POLİTİKA - 16 Mart 2019 Cumartesi 03:30

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Aşırı sağ Avrupa’yı kuşattı”

A
A
A
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Aşırı sağ Avrupa’yı kuşattı”

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin Genişletilmiş İl Divan Toplantısında konuşan AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılığın Avrupa’da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdit olduğunu söyledi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin Genişletilmiş İl Divan Toplantısında konuşan AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılığın Avrupa’da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdit olduğunu söyledi.


“Aşırı sağ Avrupa’yı kuşattı”


Avrupa’daki aşırı sağ, İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için tehdit oluşturduğunu belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, “Esasında dünyanın her tarafında biz çoğulculuğu savunurken, AB’nin insani değerlerle, demokrasiyle, hukuk devletiyle donanmasını söylerken, aşırı sağdan uzak durmasını söylerken işte bu tehlikeye dikkat çekiyorduk. Diyorduk ki, Avrupa her zaman tehlikeyi dışarıdan bekledi. Rusya ve Çin’in Avrupa değerlerini yok edeceğini düşündü. Fakat bugün Avrupa için tehlike içeriden kaynaklanmaktadır. Aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılık Avrupa’da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdittir. Ama oradaki bazı popülist siyasetçiler gündelik çıkar adına İslam ve Türkiye düşmanlığına bir yol vererek, bir geçit vererek kısa vadeli siyasi kazanımlar elde edeceklerini düşündüler. Geldiğimiz noktada ise aşırı sağ Avrupa’yı kuşatmıştır, Avrupa Parlamentosunda güç kazanmıştır ve Avrupa’nın pek çok önemli ülkesinde ikinci üçüncü parti haline gelmiştir. Tabi bu Türkiye için kötüdür, dünya için kötüdür, Avrupa için kötüdür. Irkçıların ve faşistlerin yeniden dünya sahnesinde yaşanan bunca acıdan sonra bu kadar güçlü gözükmeye başlaması tüm dünya için tehdittir. Ama bu tehdit aynı zamanda sizlerin Memur-Sen üyelerinin verdiği demokratik mücadelenin ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizen bir unsurdur.


“Kutsal alanları korumaya devam edeceğiz”


Yeni Zelanda’da katliamı gerçekleştiren şahsın, caminin kapısında ‘Hoş geldin kardeşim’ diyen kişiyi de öldürdüğünü belirten Çelik, “Ama biz, kardeşlerimizi öldürseler de, bizi tehdit de etseler, evimize gelene, kapımıza gelene, partimize gelene, camimize gelene kimliğine bakmadan hoş geldin demeye devam edeceğiz. Onları yıllardır uyarıyoruz. Herhangi bir Müslüman kimlikli bir kimse terörist ise lütfen buna ‘İslami terör’ demeyin. O kişiyi bağlar. ‘İslami Terör’ ifadesi hiçbir din terör ile yan yana getirilemeyeceği gibi, İslam’ın da terör ile yan yana getirilmeyeceği ilkesinden yola çıktığımızda baştan aşağı yanlıştır. Bu camiye yapılan saldırı, kiliseye yapılan saldırı gibi bizim gözümüzde eş değerdir. Bunları korumaya devam edeceğiz” dedi.


“En çok içimi yakan kelime’


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dünyada iki kişinin diktatör dediğini hatırlatan Çelik, “En çok içimi yakan nedir biliyor musunuz? Dünyada Netanyahu diktatör diyor, Türkiye’de de Kemal Kılıçdaroğlu diktatör diyor. Esasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi kapasitesi bu kelimeyi bulmaya yetmez. Bu dışarıda üretildi, Türkiye’ye tercüme edildi. Diktatör dediğin kişi halkı gördüğü zaman tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanır. Bizim Cumhurbaşkanımız ise 15 Temmuz’da halkıyla beraber tankın, topun, tüfeğin önündeydi. Türkiye’de vatandaşın dediği gibi, sizlerin dediği gibi Türkiye yönetilirse Türkiye büyür. Onun için Cumhurbaşkanımıza diktatör diyorlar. Milletinden başka kimseden talimat almadığı için. Eğer bir takım çıkar odakları ile iyi geçinmek istese bir takım güç odaklarına taviz verse, ona övgüler düzerler. Dolayısı ile bu şer şebekelerinin bize saldırıyor olması bizim için şeref madalyasıdır” dedi.


“AB’nin demokrasimize not vermeye hakkı yok”


Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına kararı verdiğini hatırlatan Çelik, “AB Parlamentosu Türkiye’deki demokrasiyi yetersiz bulmuş. Avrupa Parlamentosu’nun yarısı aşırı sağcılardan oluşuyor. Göçmenler konusunda duyarsız, Akdeniz’deki ölümlere sessiz kalan, her türlü İslam düşmanlığına, ırkçılığa pirim veren bu parlamentonun bizim demokrasimize not vermeye ne hakkı var. Onların belirttiği raporun artık bugün bizim için hiçbir değeri ve hükmü yok. Biz bu demokrasi için çok bedel ödedik” dedi.


