GÜNDEM - 28 Kasım 2024 Perşembe 09:29

Kapadokya’da balonlar ‘Barış’ için havalandı

A
A
A
Kapadokya’da balonlar ‘Barış’ için havalandı

Gazze’de yaşanan soykırım, Kapadokya’da özgürlüğü simgeleyen kefiye desenli sıcak hava balonlarıyla protesto edildi. KÜME (Kültür Medeniyet) Vakfı tarafından hazırlanıp uçurulan kefiye desenli sıcak hava balonları Kapadokya semalarında bu sefer barış için süzüldü.


Türk ve dünya medyasından isimlerin ve fotoğrafın ustalarının aralarında bulunduğu kalabalık bir grubun izlediği ’Barış Balonları’ Gazze’de yapılan soykırıma dikkat çekti. Kapadokya’nın ikonik peri bacaları arasında havalanan kefiye desenleri, Kapadokya’nın dünyaca ünlü gün doğumu manzarasında Gazze’ye selam dünyaya ise güçlü bir birliktelik ve barış mesajı verdi.


"Sıradışı protesto"


“Barış Balonlarının Türkiye’nin soykırıma uğrayan Filistin halkının yanında olduğunu göstermek için havalandığını belirten KÜME Vakfı Kültür Sanat Koordinatörü Ali Ulvi Mıhoğlu; “Kefiye deseni Filistin ve Gazze halkının sembolleşmiş bir kültür unsuru. Bu kültürel unsurun Türkiye’nin dünyaca ünlü beldesi Kapadokya’da gerçekleşen sıra dışı bir protestoda kullanılması Türkiye ve Filistin halkları arasında kardeşçe süregelen dostluğun bir nişanesi olacaktır” dedi.


"Kayıtsız kalanların yüzlerine vurduk"


Bu tarihi anların fotoğraf sanatçıları, foto muhabirler ve kameramanların çektikleri görüntülerle dünyaya ulaştığını dile getiren Mıhoğlu; "Balonlar tüm dünyada özgürlüğü simgeliyor. Bu fotoğrafların Gazze’de, İsrail’in mazlum Filistin halkına uyguladığı soykırıma karşı duruşun yeni mesajı olmasını istedik. KÜME Vakfı olarak fotoğraf sanatçılarının bu mesajı dünyaya duyuracak sanat eserleri üretmesine imkân sağladık. Barış Balonları ile Gazze’deki soykırım gerçeğini görmezden gelenlerin vicdanlarına dokunduk ve çoluk çocuk demeden katleden mazlumların katledilmesine kayıtsız kalanların yüzlerine sert bir şekilde vurduk” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Bakan Yardımcısı Aydın: "İsrail istikrarsızlıktan besleniyor, terörsüz Türkiye stratejik bir süreçtir" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, küresel güç dengeleri ve bölgesel jeopolitik gelişmeler çerçevesinde değerlendirmelerde bulunarak, İsrail’in bölgede süregelen istikrarsızlıklardan stratejik fayda sağladığını ifade etti. Aydın, "Terörsüz Türkiye" sürecinin yalnızca bir iç güvenlik başlığı olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı. Yakın coğrafyada yaşanan tüm gelişmelerin dikkatle incelenmesi gerektiğini belirten Aydın, çatışmalardan kimin kazançlı çıktığına bakmanın hakikate ulaşmanın en kestirme yolu olduğunu söyledi. Özellikle İsrail’in Suriye’deki istikrarsızlığı stratejik avantaja çevirdiğini dile getiren Aydın, çevresindeki devletlerin zayıflamasının İsrail’e askerî, siyasi ve ekonomik nüfuz alanı sağladığını kaydetti. Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden savaşın derin fay hatları oluşturduğunu ifade eden Aydın, her yeni gerilimin Suriye halkına kaybettirirken İsrail’in hareket serbestisini ve operasyonel derinliğini artırdığını söyledi. Suriye’nin yeniden bir iç savaşa sürüklenmesinin yalnızca Suriyeliler için değil, tüm bölge açısından ciddi riskler barındırdığını vurguladı. Benzer bir yaklaşımın Somaliland hattında da gözlemlendiğini belirten Aydın, İsrail’in Afrika Boynuzu’ndaki artan faaliyetlerinin Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz ekseninde Türkiye’nin istikrar odaklı çabalarını zayıflatmayı hedeflediğini ifade etti. İsrail’in küresel ve bölgesel vizyonunun barış değil, kalıcı kırılganlık olduğunu dile getirdi. "Terörsüz Türkiye" sürecinin bu büyük resmin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çeken Aydın, Suriye’de diplomatik kanalların kapatılmasının yeni çatışmalar doğuracağını, uzlaşmanın ise kapsayıcı bir toplumsal sözleşmenin önünü açacağını söyledi. Bu kapsamda SDG’nin Suriye devletiyle entegre olmasının istikrarın tesisi açısından kritik önemde olduğunu belirterek, 10 Mart Mutabakatı’na sadakatin toplumsal barışın yeniden inşasını mümkün kılacağını kaydetti. Yeni Suriye’de Arapların, Kürtlerin ve Türkmenlerin haklarının anayasal ve fiilî güvence altına alınması gerektiğini vurgulayan Aydın, insanların güven ortamında evlerine, işlerine ve gündelik hayatlarına dönmesinin artık ertelenmemesi gerektiğini ifade etti. Aksi senaryoların Suriye’yi "Lübnanlaştırma" riskini artıracağını belirten Aydın, bundan en fazla fayda sağlayacak aktörün yine İsrail olacağını söyledi. Türkiye’nin uyarıları ve çabalarının bu nedenle hayati önemde olduğuna dikkat çeken Aydın, Cumhurbaşkanının güçlü liderliği ile Devlet Bahçeli’nin kararlı duruşu sayesinde başlayan "Terörsüz Türkiye" sürecinin, stratejik bir devlet aklını yansıttığının bugün daha net görüldüğünü kaydetti. Aydın, sürecin başarıya ulaşması için dikkatli, temkinli ve ferasetli olunması gerektiğini belirterek, bölgeyi yeniden ateşe atmak isteyenlerin planlarının birlik ve kardeşlik içinde bozulabileceğini sözlerine ekledi.