GENEL - 24 Mayıs 2019 Cuma 12:15

Rusya ve Vietnam arasında Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi anlaşması

A
A
A
Rusya ve Vietnam arasında Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi anlaşması

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’yi inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom ile Vietnam Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Vietnam’da Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin kurulması için anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’yi inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom ile Vietnam Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Vietnam’da Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin kurulması için anlaşma imzaladı.


İşbirliği anlaşması, Rusya Federasyonu Başbakanı Dmitry Medvedev ve Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc’un huzurunda Rosatom Genel Müdürü Aleksey Likhachev ve Vietnam Bilim ve Teknoloji Bakanı Chu Ngoc Anh tarafından imzalandı. Rus ve Vietnamlı uzmanlar tarafından daha önce ön gereksinimlerin belirlenmesi, en uygun yerin seçilmesi de dahil olmak üzere çok sayıda çalışma yürütülmüştü. Projenin ön fizibilite çalışmasının 2018 yılı Kasım ayındaki onayı dikkate alındığında, imzalanan anlaşma Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin Vietnam’da inşası için atılacak sonraki adımları içeriyor.


Vietnam’da Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin (NBTM) inşası konusundaki anlaşma, 2011 yılı Kasım ayında imzalandı. 2017 yılının Haziran ayında Vietnam’daki Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin inşasının yapılması üzere bir mutabakat imzalandı. 2017-2019 yılındaki bir dizi istişare sırasında taraflar, 15 MW’a kadar termal kapasiteye sahip çok amaçlı bir VVR araştırma reaktöründen oluşan NBTM’nin yanı sıra, güvenliğin sağlanması için araştırma laboratuvarları ve mühendislik altyapısından oluşan bir yapılandırmayı belirledi. 2018 yılı Eylül ayında Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri Nguyn Phu Trng’un Rusya Federasyonuna ziyareti çerçevesinde personel eğitimi ve Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi’ni inşa etme projesi ile ilgili olumlu kamuoyu oluşturma konusunda işbirliğine yönelik iki anlaşma daha imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana İşçiler 1 Mayıs’ta da çalışıyor Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olmasına rağmen bazı işçiler ekmek parası için çalışmaya devam ediyor. Tüm Türkiye’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle birçok etkinlik düzenlenirken, Adana’da birçok işçi ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor. Kimileri fırında ekmek üreterek vatandaşlara hizmet verirken kimileri tarlada hasat yapıyor, kimileri de park ve caddelerde ürün satarak ekonomiye katkı sunuyor. “Bizim durma şansımız yok” Ekmek parasını fırında ekmek üreterek kazanan fırıncı esnafından Salih Gülağacı, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Gülağacı, gerçek işçilerin 1 Mayıs’ta dahi çalıştığını vurgulayarak, “İnsan vücudunda kan dolaşımı durursa insan ölür. İşçiler durursa da dünya durur. Bugün gelişen dünyada ne kadar çağa ayak uydurmaya çalışsak da işçiler işi bitiriyor. İşçilere alın teri kurumadan hakkını ödeyelim. Bizim bayramımız işimiz bitince. Hizmet sektörü olduğumuz için bizim durma şansımız yok. Çalışmaya devam” ifadelerini kullandı. “Bizim bayramımız hasat bittikten sonra” Tarlada çalışan Yılmaz Deme (30), “1 Mayıs’ta işimizin başındayız. 1 Mayıs İşçi Bayramı ama bizler bu kadar bu tarlalara emek veriyoruz o nedenle tatil yapamıyoruz. Gerçek işçiler her zaman sahada. Bizim iznimiz, bayramımız hasat bittikten sonra” dedi. “Masa başı iş yapanlar 1 Mayıs’ta izinli” Dönerci esnafından Samet Eker ise, “Bize 1 Mayıs yok. İzin günlerimiz haftada 1 gün. Normal günlerdeki gibi işimizin başındayız. Özel günler daha yoğun oluyor, bizim gibi çalışanlar izin yapmıyor. Devlet memurları, masa başı iş yapanlar 1 Mayıs’ta izinli. Bizler hep çalışıyoruz” diye konuştu.
