ASAYİŞ - 10 Aralık 2025 Çarşamba 00:29

Halı saha kavgası iki beldeyi ayağa kaldırdı

A
A
A
Halı saha kavgası iki beldeyi ayağa kaldırdı

Nevşehir’in Derinkuyu ilçesine bağlı Yazıhüyük beldesinde geçen hafta bir halı saha maçının ardından çıkan kavga, iki komşu belde arasında büyük gerginliğe yol açtı. Nevşehir’in Derinkuyu ilçesine bağlı Yazıhüyük ile Niğde’ye bağlı Kiledere beldesi sakinleri arasında yaşanan olay, bölgeyi adeta alarma geçirdi.


İddiaya göre, halı saha karşılaşmasından sonra çıkan tartışmaya Yazıhüyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen ve beraberindekilerin de karıştığı öne sürüldü. Bu iddialar Kiledere’de büyük tepkiyle karşılandı. Olayların büyümesi üzerine Kiledere’den araç konvoyu oluşturan kalabalık, Yazıhüyük’e girmek istedi. Ancak jandarma ekipleri gerginliğin tırmanmaması için konvoyun beldeye girişine izin vermedi.



Giriş çıkışlar kapatıldı


Yazıhüyük’te güvenlik seviyesi en üst düzeye çıkarıldı. Çok sayıda jandarma ve çevik kuvvet polisi beldeye sevk edilirken, giriş ve çıkış yolları kontrollü olarak kapatıldı. Jandarma ekipleri, beldenin ana yollarında, meydan çevresinde, belediye binası önünde ve Belediye Başkanı Birol Demirdelen’in evinin bulunduğu bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı.


Yetkililerin olayın daha fazla büyümemesi için beldelerde gece boyunca nöbet tuttuğu, soruşturmanın ise çok yönlü şekilde sürdüğü öğrenildi.



Halı saha kavgası iki beldeyi ayağa kaldırdı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta Cemil Meriç’in düşünce dünyası anlatıldı Esenyurt Belediyesi Aralık Ayı Kültür-Sanat Etkinlikleri kapsamında, Yazar Prof. Dr. Ümit Meriç’in konuşmacı olarak katıldığı "Kültürden İrfana Cemil Meriç" başlıklı söyleşi düzenlendi. Program, Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy tarafından ilçeye kazandırılan ve büyük düşünür Cemil Meriç’in adını taşıyan Esenyurt Belediyesi Cemil Meriç Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Etkinlik, Cemil Meriç’in 12 Aralık doğum günü arefesinde gerçekleştirilerek anlamlı bir vefa niteliği taşıdı. Söyleşi öncesinde Aksoy ve Meriç, 24 saat açık olan kütüphanede ders çalışan öğrencilerle bir araya gelerek keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Ümit Meriç, babası Cemil Meriç’in eserlerinin yanı sıra kendi kitaplarını da imzalayarak kütüphaneye hediye etti. Yoğun katılımın olduğu programda, Cemil Meriç’in hayatı, düşünce dünyası ve bıraktığı entelektüel miras üzerine ufuk açıcı bilgiler paylaşıldı. Ümit Meriç, babasının edebiyat yolculuğunu, eserlerini ve hayata bakışını anlatarak katılımcılara önemli tavsiyelerde bulundu. Soru-cevap şeklinde devam eden bölümde Esenyurtlular merak ettikleri konulara cevap buldu. "Baba evinize hoş geldiniz" Programda konuşan Başkan Vekili Can Aksoy, "Benzeri programları başka yerlerde yapıyorduk ama arkadaşlarımız babanızın ismini taşıması dolayısıyla burada yapalım dediler. Bir nevi burası sizin eviniz. Baba evinize hoş geldiniz. Aile sıcaklığında bir sohbet olacağı için konuşmamı kısa tutuyor; Esenyurt Belediyesi ve Esenyurtlular adına bizi kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ediyorum" dedi. "Cemil Meriç’in eserlerini okumak birkaç üniversiteyi bitirmeye bedel" Ümit Meriç ise ilk kez geldiği Esenyurt’ta bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, "Beni buraya davet ettiği için Sayın Valimiz Can Aksoy Beyefendiye teşekkür ediyorum. Bugün hakikaten çok özel bir mekandayız. Cemil Meriç’in adını taşıyan bir kütüphanedeyiz. Cemil Meriç’i okumayı tavsiye ediyorum, çünkü