GÜNDEM - 18 Aralık 2023 Pazartesi 15:38

Niğde’de 161 yıllık kilise halk kütüphanesine dönüştürüldü

A
A
A
Niğde’de 161 yıllık kilise halk kütüphanesine dönüştürüldü

Niğde Belediyesi’nin restorasyon ve konservasyon çalışmalarını tamamladığı tarihi Rum Kilisesi, ’Kale 100. Yıl Halk Kütüphanesi’ olarak 19 Aralık Salı düzenlenecek törenle kapılarını kitapseverlere açacak.


Eski Saray Mahallesi’ndeki 1861 yılında yapılan ve ’Yahya Peygamber Kilisesi’ olarak da bilinen tarihi yapının, halk kütüphanesi olarak açılışının yapılacağı törene Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da katılacak. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir; 162 yıllık tarihi kiliseyi, Niğde’ye büyük bir kütüphane olarak kazandırmak için Kayseri Rölöve Anıtlar Müdürlüğü ile iş birliği yaparak başlattıkları çalışmaları tamamladıklarını söyledi. Niğde Belediyesi tarafından hazırlanan projenin Kayseri Koruma Kurulu tarafından geçtiğimiz yıl onaylandıktan sonra Kayseri Rölöve Anıtlar Müdürlüğü’nün yaptığı ‘restorasyon ve konservasyon’ ihalesinin ardından bu yıl inşaat, tesisat ve konservasyon işlerinin tamamlandığını belirten Başkan Özdemir, "Teşhir, tanzim projelerindeki uygulamaları da tamamladıktan sonra peyzaj ve otopark düzenlemelerini de bitirdik ve tarihi Rum Kilisesi’nin Niğde’nin ana kütüphanesi olarak açılışa hazır hale getirdik" dedi. 1 buçuk asırdan fazla bir zamandır ihtişamını koruyan anıtsal dini yapıyı Niğde’ye büyük bir kütüphane olarak kazandırdıklarını ifade eden Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Niğde Belediyesi olarak koruyup yeniledikleri ile vatandaşların ve turizmin hizmetine sunmak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti.


Açılışını yapacakları 100. Yıl Halk Kütüphanesi’nin son 2 yılda Niğde’de kazandırdıkları 3. kütüphane olduğuna dikkat çeken Başkan Özdemir; "Şehrimizi yeni nesil kütüphanelerle donatmaya kararlıyız. Özbelde’de çocuk kütüphanesini açtık. Yukarı Kayabaşında Belediye Başkanlık ofisinin giriş katına modern bir kütüphane kazandırdık. Perşembe pazarı altında açacağımız Kale 100. Yıl Halk Kütüphanesi açtığımız üçüncü kütüphane olacak. Yakın zamanda belediye binamızın önündeki kütüphanemizi de açacağız. Hüdavent Hatun Sosyal Tesisini anne-bebek kütüphanesi olarak dizayn edeceğiz. İlhanlı mahallesinde temelini attığımız Kadın Yaşam Merkezi ve Kütüphanemizi önümüzdeki süreçte açacağız. Akmedrese’ye de sesli kütüphane açacağız” şeklinde konuştu.



Niğde’de 161 yıllık kilise halk kütüphanesine dönüştürüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.