Gümüşhane Gümüşhane’de kaya düşme riski bulunan dağlar çelik ağlarla kafese alınıyor Taş ve kaya düşmesi sonucu ölümlerin de yaşanması nedeniyle özellikle yağışlı günlerde Türkiye’nin en tehlikeli yollarından birisi olarak kabul edilen Gümüşhane-Kürtün karayolunda uzman ekipler tarafından dağ ve yamaçlar çelik ağlarla kafese alınıyor. Gümüşhane ile Giresun illerini birbirine bağlayan Gümüşhane-Kürtün Karayolu’nda kaya düşme riski bulunan dağlar ve yamaçlar endüstriyel dağcılar tarafından çelik ağlarla örülüyor. Özellikle ilkbahar dönemlerinde yağışların da etkisiyle sık sık heyelanların, kaya ve taş düşmelerinin meydana geldiği, ölümlü ve yaralanmalı kazalara sebep olan bölgede vatandaşların güven içerisinde seyahat edebilmesi için Karayolları tarafından çalışma başlatıldı. Geçtiğimiz yıllarda dağcılar tarafından kaya düşürme çalışması yapılan alanda bu kez uzman ekipler tarafından belirlenen kayalar çelik ağlarla kafese alınarak risk minimuma indiriliyor. İki ay önce başlayan ve şimdiye kadar 3 noktada gerçekleştirilen çalışmalarda her bir yamaç yaklaşık 7 bin metrekare çelik ağla örülürken, Kürtün ilçesine bağlı Özkürtün Beldesi Karaçukur Mahallesi geçişinde bulunan dağ yamacında çalışmalarını sürdüren 9 kişilik uzman ekip 50 metrelik vinç yardımıyla çelik tel ağ ve halka marifetiyle adeta dağı kafes içine alıyor. Zorlu çalışmada karayolunda trafik kontrollü olarak tek şeritten sağlanırken özel eğitim almış uzman ekip halatlar yardımıyla kendilerini bağladıkları dağın yamacına kafesi serip 1 metreden fazla deldikleri kayaya bağlıyor. Çalışmayı yapan ekibin şefi İpli Erişim Uzmanı Tanju Demirel alanında uzman 8 personelle birlikte yürüttükleri çalışmada yerde birleştirdikleri çelik ağları 50 metrelik vinç yardımıyla dağ yamacına sererek yolu güvenli hale getirdiklerini söyledi. “Bu yol için her zaman bir risk söz konusu” Bölgede çok az bir yağışta bile taş dökülmelerinin meydana geldiğini aktaran İpli Erişim Uzmanı Tanju Demirel, “Yaptığımız çalışmada karayollarının güvenliğini tehlikeye atan ve taş düşme riskli bulunan alanları güvenli hale getiriyoruz. Bunun iki yöntemi var birisi kayaların temizlenmesi birisi de tel ağlarla örtüleme. Bu riskli alanları Karayolları belirliyor ve biz de bu süreçten sonra gerekli çalışmaları yapıyoruz. Amacımız burada yol ve vatandaşın güvenliğini sağlamak bu noktada Karayolları ve emniyet birimleriyle birlikte çalışıyoruz. Yaklaşık 2 ay önce bu bölgede çalışmaya başladık ve bu çalışmalar 20 gün daha devam edecek. Haziran ve Ağustos ayları içerisinde de Karayolları’nın uygun gördüğü noktalarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şu ana kadar 3 noktada çalışma yaptık Kirazlık bölgesi ve Karaçukur bölgesinde. Bu bölgede şu an için başka çalışma görülmüyor Burada yaptığımız çalışmada 7 bin metrekarelik bir alanı örtülüyoruz. Arkadaşlarımız iple erişim sertifikasına sahip, bu uluslararası bir sertifika tüm dünyada geçerli. Belirli bir eğitim sürecinden geçtikten sonra burada çalışabiliyorlar. Şu anda toplamda 