onun eserlerini okumak bir üniversiteyi değil birkaç üniversiteyi bitirmeye bedel" diye konuştu. Vatandaşlar etkinliklerden memnun Etkinliğin anlamlı bir mekanda yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren katılımcı Ferhat Karakoç şöyle konuştu: "Böyle güzel bir programla bizleri bilgilendirdikleri için teşekkür ediyorum. Ümit Meriç’in Türkiye Kanatlarımız Altında kitabını imzalattım. Gençlerimize yön veren bir yazarın adının bir kütüphanede yaşatılması çok önemli." "Hocamız Cemil Meriç ile ilgili çok güzel bilgiler verdi" Bir diğer katılımcı Dr. Mürsel Akdenk ise "Esenyurt Belediye Başkanımızı tebrik ediyorum. Bu tür etkinlikler devam etsin. Bugün hocamız çok güzel bilgiler verdi. Cemil Meriç’in hayat hikayesini bu kadar bilmiyorduk; Hatay Reyhanlı’da doğduğunu burada öğrendim" ifadelerini kullandı. Program sonunda Ümit Meriç’e, Başkan Vekili Can Aksoy tarafından Esenyurt Belediyesinin kursiyerleri tarafından hazırlanan el emeği bir tablo hediye edildi. Meriç, etkinlik sonrası kitaplarını da imzaladı.
Kayseri Başkan Altun: "Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır" Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Erdal Altun; yaptığı basın açıklamasında asgari ücretin artmasının değil alım gücünün yok olmasının sorun olduğunu söyleyerek, "GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir" dedi. Saadet Partisi olarak alın terini savunmaya devam edeceklerini söyleyen Erdal Altun; "2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin başladığı bu günlerde, milyonlarca çalışanımızın geleceğini ilgilendiren son derece kritik bir süreçten geçiyoruz. 2025 yılı için net 22.104 TL olarak belirlenen asgari ücretin, 2025 yılının son günlerine geldiğimizde alım gücü ortadadır ve maalesef açlık sınırının dahi altına düşmüştür. Bugün 2026 yılı için konuşulan rakamlar ise, ülkemizde enflasyonun bu denli yüksek olduğu bir dönemde 27 bin olsun mu, 28 bin mi olsun tartışmalarının ötesine geçememektedir. Oysa mesele yalnızca rakam tartışması değildir. Mesele asgari ücretlinin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesine ulaşmasıdır. Ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada asgari ücretli çalışanlarımız bitmiş, tükenmiş, nefes alamaz hale gelmiştir. Sorun, asgari ücretin artması değil, alım gücünün yok olmasıdır. Evet, asgari ücreti artırmak önemlidir ama asgari ücretlinin alım gücünü korumak daha önemlidir. Her yıl aynı tabloyu görüyoruz. Asgari ücrete zam yapıldığı günün ertesi, iğneden ipliğe tüm ürünlere gelen zamlarla, işçinin maaşı daha cebine girmeden erimekte, birkaç ay içinde eski seviyesinin bile altına düşmektedir. Bu kısır döngü, çalışanlarımızı yoksullaştırmakta, aileleriyle birlikte hayata tutunmalarını zorlaştırmaktadır. Saadet Partisi olarak meseleye sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir anlayışla yaklaşıyoruz. Bugün burada üç temel çözüm önerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Birincisi asgari ücrette sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması. Asgari ücrete yapılacak artışın işveren üzerinde ciddi bir yük oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle asgari ücret sigorta primlerinin tamamı veya bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı, işverenin üzerindeki yük hafifletilmeli, böylece işçinin maaşına doğrudan yansıyacak net bir artış sağlanmalıdır. Bu model hem çalışanı korur hem işvereni ayakta tutar. İkincisi enflasyonla etkin mücadele ve zamların zammının önlenmesi. Asgari ücrete zam yapılır yapılmaz tüm sektörlerde fiyatların artması