31 Mart yerel seçim değerlendirmesi


31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerden Cumhur İttifakının zaferle ayrılacağını söyleyen Çelik, “31 Mart gecesi Türkiye haritası çıkacak. Orada haritanın rengi Cumhur ittifakının rengine boyandığı zaman dünyada kimler sevinecek, kimler üzülecek? Sadece bunu düşünün. Öyle bir şey olmayacak inşallah, bir başarısızlık durumunda işte o Yeni Zelanda’daki camiye saldırtılan caninin arkasında güçler büyük bir sevinç duyacak. Ama göreceksiniz 31 Mart’ta sizlerin de büyük desteği ile inşallah büyük zafere, büyük bir demokrasi zaferine imza attığımız zaman Türkiye için bugün kara propaganda yapanlar, 31 Mart’tan sonra Türkiye’ye yatırım yapmak için ilk randevuları isteyenler olacak” dedi.


Programa, AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Şube Başkanı Önder Uçak, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete, Memur-Sen üyeleri katılırken, Çelik, programa katılanlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Yemek atıkları sokak hayvanlarına mama oluyor Zonguldak’ın Alaplı Çatak Ortaokulu Millî Eğitim Bakanlığı ile imzalanan ‘İyilik Okulu İşbirliği Protokolü’ kapsamında bir geri kazanım projesiyle çöpe gidecek yemek atıklarını geri dönüştürülerek sahipsiz kedi ve köpeklere mama oluyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Sıfır Atık” Uygulamalı İyilik Projesi Yarışmasında, Alaplı Çatak Ortaokulu öğrencileri ‘Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor’ proje kapsamında Taşımalı öğrenciler için verilen yemek atık malzemelerden yaptıkları kaplarla Köy genelinde oluşturulan sokak hayvanları için beslenme noktalarına kedi ve köpek mamasına dönüştürüldü. Böylelikle önemli bir israfın önüne geçilirken, çöpe gidecek öğrenci atık yemeklerin atıklardan hazırlanan mamalar, sokak hayvanları için değerlendirilmesiyle hem toplumsal sorumluluk anlayışının pekişmesi hem de geri dönüşüme katkı sağlamayı amaçlandığı belirtildi. Alaplı Çatak Ortaokul yetkilileri, sıfır atık projesi kapsamında taşımalı öğrencilerden kalan atık yemekler kapsamında" Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor" temasıyla hayata geçirdikleri geri kazanım projesinin bir ayağının da Kedi ve Köpek Mama Üretim Tesisi olduğunu belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi’ne Alaplı Çatak Ortaokulu olarak tüm güçleriyle destek verdiklerini dile getiren öğrenciler, "Öğrencilerimizden kalan çöpe gidecek yemek atıkları kedi ve köpekler için mamaya dönüşüyor. Bu konuda tüm öğrenciler ile birlikte çalışıyoruz. Sokak hayvanları ile ilgili olarak son zamanlarda bazı sıkıntılar yaşandı ama el birliğiyle o hayvanlarımıza da sahip çıkıyoruz. Böylelikle hem onların ihtiyacını karşılıyoruz hem de israfı önlüyoruz" dediler.
Muğla KURTARAN-2024 Tatbikatı sona erdi Türk Deniz, Kara ve Hava Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarının katıldığı KURTARAN-2024 Tatbikatı’nın basın ve seçkin gözlemci günü safhası bitti. Marmaris’teki Aksaz Limanı’ndan hareket eden TCG Alemdar denizaltı personel arama kurtarma gemisi, kurtarma faaliyetlerini icra etti. Faaliyetlere, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, ABD, Bangladeş, Bahreyn, Bulgaristan, Brezilya, Fas, Güney Afrika, Hollanda, Malezya, Mısır, Mozambik, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland ve Umman’dan 40 gözlemci ve subay da yer alıyor. Burada bir konuşma gerçekleştiren Kurtarma ve Su Altı komutanı Deniz Albay Necati Koray Salar, tatbikatta satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltıya yönelik kurtarma harekatı yapılacağını belirtti. Salar, tatbikatın Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca planlanarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı tarafından icra edildiğini ifade etti. Salar konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Tatbikat süresince üç farklı sahada dibe oturmuş üç denizaltıya, milli kurtarma gemileriyle müdahalede bulunulacak. Tatbikatın hedef kitlesi, denizaltı arama kurtarma harekatında görev alan yüzer, dalar, uçar unsurlar ve teşkil edilmiş karargahlar. Tatbikata deniz kuvvetleri komutanlığından 1 fırkateyn, 1 denizaltı kurtarma gemisi, 2 kurtarma ve yedekleme gemisi, 3 denizaltı, 1 mayın avlama gemisi, 2 tuzla sınıfı karakol