KÜLTÜR SANAT - 15 Ekim 2024 Salı 17:48

Mersin ’Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’ ile renklenecek

A
A
A
Mersin ’Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’ ile renklenecek

Mersin Yenişehir Belediyesince düzenlenen Uluslararası Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali, 19-20 Ekim arasında gerçekleştirilecek. Bir sivil toplum kuruluşu işbirliğinde bu yıl 6.’sı düzenlenecek festival kapsamında kurulacak stantlardan elde edilecek kiralama gelirinin tamamı deprem bölgesine aktarılacak.


Geleneksel hale gelen ve bu yıl uluslararası boyut kazanan Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festival kapsamında, sanatçılar iki gün boyunca birbirinden güzel performanslarını Mersinliler için sergileyecek. Karnaval havasında geçecek festivalde müzisyenler, ressamlar, dans grupları ve performans sanatçıları yer alacak. Festivalin gerçekleşeceği Kushimoto Sokağı, 18 Ekim Cuma günü saat 19.30’dan 20 Ekim Pazar günü saat 23.00’e kadar araç trafiğine kapalı olacak.


Festival dayanışma ve sanatın buluştuğu bir organizasyon olarak sosyal sorumluluk bilinciyle de ön plana çıkacak. Festivalin en önemli unsurlarından biri, etkinlik boyunca kurulan stantlardan elde edilen kiralama gelirinin tamamının deprem bölgesine aktarılacak olması. Bu şekilde sanatın iyileştirici gücü sadece Mersin’de değil, zor günler geçiren depremzedeler için de umut olacak.


Mersinlileri 6. Uluslararası Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’ne davet eden Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, "Mersin gibi çok yönlü ve renkli bir şehir için bu festival büyük anlam taşıyor. Müzisyenlerin, ressamların, dans gruplarının ve performans sanatçılarının etkileyici gösterileriyle dolu harika bir festival vatandaşlarımızı bekliyor. Tüm hemşehrilerimizi, bu eşsiz sanat etkinliğinde bir araya gelmeye, sanatın gücünü paylaşmaya davet ediyorum" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Lunapark dönüşündeki baba ve oğlunu hayattan koparan kazanın güvenlik kamerası ortaya çıktı Antalya’da yaz tatili için yanına geldiği babası ile birlikte gittiği lunapark dönüşünde direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücünün kaldırıma çıkarak çarptığı baba-oğlu hayattan koparan kazanın güvenlik kamerası kayıtları ortaya çıktı. Feci kazaya şahit olan işletmeci "Hala kazanın etkisindeyim’ diyerek dehşet dolu o anları anlattı. Önceki gece saatlerinde Konyaaltı ilçesi Atatürk Bulvarı üzerinde meydana gelen kazada İzmir’de annesi ile birlikte yaşayan ve yaz tatilinde babası Yunus Tekerci’nin yanına gelen 8 yaşındaki Adem Efe Tekerci babası ile birlikte lunaparka gitmiş, bir süre burada birlikte vakit geçiren baba oğul eve dönmek üzere yola çıkan ve kaldırımda yürümeye başlayan baba-oğula alt geçit çıkışında direksiyon hakimiyeti kaybeden Caner S.’nin kullandığı 34 GU 5081 plakalı otomobil çarpmıştı. Kazayı görenlerin ihbarı ile olay yerine sevk edilen 112 Acil Sağlık ekipleri 8 yaşındaki 8 yaşındaki Adem Efe Tekerci’nin olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenirken, ağır yaralanan ve ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan baba Yunus Tekerci ise doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. "Oğlumla birlikte ben de öldüm" İzmir Sabiha Gökçen İlköğretim Okulu 2. Sınıf öğrencisi Adem Efe Tekerci’nin 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan 11 ilimizi etkileyen 7.8 ve 7.5 şiddetindeki depreme Hatay’da yakalandığı ve annesi tarafından enkazdan çıkarıldığı öğrenilirken acılı anne Çağla Öz "Ben oğlumu enkazdan sapasağlam çıkardım. Gözüm gibi bakıyordum sağlam gönderdiğim oğlumun cenazesini almaya geldim. Oğlumla birlikte ben de öldüm, benim de canımı aldılar" diyerek gözyaşı dökmüştü. Gözyaşları içinde Antalya Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemlerinin ardından cenazeleri teslim alınan talihsiz baba-oğul dün Burdur’un Bucak ilçesinde yan yana toprağa verildi. Kaza anı güvenlik kamerasında Baba ve oğlunun hayatını kaybettiği kazanın güvenlik kamerası