EKONOMİ - 13 Eylül 2019 Cuma 09:40

Muz ithalatı gelecek sene bitecek

A
A
A
Muz ithalatı gelecek sene bitecek

Türkiye’nin muz ihtiyacının yüzde 40’ının karşılandığı Mersin’in Anamur ilçesinde bu yıl 250 bin ton muz rekoltesi bekleniyor.

Türkiye’nin muz ihtiyacının yüzde 40’ının karşılandığı Mersin’in Anamur ilçesinde bu yıl 250 bin ton muz rekoltesi bekleniyor. Anamur Muz Üreticileri Birliği (MUZBİR) Başkanı Hasan Çatkaya, “Ülkemizde yaklaşık 500 bin ton muz üretiyoruz. Gelecek yıl 650 bin tona ulaşırız. Ülkenin ihtiyacının tamamını yerli muz karşılar” dedi.


Hasadın başlamasıyla seralarda işçilerin dallardan bin bir emekle kestiği muzlar, daha sonra sarartma tesislerinde yıkanıyor, paketleniyor ve 7 gün sararmaya bırakılıyor. Seralardan çıkışı 5 lira ile 5 lira 30 kuruş arasında değişen muz, marketlerde 9,5 ile 11 liradan satılıyor.


MUZBİR Başkanı Hasan Çatkaya, Türkiye’nin yıllık 650 bin ton muz tükettiğini, bunun 250 bin tonunu Anamur’dan, 250 bin tonunu Türkiye’nin çeşitli illerinde üretilen muzlardan, 150 bin ton muzun ise ithal ederek karşılandığını söyledi.



“10 yılda 10 kat artış”


Çiftçilerin son 5 yılda muzdan para kazandığını aktaran Çatkaya, “Muz çiftçimiz son 5 yıldır alın terinin karşılığını alıyor ancak muz çiftçisinin üretimi hızla büyümekte, çoğalmakta. 10 yılda 10 kat artan üretim karşısında toptancı ve paketlemeci arkadaşlar henüz bu seviyeye gelemediler” ifadelerini kullandı.



“Talep çok”


Marketlerde aroması ve lezzeti güzel olduğu halde yerli muz yerine raf ömrü daha uzun ithal muzun satılmasının muz üreticilerini mağdur ettiğini kaydeden Hasan Çatkaya şunları söyledi:


“Yerli muzumuzun raf ömrü 15 gün. İthal muzun raf ömrü ise 2 ay. Gıdalar ve kimyasallar ile raf ömrü uzatılıyor. Bu kimyalar kesinlikle zararlı demiyoruz ama raf ömrü uzatılan her üründe mutlaka faydalı bakterilerde azalma olur. Faydalı bakteri vücudu koruyan en önemli faktörlerden bir tanesidir. Bizim tüketici vatandaşlarımız 30-35 yıldır ithal muz satın aldıkları için yerli muzun aromasını, lezzetini, tadını son 1-2 yıldır fark etmeye başladılar. Ciddi anlamda talep var ancak marketler yerli muzun raf ömrünün kısa olmasından dolayı, ithal muz raflarda var. Yerli muzun satılmadığı çok ciddi marketler var. Bunu Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Balıkesir’de, Adana’da ve Diyarbakır’a baktığımızda birçok markette yerli muzun satılmadığını görmekteyiz. Biz burada tüketici arkadaşlarımızdan ısrarla, marketlerden yerli muzu istemeleri, bitki besleme uzmanları ve beslenme sağlık uzmanlarına yerli muzun aromasının daha iyi olma sebeplerini uzmanlardan daha iyi öğrenirler.”



“Bahçelerde yüzde 99 organik gübre”


Türkiye’de muz bahçelerinin son 5-6 yıldır çok arttığını ifade eden Çatkaya, “Muz bahçelerimiz 5-6 yıldır çoğalmakta. Yurt dışındaki muz bahçeleri 35-40 yıldır muz yetiştirmekte. Bu bahçeler yorulmuş durumda. Ciddi anlamda kimya ile beslenmekteler. Bizim bahçelerimizde yüzde 99 yerli organik gıdalar ile besleme yapılıyor” diye konuştu.



“Gelecek yıl 650 bin tona ulaşırız”


Ayrıca Çatkaya, gelecek yıl Türkiye’nin muz ihtiyacının tamamını ülkedeki seralardan karşılanacağını aktararak, “Ülkemizde yaklaşık 500 bin ton muz üretiyoruz. Gelecek yıl 650 bin tona ulaşırız. Ülkenin ihtiyacının tamamı yerli muz karşılamaktadır. Bahçemizde fiyatlar 5 ile 5 lira 30 kuruş arasında tüketici üreticiden gelip satın almakta. Marketlere baktığımızda ise yerli muzun 9 lira ile 11 lira arasında satıldığını görmekteyiz. Tüketicinin fiyatlarının son 2 yılda olduğu gibi artmayacağını gözlemlemekteyiz” şeklinde konuştu.



“Küçük çiftçimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz”


Anamur’da sağlıklı muz üretiminin 5 yıldır devam ettiğini aktaran MUZBİR Başkanı Hasan Çatkaya, muz sayesinde Anamur’da köyden kente göçün olmadığını anlatarak, “Sağlıklı üretim son 4-5 yıldır başladı ve böyle de devam edecek. Anamur’un nüfusunun yüzde 90’ı muz ve çilek gibi üretimlerdedir. Dolayısıyla çok ciddi durum var. Herkes kapısının önüne 5 dönüm 10 dönüm sera yapmış. Köyden kente taşınma burada muz ve örtü altı sera sayesinde Anamur ilimizden illere çok büyük taşınma olmamıştır. Nüfus korunmuştur. Dolayısıyla da biz küçük çiftçimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.