9 kişilik bir ekiple çalışıyoruz ve 50 metrelik bir vinç kullanıyoruz. Yamaçtan yola düşebilecek farklı ebatlardaki taşları tutacak kapasite bu teller. Burası riskli bir bölge olduğu için halka ağlar da kullanıldı. Çalışmalar bittiğinde vatandaşlarımız bu alandan güvenli bir şekilde geçebilecekler. Burada en ufak bir yağmurda çok fazla dökülme meydana geliyor bu yol için her zaman bir risk söz konusu” dedi. “Dağ kafese alınıyor ve taş düşmeleri engelleniyor” Gümüşhane-Kürtün karayolunu sürekli olarak kullandığını dile getiren sürücü Selçuk Çelik, “Ben diyaliz teknisyeniyim yıllardır bu yolu kullanırım. Tabi ki buradan korkuyorum başımıza sürekli küçük küçük kazalar geliyor, taş düşüyor hele ki yağmurlu havalarda. Kışın daha kötü oluyor. Bu yapılan çalışmada görüldüğü üzere dağ kafese alınıyor ve taş düşmeleri engelleniyor bu da bizim sağlığımızı koruyacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
Trabzon Arap turistlerin konaklamada otel yerine ’ev’ tercihi kayıt dışına neden oluyor Son yıllarda Trabzon’a yoğun olarak gelen Arap turistlerin oteller yerine konaklamak için ’ev’leri tercih etmesi kayıt dışı tehlikesini de beraberinde getirdi. Kentte 280’e yakın resmi otel bulunurken, ev ve apart olarak kayıt dışı işletmecilik yapanların sayısı ise 2 bin 800’e yükseldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, 3 yıldır turizmde kayıt dışılığı önlemek amacıyla çalışma yaptıklarını ve büyük bir liste hazırladıklarını belirterek "Elimizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında kayıt dışı konaklama yapılıyor, her şey elimizde var, hepsini tespit ettik" dedi. Karadeniz Bölgesi’nin turizm merkezi olma yolunda ilerleyen Trabzon, yaklaşan turizm sezonunda Körfez ülkelerinden gelecek misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Haziran ayından itibaren turizm yoğunluğunun başlayacağı kente gelen turistler özellikle yüksek kesimlerdeki yaylaları tercih ederken, doğal güzellikleri ile ünlü Uzungöl turistlerin konaklama listesinde ilk sırada yer alıyor. Son yıllarda artan turizm hareketliliği kayıt dışı turizm sorununu da beraberinde getiriyor. Bölgeye gelen Arap turistlerin özellikle konaklama için ev ve apartları tercih etmesi bunda önemli rol oynuyor. Her yıl 2-3 milyon turistin geldiği belirtilen Trabzon’da 280’e yakın resmi otel işletmesi bulunurken, 480’e yakın da gayri resmi otel bulunduğu tespit edildi. Günübirlik kiraya verilen evlerde birlikte bu sayının 2 bin 800’e çıktığı belirtilirken, turizmciler yaklaşan turizm sezonu öncesi kentte denetleme yapılmasını istiyor. "Kayıt dışı turizm işletmeciliği yapanların büyük çoğunluğu yabancı uyruklu" Turizmde yaşanan kayıt dışı tehlikesinde önlem alınması gerektiğini belirten Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, yabancı uyruklu kişilerinde kentte kayıt dışı işletmecilik yaptığını da belirtti. Aksu, "Artan turizm sektöründe sayı değerleri olarak yıllarca yanlış bilgiler verildi. Yani şehrimize 2-3 milyon turist gelmiyor. Zaten bu şehir onu kaldıramaz. Vergi