kullanmıştı. Keser’in bu sözlerine İzmir’de ‘Müslümcüler’ tepki gösterdi. Bornova’da bulunan Müslüm Gürses Arşiv Evi’nde toplanan ‘Müslümcüler’ arasından kendisini ‘radikal Müslümcü’ olarak tanıtan Mehmet Kara, “Geçtiğimiz günlerde Mustafa Keser abimizin bir röportajına denk geldik. Bahsettiği kelimelerde Müslüm Baba için ‘kötü okuyor’, Orhan Gencebay için ‘müzisyenliğini sevmiyorum’ gibi yorumlarda bulunmuş. Biz buna üzüldük. Mustafa Keser’den öncelikle özür bekliyoruz. Müslüm Baba gibi bir sanatçı daha da gelmez” diye konuştu. “Müslüm camiası olarak özür bekliyoruz” 35 yıldır Müslüm Gürses’in müziklerini dinlediğini belirten Nuri Alptekin ise şöyle konuştu: “Müslüm Baba’nın arşiv evi ve müzesi var. Müslüm Baba’nın mumyası yapıldı. Müslüm Baba’nın burada milyonlarca evladı var. Onu sahipsiz bırakmayız. Lütfen ‘Müslüm camiası’ olarak bir özür bekliyoruz.” Müslüm Gürses’in ‘sadece müziklerime saygı duyun’ dediğini aktaran Mustafa Aldanoğlu, “Müslüm Baba, garibanların yanında olan bir insandı. Allah rahmet eylesin, yattığı yeri cennet etsin. Onun üstüne gelmiş geçmiş bir sanatçı daha tanımıyorum. Laflarıyla herkes kendinden sorumludur. Böyle iftiralar atılmaması gerekiyor. Her sanatçıya kendince saygı duyarım. Herkes yaptığından utanır” ifadelerine yer verdi.
Eskişehir Bu hastalığın çaresi hijyene dikkat ve stresten uzak durmak Yaklaşık 50 yıldır Eskişehir’de berberlik yapan Tahsin Bıyıkoğlu, mikrop ve stresten kaynaklanan bir deri hastalığı olan saçkıranın önüne geçilebilmesi için tavsiyelerde bulundu. Son zamanlarda erkek kuaförlerinin hijyene önem vermemesinden ve bireylerin stresli bir hayat sürmesinden kaynaklı saçkıran hastalığının yaygınlaştığı iddia edildi. Bu hastalığın bir deri hastalığı olduğu ve tedavisinin aylar sürdüğü öğrenildi. Saçkıranın, sağlığa herhangi bir negatif etkisinin bulunmadığı fakat vatandaşların, görüntü olarak hoş bir izlenim vermediği için tedaviye başvurduğu gözlendi. “Bu hastalık bir mikroptan bir de stresten olur” Saçkıran hastalığına yakalanan bireylerin kafalarının belirli kısımlarında zaman içerisinde kelliğin meydana geldiğini dile getiren erkek kuaförü Tahsin Bıyıkoğlu, ”Bu hastalık bir mikroptan geçer bir de stresten olur. Bu iki tür oluyor. Birisi dişi birisi erkektir. Bunun tedavisi için cildiyeye gidiyorlar. Ayriyetten jiletle ve sarımsakla kanatarak mikrobu öldürüyorlar. O şekilde dökülen saçın tekrar çıkma durumu oluyor ama erkek olanlarda saçın çıkması biraz daha zor oluyor. İlk başlarda saç olarak beyaz çıkıyor. Arkadan tekrar siyahlaşıyor. Ama bu biraz zaman alıyor tabi. En az 5 - 6 ay sürüyor” ifadelerine yer verdi. “Berberlerin kullanmış olduğu malzeme çok önemli” Saçkıran hastalığının sadece stresten değil, aynı zamanda tercih edilen erkek kuaförlerinin de hijyene dikkat etmemesinden kaynaklı olabileceğini belirten Bıyıkoğlu, “Kullanmış olduğun malzeme çok önemli. Tıraştan sonra kullanılan bütün malzemelerin ilaçlanması çok önemli. Ama tabii ki dikkat edilmiyor bu tür şeylere. Ciltte ne olduğunu bilemeyiz. Çünkü her türlü insan geliyor. Soramayız biz müşteriye saçkıran hastalığın var mı diye. Onun tedbirini berberler kendileri almalı, başka türlü olmaz. Bu saçkıran hastalığının sağlığa bir zararı yoktur. Sadece bir cilt bozukluğu yapar. Saçkıran sakalda ve saçta çıkar. Saç kıranı olan bir müşteriyi tıraş etmek için sandalyeye oturttuduğumuzda düşünerek alırız. Çünkü sonuçta bir sıçrama da olabilir. Tedavi olmadan olmuyor gerçekten. Kullanmış olduğumuz malzemeyi böyle bir durumda yıkamaya mecburuz. Başka bir müşterinin cildine atlama durumu var” şeklinde konuştu. “Hastalığı olan kişinin şansı varsa sarımsak ile saçı ve sakalı tekrar çıkar” Bazı vatandaşların cildiyeye gitmeyip çözümü kuaförlerde aradığını ve bazen dertlerine çözüm bulduklarını söyleyen kuaför Tahsin Bıyıkoğlu, “Önce bir kolonya ile saçkıran olan bölge silinecek sonra kullanılmamış temiz bir jiletin ucuyla iyice kanatılacak. Kanattıktan sonra o bölgeye tuz ve sarımsak sürülecek. Biraz yakar tabi cildi haliyle. Bu şekilde bir deneyecek. Eğer olmazsa mecburen cildiyeye gidilecek. Ama bizim sürdüğümüz sarımsak ve tuz ile geçerse şansına çıkar saçı, sakalı. Bilemeyiz biz, cildin nasıl bir mikrop aldığını bilemeyiz” dedi.