YEREL HABERLER - 21 Ocak 2012 Cumartesi 11:23

BAŞKAN TUNA KARNE DAĞITTI

A
A
A
BAŞKAN TUNA KARNE DAĞITTI

Mersin merkez ilçe Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, öğrencilerin karne sevincini paylaştı. Öğrencilere karne dağıtan Tuna, belediye olarak her zaman öğrencilerin yanında olduklarını söyledi.
İlk ve orta dereceli okulların yarıyıl tatiline girmesi dolayısıyla Toroslar İlçesi’nde bulunan Durmuş Ali Toksoy İlköğretim Okulu’nda tören düzenlendi. Törene Toroslar Kaymakamı Kaya Çıtak, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik ve Toroslar İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Yılmaz da katıldı.
Öğrencilerin halk oyunları gösterileri sunduğu ve şiirler okuduğu törende konuşan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Çelik, 2011-2012 eğitim öğretim yılının ilk yarı yılını tamamlamanın heyecanını yaşadıklarını belirtti. Öğrencilere seslenen Çelik, “Ülkemizi Büyük Önder Atatürk’ün göstermiş olduğu çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için iyi bir eğitim alabilmeniz ve her adımınızı bu bilinçle atmanız, bizlerin en büyük arzusudur” dedi.
Törende daha sonra okul birincilerine, üstün başarı belgesi almaya hak kazananlara, 7-19 yaş Aile Eğitim Semineri katılım belgesi almaya hak kazanan velililere, en fazla kitap okuyan ve üstün zekalılar yarışmasında dereceye giren öğrencilere Kaymakam Çıtak, Başkan Tuna ve protokol üyeleri tarafından ödülleri verildi. Protokol üyeleri sınıfları gezerek öğrencilere karnelerini de dağıttı. Karne dağıtımı sırasında konuşan Kaymakam Çıtak, öğrencilerin karnelerinin hayırlı olmasını dileyerek; “Öğretmenlerinize ve ailelerinize sizleri iyi yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum. İnşallah ikinci dönem sağlık ve sıhhat içinde okulunuza döner ve eğitim, öğretim yılınızı başarılı bir şekilde tamamlarsınız” diye konuştu.
Hamit Tuna da geleceğin teminatı olan çocukların daha iyi koşullarda eğitimlerine devam edebilmeleri için Toroslar Belediyesi olarak öğrenci ve eğitim camiasının her zaman yanında olduklarını kaydetti. Tuna, iyi eğitim alanları iyi bir hayatın beklediğini vurgulayarak; “İyi bir eğitim alır ve derslerinize sıkı çalışırsanız, çok iyi hayatınız olur. İyi bir hayat için şimdi mücadele edeceksiniz, yapacağınız doğru çalışmalar geleceğinizi çok daha güzel şekillendirecektir” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Ormanlar gelecek nesillere sağlıklı bırakılacak Türkiye’nin en büyük blok ormanlarının bulunduğu Karabük’ün Yenice ilçesinde, ormanların sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak amacıyla uygulamalı silvikültür (orman yetiştirme) eğitimleri başladı. Yenice Orman İşletme Müdürlüğü teknik personellerinin katıldığı eğitim tatbikatına katılan Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, silvikültür bakımlarının ormanları sağlıklı ve sürdürebilirliğinin devamı için şahdamarının işlevselliği ise insan yaşamının sağlıklı olarak devam edebilmesi için hayati önem taşımakta olduğunu belirtti. Orman Bölge Müdürlüğü olarak bıkmadan usanmadan geleceğin ormanlarını kuracak teknik ekibe tecrübelerini aktardıklarını ifade eden Bayraktaroğlu, “Güçlü ekibiniz varsa güçlü ormanlar kurarsınız. Gelişim çağında olan meşceremizin sıklık bakımı ve ilk aralama çalışmalarını zamanında yaparak sıkışık yapıdaki genç meşcereleri daha sağlıklı ve kaliteli olarak geleceğe taşımak gayretiyle bakım müdahaleleri yapıyoruz" dedi. Bütün bu işlemler yapılırken ağaç türlerinin biyolojileri ve ekolojik isteklerinin göz önünde bulundurulduğunu aktaran Bayraktaoğlu, "Yabanıl meyveli ağaç türlerini de sahada tutarak bunlardan beslenen hayvanlara da yaşama şansı verilmesi gerektiğini, orman mühendisliğinin ekosistem yöneticiliği olduğunu yapılan çalışmalarda ekolojik dengeyi bozmadan müdahale edilmesini diğer ormancılık faaliyetlerinde olduğu gibi sıklık bakım çalışmalarında da iş sağlığı ve güvenliğinden kesinlikle taviz verilmemesi gerekmektedir" diye konuştu. Eğitim tatbikatında; toprak işleme, toprak profilleri, kozalak sayımı, tabii gençleştirme, ışık ve boşaltma kesimleri, meşcere bakımları, sıklık bakımı, koruya tahvil, rehabilitasyon, değişik yaşlı ormanların bakımı gibi temel silvikültür konularında verilen teorik bilgilerin ardından uygulamalar yapıldı.
