GENEL - 30 Mart 2020 Pazartesi 08:40

Asrın projesi bu yıl tamamlanıyor

A
A
A
Asrın projesi bu yıl tamamlanıyor

Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz döneminde gündeme gelen ve II.

Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz döneminde gündeme gelen ve II. Abdülhamid Han zamanında da projesi çizilen, direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 50 ili ilgilendiren Karadeniz-Akdeniz yolunun, bu yıl sonuna doğru kara yolları standartlarına uygun bir şekilde tamamlanması hedefleniyor. Yüzde 95’likten fazla kısmı tamamlanan yol, Karadeniz Bölgesi’nin ekonomisini de olumlu yönde etkileyecek.


Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen ve 2. Abdülhamid Han zamanında projesi çizilen 600 kilometrelik Karadeniz-Akdeniz yolunun Ordu etabının yüzde 95’lik kısmından fazlası tamamlandı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’in, Enerji Bakanlığı döneminde başlatılan Karadeniz-Akdeniz yolu, Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere, tüm Anadolu’nun ekonomisini olumlu yönde etkileyecek olan asrın projesi sayesinde Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz’in ticaret limanı olacak.



50 ili dolaylı şekilde ilgilendiriyor, toplam maliyeti 1 milyar lira


Orta ve Doğu Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak olan, toplam bedeli ise yaklaşık 1 milyar TL olan, bünyesinde, yaklaşık 50 direkt ve dolaylı şekilde ilgilendiren proje ile Karadeniz’in kapıları, İç Anadolu ve Akdeniz’e açılacak. Ordu’dan, Akdeniz Bölgesi’ndeki illere kadar ulaşımı kolaylaştıracak olan proje, Rusya, Gürcistan, Ukrayna gibi ülkelere de kent üzerinden ithalat ve ihracatta önemli rol de üstlenecek. Karadeniz’i İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz’e bağlayacak, Ordu sınırlarında 15 kilometre uzunluğunda 25 tek tip tünel, çok sayıda köprü ve 330 metre uzunluğunda 1 adet viyadük bulunan Karadeniz-Akdeniz yolunun, 2020 yılının sonlarında tam olarak ulaşıma açılması hedefleniyor.



“2020 yılının sonunda tamamen hizmete açılmış olacak”


Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Coşkun Alp, kara yolları yol ağına alınan Karadeniz-Akdeniz yolunun 2020 yılının sonlarında tamamen hizmete açılacağını belirterek, “Karadeniz-Akdeniz yolu, ilk etapta dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler’in talimatı ile 20 kilometrelik bölümü 13 tane tünelden oluşan bölümü inşa edildi. Ve buralar bittikten sonra da mevcut Karadeniz-Akdeniz yolu kara yolları yol ağına alındı ve kara yolları ekipleri burada çalışmalara başladı. Yaptığımız görüşmeler neticesinde de bu yol, bu yıl itibarıyla sonlanacak. Yani 2020 yılında tamamen hizmete açılmış olacak” dedi.



“Karadeniz ve Akdeniz birleşecek”


Yüzde 95’lik bir kısmı tamamlanan Karadeniz-Akdeniz yolunun şu anda hizmete açıldığını ancak küçük çaplı eksiklikleri kaldığını ifade eden Genel Sekreter Coşkun Alp, ‘şehrin aort damarı’ olarak adlandırılan yolun Karadeniz ile Akdeniz’i birleştireceğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:


“Mesudiye ilçesine bir saat 15 dakikada gidiliyor ama daha da kısa bir sürede, kara yolları standardına göre bir yol kazanmış olacağız. Bu şehrimizin bir aort damarı, sayın bakanımız yol o günlerde başladığında ‘parçalar birleşecek, bütün haline gelecek’ dedi. İşte gün bütün olma günü. 2020 yılı sonu itibariyle de kara yolları ile yaptığımız görüşmede tamamen asfaltlanmış eksik yeri kalmamış olarak hizmete açılmış olacak. Şuanda da hizmet veriyor ama tünel aydınlatma çalışmaları da devam ediyor. 13 tane tünel, 25 tünele çıktı. Çok sağlıklı bir yola hep beraber kavuşmuş ve Karadeniz ile Akdeniz’i buluşturmuş olacağız.“



“II. Abdülhamid Han’ın vasiyetiydi”