kayıtları ortaya çıktı. Görüntülerde Caner S.’nin kullandığı otomobilin orta refüje çarptıktan sonra kontrolden çıkarak kaldırıma doğru yöneldiği ve bu sırada el ele kaldırımda yürümekte olan Yunus Tekerci ve 8 yaşındaki oğlu Adem Efe Tekerci’ye çarptığı görüldü. Dehşet dolu o kaza anını anlattı Kazanın yaşandığı noktada büfe işleten ve dehşet dolu o anlara şahit olan Cüneyt Akyüz, "Hızla bir araç geldi, ardından da bir ses çıktı. Sese doğru baktığımda büyük bir kaza olduğunu aracın olduğu yerde döndüğünü gördüm. Hemen yardıma gittik" dedi. Kaza yerine gittiklerinde ilk başka araçtan çıkan 2 yaralıyı gördüklerini söyleyen Akyüz, "Aradan birkaç dakika geçtikten sonra insanlar ‘Burada çocuk var’ diye seslendi. Bizde çocuğa doğru yaklaştık. Kalp masajı yapan hemşire bir hanımefendi vardı. Elinden geldiğince çocukla ilgilendi. Ama vücut bütünlüğü yoktu. Biraz daha vakit geçince kaldırımın alt kısmında bulunan kaza yerinden 17-18 metre mesafede boş arazide birisinin olduğunu söylediler. Babası o tarafa doğru fırlamış aracın çarpma etkisiyle orada yatıyordu. İlk başta konuşup hareket edebiliyordu. Hemen taşıdık hızlıca ambulansa, fakat hastanede rahmetli olmuş" şeklinde konuştu. "Hala kazanın etkisindeyim" Kazanan yaşandığı noktada daha öncede ölümlü ve büyük kazaların yaşandığını vurgulayan Cüneyt Akyüz, "Baba evladını elinden tutup lunaparka götürüp gezdirmek istiyor. Ama bir bakıyorsun ki ölüm hiç alakasız bir yerden sana geliyor. Allah ailesine sabır sıhhat versin. Çok üzüldüm, dünden beri etkisindeyim zaten. Elimizden keşke daha fazlası gelseydi. Biz yapmaya çalıştık ama elimizden o kadar geldi. Bu yolda sürekli kaza oluyor. Belediyenin, kamu kurumlarının ve UKOME’nin bir karar çıkartıp bu güzergaha koruyucu bir bariyer yapması bence zaruri, bir çok insan zarar görüyor. Bu yol çok dar bir yol, buradan binlerce araç geçiyor. Biraz daha genişletilse bence biraz daha sağlıklı olacaktır vatandaşlar için" ifadelerini kullandı.
Hatay Depremde oğlunu, gelini ve torunlarını kaybeden acılı anne, 12 gündür zihinsel engelli kızından gelecek umutlu haberi bekliyor Hatay’da yaşayan ve depremde; oğlu, gelini ve torunları vefat eden acılı anne Senem Şaklar’ın zihinsel engelli kızı Necla 12 gün önce sırra kadem basarak ortadan kayboldu. Depremde yuvası yıkılan ve üzüntüyle yaşayan anne Şaklar, evden ayrılan ve günlerdir geri gelmeyen kızından gelecek umutlu haberi bekliyor. Kırıkhan ilçesi Karataş Mahallesi’nde yaşayan Senem Şaklar; oğlu Ümit’i, gelini Gönül’ü ve torunları; Kerim ile Hüseyin Arif’i depremde kaybetti. Depremde büyük acılar yaşayan Şaklar, yüzde 70 zihinsel engelli olan kızı Necla Şaklar ile birlikte hayata tutunmaya çalışıyor. Depremden sonra evi yıkılan ve konteyner da kalan Şaklar’ın kızı Necla 30 Haziran tarihinde evden ayrılarak sırra kadem bastı. Eve bir daha geri dönmeyen Necla’dan haber alamayan Şaklar ailesi, zihinsel engelli kızlarından gelecek umutlu haberi bekliyor. "Kızım önümüzdeki pazartesi günü 15 gün olacak, kızımı görenler jandarmaya ve polise haber etsin" Depremde oğlunu, gelini ve torunlarını kaybeden ve zihinsel engelli kızı 2 haftadır kayıp olan acılı anne Senem Şaklar, "Depremden hemen sonra telefona sarıldık. Çocuğumu aradık ama ses çıkmadı. Oğlum gitti ama kardeşini bulamadı. Kocam gitti ve enkazda buldu. Oğlum ve ailesinin ölüsünü buldular. Oğlum Ümit Şaklar, gelinim Gönül Şaklar. Torunlarım; Kerim ve Hüseyin Arif Şaklar. Biri oğlum, ikisi torunum ve biri gelinim hepsi gitti. Enkazdan çıktığı gibi gömüldü. Kızım engelli ve devamlı öyle. Kızım önümüzdeki pazartesi günü 15 gün olacak. En son Reyhanlı’da görüldüğünü duyduk. Kızım Necla Şaklar, orada görünmüştü. Kızımı bulup getirsinler, kuzumu emniyete bildirdim ve her tarafı da millete haber verdim. Kafasına göre gidiyor ve söz dinlemiyor. Allah beni böyle mi imtihan ediyor, ben anlamadım. Kızımı görenler jandarmaya ve polise haber edin. Kızımı getirsinler. Kızım dönsün eve gelsin. Kimseye kanmasın onları gelip geçici yalan söylerler ve eve geri dönsün" ifadelerini kullandı.
