YEREL HABERLER - 01 Şubat 2014 Cumartesi 14:16

Fethiye’nin 100 Yıllık İsmini “meğri” Yaptılar

A
A
A
Fethiye’nin 100 Yıllık İsmini “meğri” Yaptılar

26 Mart 1914 yılında Osmanlı olan kentin ismi, Tayyareci Şehit Fethibey’in ismi verilerek Fethiye olarak değiştirilmişti.
Değişikliğe tepki gösteren Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçı, Osmanlı arşivlerinden elde edilen ve odasında asılı 'Meğri' isminin 26 Mart 1914 Sultan Reşat imzalı İrade-i Seniye’yi göstererek "Şimdi biz 100 yıllık Fethiye’yi, geriye dönüp Meğri mi diyeceğiz? Aklım sırrım ermedi” dedi.
Türkiye’nin her yerinden bu konuyla ilgili telefonlar aldığını kaydeden Saatcı, "İstanbul’da Ankara’da ülkemizin çeşitli illerinde ikametgah eden Fethiyeli arkadaşlarım aradılar. Bende bizim basın yayındaki arkadaşlara sordum nedir bu iş diye.Fethiye yazdığın zaman Meğri çıkıyor dediler.Dedim ya böyle bir şeyin olması mümkün değil. Yüz yıllık .Tam yüz yıl olmuş yani 26 Mart 1914 Sultan Reşat imzalı bu asılı belgeyi Erdoğan Karakuş Paşamız bize ulaştırmıştı.Osmanlı arşivlerinden çıkmış resmi bir belgedir.Bu belgede Meğri kazamızın adının 1914 26 Martında Sultan Reşat imzalı İrade-i seniye ile Fethiye olarak değiştirildiğinin belgesi var elimizde. Herhalde bu sosyal medyada bu tip olaylar oluyor.Belge burada.Sosyal medyada bu tip yapılan yanlışların düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler nedir ne değildir ben bilmiyorum.Bu anlamda hukukçu arkadaşlarıma söyledim.Arkadaşlar nereye müracaat edilecekse bunu yapalım.Bunla ilgili bir sıkıntı var ama ben bu işin sanal ortamda sanal bir haber olduğunu düşünüyorum ve düzeltileceğini umuyorum.Tarihe inersek Osmanlı’dan çok önce bu topraklara zaten Türkler gelmiş.1071’den çok ta erken gelindiği konusunda elde bilgi ve belgeler var.Böyle bakınca artık yani Anadolu topraklarını 1071’den sonra yurt yapanların koydukları ismin hepsini mi değiştireceğiz.Böyle bir şeyin olması bence mümkün değil.Bu bence bu kadar derin bir konu olmaması gerekir.Lobi faaliyeti falan değil bence.Sosyal medyada birilerinin iş güzarlığı diye düşünüyorum.Ama sizinde ifade ettiğiniz gibi derinlemesine bir şey varsa o artık bizi de aşıyor.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ana problemleri arasında oluyor bence.İsimler konusunda da ne yapılması gerekirse yapılması lazım“ diye konuştu.
Sanal alemdeki olaya tepki gösteren Kutlay Taşkın da, “Ben şaşkınlıkla karşıladım.Fethiye olarak kalsın Meğri nerden çıktı?.Bunu kim değiştirdi. Niye Yaptılar. Fethiye olarak kalsın. Biz Fethiye’den memnunuz. Bölgede İngilizler yaşıyor. Bu yüzden mi Meğri yaptılar acaba" şeklinde konuştu.
