EKONOMİ - 05 Temmuz 2020 Pazar 09:57

Gültak: “İlk borçlanmayı nereye harcadın, yeni istediğin borçla ne yapacaksın? Bize anlat”

A
A
A
Gültak: “İlk borçlanmayı nereye harcadın, yeni istediğin borçla ne yapacaksın? Bize anlat”

MERSİN (İHA) – Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in yeniden meclis gündemine getirmeye hazırlandığı 250 milyon TL borçlanma yetkisini alabilmesi için parayı nereye harcayacağını kalem kalem açıklaması ve herkesi ikna etmesi gerektiğini söyledi.

MERSİN (İHA) – Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in yeniden meclis gündemine getirmeye hazırlandığı 250 milyon TL borçlanma yetkisini alabilmesi için parayı nereye harcayacağını kalem kalem açıklaması ve herkesi ikna etmesi gerektiğini söyledi. Gültak, “İlk borçlanmayı nereye harcadın, yeni istediğin borçla ne yapacaksın? Bize anlat” dedi.



Seçer, borçlanma talebini yeniden gündeme getirecek


Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 16 Mayıs’ta yapılan olağanüstü meclis toplantısında, Büyükşehir Belediye Meclisinden 250 milyon TL borçlanma yetkisi istemiş, teklif Cumhur İttifakı meclis üyelerince reddedilmişti. Seçer, korona virüs salgını çerçevesinde alınan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte, 8 Temmuz Çarşamba günü olağan toplantısı gerçekleştirilecek Büyükşehir Belediye Meclisinde, söz konusu borçlanma talebini bir kez daha gündeme getirmeye hazırlanıyor. Seçer, aynı toplantıda 250 milyon TL’lik borçlanma talebine ek olarak, araç ve personel ile bu yıl yapılacak asfalt çalışmalarında kullanılmak üzere bitüm malzemelerinin alınabilmesine yönelik İller Bankasından 55 milyon 550 bin TL’lik Kesin Teminat Mektubu alınması için de yetki verilmesini isteyecek.



“İlk borçlanmada ciddi destek oldu, ancak paraları nereye harcadığını net olarak açıklamadı”


Mersin’in merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, Seçer’in borçlanma yetkisini yeniden gündeme getireceği meclis toplantısı öncesinde İHA muhabirine açıklama yaptı. 16 Mayıs’ta Seçer’in talebini neden reddettiklerini anlatan Gültak, istenen borçlanmanın nerelere harcanacağının açıklanmasını istedi.


Seçer’in geçen yıl istediği 349 milyon 500 bin TL’lik borçlanma yetkisini anımsatan Gültak, o dönemde, yeni seçilmiş bir başkanın ekonomik sıkıntılar nedeniyle şehrin hizmetinin aksamaması için var güçleriyle Seçer’e borçlanma noktasında ciddi destek olduklarını söyledi. İlk borçlanmanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar gittiğini, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den izin alındığını belirten Gültak, “Küçük bir mesele gibi görmeyin. En üst düzey görüşmeler yapıldı. Bunun mimarlarının başında da Lütfi Elvan bakanımız geliyor. O dönemde Vahap Bey bana ulaştı, Lütfi Elvan’a ulaştı; onların milletvekilleri Lütfi Elvan’a ulaştı. Ciddi ve koordineli bir çalışma yapıldı o borçlanmada. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, STK’lar, şehrin tüm dinamikleriyle bir görüşme oldu ve ortak bir kanaat oluştu. Yeni seçilmişti, şehrin sıkıntı görmemesi gerekiyordu. Biz o dönemde de ‘Bu borçlanmayı veriyoruz ama bunu Mersin ölçekteki esnafa harca ve bir kısmını da hizmete döndür’ dedik. Bunları söylememize rağmen bugüne kadar Büyükşehir Belediye Başkanı paraları net olarak nereye harcadığını açıklamadı. Ayrıca, bu paradan bir hizmete dönüş de olmadı” dedi.