“Bu yol ilk başlangıcında II. Abdülhamid Han’ın da günümüze bir vasiyetiydi, herkesin de hayaliydi” diyen Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Coşkun Alp, “Bir hayal olan şey bu şekilde gerçeğe dönüşmüş oluyor. Çünkü orası geçilmez bir vadiydi. Orada Harçbeli denilen vadide kıvrılarak yukarı çıkılıyordu ve aynı şekilde aşağıya iniliyordu. İnsanları da çok rahatsız ediyor ve zaman alıyordu. Bu yol artık kara yolları standardına göre hayata geçecek. Geçmiş olmakla da kalmayacak, ilimize, ekonomisine, İç Anadolu’ya bağlantısına büyük katkı sağlayacak” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Yemek atıkları sokak hayvanlarına mama oluyor Zonguldak’ın Alaplı Çatak Ortaokulu Millî Eğitim Bakanlığı ile imzalanan ‘İyilik Okulu İşbirliği Protokolü’ kapsamında bir geri kazanım projesiyle çöpe gidecek yemek atıklarını geri dönüştürülerek sahipsiz kedi ve köpeklere mama oluyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Sıfır Atık” Uygulamalı İyilik Projesi Yarışmasında, Alaplı Çatak Ortaokulu öğrencileri ‘Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor’ proje kapsamında Taşımalı öğrenciler için verilen yemek atık malzemelerden yaptıkları kaplarla Köy genelinde oluşturulan sokak hayvanları için beslenme noktalarına kedi ve köpek mamasına dönüştürüldü. Böylelikle önemli bir israfın önüne geçilirken, çöpe gidecek öğrenci atık yemeklerin atıklardan hazırlanan mamalar, sokak hayvanları için değerlendirilmesiyle hem toplumsal sorumluluk anlayışının pekişmesi hem de geri dönüşüme katkı sağlamayı amaçlandığı belirtildi. Alaplı Çatak Ortaokul yetkilileri, sıfır atık projesi kapsamında taşımalı öğrencilerden kalan atık yemekler kapsamında" Atık Yemeklerimiz Sevgiye Dönüşüyor" temasıyla hayata geçirdikleri geri kazanım projesinin bir ayağının da Kedi ve Köpek Mama Üretim Tesisi olduğunu belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi’ne Alaplı Çatak Ortaokulu olarak tüm güçleriyle destek verdiklerini dile getiren öğrenciler, "Öğrencilerimizden kalan çöpe gidecek yemek atıkları kedi ve köpekler için mamaya dönüşüyor. Bu konuda tüm öğrenciler ile birlikte çalışıyoruz. Sokak hayvanları ile ilgili olarak son zamanlarda bazı sıkıntılar yaşandı ama el birliğiyle o hayvanlarımıza da sahip çıkıyoruz. Böylelikle hem onların ihtiyacını karşılıyoruz hem de israfı önlüyoruz" dediler.
Muğla KURTARAN-2024 Tatbikatı sona erdi Türk Deniz, Kara ve Hava Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarının katıldığı KURTARAN-2024 Tatbikatı’nın basın ve seçkin gözlemci günü safhası bitti. Marmaris’teki Aksaz Limanı’ndan hareket eden TCG Alemdar denizaltı personel arama kurtarma gemisi, kurtarma faaliyetlerini icra etti. Faaliyetlere, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, ABD, Bangladeş, Bahreyn, Bulgaristan, Brezilya, Fas, Güney Afrika, Hollanda, Malezya, Mısır, Mozambik, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland ve Umman’dan 40 gözlemci ve subay da yer alıyor. Burada bir konuşma gerçekleştiren Kurtarma ve Su Altı komutanı Deniz Albay Necati Koray Salar, tatbikatta satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltıya yönelik kurtarma harekatı yapılacağını belirtti. Salar, tatbikatın Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca planlanarak Kuzey Deniz Saha Komutanlığı tarafından icra edildiğini ifade etti. Salar konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Tatbikat süresince üç farklı sahada dibe oturmuş üç denizaltıya, milli kurtarma gemileriyle müdahalede bulunulacak. Tatbikatın hedef kitlesi, denizaltı arama kurtarma harekatında görev alan yüzer, dalar, uçar unsurlar ve teşkil edilmiş karargahlar. Tatbikata deniz kuvvetleri komutanlığından 1 fırkateyn, 1 denizaltı kurtarma gemisi, 2 kurtarma ve yedekleme gemisi, 3 denizaltı, 1 mayın avlama gemisi, 2 tuzla sınıfı karakol gemisi, 1 büyük liman römorkörü, 1 sat botu, 1 deniz karakol uçağı, 1 helikopter, 1 insansız hava aracı, 1 paraşütle arama kurtarma timi, 1 denizaltı tahliye ve kurtarma yardım timinin katılacak.” KURTARAN-2024 tatbikatı kapsamında, 24 Nisan’da tatbikata katılacak tüm milli unsurların ve yabancı gözlemcilerin katılımıyla tatbikat öncesi seyir brifingi icra edildiğini bildiren Salar, “Tatbikatın fiili safhası 25 Nisan’da denizaltı harekat kontrol makamınca verilen alarm mesajı ile başlamış, tatbikata iştirak eden arama kurtarma birlikleri, Aksaz Deniz Üssü’nden ileri hareket ettirilerek, tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranması, tespiti ve teşhisi faaliyetleri icra edilmiştir. Denizaltıdan personel kurtarma harekatında ilk safha olan denizaltının bulunması sonrasında komutanlığımız tarafından ilk müdahale gerçekleştirilmekte. