YEREL HABERLER - 13 Ocak 2012 Cuma 15:09

PARAŞÜT KAZASINDA TAHLİYE TALEBİ İKİNCİ KEZ REDDEDİLDİ

A
A
A
PARAŞÜT KAZASINDA TAHLİYE TALEBİ İKİNCİ KEZ REDDEDİLDİ

Babadağ’dan 1 Eylül 2011 tarihinde yamaç paraşütü ile uçurduğu müşterisi Caner Güler’i havalandıktan kısa bir süre sonra yaklaşık 500 metre yükseklikten yere düşürdüğü iddiası ile taksirle ölüme sebebiyet vermekten tutuklanan yamaç paraşütü pilotu Murat Yeşilbacar’ın tahliye istemi bir kez daha reddedildi.
Fethiye 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde tutuklu olarak yargılanan pilot Murat Yeşilbacar’ın dördüncü duruşmasında dosyanın Eskişehir’e bilirkişi incelemesine gönderilmesi ve sonucun gelmemesi nedeniyle sonucun beklenmesi ve tutuklu sanığın tutukluluğunun devamına karar verildi. Duruşmaya maktul İnşaat Mühendisi Caner Güler’in eşi Miray Beğendi Güler’in yanı sıra Babası Celal Güler Avukat Gürdeniz Meriç ve tutuklu sanık Murat Yeşil Bacar’ın Avukatı Taner Aktop’ta hazır bulundu.
Duruşmada Avukat Gürdeniz Meriç, dosyanın gönderildiği Eskişehir’de bilirkişiler arasında üniversite görevlilerinin olmasını istedikleri halde UYAP’dan yapılan sorgulamada üniversite görevlisinin olmadığını tespit ettiklerini söyledi. Meriç, dosyanın talimat mahkemesi tarafından Bilirkişilere tevdi edildiğini gördüklerini söyledi.
Sanık Avukatı Taner Aktop ise, dosyanın gönderildiği Eskişehir’deki üniversitede pilotluk eğitimi verildiği, ancak yamaç paraşütü konusunda her hangi bir eğitim verilmediğini iddia etti. Talimat yoluyla aldırılacak bilirkişi raporunun sanık lehine olacak olsa da yinede şüpheli bakılabileceğini kaydeden Aktop, bunun tutuklu sanık için zaman kaybı olduğunu mahkemenin takdirlerine sunarak, “Sanık hakkında bihakkın tahliyesine karar verilmesini istiyorum” dedi.
Avukat Taner Aktop, maktulün kuşam tertibatını bir şekilde açarak düşmüş olabileceğini de ileri sürerek, “Bu ihtimalin de göz önünde tutulması gerekir. Sanık hakkındaki tutukluluk geçen süreye bakılarak artık infaza dönüşmektedir. Bu nedenle de tahliye istiyoruz” diye konuştu.
Tutuklu sanık Murat Yeşilbacar ise savunmasında “Ben her türlü bağlantıyı yaptım. İçimde eksik yaptığım hiçbir şüphe yoktur. Kafamda acabalar bulunmamaktadır” ifadelerine yer verdi.
Duruşma Eskişehir Mahkemesine gönderilen dosya ile ilgili talimat yazısının beklenip akıbetinin sorulmasına, Firmaya yazılan cevabın beklenmesi, tutuklu sanığın tutukluluğun devamına da karar verilerek duruşma ileri tarihe ertelendi.
Duruşma sonrası gazetecilerin sorulanı cevaplandıran Avukat Gürdeniz Meriç Tutuklu sanık avukatının duruşmada ileri sürdüğü maktulün kendi kuşam tertibatını açıp düşmüş olabileceği iddiasını hayretle karşıladığını kaydederek, şunları söyledi: “Genç Bir İnşaat Mühendisinin bunu yapacağını hiç kimse düşünemez” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.