“İlk borçlanmada parayı nereye harcadığını, yeni borçlanmayla ne yapacağını anlatmasını istiyoruz”


Kendisinin de 10 milyon lira borçlanma yetkisi aldığını ve bunda Vahap Seçer’in etkisinin de olduğunu anımsatan Gültak, bu parayı 7-8 ay kullanmadığını, faizlerin en düşük olduğu zamanda kullandığını kaydetti. Bu parayla borç kapatmadığının altını çizen Gültak, “Ben de kendi ölçeğime göre, Büyükşehir Belediyesi kadar borçlu bir belediyeyim ama 10 milyonu alıp da borç kapatmadım. Asfalt ve kaldırım ihalesine çıktım, 8-9 mahallenin asfaltını ve kaldırımını hallettim. 10 milyona hizmet yaptım. Yarın ben yeniden bir borçlanma istesem diyeceğim ki; ‘Eski borçlanmayı ben buraya harcadım, borç kapatmadım. Bu kadar mahallenin asfaltı, kaldırımı yapıldı. Yeniden sizden şu borcu şunun için istiyorum, yine borç kapatmayacağım’. Biz aynısını Büyükşehir’den istiyoruz; nereye harcadın, hangi hizmetlere harcadın, yeni istediğin borç karşılığında da ne yapacaksın? Bunu bize anlat. Meclisten şöyle geçirelim; 30 milyona asfalt, 30 milyona oyuncak grubu, 50 milyona şu, 20 milyona Atatürk Parkını revize edeceğim, yeniden fuar alanı yapacağım gibi mesela, kafasında neler varsa. Bunları çıkarsın önümüze, bütün meclis kararı geçirelim, 160 milyon borçlansın, sorun değil. Mecburen o paraları oraya kullanacak. Aksi takdirde şehir daha çok borçlanır. Biz bunu istememize rağmen, Başkan Bey bize o gün bir sürü şey anlattı ama aslında borçlanmayla ilgili hiçbir şey anlatmadı. Dolayısıyla sert bir meclis geçti” diye konuştu.



“Böyle bir borçlanma mantığıyla şehri daha da borç altına sokmayız”


Seçer’in önceki borçlanmada birçok kişiyle temasa geçtiğini, birçok yeri aradığını, ancak ikinci borçlanmada böyle bir görüşme olmadığını vurgulayan Gültak, “Önceki borçlanmada birçok yer aranmasına karşın, ikinci talepte ne Lütfi Elvan ne ben arandım ne partiler arası üst düzey bir görüşme oldu; çünkü il başkanları da görüştü daha önceki borçlanmada ne Ticaret Odası arandı. Dolayısıyla şehrin yararına projeler varsa ve kalem kalem projeyle gelip, Cumhur İttifakı milletvekillerini, meclis üyelerini, il başkanlarını ve şehrin önemli STK’larını da ikna ettiği zaman ben Vahap Beyin borçlanabileceğine inananlardanım. Ama ‘benim paraya ihtiyacım var, borç istiyorum’ demekle olmuyor. Benim de ihtiyacım var. Ne yapacağız şimdi? Böyle bir borçlanma mantığıyla şehri daha da borç altına sokmayız” ifadelerini kullandı.



“İletişim olmayacak, dayatmayla borç yapmak isteyeceksiniz. Kusura bakmayın”


Seçer’in, başta Büyükşehir Meclis olmak üzere herkesi ikna etmesi gerektiğini söyleyen Gültak, özellikle iletişim eksikliğine dikkat çekti. Gültak, “Bu benim meselem değil. Tüm meclis üyelerimiz, tüm parti büyüklerimiz, bu paranın hangi hizmete gideceği noktasında ikna edildiğinde ben niye ‘hayır’ diyeyim. Kimsenin, onun önünü kesme gibi bir derdi yok ki. Bugün, Neşet Başkan, Haluk Başkan, Abdullah Başkan, hangisi bizim Lütfi Elvan bakanımıza ulaşamıyor? Hangisinin kendi belediye işleri noktasında Lütfi Elvan, bürokrasiyi, bakan yardımcılarını veya bakanları aramıyor? Böyle bir sıkıntı yok ki. Ama burada şehrin bir büyüğü, ağabeyi Lütfi Elvan var. Ben bu şehrin ağabeyi değilim, Lütfi Elvan ağabeyi. Ben bir belediye başkanıyım; gitsinler bir kere Lütfi Elvan’ı ikna etsinler bu konuda. Ama böyle bir iletişim yok. Böyle bir iletişim olmayacak, dayatmayla borç yapmak isteyeceksiniz. Kusura bakmayın yani. Biz de seçildik. Bu şehirde biz de meclis üyeleri de hesap vereceğiz. Neye borçlanıyoruz? Yarın insanlar, ‘Neye el kaldırdınız kardeşim. Borcumuzu niye artırdınız’ demez mi? Hesap soracak bu insanlar” şeklinde konuştu.



