ASAYİŞ - 06 Ağustos 2019 Salı 14:49

Bodrum’da belediyenin geçici barınma evini mesken tutan 15 kişi tahliye edilemedi

A
A
A
Bodrum’da belediyenin geçici  barınma evini mesken tutan 15 kişi tahliye edilemedi

Bodrum’da sokakta kalan, huzurevi ya da bakım evine yerleştirileceği güne kadar barınacak yer ihtiyacı duyan kişilere sahip çıkmak ve mağdur olmalarının önüne geçmek amacıyla Belediye tarafından kullanılan geçici barınma evi, yıllardır kira bedeli ödemeden konaklama yapmak isteyen ve burayı otel ve pansiyon gibi kullanan misafirleri nedeniyle zor günler yaşıyor.

Bodrum’da sokakta kalan, huzurevi ya da bakım evine yerleştirileceği güne kadar barınacak yer ihtiyacı duyan kişilere sahip çıkmak ve mağdur olmalarının önüne geçmek amacıyla Belediye tarafından kullanılan geçici barınma evi, yıllardır kira bedeli ödemeden konaklama yapmak isteyen ve burayı otel ve pansiyon gibi kullanan misafirleri nedeniyle zor günler yaşıyor. Amacı dışında kullanıldığı için gerçek ihtiyaç sahiplerine cevap veremeyen geçici barınma evinde 5 yılı aşkın süredir konaklayan yaklaşık 15 kişinin tahliyesi için yapılan girişimler, misafirlerin direnişi nedeniyle sonuçsuz kaldı.


Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Sosyal Yardım Yönetmeliğinin 5. Maddesi uyarınca hizmet veren tesisin kurumlar tarafından Belediyeye yönlendirilen ve bir süreliğine barınma ihtiyacı olan kişilere, geçici olarak barınma hizmeti verdiğini anlatan Bodrum Belediyesi yetkilileri konu ile ilgili olarak bir açıklama yaptı.


Söz konusu tesisin bir pansiyon, otel ya da bakım evi olmadığını vurgulayan yetkililer kurumun işleyişi ile ilgili şu bilgileri verdi “Geçici barınma hizmeti, sosyal yardım yönetmeliği kapsamında ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sınırlı süre içinde barınma ihtiyaçlarının sağlandığı ve günlük üç öğün yemek verilen bir sosyal yardım hizmetidir. Talepte bulunan kişiler genellikle huzurevi veya engelli bakım merkezi müracaatları sonuçlanana kadar kalmak üzere geçici barınma talebinde bulunanlar veya Emniyet, Sosyal Hizmet Merkezi, Kaymakamlık ve Hastane gibi kurumlar tarafından Belediyemiz Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne yönlendirilen kişilerden oluşmaktadır. Vatandaşlarımız da bunu bilerek kurumumuza gelmektedir. Burada yaşanan sorun sınırlı bir süre kalmak üzere pansiyona yerleşen kişilerden bazılarının daha sonra buradan ayrılmak istemeyip sürekli kalacak şekilde Belediyenin kendilerine bir imkan sağlamasını istemelerinden kaynaklanmaktadır.”


Türkiye’de başka örneği yok


Bodrum Belediyesi’nin hayata geçirdiği bu hizmetin Türkiye’nin başka hiçbir yerinde bir örneği olmadığını da dile getiren yetkililer, “Bu hizmet kendiliğinden başlayan ve bugüne kadar gelen bir sistemin sonucudur. Ancak ne yazık ki suistimaller, hizmetin doğru bir şekilde yürütülmesini engellemektedir. Bodrum’un en merkezi lokasyonunda, deniz kenarında bir pansiyona yerleşen vatandaşlarımız, başka bir kurumda diledikleri gibi özgür bir şekilde yaşam süremeyeceklerini ve belli kurallara uyarak yaşamak zorunda kalacaklarını düşünerek, bu konforun kalıcı olmasını istemektedir. Gerekçe olarak da Bodrum’ dan başka bir şehirde yaşayamayacaklarını ya da huzurevi gibi bir yerde alkol başta olmak üzere bazı özgürlüklerinden yoksun kalacaklarını göstermektedirler. Bazı vatandaşlar da aldıkları emekli maaşının bir kısmını huzurevine vermek istemedikleri için burada konaklamaya devam edeceklerini söylemektedir. Ne yazık ki burası ne bir huzurevi ne de bir bakım evidir. İşlevsel olarak bizim yüzde 100 denetimimizin olmadığı böyle bir tesiste, bu hizmeti verebilmemiz de mümkün değil. Amacımız, Bodrum’da insanların zor durumda kalmaları durumunda sığınacakları geçici bir yuva oluşturmaktı. Bu hizmete ihtiyaç duyan insan sayısı gerçekten çok fazla. Ancak şu anda hali hazırda konaklayan 31 kişiden 15’i yıllardır bu pansiyondan çıkmak istemedikleri için, çok ihtiyaç duyan kişilere biz ne yazık ki yardımcı olamıyoruz.” diye konuştu.


“Alkol bağımlısıyım gidemem”


Yerel internet sitelerinde çıkan haberlere ilişkin de bir açıklama yapan yetkililer, söz konusu haberde adı geçen kişilerden birinin emekli maaşının kesilmesini istemediği için huzurevine gitmeyi reddettiğini, bir diğer kişinin de alkol bağımlısı olduğu için aynı konforu bulamayacağından yer değiştirmek istemediğini belirterek, “Kamuoyunun doğru bilgilenmesi adına, bu açıklamayı yapmak durumunda kaldık” dediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı. Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar. Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi. Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu. Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı. Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.