YEREL HABERLER - 28 Şubat 2012 Salı 17:14

CHP’DEN TÜM KADINLARA ÇAĞRI

A
A
A
CHP’DEN TÜM KADINLARA ÇAĞRI

CHP Mersin İl Kadın Kolları Başkanı Nevin Zaimoğlu, CHP’nin Olağanüstü Kurultayı’nda büyük bir atılım yaparak kadın kotasını yüzde 33’e çıkardığını belirtti ve tüm kadınları CHP çatısı altında çalışmaya davet etti.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Zaimoğlu, CHP’nin hafta sonunda yapılan 16. Olağanüstü Kurultay’da kabul edilen kadın kotasına ilişkin yeni düzenleme ile ilgili açıklama yaptı. CHP il binasında gerçekleştirilen açıklamaya İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu üyeleri ve kadın partililer de katıldı. Kurultayda kadın üyelere yönelik alınan kararları madde madde açıklayan Zaimoğlu, pazar günü yapılan kurultayda kabul edilen yeni tüzükte kadın kotasını yüzde 25’ten yüzde 33’e çıkardıklarını söyledi. CHP’nin, kadınlara erkeklerle eşit toplumsal hakları ve seçme-seçilme temelinde siyasal eşitlik haklarını vererek Cumhuriyet Devrimi’ni taçlandırdığını ifade eden Zaimoğlu, şimdi de büyük bir atılım yaptığını kaydetti. Kadın kotasının “cinsiyet kotası” olarak değiştirildiğini dile getiren Zaimoğlu, kotanın genel ve yerel seçimlerde, örgüt yönetiminde, kongre-kurultay delegeliklerinde zorunlu uygulama olarak benimsendiğini anlattı.
Kadın örgütlenmesi ile ilgili tek yeniliğin bu olmadığına işaret eden Zaimoğlu, CHP Tüzüğü’nün 3. maddesinde sıralanan amaçlarından birinin, “Cinsiyet eşitliğinin toplumsal yaşamın her alanında uygulanmasını sağlamak, kadına karşı her türlü şiddeti önlemek” olarak belirlendiğini aktardı. Tüzüğün, kadın kolları yapılanmasını, madde 23’te sayılıp sınırlandıran “parti örgütü” başlıklı maddeye dahil ederek, konumu bakımından güçlendirdiğini ve tanınırlığını Tüzük hükmü haline getirdiğini belirten Zaimoğlu, ayrıca kadın kolu başkanlarının ilçe ve il yönetim kurulu ile MYK ve Parti Meclisi toplantılarına katılabilmelerinin, görüşlerini açıklayarak önerilerde bulunmalarının da benimsendiğini vurguladı. Merkez Yönetim Kurulu’nda görevli genel başkan yardımcılığının “Kadın Örgütlenmesi” olan unvanının yeni Tüzük’te “Kadın Örgütlenmesi ve Politikaları” olarak işin doğasına daha uygun ve daha tam hale getirildiğine dikkat çeken Zaimoğlu, “Kendine özgü hiçbir gelire sahip olmayan kadın kolları, yeni Tüzük’le birlikte harcamalarını planlayabilecek bir yapıya dönüşmüştür. Tüzüğe yeni eklenen maddelerle her ilçe ve ilin, yıllık bütçesinden toplam en az yüzde 10 olmak kaydıyla yeter miktarda payı, kadın ve gençlik kolları için ayırmak zorundadır. Genel merkez de partinin yıllık bütçesinden yeter miktarda pay ayıracak. Bunlara ek önemli bir hüküm ise ‘Bu paylar belirlenirken ilgili kol yönetiminin görüşü alınır’ hükmüdür. Böylece kadın kolları, yıllık çalışma planını oluştururken önünü daha net görebilecek ve hiç kuşkusuz şimdiye dek olduğundan daha etkili işler yapabilecektir” dedi.
Zaimoğlu, Kadın Kurultayı toplantısı sonunda bir rapor hazırlanmasının, yerel ve genel seçimlerden sonra en geç iki ay içinde seçimsiz olarak toplantıya çağırılmasının, kadın kollarının bu yollarla parti örgütlenmesine ve çalışmalarına yön verecek önerilerinin kurumsallaştırılmasının da yeni hükümler arasında yer aldığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’daki, “CHP bütün kadınların evidir. Kapımız sonuna kadar açık. CHP kadın kotasını yükseltiyoruz. Bu siyasette, kadın siyasetinde ikinci büyük devrimdir. Birinci büyük devrime CHP imza attı ve seçme seçilme hakkını getirdi. İkinci büyük imzayı yine CHP atıyor ve batı siyasetinde olduğu gibi kadın kotasını yüzde 33’e çıkartıyor. Gücünüzü bölmeyin ve halk için çalışın. Kimseyi ötekileştirmeden, inancına ve kimliğine bakmadan her kadını CHP’nin görkemli çatısı altına bekliyoruz” sözlerini anımsatan Zaimoğlu, “Bizler de CHP’li kadınlar olarak, Genel Başkanımızın çağrısını yineliyor ve tüm kadınlarımızı partimize üye olmaya, CHP çatısı altında çocuklarımız, geleceğimiz, demokratik haklarımız için birlikte çalışmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Zehirlenme