DÜNYA DİYABET GÜNÜ

Mersin İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, diyabet hastalığının her yıl küresel ölçekte gerçekleşen tüm ölümlerin yüzde 5`inin nedeni olduğunu ifade ederek, ``Diyabet hastalığı, beslenmemize ve yaşam tarzımıza dikkat ettiğimiz sürece kontrol altına alınabilen bir hastalıktır`` dedi.
Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Müdür Kemik, halk arasında ``˜şeker hastalığı` olarak bilinen Diyabetes Mellitus`un, pankreasın ürettiği insülin hormonunun yetersizliği veya etkisizliğinden kaynaklanan ve bulaşıcı olmayan bir hastalık olduğunu kaydetti. Kanda şekerin çok artması vücudun tüm hücrelerini tahrip etmesine sebep olduğunu belirten Kemik, ``Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre diyabetin her yıl küresel ölçekte gerçekleşen tüm ölümlerin yüzde 5`inin nedeni oluyor. Diyabeti olan insanların yüzde 80`ninin düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşıyor olduklarını ve bunların büyük çoğunluğunun orta yaşlı oldukları tespit edilmiştir. Acil olarak harekete geçilmezse gelecek 10 yılda diyabet kaynaklı ölümlerin yüzde 50 oranında artması beklenmektedir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda ise erişkin nüfusumuzun yüzde 7,2`sinde diyabete, yüzde 30` unda hipertansiyona ve yüzde 22`sinde obeziteye rastlanmıştır`` ifadelerini kullandı.
Diyabet hastalığının Avrupa`da körlük nedenleri arasında 1. sırada yer aldığına vurgu yapan Kemik, ``Koroner kalp hastalığından ölümlerin yüzde 75`inin, bacak ampütasyonlarının yüzde 50`sinin nedeni ve böbrek hastalığının en önemli sebebi yine diyabet hastalığıdır. Bu yüzden diyabet hastasının dikkat edeceği en temel unsur kendilerine verilen diyete sadık kalarak, beslenmelerine dikkat etmesidir`` ifadelerine yer verdi.
Kemik, diyabet hastalarının beslenmelerinde dikkat etmesi gereken hususları da şu şekilde sıraladı: ``İdeal vücut ağırlığına ulaşılmalı ve o kiloda kalınmalıdır. Azar azar ve sık sık yemek yenilmeli ve öğün atlanmamalıdır. Öğün araları 2,5-3saat kadar olmalıdır. Şeker ve şeker içeren besinler tüketilmemelidir. Tek başına meyve tüketilmemeli, yanında mutlaka protein içeren bir besin bulunmalıdır. Kırmızı et yerine, beyaz et tercih edilmelidir. Etlerin görünen yağları, tavuk ve hindinin derisi tüketilmemelidir. Sebze yemekleri az su ile pişirilmeli, yemeklerin yağlı suları tüketilmemelidir. Kızartma, kavurma işlemleri yerine, haşlama, ızgara, buğulama ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Yumurta farklı günlerde olmak koşulu ile haftada en çok 2 defa tüketilebilir. Doymuş yağ içeren margarin ve tereyağından uzak durulmalı, doymamış yağ içeren bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar kombine bir şekilde kullanılmalıdır. Sofraya tuzluk getirilmemeli, yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmemelidir. Alkolden uzak durulmalıdır. Diyete ilave olarak mutlaka egzersiz yapılmalıdır. Fiziksel aktivite vücuttaki şekerin daha hızlı tüketilmesini sağlar.``