Adana Kuraklık Çukurova’da ayçiçeği hasadını erkene çekti Türkiye’nin önemli üretim merkezlerinden Adana’da aşırı sıcaklık ve poyraz nedeniyle oluşan kuraklık ay çiçeği hasadını 20 gün öne çekti. Susuz arazilerde dönüm başına yaklaşık 200 kilogram verim alınan ayçiçekte bu rakam 80-100 kilograma kadar düştü. Çukurova’nın bereketli topraklarında her ay farklı hasatlar yapılıyor. Türkiye ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu gerçekleştiren Adana’da normal şartlarda Ağustos’ta başlayan sezon yaklaşık 20 gün öne çekildi. İmamoğlu ilçesine bağlı Camili Mahallesi’nde ayçiçeği tarlalarında hasat, bu yıl aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle erkenden başladı. Geçtiğimiz yıllarda susuz arazilerde yağışlarda nedeniyle dönüm başına 200 kilogram ürün alınan tarlalarda, bu yıl verim 80-100 kilograma kadar düştü. Ayçiçeklerinin aşırı sıcak ve poyraz nedeniyle tam olgunlaşmadan kuruduğunu belirten üreticiler, bir çok üründe olduğu gibi ayçiçeğinde de bekleneni alamadıklarını kaydetti. Aşırı sıcak ve poyraz ayçiçeğini erken kuruttu" 65 dönüm tarlasında ayçiçeği yetiştiren üretici Serdar Deveci, "Sezonun başında güzeldi ancak yağmurların yeterli olmaması nedeniyle verimde büyük kayıp yaşandı. Geçmiş yıllarda susuz arazilerde bile 200 kilo verim alıyorduk. Bu yıl 80 kiloya düştü. Aşırı sıcak ve poyraz ayçiçeğini erken kuruttu. Olgunlaşamadan kuruduğu için ürün alamadık" dedi. 20 yıldır çiftçilik yapan Mehmet Deveci ise bu yıl yaşanan kuraklığın, son yıllarda yaşadıkları en sert kuraklık olduğunu ifade etti. Deveci, "Sadece ayçiçeğinde değil, buğdayda da ciddi kayıp yaşadık. Hasat edemeden tarlada kuruyan ürünümüz oldu" diye konuştu.
