GENEL - 05 Mayıs 2017 Cuma 12:23

(Özel Haber) FETÖ, minik Baha’nın da hakkını yedi

A
A
A
(Özel Haber) FETÖ, minik Baha’nın da hakkını yedi

Acun Ilıcalı’nın düzenlediği “Yetenek Sizsiniz Türkiye” yarışmasının 2013 yılındaki finalinde FETÖ’nün tutuklu komedyen Atalay Demirci’ye oy verdirmesi nedeniyle 2’nci olan Baha Bayırlı’nın ailesi, çocuklarının hakkının verilmesini istedi.

Acun Ilıcalı’nın düzenlediği “Yetenek Sizsiniz Türkiye” yarışmasının 2013 yılındaki finalinde FETÖ’nün tutuklu komedyen Atalay Demirci’ye oy verdirmesi nedeniyle 2’nci olan Baha Bayırlı’nın ailesi, çocuklarının hakkının verilmesini istedi.


FETÖ/PDY’nin medyadaki yüzleri arasında yer alan Atalay Demirci, 2013 yılında Acun Ilıcalı’nın sunduğu “Yetenek Sizsiniz Türkiye” yarışmasına katıldı. Yarışmada 3 oyla ilk turu gecen FETÖ üyesi Atalay Demirci, yarışmanın finaline kadar geldi. Aynı şekilde memur bir ailenin çocuğu olan 5 yaşındaki minik baterist Baha da finale kadar yükseldi. Halk oylamasına gidilen yarışma sonrasında Atalay Demirci 1’inci olurken, Baha Bayırlı ise 2’nciliği aldı.


Yarışmada aldığı birinciliğin ardından ekranlara hızlı bir giriş yapan Demirci, özel bir kanalda program sunmaya başladı. FETÖ tarafından bilinçli olarak medyaya yerleştirilen ve hızlı bir şekilde yükselmeye başlayan Demirci’nin, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından yapılan soruşturma kapsamında FETÖ’nün medya yüzü olduğu anlaşıldı. Polis ekipleri tarafından yakalanarak tutuklanan Demirci, mahkemede FETÖ üyesi olduğunu itiraf etti. Demirci’nin yarışma finalinde FETÖ/PDY tarafından SMS atılarak birinci olmasının sağlandığı da ileri sürüldü. Aynı yarışmada 2’nci olan minik Baha Bayırlı’nın da FETÖ tarafından hakkının yenildiği ortaya çıktı.



"Atalay’dan alınsın Baha’ya verilsin"


Atalay Demirci’nin FETÖ itirafının ardından gazeteci Cengiz Semercioğlu, Hürriyet gazetesinde yaşananları köşe yazısına taşıyarak “Yetenek Sizsiniz Türkiye” birinciliğinin Demirci’den alınarak diğer finalist olan küçük baterist Baha’ya verilmesi gerektiğini yazdı. Tartışma konusu haline gelen birinciliğe Baha’nın ailesi ise son noktayı koydu. Bayırlı ailesi, "Baha’nın geleceği için hakkı yenilmişse 1’inciliği verilmesi iyi olur" dedi.


Hiçbir şeyin farkında olmayan Baha ise tek isteğinin Survivor’a gitmek olduğunu açıkladı.



Baha, Acun’a seslendi


Bayırlı ailesi evlerinin bir odasını tamamen müzik odası yaparak Baha’nın müzik eğitimi almasını sağlıyor. Bateri çalmaya devam eden Baha, “Derslerim çok iyi 3’üncü sınıfa geçtim. En büyük hayalim uçmak, hızlı koşmak ve Dominik’teki Survivor yarışmasına katılmak. Acun Abi, ben de Dominik Cumhuriyeti’ne gidip Survivor yarışmasına katılmak istiyorum. Orası nasıl bir yer görmek istiyorum. Bateri çalışmalarım çok iyi gidiyor toplam 4 yıldır çalışıyorum. Ben 2 yaşındayken küçük bir bateri aldılar çalmaya başladım daha sonra biraz büyüğünü aldılar şimdi çok büyük bir bateri setim var. Katıldığım yarışmada bana oy veren herkese teşekkür ederim” diye konuştu.


Baha’nın babası Zekeriya Bayırlı, eski hayatlarına devam ettiklerini ifade ederek, “Baha normal çocukluğunu yaşıyor halen. Biz orta gelirli insanlarız, ben devlet memuru bir insanım. Biz eski yaşantımızı sürdürüyoruz. Burası küçük bir yer. Baha bateri çalmaya devam ediyor. Helen kendi istediği gibi çalıyor bir ders almıyor. Bu sene Baha’yı piyano derslerine gönderdik. Notaları ve sesleri daha iyi algılaması için. Piyano çalmaya da başladı. Yeteneği bu yönde olduğu için müziğe doğru yönlendiriyoruz. Elimizden geldiğince iyi yetiştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


Atalay Demirci’nin FETÖ tarafından SMS oyları ile birinci olduğunu arkadaşlarından öğrendiklerini kaydeden Bayırlı, şöyle konuştu:


"Biz o dönem 2’nci olduk ve konu orada kapandı. Bizim isteğimiz dışında Baha bugün yine gündeme geldi. Hayırlısı neyse o olsun. Bizim pek bir çabamız da yok bu konu ile ilgili. İlk yarışmaya katıldığımızda final gibi bir hedefimiz yoktu. Baha televizyona çıksın ilerde kendini izleyeceği bir hatırası olsun istedik. O yüzde her yarışmaya gittiğimizde bir sonraki turu hedeflemedik. Ama Baha’nın kendi sevimliliği ve çabasıyla finale kadar geldik. 1’inci olsa farklı bir durumda da olabilirdik. Kısmet şimdilik böyleymiş."


Baha’nın annesi Duygu Bayırlı ise, çocuğunun geleceği için birinciliğin iyi olacağını düşündüğünü söyledi. Oğlunun hakkının iade edilmesini isteyen anne Bayırlı, şunları söyledi:


“Arkadaşlarımızdan bu yönde bilgiler geldi biz de haberlere baktık ve gördük. Baha’ya 1’incilik verilmesi ile ilgili çok güzel tepkiler var bize. Daha önce de Baha’nın 1’inciliği hak ettiğini söylüyorlardı. O dönem için öyle bir şey düşünmedik. Baha 2’nci oldu ve kapandı olay. Bugün tekrar gündeme geldi. Bize bununla ilgili dönüş olursa Baha’ya 1’incilik verirlerse biz buna hayır demeyiz. Baha müzik yapmayı çok seviyor. Bizim bu isteğimiz sadece Baha’nın geleceği ve eğitim hayatı için. Zaten Baha’nın müzik kariyeri ve eğitimi için bir destek bekliyoruz. Çünkü Baha memur bir babanın, işçi bir annenin çocuğu. Baha’ya destek olmaya çalışıyoruz ama maddi imkanlarımız el verdiği kadar yapabiliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.