EĞİTİM - 22 Kasım 2020 Pazar 11:51

Yenişehir’de aile eğitimlerinde yeni dönem başladı

A
A
A
Yenişehir’de aile eğitimlerinde yeni dönem başladı

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesince ’Her aile bir okuldur’ sloganıyla hayata geçirilen ’0-3 Yaş Erken Çocukluk Eğitimi Projesi’ kapsamında verilen aile eğitimlerinde 4.

Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesince ’Her aile bir okuldur’ sloganıyla hayata geçirilen ’0-3 Yaş Erken Çocukluk Eğitimi Projesi’ kapsamında verilen aile eğitimlerinde 4. grup eğitimlerine başlandı.


Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, video konferans yöntemiyle eğitim alacak dördüncü grubun açılış dersine katıldı. Online olarak yapılan eğitimin açılışına Başkan Özyiğit ve ailelerin yanı sıra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ozana Ural ve Marmara Aile Becerileri Eğitim Programı’nda (MABEP) görev yapan eğitimci akademisyenler de katıldı. 8 hafta sürecek eğitimlerde erken çocukluk gelişim dönemlerinin özellikleri, yaş gruplarına yönelik oyun ve destek sistemleriyle ilgili bilgilendirilmesi, aile olmanın önemi ve aile olgusunun gelişim dönemlerine etkisi konularında aileler bilinçlendirilecek. Daha önce üç ayrı grupta 45 aile eğitimlerini tamamlamıştı.



“Türkiye Cumhuriyeti’nde okul öncesi eğitimde artık bir müfredat var”


Okul öncesi eğitimin ihmal edilen bir alan olduğunu savunan Özyiğit, erken çocukluk eğitimi ile ilgili müfredatın Yenişehir Belediyesi tarafından basıldığını söyledi. Özyiğit, “Erken çocukluk eğitimi konusu bir eksiklik, bunu bilim insanları söylüyor. Biz bugün ’aklın yolu’ dediğimiz noktada bir aradayız. İnsana yatırım yapmaktan daha önemli bir şey yoktur. Yenişehir Belediyesi Akademi’de, okul öncesi eğitime çok önem veriyoruz. Okul öncesi eğitim çok ihmal edilen bir alan. Milli Eğitim Bakanlığı, 6 yaş ve sonrası için bir çalışma içerisinde ama bu alan biraz daha ihmal edilmiş. Yaptığımız iş doğrudur, bilim ayrılmamamız gereken bir yol. Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Eğer bir gün, benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin’ sözünü hiç unutmamamız gerekiyor. Biz bilime inanıyorsak ve bu yoldan ayrılmak gibi bir düşüncemiz de yoksa o zaman gereklerini yerine getireceğiz" dedi.



“20 yıl sonra değil, 20 asır sonra bile bunun meyvesi yenilecek olsa yine yaparız”


Söz verdikleri projeyi hayata geçirmenin gurunu yaşadıklarını vurgulayan Başkan Özyiğit, “0-3 yaş erken çocukluk eğitimi, yola çıktığımızda bizim ilk projemizdi. İki noktada biz bunun gurunu yaşıyoruz. Unutulmuş bir alana yatırım yapıyoruz ve söz verdiğimiz bir projeyi daha hayata geçiriyoruz. İnanıyorum ki, bu eğitimi verdiğimiz ailelerin çocukları geleceğin bilim insanları olacaklardır. Türk vatandaşları aşı üretecek, bilişsel alanda icatlar yapacaklar ama bu sefer Yenişehirli ailelerin çocukları bunu yapsın diye çaba harcıyoruz. Bir bilim insanı tüm dünyayı kurtarabilir. Bir kişi bile yetiştirirsek, bizim için çok kıymetli olacaktır. Bilimin değerini anlamamız gerekiyor. Bizim işimiz çocuklara destek vermek. 20 yıl sonra değil, 20 asır sonra bile bunun meyvesi yenilecek olsa yine yaparız. Yeter ki birlikte üretelim" diye konuştu.


Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ozana Ural ise Yenişehirli ailelerin isteğinin kendisini umutlandırdığını kaydederek şunları aktardı:


“Bir seçilmiş belediye başkanı 4 seneye yatırım yapar ama Başkan Özyiğit 20 yıl sonrasına yatırım yaptı. Yenişehir’de çocukların 20 yıl sonrasını düşünerek bu adımı attı. Bunu seçilmiş belediye başkanlarından görmek çok mümkün değildir. Biz bu programı yüz yüze ve online eğitim şeklinde düşünmüştük. Ama pandemi yüz yüze eğitime engel oldu. Biz de Yenişehir Belediyesi ile birlikte hemen adapte olduk ve eğitimleri tamamen online olarak vermeye başladık. Yenişehirli anne ve babaların heyecanını görünce gerçekten çok umutlu oluyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Aras Muhtarları tek çatı altında buluşturdu Muğla’da iki ayrı çatı altında faaliyet gösteren Muhtarlar Federasyonu Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda Başkan Aras’ın girişimleri ile tek çatı altında toplanma kararı aldı. Muğla İli Muhtarlar Federasyonu Başkanı Hayretten Akay ve Muğla Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Gümüş’ün başkanlığını yürüttüğü iki federasyon gerçekleştirilen toplantıda Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın girişimi ile tek çatı altında toplanma kararı verdi. Muhtarların yerel yönetimler ile vatandaş arasında en önemli köprü olduğunu belirten Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, vatandaşa verilecek hizmetlerin tek elden yürütülmesinin Muhtarların tek çatı altında hizmet vermesi ile daha da artacağını belirtti. Yapılan görüşmeler sonunda Muhtarların Muğla Muhtarlar Federasyonu çatısı altında birleşilmesine karar verilirken, Muğla Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Gümüş’ün 31 Mart seçimlerinde Kozağaç Mahallesinde tekrar Muhtar seçilmemesi nedeniyle önümüzdeki süreçte yapılacak seçimli olağanüstü genel kurulda yeni başkanın seçilecek. Muğla İl Muhtarlar Federasyonu Başkanı Hayretten Akay, “Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras ev sahipliğinde 13 ilçemizin Muhtarlar Derneği Başkanı ve iki Federasyon Başkanının katıldığı toplantıda Muhtarların sorunları konuşulurken, iki ayrı federasyonunun tek çatı altında birleşmesi gündeme geldi. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın bu önerisi yapılan oylamada birleşme kararı çıktı. Önümüzdeki üç ay içinde olağanüstü seçimli genel kurulda yeni başkan seçilecek. Tek çatı altında toplanmamız biz muhtarların sorunlarının hem yerelde hem genel genelde elimizi daha da güçlendireceğine inanıyorum. Hayırlı olsun” dedi.
Samsun Bu proje üzüm çeşitlerini eksi 35 dereceye kadar dayanıklı hale getirecek SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse tarafından yürütülen proje ile üzüm çeşitleri eksi 35 dereceye kadar dayanıklı hale getirilecek. Köse, “Üzümlerin ülkemizde Erzurum, Kars, Ardahan gibi sert kış soğuklarının olduğu iklimlerde dahi yetişebilmesini hedefliyoruz” dedi. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bağ Yetiştiriciliği ve Islahı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse’den alınan bilgilere göre, "vitis vinifera L." türüne giren kültür asması çeşitlerinin büyük çoğunluğu kış soğuklarına karşı hassas olması ve bunların soğuk-karasal iklimlerde yetiştiriciliği önemli bir sorun olarak görülüyor. Avrupa asmaları olarak bilinen vitis vinifera çeşitlerinde asma gözleri dönem ve çeşitlere bağlı olarak eksi 15 derece ile eksi 25 derecenin derecenin altındaki düşük sıcaklarda don zararına uğrayabiliyor. Aşırı kış soğuklarının hakim olduğu iç veya doğu bölgelerimizde asma sürgünlerinin toprağın veya karın altında gömülmeleri ile yapılan yetiştiricilik hem zahmetli hem