Düzce Japonya’dan Düzce’ye gelin geldi: 13 bin kilometrelik aşk Düzce’den Japonya’ya çalışmaya giden İsa Bozak, Korona virüs zamanında tanıştığı Hiroe Ohashi aşk yaşayıp evlendi. 13 bin kilometrelik aşkın düğünü Düzce’de gerçekleşirken, Japon gelin Türkiye’de yaşamak istiyor. Yıllar önce Japonya’ya aşçı olarak çalışmaya giden İsa Bozak, orada tanıştığı Hiroe Ohashi ile Düzce’de dünya evine girdi. 2018 yılında iş arayışlarını sürdüren İsa Bozak, Japonya’da Türk şirketinin aşçı aradığını fark edince işe başvurdu. Japonya’ya giderek çalışmaya başlayan Bozak, Yeni Zellanda’dan Japonya’ya eğitime gelen Hiroe Ohashi ile tanıştı. Birlikte zaman geçirmeye başlayan Ohashi ve Bozak Korona virüs zamanında da birbirlerine destek olup çift olmaya karar verince 2023 yılında Japonya’da dünya evine girip evlendi. Türkiye’de de düğün yapmak isteyen çift ise 13 bin kilometre uzaklıkta ki Düzce’ye gelerek düğün hazırlıklarına başladı. Türk-Japon bayrakları asıldı Hazırlıkları tamamlayan çiftin düğünü Beyköy yolu üzerinde bulunan bir kır bahçesinde gerçekleştirildi. Japonya ve Türkiye bayraklarının asıldığı düğünde Japonya’dan Türkiye’ye gelen Hiroe Ohashi’nin ailesi düğün salonunda oyunlar oynarken adaptasyon sürecini atlatırken, gelin Hiroe Ohashi’ye de katılımcılar ilgi gösterdi. Japonya’da tanıştık Japonya’ya çalışmaya gittiğini ve Hiroe ile tanışıp evlendiklerini belirten Damat İsa Bozak (41), "Ben yaklaşık 8 yıldır Japonya’da yaşıyorum. Orada Türk şirketi vardı. İnternetten üzerinden beni gördüler. Aşçılar sitesinde üyeliğim vardı. Oradan beni görüp Japonya’da işe aldılar. Tüm evraklarımı hazırdı ve aşçı olarak oraya gittim. Japonya’yı çok seviyorum. Orada eşimi tanıdım. Bize eğitim vermek için Yeni Zelanda’dan geldi. Resmi olarak biz 2 yıldır evliyiz. Türkiye’ye düğün yapmak için geldik. Eşim Türkiye’ye gelmeden ülkeyi çok sevdi. Özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerini çok seviyor. İlerleyen yıllarda burada kendi işimizi kurup Ege’de yaşamak istiyoruz. Çünkü Ege çok daha güzel bir bölge" ifadelerini kullandı. "Aşka inan biri değildim" Aşka inanan birisi olmadığını belirten Bozak, "Aslında çok klişe olacak ama aşka çok inanan birisi değildim. Gerçek aşk Allah’a olan aşktır. Ama ben eşim için çok dua ettim. Onun için niyet ettim ve çok istedim. Eşimle beni tanıştıran arkadaşımın sayesinde 2 ay sadece telefonla görüştük. Sonra eşim Yeni Zelanda’dan geldi. Sonra 20 gün içerisinde nikah masasına oturduk. Bizim için hızlı nir şey oldu. Bir kızım var 10 aylık ve adını Evren koyduk. Şu anda çok mutluyuz. Hayatı dolu dolu yaşıyoruz ve karamsarlığı sevmiyoruz. İkimizin enerjisi de çok yüksek. Yüzde 90 uyumluluğumuz var. Bu yüzden Japonya’yı çok seviyorum. Hem orada hem de burada yaşamak istiyorum. Benim kızım yarı Türk yarı Japon olacağı için Türk kültürünü de görmesini istiyorum. Hem orada hem burada bir iş kurup gidip gelmeli şekilde hayatımızı devam ettirmek istiyorum" dedi. "Müslümanlığı araştırıyor" Eşinin müslümanlığı araştırdığını belirten Bozak, "Ailem muhafazakardır ama açık görüşlüdür. Yani yabancılara karşı öyleler. Benim eşim Japon ve şu anda kendisi hristiyan. Müslümanlığı şu anda kapsamlı bir şekilde araştırıyor. Dinimizi biliyorsunuz zorlama yok. Bu yüzden eşimde göreceğim ve bakacağım sonra geçiş yapacağım diyor. Bizim dinimizde zaten zorlama yok. Ona tamamen senin özgür iraden dedim" şeklinde konuştu. "Onu tanımaya çalıştım Yeni Zelanda’da bir şirkette çalıştığını ve Japonya’ya eğitim vermeye gidince eşi ile tanıştığını belirten 37 yaşımdaki Hiroe Ohashi, "Yeni Zelanda’dan Japonya’ya çekirdek kliniğine geldim. Yurt dışında yönetim eğitimleri veriyordum. Japonya’da bir arkadaşım beni İsa ile tanıştırdı. Önce iletişim kurdum. Onu tanımaya çalıştım. Korona virüs geldi. Ben o zaman Covid-19 oldum. O zaman birbirimize daha çok değer verdik. O zamanlar harikaydı bana destek verdi. Onun gerçekten iyi bir insan olduğunu düşündüm. Yeni Zelanda’da iş yapmayı düşünüyordum. Ya oraya gidecektim yada Japonya’da kalacaktım. Japonya’da kalma konusunda biraz endişeliydim. Ama onun sayesinde Japonya’da kaldım. Ona aşık oldum ve onunla evlendim" ifadelerini kullandı. "Türkiye çok gelişmiş bir ülke" Türkiye’nin gelişmiş bir ülke olduğunu belirten Ohashi, "Burası düşündüğümden daha fazla güzel. Burası çok gelişmiş bir ülke. Bence burası çok çeşitli insanların olduğu bir yer. Çünkü çok farklı bir ülke. Kafam çok karıştı. İnsanları çok sıcak. Nazik ve çok yardım severler. Tam bir aile gibi yaklaşıyorlar. Bana çok yardım ettiler. Burada yaşamak istiyorum. Japonya’da Tokyo’da kocamın bir işi var. O işi gelecekte Türkiye’de yapabilirsek iyi olacak. Burada birlikte bir işe başlamak güzel olur diye düşünüyorum" dedi. Erik dalı oynayıp, horon teptiler Japonya’dan gelinin annesi Hiromasa ve babası İkuko Ohashi ile arkadaşlarının da katıldığı düğünde erik dalı oynamak için diğer oynayanları gözlemledikten sonra oyunlara katılmaları dikkat çekti. Gelin Hiroe Ohashi Bozak’da Karadeniz kültüründen gelen horonu eşi ile birlikte oynadı.