FETHİYE ADININ TARİHÇESİ
Antik dönemde “Işık Yurdunun İnsanları” anlamına gelen Likyalılar bu kente sahip olmuş ve kent Telmessos adıyla anılmıştır. M.Ö.545 (6. YY.) yılında Perslerin egemenliğine girmiş, M.Ö.333 (4.YY.)’te ise Büyük İskender’e teslim olmuştur. Büyük İskender’in ölümünden sonra Telmessos bir süre Mısır Kralı Ptalomus’un egemenliğinde kaldıysa da daha sonra Roma İmparatorluğu’nun işgaline uğramış ve kentin adı bu dönemde “Uzak Diyar” anlamına gelen Meğri(Makri) ismiyle anılmıştır. Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Fethiye(Meğri), Doğu Roma(Bizans) İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmıştır. 1282 yılında Menteşe Beyliği’nin kurucularından Menteşe Bey, Meğri’yi Bizanslıların elinden almıştır. 1424 yılında isekent, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde halk arasında “Beş Kaza” diye anılan Meğri (Makri), 1874 yılında Menteşe Livasına bağlı bir kazaya dönüştürülmüştür.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti’nin toprakları paylaşılırken, Yunanistan lideri Venizelos bölgedeki Rum nüfusunun çokluğu nedeni ile Fethiye’nin Yunanistan’a verilmesini istemiş, İtalyanlar ise daha önce Londra Antlaşması ile kendilerine bırakılan Antalya ve çevresini işgal ettikten sonra 11 Mayıs 1919 da Fethiye`yi de işgal etmişlerdir. Ancak, askerlerimizin yurdumuzu kurtarmak için verdikleri destansı mücadeleden sonra 21 Haziran 1920 tarihinde Fethiye`den ayrılmak zorunda kalmışlardır. Kurtuluş Savaşı boyunca büyük çarpışmalara rastlanmayan Fethiye’de yaşanan en trajik olay, 1923 yılında yapılan mübadele sonrası, Fethiye ve Levissi(Kayaköy)’deki Rum nüfusunun Yunanistan’a göçüdür. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber Muğla İli’ne bağlanan ilçenin ismi, 1934 yılında alınan bir kararla ilk Türk Hava Şehidi olan Yüzbaşı Pilot Fethi Bey`in ismi anısına Fethiye olarak değiştirilmiştir.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Veysel Bilen: "Musaba’nın transferi etik açıdan doğru değil ama Samsunspor yönetiminin başarısıdır" Samsunspor Başkan Vekili Veysel Bilen, Anthony Musaba transferinin etik açıdan doğru olmadığını ancak kulüp adına bir yönetim başarısı olduğunu söyledi. Bilen, Samsunspor’un yaklaşık 20 yıl sonra ciddi bir gelirle oyuncu satmasının kulüp adına önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Trendyol Süper Lig’de ara transfer dönemine günler kala dikkat çeken gelişmeler yaşanmaya devam ederken, Fenerbahçe Samsunspor’un 25 yaşındaki sol kanat oyuncusu Anthony Musaba için devreye girdi. Musaba’nın sarı-lacivertlilerin ile anlaşmasının ardından Karadeniz temsilcine karşı tutumu kulüp tarafından tepki toplamıştı. Samsunspor Başkan Vekili Veysel Bilen, konuyla alakalı basın mensuplarına kapsamlı bir açıklama yaptı. Musaba’nın sözleşmesinde sezon başında yurt içi ve yurt dışı transferler için serbest kalma maddesi bulunduğunu hatırlatan Bilen, "Buraya kadar her şey normal. Oyuncunun belirlenen bedel ödendiğinde serbest kalma hakkı vardı. Ancak normal olan, böyle bir talep geldiğinde menajerin ya da oyuncunun kulübü bilgilendirmesidir. Bu yapılmadı" şeklinde konuştu. "Bu durum hem menajer hem de oyuncu açısından ciddi bir eksikliktir" Transfer görüşmelerinin perde arkasında yürütüldüğünü ve Samsunspor yönetimi ile teknik heyetin bu süreçten haberdar edilmediğini belirten Bilen, "Birkaç maç öncesinden sözlü bir anlaşma yapılmış, resmiyeti beklenmiş. Bu durum bizim nezdimizde hem menajer hem de oyuncu açısından ciddi bir eksikliktir. Oyuncunun hocasına, futbol direktörüne ya da yöneticilerine bunu paylaşması gerekirdi" diye konuştu. "Sorumlular; menajer, oyuncu ve bu işten sorumlu olan kulüp yöneticisidir" Sosyal medya