EKONOMİ - 26 Ekim 2020 Pazartesi 15:31

81 İl’e, 5 Milyon 640 Bin yerel tohum dağıtıldı

A
A
A
81 İl’e, 5 Milyon 640 Bin yerel tohum dağıtıldı

“Yerel Tohum Ulusal Güç” sloganı ile Türkiye’nin en kapsamlı Yerel Tohum Merkezi’ni kuran Büyükşehir Belediyesi’nin ürettiği ve dağıtımını yaptığı yerel tohumlar toprakla hayat bulmaya devam ediyor.

“Yerel Tohum Ulusal Güç” sloganı ile Türkiye’nin en kapsamlı Yerel Tohum Merkezi’ni kuran Büyükşehir Belediyesi’nin ürettiği ve dağıtımını yaptığı yerel tohumlar toprakla hayat bulmaya devam ediyor. Bu kapsamda Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından 5 Milyon 640 Bin adet yerel tohum dağıtıldı.


Türkiye genelinde 65, Muğla ili özelinde 85 çeşit yerel tohumun vatandaşlara ulaştırıldığı, tohumculuk kanunu gereği her aileye ihtiyaç miktarı kadar tohum verildiği Yerel tohum dağıtımında her geçen yıl başvurularda artış oluyor. Geçtiğimiz 2019 yılında ülke çapında 28 Bin 600 paket tohum dağıtılırken, 2020 yılı içerisinde 81 ile 32 Bin 500 paket yerel tohum dağıtıldı.


2021 yerel tohumları hazırlanıyor


Kurulduğu 2016 yılından bu yana vatandaşlara ve tarıma hizmet veren Yerel Tohum Merkezi’nde yeni dönem tohumlar Tohum Odası’ndaki yerlerini almaya devam ediyor. Bahar ve yaz sezonu yetiştirilen sebze ve meyvelerden tohum alınma işlemi sürerken, elde edilen yerel tohumlar Tohum Test Laboratuvarında hastalık analizlerinin ardından 2021 yılının Şubat ayında dağıtıma çıkacak. 2021 yılı Şubat ayında başlayacak olan yerel tohum dağıtımlarında tohum almak isteyen vatandaşlar yereltohum.mugla.bel.tr adresindeki Tohum Talep Formunu doldurarak tohum talebi oluşturabilecek.


Tarımın, yerel tohumun öneminin her geçen gün arttığını söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün Büyükşehir ailesi olarak üreticinin her zaman yanında olduklarını, Türkiye’nin 81 iline yerel tohum gönderen bir yerel tohum merkezine sahip olmaktan da gurur duyduklarını belirtti.


Başkan Gürün; “Yerel Tohum ulusal güç sloganı ile çıktık yola. Gerçekten çok büyük bir ilgi ile bize tohum gönderdiler. Bu tohumları üreterek şu anda 81 ile Muğla dahil olmak üzere tohumlarımızı talep eden üreticilerimize gönderiyoruz. Ayrıca Muğla merkezde kendimizi ve gönüllü çiftçiler ile tohumları üreterek hem kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar, geri kalan tohumları alıyoruz onu yine Türkiye’ye göndermeye devam ediyoruz. Şu ana kadar 3 milyon liraya karşılık bedeli olan tohumu talep eden vatandaşlarımıza ücretsiz dağıttık. Ulusal olarak eğer bir güç olmak istiyorsak, kendi yiyeceğimizi üretecek bir kapasiteye tekrar kavuşmamız lazım. Bizim bankada muhafaza ettiğimiz tohumlarımız geleceğe sağlıklı bir şekilde taşınacak” dedi.


Pandemi nedeni ile dünya genelinde üretimin durma noktasına gelmesi, üretici ülkelerin ürünlerini satmak istememesi, vatandaşların birçok ürünü stok yapması nedeni ile tarımın önemi bir kez daha net şekilde ortaya çıktığını belirten Başkan Gürün, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; “Milli ekonominin temeli tarımdır.” Özellikle yerel tohum konusu bizim için hassas çizgimiz. Ata tohumlarımız, sandıklarda bekleyen, bu toprakların has tohumlarını merkezimizde topluyor, çoğaltıyor, testlerden geçirerek dikimini yapıyor ve vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.