GÜNDEM - 02 Eylül 2023 Cumartesi 16:34

Bahçeli’nin bağışladığı arsa üzerine Türkiye’nin en büyük Cem Evi Külliyesi’nin temeli atıldı

A
A
A
Bahçeli’nin bağışladığı arsa üzerine Türkiye’nin en büyük Cem Evi Külliyesi’nin temeli atıldı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan ve bilabedel karşılığı Horasan Erenleri Federasyonu’na hibe ettiği arsada yapılacak olan Türkiye’nin en büyük Alevi Kültür ve Cem Evi Külliyesi’nin temeli atıldı.


MHP lideri Bahçeli’nin 12 yıl önce satın aldığı ve geçen yıl Horasan Erenleri Dernekler Federasyonuna bağışladığı Hacıbektaş ilçesinin Bala Mahallesi Dedebağ mevkiinde bulunan 5 bin 788 metrekarelik arsada, Horasan Erenleri Dernekleri Federasyonu tarafından yaptırılacak olan Hacıbektaş Aleve Kültür ve Cem Evi Külliyesi’nin temeli düzenlenen törenle atıldı. Temel atma törenine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, MHP Genel Başkan Yardımcıları Yaşar Yıldırım ve Filiz Kılıç, ile birlikte Horasan Erenleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin, protokol üyeleri ve dernek üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.


Horasan Erenleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “Hünkar Hacı Bektaş-i Veli madde karanlığı akıl ışığı ile cehalet karanlığı, ilim ışığı ile nefis karanlığı marifet ışığı ile gönül karanlığı aşkıyla aydınlanır der. Hem Aleviliğin özünü, hem de İslam’ı yaşadığı temel anlayışını ifade eden bu dizeleri kendimize rehber edindik. Kul ile hak değerlerinin dengesini kuran ve yolu nur ile aydınlanan bir vatandaş olmak için, bir yurttaş olmak, bir canlı olmak için temel hedeflerimiz budur. İşte bugün temelini atacağımız Horasan erenleri Hacı Bektaş projesinin madde karanlığını, akıl nuru ile cehalet karanlığını, yine ilimin ışığıyla o karanlığı gömeceğimizi çok iyi biliyoruz. Ve tabii tüm canlarımızın, tüm büyüklerimizin desteğiyle yapacağız bunu, tek başımıza yapmamız mümkün değil. Onun için buradasınız. Pek çok hizmet alanının bir araya getirilmesiyle Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın ibadettir ki anlayışı içerisinde yine Pir Ahmet Yesevi’den miras kalan dört kapı kırk makam düsturuyla hareket eden bu anlayışın mimarisini yansıtan bir anlayışla bir cem evi inşaatı planlandı. Burada biliyorsunuz şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapılarını temsil eden dört ana kapımız olacak cem evimizde. Ve bunun yanında bu dört kapının, kırk makamını temsil eden birimleri ve Horasan Erenler isimlerini orada göreceğiz. Çünkü cem evimizde güçlü bir kombinasyon var. Gönüllü ehlibeyt sevgisiyle dolu olan, tariklerin sığınağı, ilim, irfan arayan, kendini bulmak isteyen tüm canların geldiği bir giriş kapısı olacaktır. Kendini bulmak isteyen, bir şeyler öğrenmek kendine bir şeyler katmak isteyen mutlaka burada kendisinde bir şey bulacaktır. Çünkü dergahımızın kapısında yıllar önce bir yazı vardı. Diyor ki ’Hacı Bektaş’a gelen bu dergaha gelen, noksan gelen tamam gider’ diyor. Eksiğinizi kendinde ararsanız mutlaka eksiği bulursunuz ve eksiğinizi de tamamlarsınız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur ise, “Geçtiğimiz günlerde hakka yürüyüşünün 752. Yıl dönümü olan Hacı Bektaş-i Veli’nin çağları aşarak dünyanın dört bir yanına yayılan ilim ve irfan yolu, kaynağını yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’den aldığı dört kapı kırk makam esasıyla yaptığı hizmetler burada kurulacak olan külliyemizde, iman ile tövbe ile tevazuuyla ve edeple yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.


MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım da yaptığı konuşmada, arsanın MHP Genel Başkan Başkanı Devlet Bahçeli tarafından 12 yıl önce alındığını söyledi. Yıldırım, “12 yıl evvel liderimiz, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hacı Bektaş’ta cem evi yapılmak üzere bir arsa arar ve bu arsayı alır. 12 yıl sonra bu arsanın devri Horasan Erenleri Federasyonu’na Mersin’de söz verilmiş, Ankara’da devri yapılmıştır. Horasan Erenleri Federasyonu yöneticileri bana dediler ki; ’biz Mersin’de mitinge gideceğiz. Sayın genel başkanla bir fotoğraf çektireceğiz’. Biz Mersin’e gittik. Ve Mersin’de genel başkanımızla fotoğraf çektirme arzu ederken hem fotoğraf çekildi hem de liderimiz Horasan Erenleri Federasyonu’nun yönetimine dedi ki; ’Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’nin ayak ucunda bir arsa var. Bu arsayı size hibe ediyorum. Bu arsa sizindir’. Orada geçen konuşmalarda dedeler dedi ki; ’efendim tamam biz buraya cem evi yapalım. Adı da Devlet Bahçeli olsun’. ’Yok’ dedi. Adı Horasan Erenleri olacak. Buna siyaseti karıştırmayın. Ben sizden oy istemiyorum. Benim sizden bir isteğim vardır. O da Türkiye bütünlüğünün içinde kalın. Horasan Erenleri Federasyonu’nun yetkilileriyle beraber Horasan erenleri cem evi dergahı oldu. Allah nasip ederse. Biz başından beri aşk ile, şevk ile niyet hayır, akıbet hayır düsturuyla el ele verdik. Bu projeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu projeyle ilgili buradan da ilan edeyim ki; bizim bu projenin yapımında hiçbir kişi ve kuruluşlardan bağış kabul etme gibi bir prensibimiz yok. Hiç kimseden bir lira para, bir kuruş para istemiyoruz. Kendi öz kaynaklarımızla kendi gücümüzle, kendi imkânlarımızla çok ciddi bir maliyeti olan bu projeyi Allah nasip ederse en kısa zamanda açılmaya hazır hale getirmeye gayret edeceğiz” dedi.


“Alevi de bizim, Sünni de bizim. Biz hep beraber Horasan’dan çıkmış gelmişiz” diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, “Horasan erenleri bize bu coğrafyayı yurt yapmış. Hünkara ziyarete gitmişseniz Hünkar’ın ayak ucunda yatan on iki tane kabir vardır. Orada bir şey yazar. Horasan erenleri. İşte Horasan erenleri Allah nasip ederse bu eserin önünde de yazacaktır. Bizim siyasi manada herhangi bir şekilde kimseden bu manada talebimiz yok. Duamız ülkemize hayırlı olsun. Hacıbektaş’ımıza hayırlı olsun. Alevimize, Sünni’mize, Bektaşi’mize hayırlı olsun Türk milletine hayırlı olsun. Allah hayırlarla nasip etsin” şeklinde konuştu.