gemisi, 1 büyük liman römorkörü, 1 sat botu, 1 deniz karakol uçağı, 1 helikopter, 1 insansız hava aracı, 1 paraşütle arama kurtarma timi, 1 denizaltı tahliye ve kurtarma yardım timinin katılacak.” KURTARAN-2024 tatbikatı kapsamında, 24 Nisan’da tatbikata katılacak tüm milli unsurların ve yabancı gözlemcilerin katılımıyla tatbikat öncesi seyir brifingi icra edildiğini bildiren Salar, “Tatbikatın fiili safhası 25 Nisan’da denizaltı harekat kontrol makamınca verilen alarm mesajı ile başlamış, tatbikata iştirak eden arama kurtarma birlikleri, Aksaz Deniz Üssü’nden ileri hareket ettirilerek, tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranması, tespiti ve teşhisi faaliyetleri icra edilmiştir. Denizaltıdan personel kurtarma harekatında ilk safha olan denizaltının bulunması sonrasında komutanlığımız tarafından ilk müdahale gerçekleştirilmekte. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirilmekte olup, amaç satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisini kurtarmaya hazır hale getirilebilmektir” diye konuştu. Salar, harici havalandırma sisteminin, 5 atmosfer iç basınca ulaşmış ve 50 personele sahip denizaltıya 14 gün süreyle temiz hava beslemesi yaparak pis havayı egzoz edebildiğini, denizaltıdan personel kurtarma çanı ile satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisinden bir seferde 6 personel olacak şekilde 207 metre derinliğe kadar personel kurtarılabildiğine dikkat çekti. Tatbikatta kapsamında rol gereği tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranmasına başlandı. Denizaltının tespit edilerek 1. Dalgıçlarla ilk müdahale gerçekleşti. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirdi. Yaralı halde kurtarılan personeller tedavi amacıyla hastanelere sevk edildi. Daha sonra başka bir senaryoda ise hasar alan denizaltı personelleri tahliye edilerek önce uçaktan SAT ve sağlık personeli indirilmesi gerçekleştirildi. Daha sonra ise tatbikat sona erdi. TCG Alemdar Gemisinin ise yerli ve milli oluşu dikkat çekildi. Faaliyetler sonrası Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Dr.Ercüment Tatlıoğlu geminin askeri personeline hitap etti. Tatlıoğlu, personelin tatbikatının başarıyla icra ettiğini belirtti. Türk Deniz Kuvvetleri’nin dalgıçlık tarihi 17. yüzyıla kadar uzandığına dikkat çeken Tatlıoğlu, "17. yüzyılda Gelibolu civarında yaptığımız dalgıçlık çalışmaları bilinmekte. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde dalgıçlarımız mayın tespit etme ve mayın ihmal etme görevlerinde bulunmuşlardır. 1885 yılında Hava kompresörleriyle imla edilen dalış cihazlarımızın envanterimize girmesiyle Kurtarma ve Su Altı Komutanlığımızın üyesi oluştu. 1889 yılında Japonya’ya gönderdiğimiz Ertuğrul Fırkateyninde de dalgıçlarımız vardı. 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden aldığımız kurtaran gemisi vasıtasıyla kurtarma faaliyetlerini icra etmekteydik. Bugün itibariyle milli ve yerli olarak hem gemilerimizi hem gemilerimizin içindeki kurtarma cihazlarımızı milli ve yerli imkanlarla yaptık ve 3 adet gemimizi de Alemdar, Akın ve Işın gemimizi de bu tatbikatta Satha çıkma kabiliyetini kaybetmiş 3 adet denizaltıdan personel kurtarmak için kullandık. Sevgili arkadaşlar 3 bin metre derinliğine kadar dipteki enkazları batıkları tespit etme kabiliyetine sahibiz. 600 metre derinlikteki denizaltıya oksijen imla edebilme kabiliyetine sahibiz. Atmosferik dalış elbiselerimizle 365 metreye dalıyoruz ve bildiğiniz gibi 207 metre derinliğindeki bir denizaltıdan denizaltı çanımız vasıtasıyla altışar kişi olmak üzere sata gelme su üzerine gelme kabiliyetini kaybetmiş olan deniz alttan personel kurtarabiliyoruz. Bugün bu yapmış olduğumuz tatbikatta bu imkan ve kabiliyetlerimizi kullandık. İmkan ve kabiliyetlerimizin yeterliliğini gördük. Ben tatbikatta gösterdiğimiz başarılar için hepinize teşekkür ederim” diye konuştu. Tuğamiral Gökçen Fırat ise tatbikatın bu yıl yedincisinin düzenlendiğini anımsatarak, "2021 yılında Dynamic Monarch NATO denizaltı atama ve kurtarma tatbikatı ile birlikte yapılan tatbikata Türk Donanması 2017 yılında ev sahipliği yapmıştı" dedi. Fırat, tatbikatın amaçlarından bahsederek, "Hepinize verimli bir tatbikat diliyorum ve eminim ki iyi işler çıkaracağız" ifadelerini kullandı.