“Bütün geçmişi bir anda sileriz. Kaprislerimiz yüzünden şehrin önünü tıkayacak yapımız yok”


Seçer’in borçlanma talebinin reddinden sonra da kendisiyle görüşmediğini kaydeden Gültak, şöyle devam etti: “Olursa biz, şehrin, vatandaşın yararına olan her şeyde bütün geçmişi bir anda sileriz. Ben kindar bir adam değilim. Mütevazılığı, sakinliği ve yapıcılığıyla ön plana çıkan bir adamım. Her şeyi unuturum. Unuttum ben, meclis bitti, o gündü benim için. Bugün Vahap Başkan veya başkaları bize, bakanımıza, milletvekillerimize, meclis üyelerimize projeleriyle gelip, ‘Bunun için yapacağım’ desin; insanlar niye ‘yok’ desinler. Kaprislerimiz veya kendi beyefendiliklerimiz yüzünden şehrin önünü tıkayacak bir yapımız yok. Mersin’in yararına olan her şeye ‘evet’ demeye hazırız ama ikna olmalıyız. Eğer hizmete dönük bir borçlanma söz konusuysa Mersin ona ‘hayır’ demez, Cumhur İttifakı ‘hayır’ demez. Ama ‘Benim paraya ihtiyacım var’ demek; benim de ihtiyacım var. Benim İller Bankasından 7-7,5 milyon lira gelirim var; her ay 2-2,5 milyon lira kesiliyor. Geriye kalan gelirim, sadece çıplak maaşa yetiyor. Benim ondan daha çok paraya ihtiyacım var. Ama ben önümüzdeki seneye kadar borçlanma talebi getirmeyi düşünmüyorum. İdare ediyorum. Gelirlerimi artırıyorum. İnsanlara güven ve istikrar vererek vergi yatırmalarını sağlıyorum. Biraz bunları zorlamak gerek.”



“Telefon açıyoruz, ’10 milyon yolla’; bekle gelir”


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’ın desteğiyle MESKİ genel müdürü ve müdür yardımcısı ile birlikte İller Bankasına giderek, Kazanlı, Homurlu bölgesi için 10 milyon lira hibe, Erdemli için de yarısı borç yarısı hibe 10 milyon euro bulduklarını anlatan Gültak, “Benim işim mi? Değil. Ben pandemi öncesi ayın 10 gününü Ankara’da geçiriyordum. İktidar partisi olmama rağmen telefonda iş halletmiyorum, gidip kapı kapı geziyorum. Milletvekillerini geziyorum, bakanların kapısında bekliyorum, müdürlerle en alt kademedeki daire başkanlarıyla görüşüyorum. Kopara kopara para getiriyorum.


