GENEL - 09 Ekim 2020 Cuma 11:17

Selçuk Sümer ve Can Gökboru’dan 2020-2021 kış sezonu saç trendleri

A
A
A
Selçuk Sümer ve Can Gökboru’dan 2020-2021 kış sezonu saç trendleri

Başarılı kuaförlerden Selçuk Sümer ve Can Gökboru, bu senenin saç modası hakkında bilgiler verdi.

Başarılı kuaförlerden Selçuk Sümer ve Can Gökboru, bu senenin saç modası hakkında bilgiler verdi. Ünlü kuaförler “Bu yıl saçta doğallık moda. Kahverengi en çok tercih edilecek renklerden biri olacak” dedi.



Bu sene doğallık moda


Ünlülerin kuaförlüğünü yapan Selçuk Sümer ve Can Gökboru, 2020-2021 kış sezonu saç trendlerini açıkladı. Sümer ve Gökboru, saçlarıyla bakımlı ve şık gözükmek isteyen kadınlara tavsiyelerde bulundu. Sümer, “Bu sezon doğal ışıltılar çok moda. Ancak açık renkler, platinler, iddialı sarılar yerini daha doğal tonlara bıraktı” şeklinde konuştu. Gökboru ise “Selçuk Bey’in de dediği gibi bu senenin renkleri doğal, toprak tonları ve sütlü kumral olacak” ifadelerini kullandı.


Selçuk Sümer, “Ben her zaman doğallıktan yana oldum. Saçlar doğal ama havalı sloganı ile çıktığımız bu yolda hep natural işlere imza attım. Saç modası her geçen yıl, doğallığın biraz daha moda olduğu bir yöne evriliyor. Artık saçlarda hafif geçişler, varla yok arası gölgeler ve ışık oyunları daha çok tercih ediliyor. Kadınlar, artık balyajdan ziyade ışıltıyı tercih ediyor” dedi.


Can Gökboru ise “Uzun bir dönem herkeste aynı saç modelini, saç rengini gördük. Bu gerçekten kuaförler olarak bizi de sıkmıştı. Şimdi bunun yerini daha doğal renkler alıyor. Kadınlar, kendi ten renklerine uygun saç rengini tercih ediyor. Ayrıca bu sezon uzun saç daha çok tercih edilecek. Daha genç ve doğal bir görünüm elde edilmesini sağlamak için, saç boyunu omuz ya da dekolte hizasında olacağını hep beraber göreceğiz “ şeklinde konuştu.