Bahçeli’nin bağışladığı arsa üzerine Türkiye’nin en büyük Cem Evi Külliyesi’nin temeli atıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Sedef kakma sanatı kadın hüneriyle buluştu Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet ve 2. Abdülhamid Han başta olmak üzere birçok padişahın ilgi gösterdiği köklü bir süsleme sanatı olan sedef kakma sanatına kadın eli değdi. Türkiye’de sayılı kişilerin icra ettiği ve padişah mesleği olarak bilinen sedef kakma sanatının gelecek kuşaklara aktarılması için Şahinbey Belediyesi tarafından açılan kursa kadınlar büyük ilgi gösteriyor. Osmanlı döneminde bazı padişahların uğraş vermesi nedeniyle "padişahların sanatı" olarak bilinen sedef kakma sanatı, Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından ev kadınlarına öğretiliyor. Unutulmaya yüz tutmuş sedef kakma sanatını günümüze taşıyan Şahinbey Belediyesi’nin Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde açtığı kursa katılan kadınlar, usta öğretici eşliğinde tarihin derinliklerinden gelen, gösterilen ilgi nedeniyle Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde zirveye ulaşan sedef kakma sanatını öğreniyor. Sedefkarlık olarak nitelendirilen sedef kakma sanatı kapsamında kadın kursiyerler, kılıç, kama, sandık, ayna ve rahle gibi birçok ürüne sedef işliyor. Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların ürettiği ürünler, göz kamaştırıyor. Kadınların ürettiği eşyalar, çeşitli hediyelik eşya galerilerinde satışa sunuluyor. Usta öğreticiler tarafından verilen eğitimlerde midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sert ve beyaz maddeyi işçilikle ortaya çıkaran kadınlar, daha sonra ceviz ağacından yaptıkları ürünlere işledikleri malzemeyle sedef kakma sanatını ortaya koyuyor. Eğitimlerle birer sedef kakma ustası ev kadınları hem geleneksel sanatın yaşamasına hem de aile bütçesine katkı sağlıyor. Bugüne kadar eğitimleri başarıyla tamamlayan 300 kadına ustalık belgesi verildi. Kursta hünerli elleriyle birbirinden güzel işlemeler yapan ev kadınlarına genç kızlarda destek veriyor. Türkiye’de yok olmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer alan ve kurslarda yetiştirilen kadın ustalar aracılığıyla sedef kakma sanatını ayakta tutmaya çalışan Şahinbey Belediyesi’ne desteklerinden dolayı kadınlar teşekkür ediyor. Zahmetli ve büyük emeklerle tamamlanan birbirinden güzel ürünleri kursiyerler, hem sevdiklerine ve çevrelerine hediye edebiliyor hem de sosyal medya üzerinden de satarak aile ekonomilerine katkı sunabiliyor. Sedef kakma ustası Mustafa Kaya, Şahinbey Belediyesi tarafından açılan sedef kakma kursunda verdikleri eğitimlerle kadınların hem meslek öğrendiğini hem de gelir elde ettiğini belirtti. Kaya, kadınlara yönelik sedef kakma kursuna katılan kursiyerlerin doğrama makinelerinde de ahşaba şekil verdiğini, daha sonra ahşap parçalarına çekiç, tel yardımıyla çeşitli figürler çizdiğini, ahşaplara küçük deniz kabuğu parçaları yerleştirerek çeyiz sandığı, el aynası ve hediye sandığı gibi farklı ürünler ortaya çıkardıklarını söyledi. Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların sanatın inceliklerini kısa süre içinde öğrendiklerini belirten Kaya, "Sedef kakma kursu Gaziantep’te sadece Şahinbey Belediyemiz tarafından kadınlara öğretiliyor. Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Çünkü bize gerekli bütün desteği sağlıyor. Kadın kursiyerlerimize elimizden geldiği kadar mesleğimizi öğretmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim mesleğimiz Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan bizlere aktarılmış. Bütün çabamız sedef kakma sanatımız ölmesin istiyoruz. Sedef kakma UNESCO tarafından korumaya alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu konuda büyük bir destek veriyor. Mesleğimiz ölmesin diye gerek belediyemiz ve gerek bakanlığımız her türlü desteğini veriyor. Biz de bu konuda elimizden geleni ve üzerimize düşen görev neyse onu yapmaya çalışıyoruz. İnşallah öğrencilerimizle bu mesleği daha da ilerleye götüreceğiz" dedi. Sedef kakma mesleğini öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten kursiyer kadınlardan Elif Çap ise, "Yaklaşık 4-5 aydır bu kursa geliyorum. Zor bir el sanatı olmasına rağmen Mustafa hocamızın sayesinde bir şeyler yapmaya başladım. Sedef kakma sanatını severek yapıyorum. Böyle bir el sanatını öğrendiğim için de çok mutluyum. İleride kendimi biraz daha geliştirdiğim zaman kendi iş yerimi açıp, bayanlarla birlikte çalışmak istiyorum. Kendi çocuklarıma takı sandıkları, el aynaları ve saat yaptım. Bu ürünleri kendi evimde de kullanıyorum. Arkadaşlarıma hediyelik ürünler yaptım. Arkadaşlarım verdiğim hediyeleri çok beğenerek aldılar ve çok memnun oldular. Böyle bir el sanatıyla uğraştığım için beni tebrik ediyorlar. Çok güzel bir duygu. Üretmek, bir şeyler öğrenmek ve bunu da böyle bir tesiste yapmak çok güzel" şeklinde konuştu. 