Ankara Bakan Özhaseki: “Sene sonuna kadar 200 bin konut teslim edeceğiz” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Sene sonuna kadar 200 bin konutun teslimatını yapacağız. Her ay 10-15 bin gibi bir sayıda da evlerimizi teslim etmeye devam edeceğiz” dedi. Dünya Bankası ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ortaklığında "Türkiye Karbon Piyasası Geliştirme Projesi" başlatıldı. Projenin tanıtımı Ankara’da İller Bankası Sosyal Tesisleri’nde tanıtıldı. Proje çerçevesinde, ulusal emisyon noktasında ticaret sisteminin daha sağlam temellere oturtulması planlanıyor. Ayrıca projenin düşük karbonlu ve rekabetçi bir ekonomiye geçişe katkı sağlanması da amaçlanıyor. Karbon fiyatlamada ise yeni bir yol haritası oluşturacak. Ulusal karbon fiyatlandırma araçları ile düşük karbonlu kalkınma çalışmalarının desteklenmesi hedefleniyor. Projenin genel amaçları arasında 2053 net sıfır emisyon hedeflerine de katkı sağlaması hedefleniyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, ‘sıfır atık’, ‘sıfır emisyon’, ‘iklim değişikliği’ ve ‘yeşil varlık’ konularının önemini ifade etti. “Sene sonuna kadar 200 bin konut teslim edeceğiz” 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremleri de hatırlatan Bakan Özhaseki, şunları kaydetti: “Sene sonuna kadar 200 bin konutun teslimatını yapacağız. Her ay 10- 15 bin gibi bir sayıda da evlerimizi teslim etmeye devam edeceğiz. Şu an da bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusu ile bu işleri yapmaya devam ediyoruz. 4 bin 333 köyde, köy evi yapıyoruz. Kimisinde 30, 70, 100 gibi rakamlarda yıkılmış olan köy evleri çelik karkastan depreme daha dayanıklı ve dirençli bir şekilde yapmaya devam ediyoruz.” "Dünyadaki ısı gittikçe artıyor" Türkiye’de iklim değişikliğinin meydana getireceği bir takım hasar, kötülük ve zorluklardan korumak için gayret ettiklerini vurgulayan Bakan Özhaseki, “Yangınlar, heyelan tehlikesi ve kuraklık gibi benzer iklim değişikliğinin meydana getirmiş olduğu hasarları hep birlikte izliyoruz. Dünyadaki ısı gittikçe artıyor. 20 yıldan fazla belediye başkanlığı yaptım. O bölgede bile yağış gittikçe azalıyordu. Yerin altından içmek için kullandığımız sular daha derine iniyordu. Kuraklığın her anlamda etrafı etkilediğini hissedebiliyorduk” diye konuştu. Paris İklim Antlaşmasına da işaret eden Bakan Özhaseki, 2053 net sıfır emisyon hedefleri koyduklarını kaydetti. Yeşil dönüşüm için ‘iklim kanuneleri’ hazırladıklarını aktaran Özhaseki, çalışmaları TBMM’ye taşıyarak kanunlaştıracaklarını vurguladı. Türkiye’deki yeşil varlığın arttırılması için çaba sarf ettiklerine de dikkati çeken Özhaseki, son 22 yılda 7 milyardan fazla ağaç dikildiğini sözlerine ekledi. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez’in de katıldığı etkinlik, Bakan Özhaseki ve misafirlerin hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından sona erdi.