Adana 15 Temmuz Gazisi Konuralp: "Bu millet o gece ne yaşandığını iyi biliyor" 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9. yıl dönümünde, Genelkurmay Başkanlığı önünde helikopterden açılan ateş sonucu ağır yaralanarak gazi olan Oğuzhan Konuralp, "Biz o gece üç arkadaş çıkmıştık, yanımda arkadaşım şehit oldu. Bu millet o gece ne yaşandığını çok iyi biliyor" dedi. Terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecine de değinen Konuralp" FETÖ ve PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerinin bir gün tarihin tozlu sayfalarında kalacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı. Gazilik unvanını 15 Temmuz gecesi aldığı ağır yarayla kazanan Oğuzhan Konuralp, Ankara Gölbaşı’nda şehit olan Özel Harekat Polisi Aytekin Kuru’nun Adana’nın Kozan ilçesindeki kabrine giderek dua etti. Ziyaretin ardından 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatan Gazi Konuralp, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Konuralp, "Gece 02.20 sularında Genelkurmay Başkanımız Hulusi Akar’ı almaya gelen hainlerin helikopterinden açılan ateşle yaralandım. Beni hastaneye götürdüklerinde beş saat sonra nabzım durdu. Acil ameliyata alındım ve ölümden döndüm. Masadan dönen biriyim. Yaşananların doğru anlaşılması gerekmekte" dedi. "Yanımda arkadaşım şehit oldu" Tarihte birçok darbe girişimi olduğunu ama 15 Temmuz’da milletin kenetlenerek bu ihaneti bertaraf ettiğini dile getiren Konuralp; " Biz o gece üç arkadaş çıkmıştık, yanımda arkadaşım şehit oldu. Görünenin ötesinde perde arkasında yaşananlar var. Bir yanda hain bir grup, diğer yanda vatan evlatları vardı. Bu millet o gece ne yaşandığını çok iyi biliyor"diye konuştu. Devletin zaman zaman bazı gerçekleri kamuoyundan saklayabileceğini ancak bunun güvenlik gerekçeleriyle yapıldığını ifade eden Konuralp, art niyetli söylemlere tepki gösterdi. Konuralp ,"Algı oluşturmak isteyenlere şunu söylüyorum. Ne yaparsanız yapın, ne başlık atarsanız atın; bu millet o gece ne olduğunu biliyor. 251 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. Söylenen her yalan söz, atılan her çarpıtılmış başlık, şehitlerimizin hatırasına acı veriyor. Ama unutmayın, bunun mahşerde bir hesabı olacak" diye konuştu. "Barış içinde yaşayacağımız günler gelecek" "Terörsüz Türkiye" adımını da değerlendiren Konuralp, terör örgütlerine karşı verilen mücadelenin sonuna kadar süreceğini de kaydetti. Konuralp, "Bugün tarihi bir gün. PKK terör örgütünün silah bırakması, terörsüz bir Türkiye için atılmış olumlu bir adımdır. FETÖ ve PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerinin bir gün tarihin tozlu sayfalarında kalacağına inanıyorum. Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle barış içinde yaşayacağımız günler gelecek" diyerek şehit ve gazilere minnetini de belirterek sözlerini tamamladı.