ve ulusal basında yer alan haberlerin ardından transfer sürecinin ortaya çıktığını aktaran Bilen, görüşmeleri yürüten kulübün o ana kadar Samsunspor’a herhangi bir resmi bilgilendirme yapmadığını söyledi. Bilen, "Bu davranış etik değildir. Eksik ve hatalıdır. Bu hatanın sorumluları menajer, oyuncu ve bu işten sorumlu olan kulüp yöneticileridir" ifadelerini kullandı. Fenerbahçe camiasıyla ilgili tepkileri de değerlendiren Bilen, yanlışların camialara mal edilmesinin doğru olmadığını dile getirerek, "Bir kulübün yöneticileri hata yaptığında bunun bedelini tüm camiaya yüklemek doğru değil. İki büyük camiayı karşı karşıya getirecek bir dil kullanılmasını biz de doğru bulmuyoruz" dedi. Kırmızı-beyazlı kulübün transfer politikasını nasıl şekillendirdiklerini anlatan Bilen, "Biz bugüne kadar etik dışı bir transfer sürecinin içinde olmadık, olmayız. Bir oyuncuyla ilgileniyorsak önce kulübünün kapısını çalar, izin isteriz. Futbolun marka değerini korumak bunu gerektirir" dedi. "Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez ciddi bir bedelle oyuncu satıyoruz" Musaba transferinin kulüp için ciddi bir ekonomik getiri sağladığını vurgulayan Bilen, "Altı ayda Samsunspor, oyuncusunu vitrine koyup satabilecek bir noktaya geldi. Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez ciddi bir bedelle oyuncu satıyoruz. Bu, yönetimimizin ve başkanımızın başarısıdır. Samsunspor yeniden sahnelere döndü" ifadelerine yer verdi. "Musaba’ya da yeni takımında başarılar diliyoruz" Samsunspor’un bundan sonra da oyuncular için cazip bir vitrin olmaya devam edeceğini ve bu doğrultuda transfer politikasını kararlılıkla sürdüreceklerini ifade eden Bilen, "Oyunculara ‘gel, oyna, Samsunspor’da vitrine çık’ diyebileceğimiz bir noktadayız. Bu kulübümüzün imajı açısından çok değerlidir. Musaba’ya da yeni takımında başarılar diliyoruz. Biz kendi yolumuza bakacağız" sözleriyle açıklamasını tamamladı.
Bingöl Bingöl’de depremlere karşı konteyner kent hazırlıkları sürüyor Bingöl’de muhtemel bir deprem riskine karşı konteyner kent hazırlıkları sürüyor. . Üç büyük fay zonunun kesişim noktasında bulunan Bingöl’de muhtemel depremlere karşı hazırlıklar hız kesmeden sürüyor. Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta öncülüğünde merkez başta olmak üzere ilçelerde konteyner kentler sürüyor. Merkezde Mehmetçik Konteyner Kent alanı hazır hala getirilirken Yedisu ilçesinde ise 2 adet konteyner kriz ve idare merkezi ile 42 konteyner kullanıma hazır duruma getirildi. Diğer ilçelerde de hazırlıkların yapılacağı bildirildi. Vali Usta, "Muhtemel bir depreme hazırlık anlamında Bingöl merkezde Mehmetçik Konteyner Kent alanını hazır hale getirmiştik. Benzer şekilde ilçelerimizde de konteynır kent alanları yapıyoruz. Bu kapsamda Yedisu Kaymakamlığımız tarafından Yedisu ilçemizde kurulan konteyner kentte, afetlere hazırlık kapsamında altyapı ve üstyapı çalışmaları tamamlanmıştır. Mevcut durumda 2 adet konteyner kriz ve idare merkezi, 42 konteyner ise vatandaşlarımızın kullanımına yönelik olmak üzere 44 konteyner İhtiyaç olduğu anda kullanıma hazır durumdadır. Tamamlanan bu alana ilaveten; ikinci bir yedek konteyner toplama alanı oluşturulmuştur. Köylerde boş, kullanılmayan ve konutları teslim edilen vatandaşlarımızdan konteynerler toplanmıştır. Toplanan konteynerler toplama alanında nizami şekilde depolanmıştır. Afet durumunda hemen kuruluma geçilebilecek şekilde alan planlanmıştır. Arazi; altyapı ve üstyapı açısından kaba hazırlıkları yapılmış ve kuruluma uygun olarak seçilmiştir. Bu şekilde toplanan 40 yedek konteyner ihtiyaç duyulması halinde hızla kurulum yapılabilecek durumda bekletilmektedir. Kalan 6 ilçemizde de benzer hazırlıkları yapacağız" dedi.