GÜNDEM - 12 Kasım 2024 Salı 09:36

49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti

A
A
A
49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti

49 yıl önce mezun olduğu okula müze açıldığını duyan 68 yaşındaki emekli eğitimci mezun olduğu yılın anı defterini vakit kaybetmeden okula hediye etti.



1975-1976 Eğitim Öğretim Yılı’nda Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunan Çayeli Lisesi’nden mezun olan 68 yaşındaki Fethi Karadeniz, eğitim öğretim hayatının ardından camiayı terk etmedi. 7 yıl öğretmenlik, 8 yıllık okul idareciliği yapan Karadeniz sonrasında 17 yılda Milli Eğitim Müfettişliği görevini yürüttü. Emekliliğin tadını çıkaran Karadeniz mezun olduğu yılki adı ile Çayeli Lisesi, şimdiki adıyla ise Çayeli Anadolu Lisesi’nde bir müze kurulduğunu öğrendi. Okul Müdürü Dilek Kantarcı’nın çağrısına kulak veren Karadeniz 49 yıldır gözü gibi sakladığı anı defterini alarak Rize’ye geldi. ’49 yıl ben sakladım, şimdi sıra sizde’ diyen Karadeniz anı defterini müzesinde sergilemek üzere okula hediye etti.


Yeni nesillere bir örnek olması, ışık tutması için 49 yıl önce tuttuğu hatıra defterini okulun yeni açılan müzesine hediye ettiğine vurgu yapan Karadeniz “1975-1976 yılında okulumuz öğrencileri, öğretmenleri ile ilgili bir hatıra defter tutmuştum. Bundan 49 sene önce o tuttuğum hatıra defterini okulda bir müzeye açıldığını öğrenince gelip okula hediye ettim. Yalnız bende kalmasın herkes faydalansın, herkes görsün. Herkes kendini görsün. Alttan gelen nesiller de onlara da bir ışık tutsun diye düşündüm” dedi.


“Hepsiyle can ciğerdik”


Bazı arkadaşlarıyla halen irtibatta olduklarını ve anı defterinin yazıldığı 1975 yılına geri dönüp baktığında hiç kötü bir anısının olmadığını dile getiren Karadeniz “Hepsiyle görüşemiyorum da 5 - 6 tanesiyle çok yakinen görüşüyorum. Vallahi hepsiyle çok güzel anılarımız var. Hiç kötü anımız yok. Hepsiyle can ciğerdik, o zamanlar iyiydik. Defterde öğretmenlerimiz var, okul müdürümüz var, okul müdür başyardımcımız var, felsefe öğretmenimiz var. Felsefe öğretmeni deyince; benim derslerim çok iyiydi hep 10 alırdım. Felsefe öğretmenim de bana o kadar güvenirdi ki yazılı yapınca ‘Kağıtları sen oku’ derdi. Cevap anahtarı verirdi, ona göre yapardım. Derdi ki ‘Bak benden iyi not veriyorsun’. Hatta ben biraz da fazla verirdim arkadaşlarıma. Öyle bir anı var yani” ifadelerini kullandı.


“49 sene sonra geldim. Çok duygulandım”


49 yıl sonra mezun olduğu okula adım atmanın kendisini duygulandırdığının ve okulda çok iyi ağırlandığının altını çizen Karadeniz “Çok duygulandım. Yani Kendi mezun olduğun okulda tekrar geri gelmek çok değişik bir duygu yani. 49 sene sonra geldim. Hele yeni müdürümüz Dilek Hanım. Sağ olsun. Çok iyi davrandılar. Çok iyi karşıladılar. O bakımdan çok memnunum yani” şeklinde konuştu.