artık kronik bir sorundur. Bunun için enflasyonun gerçek ve kalıcı şekilde düşürüleceği bir ekonomik program, asgari ücret artışını fırsata çeviren fiyat dalgalanmalarına karşı etkin denetim mekanizmaları, zamların otomatikleşmesine engel olacak güçlü bir piyasa kontrolü ve enflasyonla mücadelenin en birinci şartlarından olan üretimin desteklenmesi ön plana alınmalıdır. Unutmayalım ki ücret artışı değil, fiyat istikrarı kalıcı refah getirir. Son olarak da vatandaşın alım gücünü artıracak kapsamlı sosyal politikalar üretilmelidir. Asgari ücretlinin alım gücünü korumak adına temel gıda ürünlerinde fiyat istikrarı, kamu hizmetlerinde fahiş fiyat artışlarının durdurulması, ulaşım, eğitim, enerji ve barınma alanlarında vatandaşın yükünü hafifletecek politikalar, dar gelirliyi koruyan hedefli sosyal destek programları hayata geçirilmelidir. Biz Saadet Partisi olarak emeği savunmaya, adil paylaşımı savunmaya ve alın terinin karşılığını savunmaya devam edeceğiz. 2026 yılı asgari ücret görüşmelerinin, çalışanlarımızın hayat şartlarını iyileştirecek bir anlayışla sonuçlanmasını umuyor; hükümete, ilgili kurumlara ve tüm paydaşlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz" dedi. Altun, gençlerin borçlanmalarına son verilmesi gerektiğini söyleyerek; "Bir diğer konu GSS primine yapılan yüzde 100’lik artış. Hepinizin bildiği üzere, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim oranı yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmış, yani tam iki katına yükseltilmiştir. Bu düzenleme sonucunda 780 TL olan GSS primi, 1.560 TL’ye yükselmiş; hiçbir geliri olmayan yüz binlerce vatandaşımız için adeta ödenemez bir yük haline gelmiştir. GSS primi artışı, geliri olmayan vatandaşlarımızı borç kıskacına almıştır. GSS kapsamında en büyük mağduriyeti şu kesimler yaşamaktadır; üniversiteden mezun olmuş fakat henüz iş bulamamış gençler, sağlık sorunu veya işsizlik nedeniyle çalışamayan vatandaşlar ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan dar gelirli aile bireyleri. Bu vatandaşlarımızın hiçbir geliri olmamasına rağmen, sistem tarafından otomatik olarak GSS kapsamına alınıp her ay 1.560 TL borçlandırılmasıdır ki yılbaşı itibari ile bu rakam daha da artacaktır, bu sosyal devlet anlayışı açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu durum geliri olmayan vatandaşlarımızı borçlandırmakta, birikmiş prim borçları nedeniyle sağlık hizmeti alırken ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. GSS gibi bir sistem, gelir düzeyi düşük vatandaşın yükünü hafifletmek için vardır; artırmak için değil. Genel Sağlık Sigortası, çıkış noktasında sosyal devletin bir gereği olarak tasarlanmış bir uygulamadır. Ancak bugün karşımıza çıkan tablo şudur; geliri olmayan vatandaşa prim borcu çıkaran, gençleri borç listesine ekleyen, sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırmak yerine zorlaştıran, borcu olanı cezalandıran, bir sisteme dönüşmüştür. Bu haliyle GSS, amacını aşan, sosyal adalet ilkesiyle uzlaşmayan bir yapıya bürünmüştür. Saadet Partisi olarak uyarıyoruz. Bu zam geri alınmalı, GSS uygulaması yeniden düzenlenmelidir. Gençlerin otomatik borçlandırılmasına son verilmelidir. Vatandaşını borçlandıran değil, vatandaşını koruyan bir devlet anlayışı gereklidir. Saadet Partisi olarak açıkça ifade ediyoruz; GSS primleri üzerinden gelir elde etmek sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Biz vatandaşlarımızın sağlık hizmetine kolayca erişmesini, gelirinin olmadığı dönemde borçla karşılaşmamasını, GSS sisteminin adil ve insani bir şekilde yeniden