KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2024 Pazar 11:29

Yenişehir Kültür Festivali ve Kitap Fuarı başladı

A
A
A
Yenişehir Kültür Festivali ve Kitap Fuarı başladı

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi tarafından düzenlen Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali ve festival kapsamında gerçekleştirilen Mersin Kitap Fuarı’nın açılışı yapıldı.


Yenişehir Belediyesi Fuar Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali ve Mersin Kitap Fuarı kapılarını açtı. 20 Ekim tarihine kadar Mersinlileri ağırlayacak olan festivalde şair ve yazarlar söyleşi ile imza günü etkinlikleriyle okurlarıyla buluşacak.



“Kültür ve sanat alanındaki her adımı, toplumsal refahın temel taşlarından biri olarak görüyoruz”


Yenişehir’in sanatla, bilgiyle ve kültürel zenginliklerle buluşmasını sağlamak için çalıştıklarını söyleyen Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Bugün, şehrimizde sanatın, edebiyatın ve kültürel zenginliğin buluştuğu iki önemli etkinliğin açılışını yapmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali ve Mersin Kitap Fuarı, Mersin’in kültürel dinamizmini ve sanata verdiği önemi bir kez daha gösteriyor. Kitaplar, geleceğin inşasında önemli bir rol oynar; fuarımız da bu misyona hizmet eden önemli bir organizasyondur. Göreve geldiğimiz günden bu yana Yenişehir’in sanatla, bilgiyle ve kültürel zenginliklerle buluşmasını sağlamak bizim en büyük hedeflerimizden oldu. Yenişehir Belediyesi olarak kentimizin fiziki altyapısını güçlendirmenin yanı sıra eğitime, bilime ve sanata da büyük önem veriyoruz. Çünkü inanıyoruz ki, modern bir kent sadece yollarıyla ve binalarıyla değil, aynı zamanda bilgiye ve sanata yaptığı yatırımlarla büyür ve gelişir. Bu bağlamda, kültür ve sanat alanındaki her adımı, toplumsal refahın temel taşlarından biri olarak görüyoruz” dedi.



“Yenişehir Belediyesinin eğitim çalışmaları Türkiye’de model haline geldi”


Sanata, kültüre ve eğitime verdikleri önemin yansıması olan bu etkinliklerin uzun yıllar boyunca devam etmesi için çalışacaklarını belirten Başkan Özyiğit, şunları dile getirdi: “Geçtiğimiz yıllarda açtığımız kütüphaneler, özellikle erken çocukluk eğitimi konusunda yaptığımız öncü çalışmalarla önemli bir yol kat ettik. Yenişehir Belediyesinin eğitim çalışmaları Türkiye’de model haline geldi. Bu alandaki yatırımlarımız, sadece bireysel başarılara değil, toplumsal kalkınmaya da katkı sunuyor. Dolayısıyla attığımız her adımda, yarının liderlerini ve sorumlu vatandaşlarını yetiştiriyoruz. Sanata, kültüre ve eğitime verdiğimiz önemin yansıması olan bu etkinliklerin uzun yıllar boyunca sürmesini diliyorum. Tüm vatandaşlarımızı festivalimize ve kitap fuarına bekliyoruz.”



“Mersin kültür ve medeniyet şehridir. Mersin, Mustafa Kemal’in şehridir.”


Açılış töreninde konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise festivalin ve kitap fuarının Mersin için önemine dikkat çekerek, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’e teşekkür etti. Mersin halkının kültüre, sanata, eğitime değer verdiğini ifade eden Başkan Seçer, “Mersin kültür ve medeniyet şehridir. Mersin, Mustafa Kemal’in şehridir” diye konuştu. Seçer, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Ne mutlu ki 2019’dan bu yana özellikle Yenişehir ve Mezitli başta olmak üzere birçok ilçemizde çağdaş düşünceli belediye başkanları görev yaptı. Sayenizde ben de 2019’dan sonra Mersin Büyükşehir Belediyesini yöneten bir belediye başkanı olarak bunları söylüyorum. Ama 2024 içinde bir gelişme oldu ve bu düşünceye sahip artık 3’ten 4’ten 5’ten fazla belediye başkanları oldu."


Açılışın ardından Uluslararası Yenişehir Kültür Festivali kapsamında Mersinli şair Özdemir İnce, yazar Feridun Andaç, gazeteci ve yazar Serhan Asker, şair Nouri al-Jarrah, yazar Elçin Suçin ve yazar Mehmet Suçin söyleşi programıyla Mersinliler buluştu, kitaplarını okurları için imzaladı.



Yenişehir Kültür Festivali ve Kitap Fuarı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.