de masraflı bir uygulama oluyor. Geliştirilen bu proje ile üzüm çeşitlerinin eksi 35 dereceye kadar dayanılmasını hedefleniyor. Böylece hem ekonomik kayıpların hem de bazı bölgelerde üzüm yetiştirilmesinin önü açılmış olacak. "Büyük oranda başarı sağladık" Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Bülent Köse, "Kış soğuklarına dayanıklı üzüm çeşitlerinin geliştirilmesi projesi yapıyoruz. İlkbahar geç tonlarından etkilenmeyecek geç uyanan üzüm çeşitlerini geliştirilmesini hedefliyoruz. Çekirdekli veya çekirdeksiz, beyaz ya da renkli üzüm çeşitlerinin geliştirilmesi yönünde üniversitemiz tarafında desteklenen proje ile yürütmekte olduğumu bir çalışmadır. Kültür asması en çok eksi 25 dereceye kadar dayanımı olan bir türdür. Ülkemizde iç ve doğu bölgelerimizde kış sıcaklıklarının eksi 30 derecelere kadar düştüğünü görüyoruz. Bu da yıllık sürgünler üzerindeki gözlerin donmasına ya da verim kayıplarına neden oluyor. Burada yaptığımız çalışmada 2 farklı soğuğa dayanıklı üzüm çeşidinden aldığımız polenlerle Karadeniz Bölgesi’nde yetişen kokulu üzüm çeşitleri ile bazı sofralık üzüm çeşitlerini melezleyerek soğuğa dayanıklı üzüm çeşitleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Kullandığımız tozlayıcılar ise eksi 40 dereceye kadar dayanıklı olan Kuzey Amerika orjinli üzüm çeşitlerinden elde edilen polenlerdir. Melezleme yoluyla elde ettiğimiz üzüm çekirdeklerini çimlendirerek, bu bitkilerde dona dayanım testi yapıyoruz. Bu sene laboratuvar ortamında yaptığımız dona dayanım testlerinden olumlu sonuçlar aldık. Eksi 30 derece ve üzerinde dayanımı olan genotipler belirledik. Bu çalışma uzun soluklu bir çalışma olacak. Elde ettiğimiz genotiplerin ülkemizde Erzurum, Kars, Ardahan gibi iklimlerde dahi yetişebilmesini hedefliyoruz" dedi. Yurdun iç bölgelerinde kışın sıcaklıkların zaman zaman eksi 30 derecelerin dahi altına kadar düştüğünü belirten Köse, "İklim değişikliği etkileri yıldan yıla daha fazla hissediliyor. 2021 yılı Şubat ayı içerisinde Bolu’da sıcaklığın eksi 30 derece olarak ölçülmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin ilerleyen dönemlerde daha şiddetli hissedilebileceğini göstermektedir. Yürütmekte olduğumuz soğuğa dayanıklı üzüm çeşitlerinin geliştirilmesi projesi kapsamında Kuzey Amerika orjinli, eksi 40 dereceye kadar dayanımı yüksek vitis riparia kökenli üzüm çeşidine ait çiçek tozları kendi üzüm çeşitlerimiz ile melezlenmektedir. Elde edilen melez bitkilerden dona dayanımı yüksek olarak belirlenen adayların, ülkemizin Erzurum, Kars gibi çok soğuk iklimlerinde dahi yetişebilmesi hedeflenmektedir. Bağcılıkta yetiştiricilik aşamasında sıkça karşılaşılan sorunlardan bir diğer sorun da ilkbahar geç donlarıdır. Ülkemizde mart ayının sonu ile nisan ayının ilk haftasına denk gelen günlerde sık sık geç donlar meydana gelmektedir. Meyvecilikte olduğu gibi bağcılıkta da ilkbahar geç donları yetiştiriciler açısından önemli bir sorundur. Yürüttüğümüz bu projede aynı zamanda geç uyanan, ilkbahar don riski olan bölgelerde yetişebilecek çeşitlerin geliştirilmesi de hedeflenmektedir. Bu sayede ilkbahar geç donlarının meydana getirdiği ekonomik kayıpların azaltılmasına da katkı sağlanmış olacaktır" diye konuştu.