MESKİ’de su zammı yaparak altyapı yapamazsınız. Dünya Bankasının, Avrupa Bankasının hibelerini kopartmak zorundasınız. Bu da sadece bürokratlar seviyesinde olmaz. Ben de iktidar partisinin belediye başkanıyım, o zaman genel müdür seviyesinin altında görüşmeyeyim; bakan yardımcısıyla bakanla görüşeyim. Ben eski bir milletvekili ve il başkanıyım, denkliğim de var; kimse bana ‘sen belediye başkanısın’ da diyemez. Ama ben daire başkanları dahil herkesle toplantılar yapıyorum. İkna ediyoruz insanları, kavgalar ediyoruz. Öyle kolay mı? Telefon açıyoruz, ’10 milyon yolla’; bekle gelir. Bunun için Vahap başkanımız başta olmak üzere bürokratlarının Ankara’ya kamp kurması gerekir. Üstelik tecrübeli, iki dönem milletvekilliği yapmış. Gaziantep’i örnek vereceğim; Fatma Şahin bakanımız, iki dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı; 2 milyar TL’nin üstünde hibe bularak Gaziantep’in altyapısını yaptı. Bu hibeyi de hükümetten değil, Dünya Bankasından buluyor. Dünya Bankası, uygun proje yapmazsan hibe vermez. Yani iktidar partisinden olmanın bir anlamı yok. Bunu Eskişehir de Aydın da buluyor. MESKİ’nin durumu çok kötü. Bunu kurtarmanın yolu, bu hibeleri bulmaktan geçiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sinan Güler tecrübesini gençlere aktarıyor Aktif basketbol kariyerini sonlandıran Sinan Güler, tecrübesini genç sporculara aktararak onları profesyonel hayata hazırlıyor. Basketbol Süper Ligi’nde Beşiktaş, A. Efes, Galatasaray, Fenerbahçe ve Darüşşafaka formaları giymiş olan eski milli basketbolcu Sinan Güler, aktif basketbol hayatını sonlandırmasının ardından gençlerin spora ulaşması noktasında da önemli rol oynuyor. Güler ailesi olarak basketbol birikimlerini ve basketbolun içinde bulunan değerleri insanlarla paylaşacak ortamlar oluşturmak istediklerini aktaran Sinan Güler, “Çeşitli alanlarda sosyal etkisi olan ve normal basketbol yeteneklerini ön plana çıkarmaya çalıştığımız etkinlikler yapıyoruz. Aslında belli bir noktada bu basketbol kariyerim devam ederken başladığımız bir proje oldu. Ağabeyimle beraber çocukken gittiğimiz yaz kamplarından örnek alarak, ülkemizdeki sporcuların hem spora erişimini sağlayabilecek hem de sporun içerisinden alabilecekleri derslerle kendi hayatlarında kullanabilecekleri öğeleri paylaşabileceğimiz ortamlar oluşturuyoruz. Bu da basketbol sayesinde biriktirdiğimiz tecrübeyi ve imkanları ulaşabildiğimiz herkesle paylaşacak etkinlikler düzenlemekle bağlanabiliyor” ifadelerini kullandı. “Esas misyonumuz sporun güzelliklerini insanlarla paylaşmak” Güler Legacy oluşumundan ve bu oluşumun amacından da bahseden eski milli basketbolcu, “Esas misyonumuz sporun güzelliklerini, takım oyunu içerisinde bulunan değerleri, teknolojik imkanları da en üst seviyede kullanarak insanlarla paylaşmak. Aslında bir sosyal girişim. Burada ilk senemizden itibaren ülkemizin spor imkanlarının kısıtlı olduğu bölgelerden sporcuları davet ettiğimiz ve onları, imkanları olan çocuklarla bir araya getirdiğimizde basketbolun evrensel dilini, birleştirici gücünü ortaya koymalarını ve bunu keşfetmelerini sağladığımız etkinlikler düzenliyoruz. Basketbol kamplarımızda da temel basketbol eğitimiyle alakalı bilgileri 5 günlük bir paket program içerisinde verip, bu programla kendi kariyerlerini devam ettirebilecek ortamlara girebilsinler istiyoruz. Hedeflerimizin en önemli noktalarından bir tanesi de genç sporcuların, profesyonel kariyer hırslarına girmeden kendi hayatlarında fayda sağlayabilecek, bunu