Adana Çukurova Üniversitesinde domuz tedirginliği Çukurova Üniversitesi yerleşkesine akşam vakti gelip çöp karıştıran domuzlar öğrencileri korkuttu. Çukurova Üniversitesi Yerleşesindeki kafe yakınlarında akşam saatlerinde oturmaya gelen öğrenciler yaban domuzları ile karşılaştı. Üniversitenin ormanlık alanda bulunması nedeniyle yaban domuzları ile sık sık karşılaştıklarını belirten öğrenciler, yaban domuzlarının akşam karınlarını doyurmak için çıktıklarını ve insanları tehdit olarak algılamaları durumunda saldırgan olabileceklerini söyledi. Domuzları ise üniversitede bulunan yol kenarında poşetleri karıştırdıkları anlar kameralara yansıdı. "Bu tür yabani hayvanlar zarar verebilir" Arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman akşamları da üniversiteye manzara eşliğinde oturmaya geldiklerini belirten İklimlendirme ve Soğutma Bölümü 1.Sınıf öğrencisi Halil Çabuk, “Arkadaşımla oturalım, muhabbet edelim, bir şeyler yiyelim istedik. Motosikletten inip oturacağımız sırada karşımızdan iki tane domuz geldi. Üniversitenin içi, yani öğrencilerin içinde. Zarar da verebilir bu tür yabani hayvanlar, bilemiyorum. Domuz zaten gece avlanan bir hayvan çok normal. Ama biz akşam oturmak istediğimizde böyle her seferinde çıkarsa yarın bir gün bize de zarar verebilir. Şu an onlar aç karınlarını doyurmak için çıkıyor ve bizi de tehdit olarak gördükleri anda saldırabilirler. Boyutları da kocaman yani ufak bir şey de değil. Rahatlıkla bir insanı altına alıp öldürebilir" şeklinde konuştu. "Bu durum tedirgin ediyor" Domuzlar ile genelde akşam saatlerinde oturmaya geldiklerinde karşılaştıklarını belirten Muhammed Ali Savcı ise, "Domuzları üniversite yerleşkesinde görüyoruz. Daha önce de oldu aslında. Malum üniversitemiz ormanlık alanda. Başka hayvanlarla da karşılaşıyoruz, bazen domuzları da görüyoruz. Bu şekilde yol kenarına çıktıkları da oluyor" dedi. Gündüzleri domuzlarla pek karşılaşmadıklarını ancak akşam saatlerinde sıkça görüldüklerini anlatan Savcı, "Gündüz pek görünmüyorlar ancak akşamları buraya geldiğimiz zaman genelde görüyoruz. Belki gündüz insanlar ve kalabalık onları etkiliyordur, çıkamıyorlardır. Tabi bu durum da tedirgin ediyor bizi. Mesela az önce fotoğraf çektirecekken bir anda arkamızda belirdi" ifadelerini kullandı.
Antalya Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin yapılan düzenleme sektörü dönüştürecek Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin kanun teklifinin TBMM’de kabul edilerek yasalaşmasının ardından konuşan Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) Başkanı Mehmet Gem, seyahat acentelerine ilişkin maddenin rehberlerle sözleşmelerini yenilemeye yol açacağını ifade etti. Gem, "Bu aslında biraz daha piyasayı kontrol altına almak adına alınmış bir karar. Biz artık rehberlerle sözleşmeyi yaparken; bu maddeye istinaden, herhangi bir şekilde tur haricinde hiçbir noktaya uğranılmamasıyla ilgili olarak da rehberle bir sözleşme mecburiyetimiz olacak" dedi. Turist rehberleri ve seyahat acentelerine ilişkin düzenlemeleri içeren Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Buna göre mesleğe kabul şartlarını yerine getiren adaylar, yabancı dil yeterlilik belgesi olmasa bile Türkçe turist rehberliği yapabilecek. Turistlerin bilgisi dışında yapılan yönlendirmeye ceza Yasalaşan ve Resmi Gazete’de yayınlanan kanun teklifinde, düzenlenen bazı maddeler şu şekilde özetleniyor: "Yabancı dil şartını sağlayamadığı için rehber olamayanların mağduriyetini gidermek ve iç turizmde artan Türkçe rehber ihtiyacını karşılamak için Türkçe rehberliğe ilişkin düzenleme yapılacak. Kültür