Diyarbakır Genel elektrik kesintisi iddialarına Dicle Elektrik’ten yanıt: Dicle Elektrik bazı sosyal medya organlarında bilinçli ve yanıltıcı olarak gündeme getirilen dağıtım bölgesinde genel bir enerji kesintisi yapıldığı iddialarına yönelik açıklama yaptı. Dicle Elektrik yetkilileri yaptıkları açıklamada 10 yılı aşkın süredir kaliteli, kayıpsız ve kesintisiz elektrik vizyonu çerçevesinde bölgeye sağladıkları katkıyı bir kez daha özetledi. Ayrıca açıklamada Dicle Elektrik hizmet bölgesindeki tarım sulama alanlarında, öngörülmeyen oranlarda kaçak ve kayıt dışı elektrik kullanımının olduğu aktarıldı. Dicle Elektrik yetkilileri sosyal medya üzerinden oluşturulmaya çalışılan algıya yanıt verdi. Yapılan açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) regülasyonlarına tabii bir görevli elektrik dağıtım şirketi olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan 6 ilde bölgemize değer katan çalışmalara imza atıyoruz. Bazı haberlerde ve sosyal medya mecralarında şirketimizin genel elektrik kesintisi yaptığına ilişkin bir kısım iddialar yer aldığını görüyoruz. Bu yöndeki iddialar asla gerçekle bağdaşmıyor ve elektrik dağıtım hizmetimize kesintisiz devam ediyoruz. Daha önce de defalarca kamuoyu ile paylaştığımız üzere; hizmet bölgemizdeki tarımsal sulama alanlarında öngörülmeyen oranlarda kayıt dışı elektrik kullanımı yapıldığını sıklıkla tespit ediyoruz. Mardin ili Kızıltepe ve Derik ile Şanlıurfa ili Viranşehir ve Siverek ilçelerinin kırsal alanlarında bulunan hatlarımızda ise aşırı gerilim düşümüne yol açan arz dengesizlik sorunları meydana geldi” denildi. "Şehir merkezleri ile tarımsal sulama bölgelerindeki arıza bakım prosedürleri aynı" Açıklamada “Toplam köy, kırsal yerleşim alanının yalnızca binde ikisini teşkil eden tarımsal sulama faaliyetleri, toplam elektrik tüketiminin yüzde 50’sini tek başına gerçekleştiriyor. Bu alanlarda arz güvenliğinden etkilenmemek için oluşan arızaların giderilmesi amacıyla bakım ve onarım çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Şehir merkezlerinde çeşitli sebeplerle meydana gelen az sayıda elektrik arızasına hangi prosedürler ile müdahale ediliyor ise aynı şekilde tarımsal sulama bölgelerine aşırı yüklenme sebebiyle meydana gelen arızalara da aynı şekilde müdahale ediyoruz. Arz güvenliği ve diğer bölgelerin etkilenmemesi için zaruri olan kısmi kesintileri minimum seviyeye indirmek için çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerine yer verildi. Yaşanan muhtemel mağduriyetlere karşın her zaman tedbirlerin alındığını da ifade eden yetkililer “Sağlık sebebiyle elektriğe ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımıza kapımız borcunu ödemiş olup olmadığına bakılmaksızın açık bulunuyor. Bu tür durumlarda şirketimizle iletişime geçerek jeneratör talep edebilirler. Ancak bugüne kadar bu tür bir talep, bir elin parmaklarını geçmedi” denildi. "Türkiye’deki tarımsal sulamada kullanılan elektriğin yüzde 50’si Dicle Elektrik bölgesinde tüketiliyor" Tarımsal sulamada kaçak kullanımın enerji arz güvenliğini tehdit ettiği ifade edilen açıklamada, bölgedeki elektrikle sulama oranının yüzde 70’e ulaştığına dikkat çekilerek; “Tedarik bölgemizde bulunan toplam 135 bin çiftçimizin 31 bini tarımsal sulama abonelerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’de yer alan tarımsal sulama aboneleri içerisindeyse, bölgemizdeki abonelerin oranı sadece yüzde 4,2. Ancak küçük bir oran gibi görünen bu kesim, 2023 yılında tarımsal sulama için 6.5 milyar kWh elektrik tüketti. Söz konusu abone grubu tüm Türkiye’de tarımsal sulama için tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 50’sini kullanıyor. Bu da bölgede tarımsal sulama için ne denli fazla elektrik tüketildiğini açıkça ortaya koyuyor” ifadelerine yer verildi. “Yatırımlarla bölgemizin geleceğinin elektrik alt yapısını inşa ediyoruz” Açıklamada Dicle Elektrik’in 10 yılı aşkın süredir yaptığı yatırımlar tekrar vurgulanarak; “2023 sonuna kadar toplam yatırımlarımız bugünkü değerle 1 milyar USD’yi aştı. Sene başında belirttiğimiz üzere bu yıl ve önümüzdeki yıl toplam yatırımımızın neredeyse yarısı kadar bir yatırımı daha bölgeye kazandıracağız” denildi.