Saçta ton sür ton akımı geri geliyor


Sümer, “Ton sür ton akımı yeniden revaçta. Geçtiğimiz yıllarda moda olan bu uygulama bu sene de kadınlar tarafından tercih ediliyor. Bu sonbahar, kahvenin birçok tonunu göreceğiz, bu renk kadınları daha genç ve doğal gösteriyor. Bunun yanı sıra daha önce de dediğim gibi saçlarda ışıltı da, kadınların mükemmel bir görünüm elde etmesini sağlıyor. Doğa kahverengi saçın arasında, varla yok arasında, güneş vurduğunda gözüken ışık oyunları çok tercih edilecek” dedi. Bu uygulamanın kadınları çok doğal ama bir o kadar da bakımlı gösterdiğini söyleyen Gökboru, “Bu sonbahar-kış sezonunda en çok göreceğimiz renk doğal kahve tonları olacak. Her kadının ten rengine uyumlu doğru bir saç rengi var. Bunu da ancak başarılı kuaförler tutturabiliyor” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik AK Partili kadınlar Gazzeli anneler için seslendi AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir, Anneler Günü öncesi Gazze’de hayatını kaybeden anneleri hatırlatarak, "AK Partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız” dedi. Atatürk Parkı’nda AK Parti Bilecik İl Başkanı Serkan Yıldırım, AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir ve ak kadınların katıldığı açıklamada, Gazze’de hayatını kaybeden anneler anıldı. Burada bir açıklama yapan AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir, "İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze şeridine düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hâlâ ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100. Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi ‘Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz’. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum: Vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz?. Bizler bugün AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız" ifadelerine yer verdi.
Ankara Yaşayan miras unsurlarında mesleki standart dönemi başladı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ile Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) arasında geleneksel el sanatlarını yaşatmak ve bu mesleklerin standartlarını belirlemek için işbirliği protokolü imzalandı. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ile Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) arasında işbirliği protokolü imzalandı. Protokol imza törenine MYK Yönetim Kurulu ve Kurum Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi ve ANELSANDER Başkanı Uğur Bent Türker’in yanı sıra kurum ve dernek yöneticileri katıldı. “Atalarımızdan kalan kültürel mirasımızı gelecek nesillere taşımamıza vesile olmasını diliyorum” MYK Yönetim Kurulu ve Kurum Başkanı Prof. Dr. İlhan, ata yadigarı mesleklerin tanımlanması ve gelecek nesillere aktarılması için uzun süredir çalışma yapmayı planladıklarını ifade etti. İlhan, Anadolu’da yaşadığı bilinen geleneksel sanat ve zanaatların gün ışığına çıkartılması amacıyla ANELSANDER ile 6 Haziran 2023 tarihinde 21 meslekte standart hazırlamak üzere çalışmalara başladıklarını kaydederek, “Sadece Mesleki Yeterlilik Kurumu ve sivil toplum kuruluşuyla olmaktan öte Kültür ve Turizm Bakanlığı paydaşlarımızdan birisi. Bu yüzden de bu çalışmaya başlarken Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile bir arada yapalım ve protokolü birlikte imzalayalım diye düşündük. İmzalayacağımız bu üçlü protokolün tüm taraflara hayırlı olmasını ve bize atalarımızdan kalan kültürel mirasımızı gelecek nesillere taşımamıza vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Şu anda 6 bin 335 kültürel miras taşıyıcısı sanatçımız var” Geleneksel kültürel mirasın keşfedilmesi ve önce bugüne, sonra da geleceğe aktarılmasının kıymetli olduğuna dikkati çeken Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Terzi, “17 Ekim 2003 tarihinde Paris’teki 32. Genel Konferansta’ki kararla Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin 2006 yılından beri tarafıyız. UNESCO’ya 30 unsurla birlikte dahil olup, şu an dünyada ikinci konumda olan bir ülkeyiz. Şu anda 6 bin 335 kültürel miras taşıyıcısı sanatçımız var. 6 bin 335 sayısının 2 bin 270’i el sanatlarıyla uğraşan sanatçılarımız. Bunların anlatılması, görünür olmasının sağlanması çok önemli. Dolayısıyla bugün atılmış olan bu imza da bu görünürlüğü daha iyi bir noktaya getirecek” ifadelerini kullandı. ANELSANDER Başkanı Türker ise şunları söyledi: “Kültürel değerlerimizi yaşatan, geleneğe aktaran sanatkarlarımızın belli bir disiplin altında terminolojik olarak da belli bir disiplin altında yaptıkları sanatın ifade edilmesiyle ilgili bir çalışmanın altına elimizi koyduk. Neticede kuşaktan kuşağa aktardığımız bu el emeği göz nuru sanatlarımızı disiplin altına almak, standart çalışmasını yapmak üzere önemli bir başlangıç için buradayız. Hakikaten bu süre içerisinde bizler de birçok şeyi bilmediğimizi gördük. Onlarla tekrar yenilendik, donandık hakikaten. Bu tarihe geçecek önemli çalışmada üst kurumumuz her anlamda bizim her zaman yanımızda olan, her çalışmamıza destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımızın değerli mensuplarına ve Mesleki Yeterlilik Kurumumuza çok teşekkür ediyoruz. Bu kıymetli çalışmanın da bir an önce çok uzun yıllara yayılmadan tamamlanması için bizler de gayet içerisinde olacağız.” Konuşmaların ardından üçlü protokol imzalandı. Protokolle kültürel miraslardan talikacı, bastoncu, yemenici ve ebru sanatkarı mesleklerinin standartları da belirlendi. Hazırlanacak meslek standartları ile Türkiye’de icra edilen geleneksel sanat ve zanaatların kalıcı olması ve meslek mensuplarının kamuya açık meslek tanımlarının yapılması ve bu alanda nitelikli ve yeni meslek erbaplarının yetişmesi hedefleniyor.
Bursa Hemşirenin kök hücre bağışı bir anneye can suyu oldu Doruk Hastaneleri, Kızılay Kan Merkezi aracılığıyla başlatılan kan ve kök hücre bağışı kampanyasına destekte bulundu. Hemşire Goncanur Şen’in kök hücre bağışı sayesinde hasta bir anne sağlığına kavuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi’nde bu yıl 3’üncü kez düzenlenen kan ve kök hücre bağışına, hastane personeli ve vatandaşlar kan stokuna katkıda bulunmak için büyük ilgi gösterdi. Kan bağışının önemine değinen Doruk Yıldırım Hastanesi Başhekimi Dr. Cemal Turhan, tüm vatandaşlara kan ve kök hücre bağışı yapma çağrısında bulunarak, "Hepimizin kan ve kök hücreye bir gün ihtiyacı olabilir. Bu ihtiyaca önceden cevap verme özverisinde bulunmak zorundayız" dedi. Kızılay Güney Marmara Kök Hücre Kazanım Uzmanı Ramazan Çiçek ise Doruk Sağlık Grubu’na verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek, kan ve kök hücre bağışının önemine değindi. Doruk Yıldırım Hastanesi’nin önceki kan ve kök hücre bağışları sayesinde hastalara şifa olduklarını söyleyen Ramazan Çiçek, "Kan bildiğiniz gibi yapımı olmayan tek ilaç. Tüm vatandaşlarımızı bağış yapmaları için davet ediyorum" diye konuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi Laboratuvar Sorumlusu Seçil Turgut da kan ve kök hücre bağışı konusunda farkındalık oluşturmaya devam ettiklerini belirterek, "Hastane çalışanlarımızdan kök hücre uyumunu yakalayarak hastalara yardım elimizi uzatabildik. İnsanlarımıza bağışlar sayesinde hayata tutunabilmelerini sağlayacağına bilincini aşılamamız gerekiyor. Herkese düzenli olarak kan ve kök hücre bağışı yapmalarını tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu. Yaptığı kök hücre bağışı ile hasta bir annenin sağlığına kavuşmasına aracılık eden Doruk Yıldırım Hastanesi Hemşiresi Goncanur Şen ise büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi. Kan ve kök hücre bağışının düşünüldüğünden çok daha büyük bir faydasının olduğuna bir kez daha şahit olduğunu vurgulayan Hemşire Şen, “Özellikle annenin sağlığına kavuşarak çocuklarıyla mutlu olması beni çok duygulandırdı” şeklinde görüşlerini belirtti.