ve turizm politikaları ile uyumlu biçimde mevcut rehber sayısını artırmak amacıyla Uzakdoğu dillerindeki rehber adaylarını teşvik edici düzenlemeye gidilecek. Üniversitelerin sanat tarihi ve arkeoloji bölümlerinden lisans düzeyinde mezun ve yabancı dil yeterliliğine sahip olanların turist rehberi olmaları kolaylaştırılacak. Turist rehberlerinin, turist rehberliği hizmetinin verilmesi sırasında ve bu hizmeti alanların bilgisi ve onayı dışında alışveriş amaçlı belirli bir işletmeye gönderilmeleri karşılığında kendisine veya yönlendireceği kişiye herhangi bir menfaat temin etmeleri halinde 25 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar idari para cezası yaptırımı uygulanması yönünde düzenleme yapılacak. Seyahat acentelerinin, müşterilerine verdikleri hizmetler sırasında müşterilerin bilgisi ve onayı dışında alışveriş amaçlı belirli bir işletmeye gönderilmeleri karşılığında kendisine veya yönlendireceği kişiye herhangi bir menfaat temin etmeleri halinde belgelerinin bakanlıkça iptal edileceği ve bunların beş yıl süreyle seyahat acenteliği yapamayacağı yönünde düzenleme yapılacak." Turizm rehberliği mezunlarına iş bulma kolaylığı Türkçe turist rehberliği düzenlemesine olumlu yaklaşan SAYD Başkanı Mehmet Gem, yapılan düzenlemenin turizm rehberliğinden yeni mezun olmuş öğrencilere faydalı olacağını ifade etti. Gem, "Türkçe rehberliğe ilişkin düzenlemeye dair, üniversitelerin rehberlik bölümünden mezun olmuş gençler, Turist Rehberleri Odaları Birliği (TUREB) veya Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açmış olduğu sınavlarda yeterli dil puanına ulaşamadıkları takdirde maalesef rehber olamıyorlardı. Şimdi bu konuyla ilgili değişen, özellikle kültür pazarına istinaden gelişen rehber talebine, TUREB de maalesef yeterli cevap veremiyordu. Çünkü, yüksek sezonların olduğu dönemlerde ağırlıklı yabancı dil bilen rehberler turizm bölgelerinin yoğun olduğu yerlerde konuşlanıp, buna göre işe gitmek istiyorlardı. Dolayısıyla bu Türkçe rehberlik için olumlu bir durum, rehberlik bölümünden mezun olacak gençlere de belirli bir sürede iş bulma anlamında destekleyici bir durum" diye konuştu. "Kanun maddesi çok ağır" SAYD Başkanı Mehmet Gem, Seyahat acentelerinin, müşterilerine verdikleri hizmetler sırasında, müşterilerin bilgisi dışında, işletmeye gönderilmeleri karşılığında, herhangi bir menfaat temin etmeleri halinde, belgelerinin bakanlıkça iptal edileceği ve bunların beş yıl süreyle seyahat acenteliği yapamayacağı yönünde yapılan düzenlemeyi de değerlendirdi. Gem, seyahat acenteleriyle ilgili düzenlemenin ardından, alacakları önlemleri şu şekilde aktardı: “Bu maddeyi uygulamada göreceğiz. Çünkü normalde seyahat acenteleri tur satarken, tur programının tamamını müşteriye iletiyor. Burada biraz daha hanutçuluk faaliyetiyle ilgili, rehberlerin bazen istemeyerek de olsa anlaştığı, seyahat acentelerinin bilgisi dışında olan harici yerlere girip, satışlar yaptırdığı hepimizin bilgisi dahilinde. Bu aslında biraz daha piyasayı kontrol altına almak adına alınmış bir karar. Biz artık rehberlerle de sözleşmeyi yaparken; bu maddeye istinaden, herhangi bir şekilde tur haricinde hiçbir noktaya uğranılmamasıyla ilgili olarak da rehberle bir sözleşme mecburiyetimiz olacak. Veya yaptığımız sözleşmeye ilave bir madde koyacağız. Çünkü kanun maddesi cidden çok ağır, 5 yıl seyahat acentesi belgesinin iptal olması ve o kişinin 5 yıl seyahat acenteliği yapamaması çok ciddi bir durum." "Sahadaki yanıtını görmemiz gerekiyor" Antalya Rehberler Odası Başkanı Mustafa Yalçın Yalçınkaya ise Türkçe rehberliğe ilişkin düzenlemenin