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirilmekte olup, amaç satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisini kurtarmaya hazır hale getirilebilmektir” diye konuştu. Salar, harici havalandırma sisteminin, 5 atmosfer iç basınca ulaşmış ve 50 personele sahip denizaltıya 14 gün süreyle temiz hava beslemesi yaparak pis havayı egzoz edebildiğini, denizaltıdan personel kurtarma çanı ile satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisinden bir seferde 6 personel olacak şekilde 207 metre derinliğe kadar personel kurtarılabildiğine dikkat çekti. Tatbikatta kapsamında rol gereği tanziri olarak satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltının aranmasına başlandı. Denizaltının tespit edilerek 1. Dalgıçlarla ilk müdahale gerçekleşti. Bu safhada dalgıçlarla 91, 1200 ve 365 metre ve uzaktan kumandalı sualtı araçları ile de 600 metre derinliğe kadar satha çıkma kabiliyetini yitirmiş denizaltı gemisine harici havalandırma, acil yaşam destek paketlerinin transferi gerçekleştirdi. Yaralı halde kurtarılan personeller tedavi amacıyla hastanelere sevk edildi. Daha sonra başka bir senaryoda ise hasar alan denizaltı personelleri tahliye edilerek önce uçaktan SAT ve sağlık personeli indirilmesi gerçekleştirildi. Daha sonra ise tatbikat sona erdi. TCG Alemdar Gemisinin ise yerli ve milli oluşu dikkat çekildi. Faaliyetler sonrası Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Dr.Ercüment Tatlıoğlu geminin askeri personeline hitap etti. Tatlıoğlu, personelin tatbikatının başarıyla icra ettiğini belirtti. Türk Deniz Kuvvetleri’nin dalgıçlık tarihi 17. yüzyıla kadar uzandığına dikkat çeken Tatlıoğlu, "17. yüzyılda Gelibolu civarında yaptığımız dalgıçlık çalışmaları bilinmekte. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde dalgıçlarımız mayın tespit etme ve mayın ihmal etme görevlerinde bulunmuşlardır. 1885 yılında Hava kompresörleriyle imla edilen dalış cihazlarımızın envanterimize girmesiyle Kurtarma ve Su Altı Komutanlığımızın üyesi oluştu. 1889 yılında Japonya’ya gönderdiğimiz Ertuğrul Fırkateyninde de dalgıçlarımız vardı. 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nden aldığımız kurtaran gemisi vasıtasıyla kurtarma faaliyetlerini icra etmekteydik. Bugün itibariyle milli ve yerli olarak hem gemilerimizi hem gemilerimizin içindeki kurtarma cihazlarımızı milli ve yerli imkanlarla yaptık ve 3 adet gemimizi de Alemdar, Akın ve Işın gemimizi de bu tatbikatta Satha çıkma kabiliyetini kaybetmiş 3 adet denizaltıdan personel kurtarmak için kullandık. Sevgili arkadaşlar 3 bin metre derinliğine kadar dipteki enkazları batıkları tespit etme kabiliyetine sahibiz. 600 metre derinlikteki denizaltıya oksijen imla edebilme kabiliyetine sahibiz. Atmosferik dalış elbiselerimizle 365 metreye dalıyoruz ve bildiğiniz gibi 207 metre derinliğindeki bir denizaltıdan denizaltı çanımız vasıtasıyla altışar kişi olmak üzere sata gelme su üzerine gelme kabiliyetini kaybetmiş olan deniz alttan personel kurtarabiliyoruz. Bugün bu yapmış olduğumuz tatbikatta bu imkan ve kabiliyetlerimizi kullandık. İmkan ve kabiliyetlerimizin yeterliliğini gördük. Ben tatbikatta gösterdiğimiz başarılar için hepinize teşekkür ederim” diye konuştu. Tuğamiral Gökçen Fırat ise tatbikatın bu yıl yedincisinin düzenlendiğini anımsatarak, "2021 yılında Dynamic Monarch NATO denizaltı atama ve kurtarma tatbikatı ile birlikte yapılan tatbikata Türk Donanması 2017 yılında ev sahipliği yapmıştı" dedi. Fırat, tatbikatın amaçlarından bahsederek, "Hepinize verimli bir tatbikat diliyorum ve eminim ki iyi işler çıkaracağız" ifadelerini kullandı.