haberlerinin daha sık gündeme gelmesi kolektif travma oluşturuyor " Biruni Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi ve Klinik Psikolog İlayda Erdoğan, son dönemde peş peşe yaşanan zehirlenme vakalarının toplumda kolektif travma etkisi oluşturduğunu belirterek, artan kaygı nedeniyle vatandaşların hastanelerin acil servislerine daha sık başvurmaya başladığını söyledi. Klinik Psikolog İlayda Erdoğan, kolektif travmanın yalnızca geniş kitleleri etkileyen büyük afetlerle sınırlı olmadığını, küçük gibi görünen olayların bile arka arkaya geldiğinde toplumsal bellekte güçlü bir stres tepkisine yol açabileceğini ifade etti. Erdoğan, "İstanbul Fatih’te Böcek ailesinin zehirlenmesi olayı ilk etapta tüm toplumu etkileyen bir kriz gibi görünmese de sonrasında yaşanan benzer vakalar toplumda bir tehdit algısını besleyerek kolektif travmayı tetiklemiş olabilir" değerlendirmesinde bulundu. "Artan kaygı acil servis başvurularını yükseltiyor" Zehirlenme vakalarına dair haberlerin sık ve tekrar eden şekilde gündeme gelmesinin bireylerde yoğun kaygı oluşturduğunu vurgulayan Erdoğan, "Toplumdaki kaygı artışı nedeniyle, kişiler en ufak mide bulantısı, baş dönmesi gibi belirtileri bile zehirlenme ile ilişkilendirerek acil servislere başvuruyor. Bu da sağlık sisteminde yoğunluk ve yük oluşturuyor" dedi. "Medyanın tutumu travmayı hafifletmede kritik" Kolektif travmanın etkilerinin azaltılmasında medya kuruluşlarının önemli rol üstlendiğini belirten Erdoğan, şeffaf, "Medya doğru, teyit edilmiş bilgiyi aktarmalı; abartılı, tekrar eden ve tetikleyici içeriklerden kaçınmalıdır. Bu tür içerikler toplumda kaygıyı tırmandırarak travmanın kalıcılığını artırıyor" ifadelerini kullandı. "Kaygı düzeyi günlük yaşamı bozuyorsa destek alınmalı" Erdoğan, depremlerin oluşturduğu kaygının da benzer şekilde bireysel ve toplumsal düzeyde ele alınması gerektiğini belirterek, "Bireyler olumsuz içeriklere maruziyetini azaltmalı, yalnızca güvenilir kaynaklardan bilgi almalı. Deprem çantası hazırlamak, muhtemel bir depremde yapılacakları öğrenmek kaygıyı düzenler. Günlük yaşamı bozan bir kaygı düzeyi varsa mutlaka uzman desteği alınmalıdır" diye konuştu. Toplumda dayanışmayı güçlendirecek psikoeğitim faaliyetlerinin ve güven artırıcı kamu bilgilendirmelerinin önemine de dikkat çeken Erdoğan, doğru bilgi akışı ve alınacak yapısal önlemlerin kolektif travmanın oluşmasını önlemede belirleyici olduğunu kaydetti.
Hatay Firari anguslar uyuşturucu iğneyle tek tek avlandı Hatay’da 2 kişinin can verdiği kazada tırdan kaçarak şehir turuna çıkan anguslar, ekipleri tarafından uyuşturucu iğneyle sakinleştirerek tek tek yakalandılar. Hatay-Adana otobanı Dörtyol ilçesi Hurmalık mevkiinde orta refüje çarparak devrilen 63 ADM 974 plakalı tır alevlere teslim olmuş ve kazada 2 kişi ölmüştü. Kazanın ardından tırda taşınan anguslar firar etti. İskenderun, Dörtyol ve Payas ilçelerinde zaman zaman vatandaşların yaşam alanlarında grup halinde gezen anguslar tedirginliğe neden oldu. Ekiplerin zamanla yarışında vatandaşlara zarar vermeden yakalanmak istenen anguslar, uyuşturucu iğneyle vurularak yakalandılar. Yakalanan anguslar, sevk edildikleri liman merkezine götürüldüler. İki kişinin hayatını kaybettiği kazayı anlatan Semih Yalçın, "Sabah saat 05.30 sıralarında Dörtyol Hurmalık mevkiinde, otoban üzerinde Almus yüklü bir tır devrildi. Devrilmenin ardından tırda aniden yangın çıktı ve araç tamamen yandı. Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri olay yerine çok hızlı bir şekilde müdahale etti ancak maalesef iki gencimiz çıkan yangında hayatını kaybetti. Tırda yüklü olan anguslar yola saçıldı. Karayolları ve jandarma ekipleri çevrede geniş güvenlik önlemleri alarak, yola saçılan angus toplayıp bayıltma işleminin ardından tekrar limana götürdü. Kaza nedeniyle yol yaklaşık 3–4 saat trafiğe kapalı kaldı. Bu süre zarfında ulaşım E5 olarak bilinen D-400 karayolu üzerinden sağlandı. Otoban ise geçici olarak trafiğe kapatıldı. Yaşanan kazada iki gencimizi kaybettik" dedi.