olumlu ve olumsuz yanlarına dikkat çekti. Yalçınkaya, kanun teklifiyle birlikte aynı zamanda; odalara ve oda yöneticilerine denetim mekanizmasının güçlendirildiğini ve de herhangi bir durum olursa, kamu çalışanı gibi yargılanması hususunun gündeme geldiğini dile getirdi. Yalçınkaya, “Son yıllarda ülkemizde hava yolu ve demir yolu ulaşımının artmasıyla beraber taşımacı şirketlerin seyahat acentesi açtığını sıklıkla görmekteyiz. Taşımacılıktan seyahat acentesine evrilmiş olup, seyahat acentesi sahibi olanların, rehberi külfet olarak görme tarzında ki söylemlerine şahit olduk. Bu kesimin oluşturmuş olduğu mobbing çalışmalarının bazı yerlerde yanıt bulduğunu üzülerek görmekteyiz. Bundan önceki turizm şuralarında yabancı dil bilmeden rehber olma konusu gündeme geliyordu fakat gerek akademik çevrelerden gerekse de rehberler odaları ve birliği tarafından, bu konunun olmaması gerektiği sıklıkla dile getiriliyordu. İhtiyaç vardı ki oldu, uygulamasına bakmamız gerekiyor. Sektöre yıllık yabancı dil bilmeden ne kadar rehber temin edileceği konusunda bakanlığımız nasıl bir insiyatif kullanacak, sahadaki yanıtını görmemiz gerekiyor. Bizim açımızdan grup liderleri ile tura çıkmış olan şahıs, şayet sadece Türkçe biliyorsa; bu durumda yanındaki rehberle yabancı dil bilmeden grup turuna çıkarsa, bu camiada ve sektörde çok ciddi krize sebep olur” dedi.
Bursa TÜBİTAK’tan BUÜ’nün projesine Cumhuriyetin 100. yılına özel destek Bursa Uludağ Üniversitesinin (BUÜ) yürütücülüğünde hazırlanan “Geçmişten Geleceğe: Elektronik Belgelerin Güvenilirliği” isimli proje, Cumhuriyetin 100. Yılı Özel Çağrısı çerçevesinde destek almaya hak kazandı. TÜBİTAK tarafından 1001 Projesi çerçevesinde destek alan çalışmaya dair açıklamada bulunan Proje Yürütücüsü Dr. Özhan Sağlık, zaman içerisinde yaşanan teknolojik değişimler sonrasında bir belgenin üretildiği dönemdeki özniteliklerinin ve diğer belgelerle ilişkisini gösteren arşivsel bağının korunması için yöntemler geliştireceklerini vurguladı. Bu araştırmayla hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenilirlik çalışmalarına katkıda bulunacaklarını belirten Dr. Özhan Sağlık; “Proje sonucunda bir hak, yetki veya yükümlülük içererek delil değerine sahip olan, Türkiye’nin geçmişine dair önemli bilgiler içererek Türk milletinin devamlılığını sağlayan elektronik belgelerin geleceğe sağlıklı bir şekilde taşınması için gerekli olan şartlara ilişkin bir yol haritası sunacağız. Projede kamu kurum ve kuruluşlarının fonksiyonları neticesinde oluşan ve arşivlik değere sahip olan video ve fotoğraf gibi görsel-işitsel malzemeler, e-postalar, web siteleri, sosyal medya kayıtları ve veri tabanlarının güvenilirliğinin korunması için hangi kriterlerin benimsenebileceğini analiz edeceğiz. Bununla birlikte, bu belgelerin güvenilirliğinin korunmasında düzenleyici ve yönlendirici kurumların rollerini inceleyeceğiz. Üç yıl sürecek olan proje kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında çeşitli saha araştırmaları yapacağız” dedi. Dr. Özhan Sağlık, proje ekibinde Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Nevzat Özel, Marmara Üniversitesinden Doç. Dr. Bahattin Yalçınkaya, Dr. Öğr. Ü. Varol Saydam ve Araştırma Görevlisi Dr. Muhammet Emin Gedikli ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinden Dr. Öğr. Ü. Levent Kutlutürk’ün yer alacağını belirtti. Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Fahrettin Özdemirci’nin danışmanlığını yapacağı projede Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerinde yüksek lisans ve doktora yapan bursiyerlerin de yer alacağı açıklandı.