basketbolun içerisinde yapabileceklerse bundan tabii ki de beslenecek” şeklinde konuştu. “Kamplarımızda ailecek bilgi ve birikimlerimizi paylaşacağımız ortamlar oluşturuyoruz” Sinan Güler, Güler Legacy olarak bu sene 12. kamplarını düzenlediklerine dikkat çekerek, “Bu sene 1-6 Temmuz ve 7-12 Temmuz tarihlerinde iki ayrı seansımız olacak. Bizim kamplarımız için en özel olan taraf, spor imkanı olmayan yerlerden sporcuları davet etmek. Bu sene de iki kampa toplam 30 sporcuyu İstanbul’a davet ediyoruz, ücretsiz şekilde. Ama aynı zamanda İngiltere’den de sporcunun katıldığı, muhtemelen Fransa’dan da bir sporcunun katılacağı ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden sporcuların katıldığı bir basketbol kampı yapıyoruz. Kamplarımızın birinci önemli özelliği ailecek bilgi ve birikimlerimizi paylaşacağımız ortamlar oluşturuyoruz. Aynı zamanda kendi ağımızdaki antrenörlerin ve sporcuların dahil olup kendi tecrübelerini paylaştığı imkanlar oluyor. Diğer bir özelliğimiz, hem velilerle hem sporcularla bir araya gelerek onların kariyer tasarlama sürecinde karşılaşabileceği zorluklarla alakalı sohbetler düzenliyoruz. Bu sohbetleri düzenlerken hem basketbol endüstrisinde tecrübeli bireyleri kullanmaya çalışıyoruz hem de bizim ekibimizden yetişmiş, kampımıza burslu bir sporcu olarak gelip, daha sonra spor psikolojisi alanında uzmanlaşmış arkadaşlarımızı kullanıyoruz. Yine sporculara beslenme, farkındalık gibi sporun içerisinde faydalanabilecek alanları kullanabilecek eğitimler veriyoruz. Son olarak da ABD’li bir performans antrenörünü kampımızda belli bir süre bulunduruyoruz. Orada da çocukların en çok yorulduğu ama aynı zamanda en sevdiği anları yaşatıyoruz. Önümüzdeki 1-2 hafta içinde burs başvurularını kapatıyoruz. Şu anda 30 burs başvurusuna, 80’i aşan burs başvurusu gelmiş. Toplamda kampımıza 100 sporcu katılıyor. Kayıtlarımız da hızlı şekilde devam ediyor. Temmuz ayının başında biz zaten ailecek Özyeğin Üniversitesi’ndeyiz” ifadelerini kullandı. “Basketbolu ve gelişen 3x3 basketbolu düşünerek hareket ediyoruz” Boly uygulamasıyla ilgili de konuşan Güler, “Boly aslında oyunlaştırma derneği GamFed’in bir etkinliğinde ortaya çıkmış ve genç üniversiteli arkadaşlarla bir araya gelip bir fikir üzerinden, sporun erişimini destekleyebilecek, aynı zamanda da profesyonel olmayan sporları, bir çatı altında, kitlelerin bir araya gelebileceği bir ortamda buluşturmak amacıyla yola çıktı. Burada basketbolu ve büyüyüp gelişen 3x3 basketbolu düşünerek hareket ediyoruz. Dijital bir ortamda sahadaki maçı, etkileşimi bira daha kayda alabilecekleri ortamlar oluşturmak istiyoruz kitlemiz için” cümlelerine yer verdi. “Profesyonel kariyerde yol alabilmek, ciddi bir özveri ve adanmışlık gerektiriyor” Sinan Güler, profesyonel bir spor hayatı hedefleyen gençlere ise şu mesajla seslendi: “Herhangi bir profesyonel kariyerde yol alabilmek, ciddi bir özveri ve adanmışlık gerektiriyor. Ardından o özverinin peşinde koşmak, meraklı olmak.. Bunu basketbol odaklı düşündüğümüzde de benim kariyerim adına en çok faydalandığım şeylerden bir tanesi, beğendiğim oyuncuların bana yarayabilecek özelliklerini çalışarak belli yeteneklere ulaşabildim. Rekabete girmekten kaçınmamak gerekiyor. Rekabet ortamlarında kazanmak kadar kaybetmek de olduğu için ve kaybetmek de en büyük öğreticilerimizden biri.. Hem kaybetmek hem de hatalardan öğrenmeye başlamak bireyin konfor alanından çıkması için faydalı bir ortam.”