sistemine baktığımız zaman kayıt dışının yaklaşık 400 milyon dolarlara kadar çıkan bir para döndüğü görülüyor. Birincisi şehir kaybediyor. Çünkü vergi vermediği sürece sektör olarak da gerekli yatırımı alamıyoruz. Ikincisi de gelen misafirlerimizin memnuniyeti. Eğer bir insan evimize geliyorsa bir daha gelmek istemiyorsa bir sorun var. Bizler resmi oteller, kanunun el verdiği her şeyi yapmaktayız. Ama bakıldığı zaman bizler bu kadar kanunun üzerinden ve kanuni çalışırken, bu kadar bizim iki katımız, üç katımız olan kayıt dışlarını yaptıkları ve bu vergi sistemine verdikleri üzere büyük bir zarar. Biz bu konuda sadece Trabzon’a özel demiyoruz. Kanun bir kere 1 Ocak itibarıyla çıktı. Evrağın, işletme belgen, ruhsatın olmadan bu turizmi yapamazsınız. Biz her yer kapansın, oteller kapansın insanlar sokakta kalsın mantığında değiliz. Resmi olabilecek, vergisini veren biz ciromuzun binde 75’ini TGA vergisi olarak veriyoruz. Konaklama vergisi olarak da dünyanın parasını veriyoruz. Ama bu verdiğimiz vergi sistemde baktığımız zaman, gelen misafir ya da sayı olarak çok düşüklerde kalıyor. Bizler daha iyi hizmet vermek istiyoruz. Resmi olarak devletimize vergimizi vermek istiyoruz ve eşit olmak istiyoruz. Şimdi bakıldığı zaman bizlerin maliyeti, resmiyete bakma vergilerle inanılmaz büyük bir mevla geliyor. Mevduat hesaplarına bakılsa insanlarımız hiçbir mal varlığı üzerinde yokken inanılmaz mevduat hesapları var. Ve bu kesinlikle bu şehre zarar veren bir şeydir. Para geliyor, şehir kullanıyor diye bir şey yok. Bakıldığı zaman kayıt dışı olanların da birçoğunun da yabancı uyruklu insanların olduğu" dedi. "Kayıt dışı tesislerin listesini tuttuk, gerekli mercilere verdik" 3 yıldır çalışma yaptıkları ve büyük bir liste oluşturduklarını kaydeden Aksu, "Aşağı yukarı yaklaşık 280’e yakın resmi bir işletme var Trabzon’da. Yaklaşık 480’e yakın da gayri resmi oteller var. Evlerle beraber 2 bin 800’e yakın kayıt dışı işletme var. Hiçbir kontrollleri yok. Onlar şikayet edildiği zaman biz denetleniyoruz. Ama bir Ocak’ta çıkan kanun bizi ümitlendirdi. Çünkü artık kanun diyor ki belgen olmadan hiçbir turizm sektöründe hizmet edemezsin. Yüzde 17 memnuniyet oranı inanılmaz büyük bir zarar. Yani evinize gelen 100 kişinin sadece 17 kişisi memnun kalmış ve ’Bir daha gelmeyeceğim’ diyor. Yani 83 kişi gelmeyeceğini beyan ediyor. Bu şehre zarar. Şehir merkezi bile turizm sektörüyle ayakta kalabiliyor. Kasım ve Aralık ayında gerçekten kötü durumda oluyoruz. 1,5 ay çalış 10 ay bu çalıştığından yaşa bu olmaması gereken bir şey. 3 yıldır çalışma yapıyoruz. Tüm arkadaşlarımız sağ olsun ve büyük bir liste topladık. Bunları üçlü çapraz sorgulamayla online kanallardan ve hepsinin adresi hepsi elimizde. Biz de bunları gerekli mercilere de verdik. Yani biz şu anda devletin vergisinin peşindeyiz. Devletin parasının peşindeyiz. Bizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında konaklama yapılıyor her şey elimizde var. Bu konuda bütün çalışmalarımız yaptık" ifadelerini kullandı.