düzenlenmesini savunuyoruz. Bu çağrımız bir eleştiriden öte, ülkemizin sosyal adalet ilkesi adına bir sorumluluk çağrısıdır. Milletimizin hak ettiği insanca yaşam şartları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Antalya Erol Bulut: "350 milyon Euro değerindeki takıma karşı en iyi oyunumuzu ortaya koymalıyız" Antalyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut, Trendyol Süper Lig’de bu hafta oynayacakları Galatasaray’ın 350 milyon Euro kadro değeri olduğunu belirterek, en iyi oyunlarını ortaya koymaları gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Antalyaspor cumartesi günü saat 20.00’de evinde Galatasaray ile karşılaşacak. Bu maçın hazırlıklarını sürdüren kırmızı-beyazlılarda Teknik Direktör Erol Bulut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta deplasmanda 0-0 berabere kaldıkları Corendon Alanyaspor karşılaşmasına taktiksel değişiklikle çıktıklarını belirten Bulut, "İki takım için de zor bir maç oldu. İki takım da kazanmak istedi. Biz Alanyaspor’a karşı sistemimizde biraz değişiklik yaptık, 3-4-3 şeklinde karşılık verdik. Onlar da aynı sistemde oynuyordu. Pozisyonlar bulmaya çalıştık, yakaladığımız birkaç pozisyon da vardı. Maçın gidişatına bakarsak kazanabilirdik. Aslında güzel bir maç oldu. Hedefimiz üç puandı ama deplasmanda bir puan şu anda altın değerinde. O yüzden bir puan bizim adımıza iyi oldu" diye konuştu. "Umduğumuz sonucu almak istiyoruz" Galatasaray maçı hakkında konuşan Erol Bulut, "Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçını izledik. 3-4 sakat oyuncuları olsa bile geniş ve kaliteli bir kadroya sahip olduklarını biliyoruz. Monaco deplasmanından dönüp hafta sonu buraya gelecekler ama büyük takımlar için haftada üç maç oynamak artık normal hale geldi. ’Yorgun olurlar mı?’ sorusu geleceği için bunu önceden söylemiş olayım, bu tempoya alışıklar. Bizim kendimize bakmamız gerekiyor. Galatasaray’ı iyi analiz edip, bugün ve yarın çalışmalarımızı ona yönelik sürdüreceğiz. Evimizde oynayacağız, inşallah cumartesi günü umduğumuz sonucu almak istiyoruz. Sonuçta karşımızdaki 350 milyon Euro değerinde bir takım ama Antalyaspor olarak sahada her şeyimizin en iyisini göstermek zorundayız. Kazanmak istiyoruz ama kolay bir maç olmayacağını hepimiz biliyoruz. Analizlerimize göre çalışıp, inşallah en iyi şekilde karşılık vereceğiz" şeklinde konuştu. "Reaksiyon Eyüpspor maçında başladı" Takımın son haftalardaki gelişimi ve sahaya yansıyan reaksiyonuna dair değerlendirmelerde bulunan Bulut, ivmenin Eyüpspor maçında başladığını hatırlatarak, "Reaksiyonu aslında Konya’da da gösterdik. O da kazanmamız gereken bir maçtı, beraberlik çıktı. Bu reaksiyon Eyüpspor maçında başladı. Kısa dönemde bir anda her şeyi takımdan bekleyemezsiniz, takım da bunu hemen gösteremeyebilir. Biraz zamana ihtiyaç var. Ama Konyaspor maçı ardından evimizde oynadığımız Göztepe maçı kesinlikle mağlubiyeti hak etmediğimiz bir maçtı. En azından bir beraberlik çıkarılabilirdi. Alanyaspor maçında iyi bir performans gösterdiğimizi düşünüyorum. Hem topa karşı hem topla oyunumuzu daha da geliştirebiliriz, buna her gün çalışıyoruz. İnşallah bu hafta sonu Galatasaray’a karşı iyi bir performansla istediğimiz puanları almak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Taraftarlara da özel bir çağrıda bulunan Erol Bulut, "Uzun zamandır evimizde galibiyet bekliyorlar. Ne kadar zor olsa da hafta sonu o yolda iyi adımlar atıp galip gelmeye çalışacağız. Her zaman bizi destekliyorlar. İnşallah hafta sonu stadı doldurup, takımın ve bizim yanımızda olurlar" diyerek sözlerini tamamladı.