Niğde Kentsel dönüşümlerde yaşanan sorunlara yazılımla çözüm geliştirildi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Bozdağ’ın ’Kentsel Dönüşümde Katılımcı Yaklaşımla CBS Tabanlı Sezgisel Bir Karar Destek Sisteminin Geliştirilmesi’ projesi ile bugüne kadar kentsel dönüşümlerde yaşanan problemlerin ortadan kaldırılması hedefleniyor. ’TÜBİTAK 1001 Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’ çerçevesinde 450 proje içerisinden seçilerek desteklemeye değer görülen yazılım sayesinde kentsel dönüşümlerde süreç hem daha hızlı ilerleyecek hem de yerel yönetimler ve vatandaş arasında yaşanan sorunların da önüne geçilebilecek. ’Kentsel Dönüşümde Katılımcı Yaklaşımla CBS Tabanlı Sezgisel Bir Karar Destek Sisteminin Geliştirilmesi’ başlıklı proje TÜBİTAK ARDEB 1001 ’Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’ çerçevesinde destek almaya hak kazandı. Kentsel dönüşümün doğası gereği pek çok aktörün yer aldığı dönüşüm süreçlerinde halk, yerel yönetim ve yatırımcının istek ve beklentilerinin bir arada ele alınması sağlanarak dönüşüm süreçlerinin sürdürülebilir nitelikte yürütülmesinin hedeflendiği projede; Türkiye’deki kentsel dönüşüme yönelik artan taleplerin hızlı bir şekilde ele alınabilmesi, müzakere süreçlerinin kısaltılması ve afet risklerine karşı halkın katılımcı planlamaya teşvik edilmesinde önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Aslı Bozdağ; halkın kentsel dönüşüm süreçlerine yönelik önyargılarının değiştirilmesi, ikna sürecinin daha şeffaf hale getirilmesi, mülkiyete yönelik endişelerin önlenmesi, dezavantajlı grupların sürece dahil edilmesi ve fikirlerinin açık bir platformda paylaşılması ve haklarının korunması açısından yazılımın önemli olduğuna değindi. Bozdağ; "Üretilecek yazılım, yerel yönetimler için yüksek maliyetle katılım tekniklerinin aksine düşük maliyetle ve teknolojik bir hizmet sağlayarak ihtiyaçları karşılamalarına katkı sağlayacak. Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planına uygun olarak kamu kurumlarıyla vatandaşlar arasındaki mesafenin azaltılmasına yönelik önemli bir hizmet oluşturacak. Ayrıca planlama süreçlerinin toplum odaklı bir yönetişim anlayışına dönüşmesi sağlanacak. Dönüşüm uzun ve meşakkatli bir süreç. Bu sürecin kısaltılmasında toplumun doğrudan sürece dahil olarak endişelerinin azaltılmasında oluşturulacak sistem önemli katkı sağlayacak" ifadelerine yer verdi. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Aslı Bozdağ’ın yürütücü olduğu projede; Dr. Öğr. Üyesi Kadir Şahbaz ile Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Emin Karkınlı, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Ünal ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Doç. Dr. Fatih Eren’in araştırmacı ve İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu danışman olarak görev alıyor.
Kayseri Özel çocuklara "QR kodlu" koruma Kayseri’de bir özel eğitim uygulama okulundaki engelli öğrenciler için okutulduğunda öğrenci ve velilerinin bilgilerinin bulunduğu QR kodlu bileklik tasarlandı. Kayseri’de 1. kademe ağır derece otizmli ve zihinsel engelli öğrencilerin eğitim aldığı Özkar Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda geliştirilen proje, velileri sevindirdi. Okutulduğunda öğrenci ve okul bilgileri ile veli numarasının öğrenildiği QR kod bulunan bileklik tasarlayan okul, her öğrencisine bu bilekliklerden verdi. Özkar Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Bülent Köseoğlu, “Okulumuzda, özel öğrencilerimizin sosyal ortamlarda