GENEL - 31 Mart 2020 Salı 08:54

Korona virüse Karadeniz usulü çözüm: “Paraları 100 derecede kaynatıyor”

A
A
A
Korona virüse Karadeniz usulü çözüm: “Paraları 100 derecede kaynatıyor”

Ordulu esnaf, korona virüsüne (Covid-19) karşı aldığı önlemler kapsamında, iş yerine gelen müşterilerden aldığı paraları, 100 derecelik kaynar suda kaynatarak dezenfekte ediyor.

Ordulu esnaf, korona virüsüne (Covid-19) karşı aldığı önlemler kapsamında, iş yerine gelen müşterilerden aldığı paraları, 100 derecelik kaynar suda kaynatarak dezenfekte ediyor. Virüse karşı Karadeniz usulü çözümü görenler ise şaşırıyor.


Ordu’nun Altınordu ilçesinde 25 yıldır bakkal dükkanı işleten 55 yaşındaki Orhan Sarı, tüm dünyayı etkisi altına alan ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açan korona virüsüne karşı Karadeniz usulü bir çözüm buldu. Gün içerisinde elden ele dolaşan paralardan virüs yayılma riskinin çok yüksek olduğunu söyleyen Sarı, iş yerine gelen müşterilerden aldığı paraları, 100 derecede kaynattığı suyun içerisine yerleştirerek, dezenfekte ediyor, ardından da kurutuyor. Paraları, çorba gibi karıştırmaya gerek olmadığını ve banknotların asla zarar görmediğini ifade eden Sarı, korona virüsü yayılmadan önce de paraları aralıklarla kolonya ile dezenfekte ettiğini belirtiyor. Esnafın bulduğu bireysel çözüm ise akıllara, ‘Karadeniz fıkralarını’ getiriyor.



“Paralar birikince kaynar suya atıyorum”


Günlük biriken paraları, belirli bir miktar birikince 100 derece kaynayan suya atıp dezenfekte ettiğini ifade eden Orhan Sarı, “Biraz birikince kaynar suya atıyorum. Zaten paraları kaynar suya atıp-çıkartınca dahi yeterli oluyor, paralara zararı olmuyor. Kaynar suya atı temizlediğim paraları sonrasında da kurutuyorum. Müşteriye verdiğim paralar da bu sayede temiz oluyor” dedi.



“Çamaşır suyuna koymayı düşündüm”


En çok mikrop barındıranlar arasında paraların da yer aldığını ve insanların daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Sarı, dezenfekte aşamasında banknotları çamaşır suyu ile dahi temizlemeyi düşündüğü söyledi. Sarı, şu ifadelere yer verdi:


“Paralar elden ele dolaşıyor, günlük yüz kişinin eline geçiyor. Kimisi ister istemez tükürükle bile para sayabiliyor. O yüzden ben de dikkat ediyorum. Benim de aklıma böyle bir fikir geldi. Dezenfekte etmek için çamaşır suyuna koymayı düşündüm, paranın yapısını bozacağı için vazgeçtim. Ben de bu sayede bireysel tedbirimi aldım. Dükkanın kapısını da kapattım, kimseyi içeriye almıyorum. Bir şeyler isteyenlere de kapıdan veriyorum. Takip mesafesini de koruyorum.”



Kimi beğeniyor, kimi gereksiz görüyor


İnsanların, virüsten ve diğer salgın hastalıklardan korunması için temizliğe ve dezenfekteye önem vermeleri gerektiğine de vurgu yapan Sarı, en çok virüsün parada olduğunu belirterek, bazı insanların uygulamayı takdir ettiğini, kimilerinin ise gereksiz bulduğunu sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’nın tarihi ve doğası TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda renklendi Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda, Aliağa’nın tarihi ve doğal güzellikleri öğrenci projeleriyle buluştu. Fuarın açılışını, Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, İlçe Milli Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz ile Kurum Müdürü Pınar Kavuştu yaptı. Proje yürütücüsü Dr. Özlem Yıldız, fuarda kültürel miras, oyun ve oyunlaştırma, biyoçeşitlilik temalarında 14 projenin öğrencilerin yoğun emekleriyle hazırlandığını söyledi. Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, fuarda sergilenen projeleri tek tek inceleyerek öğrencilerden bilgiler aldı. Aliağa tarihi, çini tabaklarda yaşadı Öğrenciler tarafından hazırlanan projeler arasında otsu bitkiler kataloğu, tıbbi aromatik bitkiler gibi projelerin yanı sıra Aliağa kenti ve tarihi ile ilgili birçok proje de yer aldı. Aliağa’nın antik kentlerine ait çini tabak tasarımları büyük ilgi gördü. Dijital oyun ve kutu oyunları gibi tasarım projeleri de fuarda öne çıkanlar arasındaydı. Görsel sanatlar atölyesi öğrencilerinin mitolojik simgeler içeren akrilik boya çalışmaları da sergilendi. Fuar kapsamında piyano eşliğinde doğaçlama müzik konseri de gerçekleştirildi. TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı, 2 gün boyunca Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde ziyarete açık olacak.
Antalya Üniversite öğrencileri, İsrail saldırılarını protesto etti AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi, Avrupa ve Amerika’da ki üniversitelerde başlatılan İsrail protestolarına destek açıklaması yaparak yürüyüş düzenledi. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların 209’uncu gününde devam ederken Türkiye’ni çeşitli illerinde üniversite öğrencileri Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerde devam eden Filistin protestolarına destek amacıyla yürüyüş düzenledi. Antalya’da da AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi tarafından Akdeniz Üniversitesi’nde Gazze’de devam eden İsrail saldırılarına dikkat çekilerek kınandı. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin’in de katıldığı yürüyüş öncesi Türkçe ve İngilizce olarak basın açıklaması yapıldı. ‘Kundaktaki bebekler bombalanıyor’ İsrail’in 1948’den buyana milyonlarca Filistinliyi göç ve kıtlık ile sınadığını belirten AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mevlüt Emre Yavuz “İsrail yayılmacılığı, 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendirileceği bir soykırım halini almıştır. 209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır” dedi. ‘İnsani bir duruş sergileniyor’ Özellikle geçtiğimiz hafta ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi’nde öğrencilerin ve akademisyenlerin katılımıyla başlatılan İsrail protestolarının dünya genelinde bir başkaldırının fitilini ateşlediğini vurgulayan Yavuz, “İsrail barbarlığı dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan dinleri, ırkları, renkleri ve dilleri birbirinden farklı olan ancak vicdanı Gazze’deki çocuklar ve kadınlar için atan yürekli insanlar tarafından protesto edilmeye başlamıştır. ABD genelindeki onlarca kampüse yayılan ve bu insani duruşu derslerini iptal ettirmek, disiplin soruşturmasına sevk edilmek hatta tutuklanmak pahasına sergileyen, eylemlere katılan, sesini yükselten tüm kardeşlerimize AK Parti Gençlik Kollan Üniversiteler Teşkilatı olarak yürekten teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu, EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.”