SAĞLIK - 16 Eylül 2019 Pazartesi 09:13

Fındık yaraları da iyileştiriyor

A
A
A
Fındık yaraları da iyileştiriyor

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç.

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Alper Çıraklı’nın başkanlığında yapılan çalışmada, sağlık açısından faydalı olan fındığın, erken dönemde yara iyileşmesini hızlandırdığı tespit edildi.


Türkiye’nin en önemli tarımsal ihracat ürünü olan fındığın, sağlık alanında kullanımına ilişkin bilimsel çalışmayı gerçekleştiren ODÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Alper Çıraklı, fındığın kalp sağlığına faydasının yanında yara iyileşmesini hızlandırdığının tespit edildiğini ifade etti.


Yara iyileşmesinde fındığın etkisi üzerine uzun süredir çalıştıklarını belirten Doç. Dr. Çıraklı, Amerika Birleşik Devletleri İlaç Yönetim Federasyonu (FDA) tarafından kabuklu yiyeceklerin kalp ve damar hastalıkları riskini azaltmasından sonra bu ürünlere ilginin arttığını belirtti.


Fındığın birçok hastalığa iyi geldiğinin bilindiğine işaret eden Çıraklı, "Hastalıkları önleme, koruma, iyileştirme üzerinde birçok etkisi var. Tansiyonu ve kolesterolü düşürdüğü, iyi huylu kolesterolü artırdığı ve kalp damar hastalıklarının gelişme riskini azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Bu ürünün diğer etkilerini de gösterebilirsek, ülkemiz için büyük bir kazanç olacağını düşünerek bu yola çıktık. Çalışmadaki amacımız, yara iyileşmesinin hızlanmasını sağlamaktır. Yara iyileşmesi karmaşık bir süreçtir. Bu yolda oluşan herhangi bir aksama, olumsuzluk, yaranın iyileşmesinde gecikme, iyileşmemesi, kötü iyileşmesi şeklinde sonuçlanabiliyor" ifadelerini kullandı.


Yara iyileşmesi durumunda oluşan oksidanları önleyen antioksidan içerikli ürünlerin, yara iyileşmesinde kullanıldığını vurgulayan Çıraklı, fındığın özellikle vitamin E ve selenyum gibi antioksidan maddeler içerdiğini, "neden yara iyileşmesine pozitif bir etki yapmasın" hipotezinden yola çıkarak bu çalışmayı planladıklarını bildirdi.



"Fındık deri üzerindeki yaraları iyileştiriyor


Fındığın, içeriğindeki vitamin E ve selenyumun antioksidan etkisi ile yara iyileşmesini hızlandıracağını düşündüklerini anlatan Çıraklı, yaklaşık 2 yıl boyunca fareler üzerinde yaptıkları çalışmayla ilgili şu bilgileri verdi:


"Hayvanların sırt bölgelerinde yaralar oluşturduk ve üç gruba ayırdık. Bir grubumuz kontrol grubuydu. Diğer gruba ise ağızdan yani oral yolla fındık verdik. Bu şekilde besledik hayvanları. Diğer grupta ise deri yolu ile fındık uyguladık. Bunu steril şekilde elde ettikten sonra cilde uyguladık. Yani bir grubu ağızdan kullanılan ilaç olarak düşündük. Diğerinde cilde sürülen bir ilaç olarak düşündük. Bu şekilde çalışmamızı yaptık ve fındığın farklı zamanlarda 3’üncü, 7’nci ve 14’üncü günde yara üzerindeki etkisini histolojik olarak inceledik. Bu çalışmamızın sonucunda, ağızdan alınan fındığın erken dönemde yara iyileşmesini hızlandırdığını tespit ettik. Bu bizim için çok önemli bir bulgu. Bu aslında çalışmanın prototipi. Bundan sonra bu çalışmayı daha ileri düzeyde ispatlayacak çalışmalara ihtiyacımız var. Bu açıdan çalışmamızı ileri düzeye götürmek istiyoruz."



Fındık deneyi bilim dergisinde yayınlanacak


Çalışmanın, İtalya’da yayımlanan "SCI-Expanded" ta yer alan bir cerrahi dergisinde yer alacağına dikkati çeken Çıraklı, "Burada yayın aşamasına ulaşmış durumda ve şu anda yayın hazırlıkları yapılıyor. Bir Ordulu olarak ben bu çalışmada emeği geçenlere teşekkür ediyorum ve gurur duyuyorum" dedi.


Çıraklı, "Biz genellikle çok uygulanan, hayvanların sırt bölgesinde yapılan yara modeli ile yaptık bu çalışmayı. Bu, literatürde farklı ürünler ile yapılmış. Enerji içeceği ile yapılmış bir çalışma da mevcut literatürde. Fındık, ülkemizin milli ürünü, Ordumuzun ürünü olarak yola çıktık. Bu benim asistanlık hayalimdi. Bunu Ordu Üniversitesinde gerçekleştirmekten büyük mutluluk ve onur duyuyorum."


Çıraklı, çalışmada yer alan Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Prof. Dr. Orhan Baş, Prof. Dr. Soner Çankaya, Doç. Dr. Pınar Naile Gürgör, Dr. Öğr. Üyesi Erdal Uzun, Dr. Öğr. Üyesi Esra Erdoğan ile teknik destek veren Sacit Özkan’a emekleri için teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.