kaybolma riskine karşı ailelerin o panik halini önleme adına QR kodlu akıllı bileklik tasarladık. Bu bizim TÜBİTAK 4006 bilim projesinde geliştirdiğimiz projelerden bir tanesi. Gerçekten çok işlevsel bir proje olduğunu düşünüyoruz. Bunun kanıtı da TÜBİTAK tarafından onaylanması. Gelen misafirlerimiz de projeyi çok beğendiler. Kayseri’deki bir STK’mız da bunu bedelsiz olarak çoğaltacağını ve bunu çocuklara bedelsiz olarak vereceğini söylemişti. Bunu yaptık ve bütün çocuklarımız için bu bileklikler hazırlandı. Öğrencilerimizin bileklerine takacağız ve evlerine göndereceğiz. Kullanımını da velilerimize anlatacağız. Normal bir saat şeklinde tasarlandı. Çocuğumuz herhangi bir yerde kaybolduğu zaman, vatandaşımız bulduğunda akıllı telefonları ile QR kod kısmını okuttukları zaman okulumuzun ismi, adresi, velinin ve çocuğun ismi ve velinin cep telefonu numarasına varana kadar bütün bilgiler çıkmaktadır. Sosyal sorumluluk ve insanlık namı adına bu telefonu çevirdiğinde bu çocuğumuzu bulduğunu söyleyecek" ifadelerini kullandı. Köseoğlu, bu projenin diğer okullara da örnek olacağını söyleyerek, "Bunun ülkemizde yaygınlaştırılmasını bekliyoruz. Özel çocuklarımızın hayatını kolaylaştıracak bir adım olarak düşünüyoruz" dedi.
İstanbul Plastik geri dönüşüm ödülleri sahiplerini buldu Plastik atıkların geri kazanımı ve yeniden değerlendirilmesine yönelik çözümlerin ele alındığı plastik geri dönüşüm yarışmasnda 7 farklı kategoride ödüller sahiplerini buldu. Her ürün ve projenin, Türkiye plastik geri dönüşüm endüstrisinin son on yıldır sektöre yaptığı yatırımların açık bir sonucu olduğunu vurgulayan Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği Başkanı Yavuz Eroğlu, “Finalistlerimizin çeşitliliği, plastiklerin döngüsel ve sürdürülebilir kullanımı konusunda Türkiye plastik endüstrisi olarak kaydettiğimiz kayda değer ilerlemenin bir kanıtıdır. Yeni mevzuatlar oluştururken bunu unutmamalıyız” dedi. Finale kalan tüm yarışmacıları kutlayan Eroğlu, ’’Ödüller, plastiklerin döngüsel kullanımında yenilikçiliğin ödüllendirilmesi bakımından ulusal bir standart haline gelecek, sektör oyuncularını geri dönüştürülmüş plastiklerin kullanımını daha da arttırmaya ve geri dönüşüm hedeflerine ulaşılmasını motive edecek. Ödüle aday gösterilenlerin karşılaması gereken bir dizi kriter arasında; ürünlerin ve yeniliklerin Türkiye’de tasarlanmış, geliştirilmiş veya üretilmiş olması, ürünlerin en yüksek oranda geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olması ve tüm başvuruların sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi ile sıfır atık politikasını teşvik etmesi yer aldı’’ dedi. Jüri sözcüsü Ömer Benli ise “Kıymetli jüri üyesi arkadaşlarımla her biri birbirinden kıymetli projeleri değerlendirirken zorlandık ama temel maksadımız Türkiye’de plastik atıklardan geri dönüştürülmüş ham maddelerin, ürünlerde daha fazla kullanılmasını özendirmek ve başarılı uygulamaları ödüllendirmekti. Tüm başvuran katılımcılara döngüsel ekonomiye katkıları için teşekkür ediyorum. Ödül alan firmalarımızı da öncü oldukları için ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Plastik geri dönüşümü alanında ham madde ve teknoloji üretenlerin yanında, geri dönüştürülmüş ham maddeden yapılan ürünlerin de ödüllendirildiği bir platform olan plastik geri dönüşüm ödülleri, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı, ürün tasarımı ve üretim alanında güncel gelişmelere dair de fikir verirken, geniş kitlelere de ilham kaynağı oldu.