GENEL - 27 Kasım 2019 Çarşamba 21:32

Sağlık-Sen Genel Başkanı Durmuş: "Döner sermaye yönetmeliği artık miadını doldurdu"

A
A
A
Sağlık-Sen Genel Başkanı Durmuş: "Döner sermaye yönetmeliği artık miadını doldurdu"

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, sihirli değnek olan döner sermaye yönetmeliğinin artık miadını doldurduğunu belirterek, "Sağlık çalışanlarının performans uygulaması yok ama herkesin kabul edebileceği makul ve mantıklı kriterler getirelim.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, sihirli değnek olan döner sermaye yönetmeliğinin artık miadını doldurduğunu belirterek, "Sağlık çalışanlarının performans uygulaması yok ama herkesin kabul edebileceği makul ve mantıklı kriterler getirelim. İnsanların çalışacağı bir kriter olsun. İstanbul’da çalışanla Bartın’da çalışan aynı ücreti almasın." dedi.



Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Sağlık-Sen Niğde Şubesince bir otelde düzenlenen genişletilmiş İl Divan Toplantısında yaptığı konuşmada, yaklaşık 7 yıldır döner sermayedeki haksızlıkların ve yanlışlıkların konuşulduğunu söyledi. Göreve gelen bütün bakanların "yönetmeliğin adil olmadığını, mutlak surette değişmesi gerektiğini" söylediğini, bürokratların bu konuda hem fikir olduğunu ve sahada çalışanların ortak kanaatinin de döner sermaye yönetmeliğinin adaletsiz olduğunu belirttiğini aktaran Durmuş, yenisiyle alakalı kimsenin irade alamadığı için değiştirilemediğine savundu.



Durmuş, ilk başta sihirli değnek olan döner sermaye yönetmeliğinin artık miadını doldurduğunu ve kendi başına sorun üretir hale geldiğini aktararak şunları söyledi: "Seçildiğimizde ilk oluşturduğumuz komisyon döner sermaye komisyonu oldu. Çünkü en önemli sorunumuz bu. Yaptığımız çalışmayı bakanlığa sunduk, ’hekimlerle alakalı performans uygulaması mutlaka olsun’ diyorsunuz, olsun ama ’hekim dışı personelle alakalı böyle bir model teklifimiz var bunu uygulayın’ diyoruz. Sağlık çalışanlarının performans uygulaması yok ama herkesin kabul edebileceği makul ve mantıklı kriterler getirelim. İnsanların çalışacağı bir kriter olsun. İstanbul’da çalışanla Bartın’da çalışan aynı ücreti almasın. Hastane bir kriter olsun. Üçüncü basamak bir hastaneyle entegre hastane bir olmasın. Çalışılan servis bir kriter olsun. Bazı servislerde personel istihdam etmekte gerçekten zorluk çekiliyor. Eğitim bir kriter olsun. Bunlar belirlensin ve bunun karşılığında çalışana sabit ücretler verilsin"



Sağlıktan başka hiçbir kurumda farklı ücret uygulamasının olmadığına dikkati çeken Durmuş, bir hastanede çalışan uzman doktorla başka bir hastanede çalışan uzman doktorun farklı ücret aldığını dile getirdi. Sağlıktaki dönüşümle gelinen noktada çözülmesi gereken ilk ve en önemli sorunun döner sermayedeki adaletsizlik olduğunu belirten Durmuş, "Herkese en yüksekten verecek durumumuz olmayabilir, imkanlarımız kısıtlı olabilir, ama en azında mevcut paranın dağıtılmasında bir adalet, denge, düzen sağlanabilir. Bunu yapmak çok zor değil. 2003’te döner sermaye yönetmeliği hazırlanıyorken sıfır tecrübeyle yapıldı. Ama bugün artık 17 yıllık bir tecrübe var. Onun için sendika olarak en önemli sorunumuz ve mutlaka çözülmesi gereken ve gerekli yerlere taşıdığımız döner sermaye yönetmeliği adil ve adaletli bir şekilde yeniden yapılandırılmalı, çalışanlar emeğinin ve alın terinin karşılığını almalıdır" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.