4 yıldır annesiyle birlikte sedef kakma kursuna katıldığını belirten İrem Çap da, "Sedef kakma kursuna uzun zamandır katıldım. Mustafa hocamız sayesinde bu mesleği öğrendik. Kursta kendimize ürün çıkartıyoruz, yeri geldiğinde satış yapıyoruz. İleride aldığımız belgelerle iş yeri açıp anne-kız güzel bir iş yeri açıp orada da satış yapmayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Sedef kakmanın ismini ilk duyduğunda merak ettiğini ve kursa geldikten sonra büyük bir keyif aldığını söyleyen Ceren Tosun ise, "Yaklaşık 2-3 aydır bu kursa geliyorum. Mustafa hocam sayesinde çok yol kat ettim, çok şey öğrendim. Önce bu kursa başlamaya niyetim yoktu ama el sanatları ilgimi çekti. Ben de o yüzden kursa yazılmaya karar verdim ve çok güzel şeyler öğrendim. Hayalim güzel şeyler yapıp bu işi çok güzel bir şekilde kendi iş yerimi açmayı ve çok güzel ürünler yapmayı düşünüyorum. Çünkü bu sanat tarihi bir sanat olduğu için kimse emek vermiyor, kimse kolay kolay yapmıyor. O yüzden ben de bu kursa kayıt oldum" diye konuştu.
Ankara Türkiye’de düşen İHA’lar alarm veriyor: Güvenlik Uzmanından vatandaşlara kritik uyarılar Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, art arda yaşanan son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerine düşen İHA’lara karşı vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, son dönemde sivil ve askeri alanda kullanımı artan İHA’ların kullanımına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Gelişen teknolojiyle birlikte İHA’ların teknik arıza, sinyal kaybı veya dış müdahale gibi nedenlerle kontrolsüz şekilde düşebildiğini belirten Ceylan, bu araçların masum bir hobi ekipmanı olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Ceylan, düşen bir İHA’nın patlayıcı madde, kimyasal bileşen veya istihbarat amaçlı donanım taşıyabileceğine dikkat çekerek, vatandaşların yerde düşmüş bir İHA gördüklerinde kesinlikle dokunmamaları gerektiğini, parçalarını kurcalamamalarını ve olay yerinden uzak durmaları gerektiğini belirtti. Bu tür İHA’ların ya da tehlikeli maddeler içerebileceğini ifade eden Ceylan, özellikle sosyal medya için görüntü alma refleksinin ciddi tehlikelere yol açabileceğini dile getirdi. Yapılması gerekenin derhal güvenlik güçlerine haber vermek olduğunu söyleyen Ceylan, bölgenin mümkünse emniyet şeridiyle kapatılması ve kalabalığın uzaklaştırılması gerektiğini ifade etti. "Vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA’ya mümkün olduğu kadar yaklaşmamak" İHA’nın düştüğünü fark eden vatandaşların düştüğü alana mümkün olduğu müddetçe yaklaşmamaları konusunda uyaran Ceylan, "Son zamanlarda açık kaynaklara yansıyan bilgilerde ülkemizin farklı yerlerinde İHA enkazlarına ulaşılmış, kimisi etkisiz hale gelmiş, kimi kontrolünü kaybederek düşmüştür. Bu tarz durumlarda İHA’ları fark eden vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA enkazlarına mümkün olduğu kadar yaklaşmamak. Hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine bilgi verilmesi önem arz etmektedir. Toplumsal olarak İHA’lara karşı teknolojinin getirdiği yeniliklerin vatandaşlar tarafından tanınması gerekiyor. Bunun için İHA’larla ilgili farkındalık projelerinin yapılmasında fayda var. İHA’lar kontrolsüz bir şekilde ülkemizde tespit edilmiştir. Bunun için ilgili makamlar tarafından farkındalığın artılması gerekiyor. İHA’ların bilinmesi gerekiyor" diye konuştu. "Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" Türkiye’de düşen İHA’lara kontrolsüz bir biçimde yaklaşıldığını ve bu durumun vatandaşların can güvenliği açısından kritik derecede olumsuz olduğunu yineleyen Ceylan, "İHA fark edildiğinde hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine haber vermemiz gerekiyor. Onunla beraber hiçbir şekilde dokunulmaması gerekiyor. Güvenli mesafe dediğimiz en az 100 metre uzak mesafede beklememiz gerekiyor. Kimseyi yaklaştırmamamız gerekiyor. Ankara’da yaşanan uçak kazası olayı doğrultusunda birçok vatandaşın uçak enkazına hızlı şekilde ulaştığını hep beraber gördük. Herkesin telefonları kayıt altında. Parçalara nasıl tekme attıklarını, bilinçsiz şekilde nasıl müdahale ettiklerini hep beraber gördük. Uçaktaki vatandaşlara müdahale edilmesi gerekiyor ama onunla beraber de uçak parçalarına dokunulmaması gerekiyor. Bizim bir sloganımız var. Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" açıklamasında bulundu.