EĞİTİM - 11 Nisan 2025 Cuma 16:47

MSKÜ ve ÖRAV’dan eğitimde iş birliği protokolü

A
A
A
MSKÜ ve ÖRAV’dan eğitimde iş birliği protokolü

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) ile Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) arasında eğitimde iş birliği için protokol imzalandı.


MSKÜ Rektörlük binası Senato Toplantı Salonu’nda yapılan protokol, MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ile ÖRAV Genel Müdürü Arzu Atasoy arasında imzalandı. Öğretmen adaylarının mesleki ve kişisel gelişimine katkı sağlamak için imzalanan protokol töreninde MSKÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Osman Raşit Işık ile birlikte ÖRAV eğitimcilerinden Meryem Oğan, Tuğba Harmankaya ve Ferdane Gün de hazır bulundu.


Protokol kapsamında, Öğretmen Akademisi Vakfı tarafından MSKÜ Eğitim Fakültesi öğrencilerinin katılımıyla Öğrenen Lider Öğretmen, Eleştirel Düşünme Becerileri, STEM, Yeni Öğrenme Ekosisteminde Etkili Ders Tasarımı vb. eğitimler gerçekleştirilecek. İmzalanan bu iş birliği protokolü ile öğretmen adaylarının iyi olma hallerinin ve mesleğe hazırlanırken kişisel gelişimlerinin güçlendirilmesi, liderlik becerilerinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir bir yaşam kariyeri planlamalarına destek verilmesi hedefleniyor.


Programlar her iki kurumun fiziki ve beşerî kaynakları kullanılarak elverdiği ölçüde gönüllülük esası ile uygulanacak. Böylece öğretmen adaylarının hayata ve mesleğe donanımlı ve hazır bir şekilde çıkarak yaşam boyu öğrenme kültürünü benimsemeleri desteklenecek. Eğitim-öğretimi destekleyen faaliyetlerin yapılacağı iş birliğinde, Eğitim Fakültesinin aktif öğrencilerinin yanı sıra mezun öğrenciler de faaliyet ve uygulamalardan yararlanabilecek. Anlamlı bir iş birliğine imza attıklarını söyleyen ÖRAV Genel Müdürü Arzu Atasoy, öğretmen adaylarının her zaman yanlarında olduklarını belirterek, daha güçlü bir eğitim için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.


MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar ise, "Bu protokol, Üniversitemiz ve Öğretmen Akademisi Vakfı arasında önemli bir adım olup, öğretmen adaylarımızın mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamak adına büyük bir fırsattır. Eğitimde kaliteyi artırmak ve öğretmenlerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için iş birliğimizi sürdüreceğiz. MSKÜ olarak, eğitimdeki öncü rolümüzü güçlendirmeye ve öğretmenlerimizin nitelikli bir şekilde yetişmesine katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı iş birliğini gerçekleştiren tüm paydaşlara teşekkür ederim" dedi.



MSKÜ ve ÖRAV’dan eğitimde iş birliği protokolü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dünyasının 123 ülkesindeki yaklaşık 4 bin öğrenci Türkçeye ‘Merhaba’ dedi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesindeki Türk Dili ve Kültürü Programı ile dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde hayata geçirilen Türk Dili ve Kültürü Programı’nın çevrim içi olarak gerçekleştirilen ilk dersi kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. Yoğun katılımla gerçekleşen derste programın amacı ve kapsamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rektör Adıgüzel, Türk dili ve kültürünün akademik ve toplumsal önemine dikkat çekerek öğrencilere başarılar diledi. Program hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, "Öncelikle dünyanın dört bir yanından bizleri izleyen ve dinleyen, Türkçe öğrenmeye gönül veren tüm yeni arkadaşlarımıza ‘hoş geldiniz’ diyorum ve ‘Merhaba Türkçe’ diyerek sizleri selamlamak istiyorum. Türkçe dersini bugün ilk kez sizlerle birlikte başlatıyoruz. Bu program, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde yürütülen bir ön lisans programıdır. Türk dili ve kültürünü öğretmeyi amaçlayan program kapsamında, öncelikle bir yıllık Türkçe eğitimi verilecek. Üniversitemizde hem yüz yüze eğitim hem de Açıköğretim Fakültesi aracılığıyla eğitim sunuluyor. Açıköğretim Fakültemiz, dünyanın en büyük ve en güçlü fakülteleri arasında yer alıyor. Anadolu Üniversitesi, öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesidir. Bu programla, dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese, güçlü altyapımız ve Türkçe eğitimi alanında uzman akademik kadromuzla ulaşmayı hedefliyoruz. Bugün 123 ülkeden yaklaşık 4 bin öğrencimiz Türkçeye ‘Merhaba’ diyor. Biz de ilk dersimizde onlara ‘Merhaba’ demek istiyoruz" dedi. "Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dil öğrenmektir" Çevrim içi derste dil öğrenmenin önemine değinen Prof. Dr. Adıgüzel, "Türkçe ya da başka bir dili öğrenirken hata yapmaktan korkmamalıyız. Cesaretle konuşmalı, yanlış yapmaktan çekinmeden dili kullanmalıyız. Türkçe konuşabileceğimiz ortamlarda, arkadaşlarımızla birlikteyken yanlış cümle kurmaktan ya da kelime kullanmaktan korkmadan pratik yaparak kendimizi geliştirmeliyiz. Öğrencilerimiz bu programla yalnızca Türkçeyi değil, aynı zamanda bir kültürü de öğrenmiş oluyorlar. Zaten programımızın adı da Türk Dili ve Kültürü Programı. Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dili öğrenmek ve dile hâkim olmaktır. Türkiye’nin sahip olduğu kültür ve medeniyeti tanımanın yolu da Türkçeyi öğrenmekten geçiyor. Türkçeye duyulan ilginin önemli göstergelerinden biri de Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. YTB, her yıl Türkiye’ye 5 bin burslu öğrenci getiriyor. Sonuç olarak Türkçeye ve Türkiye’ye ilgi duyan bu öğrenciler, kendi ülkelerinde bulundukları süre içerisinde dahi Türkiye’ye gelmeden Türkçe öğrenme imkânına sahip olacak" şeklinde konuştu. "Türkçe, büyük Türk şirketlerinde çalışmak için önemli bir kapı aralayabilir" Türk Dili ve Kültürü Programı’nın sunduğu fırsatları da anlatan Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti: "Bu program, Türkçe bilmeyenler için A1 seviyesinden başlayarak C1 seviyesine kadar kademeli olarak ilerleyen bir yapıya sahip. Bu nedenle hiç Türkçe bilmemek bir endişe kaynağı olmamalı. Programı tamamlayan öğrencilerimiz Türkçe yeterliliklerini ileri seviyeye taşıyabilecekler. Türkçe öğrendikten sonra Açıköğretim Fakültemizde yer alan yaklaşık 50 programdan herhangi birini okuma imkânı da bulunuyor. Ayrıca Türk Dili ve Kültürü Programı, ikinci üniversite ya da çift ana dal kapsamında da tercih edilebilir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde üniversite eğitimi alan bir öğrenci, bu programı ikinci üniversite olarak okuyabilir. Türkçe bilgisini geliştirirken aynı zamanda kendi alanındaki eğitimini de sürdürebilir. Bu yönüyle Türkçe hem kendi ülkesinde hem de farklı ülkelerde faaliyet gösteren büyük Türk şirketlerinde çalışmak isteyenler için önemli bir kapı aralayabilir." İlk ders, uluslararası öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.