GÜNDEM - 24 Ağustos 2024 Cumartesi 15:27

Aladağlar’da 30 kilogramlık kamp yükü ile solo zirve faaliyeti yaptı

A
A
A
Aladağlar’da 30 kilogramlık kamp yükü ile solo zirve faaliyeti yaptı

NİĞDE (İHA) – Niğde, Kayseri ve Adana sınırları içinde yer alan Aladağlar, zirveleri ile dağcıların, eşsiz manzarası ile doğaseverlerin buluşma noktası oldu. 3 bin 500 metrenin üzerinde 50’den fazla zirvesi olan ve genellikle ekip halinde zirve tırmanışı yapılan Aladağlar’da 30 kilo ağırlığındaki sırt çantası ile solo zirve tırmanışları gerçekleştiren dağcı Burhan Şahin, 8 günde 42 kilometresi solo ve kamp yükü ile olmak üzere, 92 kilometrelik mesafe kat etti.


Uzun yıllardır süredir profesyonel dağcılık yapılan Aladağlar, kaya tırmanışı, trekking, dağ bisikleti, kampçılık gibi faaliyetlere imkan tanıması ile her seviyeden sporcuyu kendisine çekiyor.


Niğde, Kayseri ve Adana sınırları içinde yer alan, zirveleri ile dağcıların, eşsiz manzarası ile doğaseverlerin gözdesi olan Aladağlar’da 3 bin metrenin üzerindeki zirvelere uzun yıllardır tırmanış gerçekleştiren dağcı Burhan Şahin, bu kez zirve faaliyetini solo olarak gerçekleştirdi.


Burhan Şahin, 3 bin 767 metre Kızılkaya, 3 bin 756 metre Demirkazık ve 3 bin 748 metre Kaldı gibi 3 bin metrenin üzerinde çok sayıda zirvesi bulunan Aladağlar’da 30 kilogram ağırlığındaki sırt çantası ile 3 bin 723 metredeki Emler Zirvesi ve 3 bin 506 metre MTA Zirvesine tek başına kamp yükü tırmandı. Pınarbaşı köyüne dek trans geçiş yapmanın yanı sıra, Küçük Demirkazık ve Davlumbaz Zirvesine de ekiple tırmanan Şahin ekip ve solo tırmanış arasındaki farklardan söz etti.


İlk olarak ekiple birlikte zorlu bir tırmanış olan Küçük Demirkazık zirvesine doğudan çıkarak antrenman yaptığını söyleyen Şahin sağladığı özgüvenin ardından solo tırmanışa geçtiğini anlattı. Şahin, “Ekiple birlikte Küçük Demirkazık’a tırmanarak, antrenman durumunu yükseltmeye çalıştık. Bu çok efor ve özgüven gerektiren bir rota. Orada özgüveni kazandıktan sonra artık bedensel olarak kendimi hazır hissettim. Dağlara yalnız gitme tehlikesinin ben de farkındayım ancak bize burada bize abilik yapan Mehmet Şenol abimiz var ona ve jandarmaya rotamı bildirdim. O rotada aslında yalnızdım ama haberdarlardı. Yaklaşık 14 yıldır benzer tırmanışları yapmıştım, onun da özgüveni oldu. Kötü şeyler de olabilirdi, ayağımı kırabilirdim ancak rotadan çıkmamak benim en büyük planımdı. Ne olursa olsun bildirilen rotada kalmak çok önemli. Çünkü o rotada kalırsanız gecikme durumunda aranacağınız yeri daraltmış oluyorsunuz” dedi.


Tek yapılan zirve tırmanışlarının avantaj ve dezavantajlarını olduğunu kaydeden Şahin, ”Tek başına daha motive hissediyorum kendimi. Aladağlar gibi yerlerde bazen avantaj, bazen dezavantaja sebep olabiliyor. Tek gittiğimde her adımım çok daha dikkatli oluyor, birkaç kişi gittiğimizde onların adımlarını da kontrol etmek zorunda kalıyorsunuz. Solo gitmenin de bazı avantajları var. Daha hızlı gidiyorsunuz, kararlarınızı hızlı veriyorsunuz, baskı altında olmuyorsunuz” dedi.


Aladağlar’da 2 zirveyi solo, 2 zirveyi ise ekiple tamamlayan, 8 günde 30 kilogramlık çantası ile 92 km mesafe kat eden Şahin faaliyetin özgüven kazandırdığına dikkat çekti.


Şahin, ”6.5 litre su, uyku tulumu, yardım seti, yiyecek, yedek kıyafetlerle 25-30 kilogram arasında bir yükle gittim. Yedigöller’den sonra ağır gelmeye başladı 4 litresini boşaltmak durumunda kaldım. İki zirveyi geçmiş oldum kamp yüküyle. Toplamda 8 günde tırmanışla inişle 92 kilometrelik etkinlik yapmış oldum. Bu etkinlik benim özgüven kazanmama sebep oldu” şeklinde konuştu.



Aladağlar’da 30 kilogramlık kamp yükü ile solo zirve faaliyeti yaptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.