GENEL - 26 Ekim 2020 Pazartesi 12:21

Rize’de kentsel dönüşüm yapılacak sahadaki kamu binalarına dikkat çekti

A
A
A
Rize’de kentsel dönüşüm yapılacak sahadaki kamu binalarına dikkat çekti

Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, Rize’de gerçekleşecek kentsel dönüşüm kapsamında dönüşüm yapılacak sahadaki bir çok kamu kuruluşuna ait binanın da incelenmesi gerektiğini söyledi.

Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, Rize’de gerçekleşecek kentsel dönüşüm kapsamında dönüşüm yapılacak sahadaki bir çok kamu kuruluşuna ait binanın da incelenmesi gerektiğini söyledi.


Rize şehir merkezinde gerçeklesek olan kentsel dönüşüm projesi ile Rize adeta yeniden inşa edilecek. Rize Belediyesi elini taşın altına koyarak bir çok işletmenin de içerisinde yer aldığı binalarda kentsel dönüşüm kararı alarak büyük bir projeye imza attı. İnşaat Mühendisleri Odası Rize Şube Başkanı ve Yüksek İnşaat Mühendisi Murat Yazıcı kentsel dönüşümün gerçekleşeceği noktalardaki kamu binalarına da dikkat çekerek incelenmesi gerektiğini dile getirdi.



"Sağlamlığını kaybettiği için yıkılacak olan binaların hemen yanlarında kamu binaları var"


Sağlamlığını kaybettiği için yıkılacak olan binaların hemen yanlarında bulunan kamu kuruluşlarının da tehlike altında olduğunun altını çizen Yazıcı “ÇAYKUR’a kadar olan binaların aşağı yukarı 176 tanesinde inceleme yaptık. Fakat devlet dairelerine veya kamu binalarına karışmamız özel izne veya o müdürlüğün tavrına kalmış. Devlete ait okullar, ÇAYKUR’a ait fabrikalar, ÇAYKUR’a ait lojmanlar veya genel müdürlüğünün binası gibi bizde herhangi bir done veya veri yok. Oradaki binalar da yaklaşık 50-60 yıllık binalar olduğuna göre onlarında incelenmesi lazım” dedi.


Binaların incelemeleri yapılmamışsa gerçekleşecek kentsel dönüşüme dahil edilmeleri gerektiğinin altını çizen Yazıcı “Eğer incelenmişse ellerinde bir rapor vardır, ki umarım incelenmiştir ve sağlamdır binalar. Eğer incelenmemişse o binaların da bu kentsel dönüşümde incelenmesi, değerlendirilmesi, güçlendirilmesi veya yeniden yapılması söz konusu olmalıdır” şeklinde konuştu.


Rize Merkez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Rize Anadolu Lisesi ve Fatih Anadolu Lisesi binalarının da incelenmesi gerektiğini dile getiren Yazıcı “İlçelerimizde eski yapılmış okullar var. Bu okullarımızın durumu nedir? Bunlarla ilgili bir çalışma yapılmış mı? Örneğin Engindere Mahallesi’nde Pisa kulesi diye nitelendirdiğimiz binaların yan tarafında bulunan okulların durumu nedir? Bunlar yeni yapılmakla beraber bu etkinin içerisinde hangi etkiye maruz kalmışlardır? Sağlam mıdırlar? Bunların incelenmesi gerekiyor. Diyanet kendisi ile ilgili, kendisine bağlı Kur-an kursları ile ilgili özel mühendis veya özel firmalardan deprem performans analizi olmaksızın bunlara açılış izni vermiyor” diye konuştu.



"Şahıslara ait binalarda meydana gelen riskler devlet kurumları için de söz konusu"


Şahıslara ait binalarda meydana gelen riskin devlet kurumları için de söz konusu olabileceğinin altını çizen Başkan Yazıcı “Devletimiz de kendisine ait kamu binaları, okullar, fabrikalar, lojmanlar veya başka eklentileriyle ilgili bir çalışma yapmıştır umarım. Çünkü neden sadece bu binaları kendi içerisinde değerlendirmek, özel sektöre ait tüm binaları değerlendirip kentsel dönüşüm kararı almak doğru. Risk altındalar ama bu risk kamu binalarını içermiyor anlamına gelmez. Umarım en kısa zamanda onlarda bu çalışmaları yaparlar veya yapmışlardır” ifadelerini kullandı.


Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (ÇAYKUR) ait binanın incelemeden geçmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcı sözlerine şu şekilde devam etti;


“ÇAYKUR’un kendisine ait inşaat daire başkanlığı var. Umarım onlar genel müdürlük binalarını incelemişlerdir. Kamu binalarını inceleme yetkisi valilik veya o ilgili kuruma aittir. Kendilerinin bunu inceletmiş olmaları lazım. O konu hakkında kesin bir bilgimiz yok çünkü kamuya ait binalara biz inşaat mühendisleri olarak karışamıyoruz, inceleyemiyoruz. Hem deprem riski altındayız, hem Karadeniz’de ki fay hattı aktif hale gelmiş. Binalarımızın ömrü tamamlanmışsa ya kendiliğinden çökecektir yada güçlendirme fırsatı vermeyecek, kalıcı büyük hasarlar verecektir. Bu duruma gelmeden, çözümsel bir durumu varsa, binaları güçlendirerek ayakta tutacak bir durumu varsa veya böyle bir şansı yakalamışsak geç kalmadan binaları kurtarmaya gitmek daha mantıklı. Aksi taktirde elbette ki binalar çökecektir, inşallah da can kaybı olmaz. Kentsel dönüşüme giren binalarımız aynı dönemde yapılmış binalar, aşağı yukarı aynı teknoloji ile yapılmış binalar. Özel sektör bu haldeyse devlet binası bu halde değil demek çok ütopik bir yaklaşım olur. Kamu binalarının da incelenmesi gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.