Samsun Uzmanından anne adaylarına kış enfeksiyonlarına karşı korunma önerileri Gebelik döneminde bağışıklık sisteminin doğal olarak baskılanmış olduğu için anne adaylarının enfeksiyonlara daha açık olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Hilal Bulut Aydemir, "Gebelerin kışın dışarı çıkarken hava durumuna uygun, kat kat giyinmesi, ısı kaybını önleyen kaliteli bir mont tercih etmesi ve baş–boyun bölgelerini korumaları önemlidir. Ayrıca grip sezonunda özellikle kalabalık ve havalandırması yetersiz ortamlardan kaçınmaları enfeksiyon riskini ciddi şekilde azaltır" dedi. Gebelikte bağışıklığın doğal olarak baskılanması nedeniyle enfeksiyonların daha kolay gelişebileceğini söyleyen Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Hilal Bulut Aydemir, kış aylarında gebeler için uyarılarda bulundu. Opr. Dr. Aydemir, gebelerin hem fiziksel hem de bağışıklık sistemi açısından bazı ek riskler taşıdığını belirtti. "Hamileler enfeksiyona daha yatkın olabilir" Soğuk hava ve kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirilmesinin, grip ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonların daha hızlı yayılmasına neden olduğunu söyleyen Opr. Dr. Aydemir, "Gebelik döneminde bağışıklık sistemi doğal olarak baskılanmış olduğu için anne adayları enfeksiyonlara daha açıktır. Bu nedenle dışarı çıkarken hava durumuna uygun, kat kat giyinmek, ısı kaybını önleyen kaliteli bir mont tercih etmek ve baş-boyun bölgesini korumak önemlidir. Ayrıca grip sezonunda özellikle kalabalık ve havalandırması yetersiz ortamlardan kaçınmak enfeksiyon riskini ciddi şekilde azaltır" diye konuştu. "D vitamini takibi yapılabilir" Kış aylarında en sık karşılaşılan sorunlardan birinin de D vitamini eksikliği olduğunu dile getiren Opr. Dr. Aydemir, "Güneş ışığından daha az yararlanıldığında hem anne hem de bebeğin kemik gelişimi olumsuz etkilenebilir. Gebeler bu dönemde düzenli D vitamini takibi yaptırmalı ve hekim önerisi doğrultusunda takviye kullanmalıdır. Aynı zamanda ev ortamlarının sıcak olması kadar nem dengesinin korunması da önemlidir, fazla kuru hava hem burun tıkanıklığına hem de uyku kalitesinin bozulmasına yol açabilir. Ortalama yüzde 40-50 nem seviyesinin korunması, odaların düzenli havalandırılması ve mümkünse hava temizleyici cihazlar kullanılması anne adayının daha rahat bir kış dönemi geçirmesine yardımcı olur" şeklinde konuştu. "Düşme riskine karşı dikkatli olunmalı" Kış gebeliklerinde düşme ve kayma riskine karşı alınacak önlemlerin de hayati önem taşıdığını belirten Opr. Dr. Aydemir, "Özellikle buzlanmanın olduğu bölgelerde dışarı çıkan anne adaylarının tabanı kaymaz ayakkabılar tercih etmeleri, merdivenlerde tırabzan kullanmaları ve ani hareketlerden kaçınmaları gerekir" dedi. "Sıvı tüketimi ihmal edilmemeli" Sıvı tüketimi ve beslenme konusunda uyarılarda bulunan Opr. Dr. Aydemir, "Soğuk havalarda sıvı tüketimi de genellikle azalır, oysa yeterli su tüketimi hem amniyon sıvısının dengede kalması hem de ödemin azaltılması için kritiktir. Hamileler günde en az 2 litre su içmeyi hedeflemelidir. Beslenmelerinde mevsim sebzelerine, protein kaynaklarına ve bağışıklığı güçlendiren gıdalara (zencefil, bal, limon, yeşil yapraklı sebzeler) yer vermelidirler. Bu basit fakat etkili önlemlerle kış ayları, anne adayları için sağlıklı ve keyifli bir hamilelik süreci olarak geçirilebilir" ifadelerini kullandı.