Okul müdürü: “Kuruluş yılını duyunca ‘Bana buradan malzeme çıkar’ dedim”


Okulun eski mezunlarından belgeler istediklerinde gelen belgelere çok şaşırdıklarını dile getiren Çayeli Anadolu Lisesi Müdürü Dilek Kantarcı “Ben zaten idarecilikten önce tarih öğretmeniydim. Buraya geldiğinde okulun 1970 yılında kurulduğunu öğrendim. ‘Tamam’ dedim. ‘Bana buradan malzeme çıkar’. Arşivleri seviyorum. Bu tarz belgeleri biriktirmeyi seviyorum. Benden önceki müdür tarafından küçük bir arşiv oluşturulmuştu. Onu toparladık. Daha sonra eski mezunlardan belge istedik. Gelen belgeleri bir araya getirdik. Bizi bile çok şaşırtan belgeler geldi” ifadelerini kullandı.


“1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı”


Gelen materyaller arasında kendisini en çok Fethi Karadeniz’in hediye ettiği anı defteri ve bir başka mezunun getirdiği 1970’li yılların Üniversite Seçme Sınavı (ÜSS) yani bu zamanın ÖSYM kitapçığının şaşırttığını sözlerine ekleyen Kantarcı “Fethi Bey’in anı defteri, ya da 1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı, çok farklı belgeler geldi. Eski fotoğraflar var içerisinde. Eski gazete kupürleri var. Vefat etmiş öğretmenlerin, öğrencilerin yazıları var. Gerçi artık öğrenci diyemiyorum. Şu an hepsi 70 yaş üstü, 65 yaş üstü büyüğümüz. Hepsi iyi yerlere gelmiş insanlar” dedi.


(HFD-EK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto İETT Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan özel halk otobüsü sahipleri, İBB’den yeterli ücret alamadıkları gerekçesiyle Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde protesto düzenledi. İstanbul’da 3 bin 41 İETT özel halk otobüsü sahibini temsilen bir araya gelen otobüs sahipleri, Saraçhane’de bulunan İBB binası önünde toplanarak bir protesto gerçekleştirdi. Ödemelerini alamadıklarını dile getiren otobüs sahipleri, güvenlik tedbirlerinin alındığı alanda yaşadıkları durumu protesto etti. Protestoda toplanan grup adına açıklamalarda bulunan Özel Halk Otobüsü Platformu sözcüsü avukat Erhan Güneş, mayıs ayından bu yana 4 defa toplandıklarını ancak İBB bürokratları tarafından "bugün, yarın, seçimden sonra" denilerek oyalandıklarını, 6 ayda bir adım ileri gidemediklerini dile getirdi. “Bizim İstanbul’da 3 bin 41 aracımız, araç başı 2 milyon TL’ye yakın alacağımız var. Bizler artık tekerimizi döndüremiyoruz.” diyen Güneş, “Esnafın içerisinde ticaret sicili bozulmayan hiç kimse kalmadı. En son biz ekimin üçünde buraya geldik. Ekimin üçünde İBB bürokratları bize dediler ki, biz komisyon kurduk, bundan sonra İstanbul’daki 3 bin 41 özel halk otobüsünün problemi bu komisyonda çözülecek. Bunun sözünü size veriyoruz, dediler. Biz de bürokratların sözüne itibar ettik. Eylemimize son verdik. Komisyonda 2 aydır iki toplantı oldu, iki toplantıda da bir tane lehimize bir madde değişmedi. İETT Genel Müdürlüğünün psikolojik baskısından mobbinginden bıktık. İETT Genel Müdürlüğünde TÜVTÜRK muayene kriterleri uygulanmıyor. Genel müdürü kendine özel 240 tane muayene kriteri oluşturmuş. Bakın bu 240 muayene kriteri bizim yönergemizde olmayan, teknik şartnamemizde olmayan şartlardır. Bunları defaten her sene maddelerini arttıra arttıra 240 kritere getirdi. Bizim araçlarımızı kendi muayene istasyonlarına çekiyor. Muayene istasyonlarında gereksiz can ve mal güvenliğini tehlikeye atmayacak kusurlardan araçların saatlerini kesiyor. Araçlarımızın saatlerini kestiği için seferden men ediliyor. İstanbul halkı burada mağdur oluyor, biz de mağdur oluyoruz.” dedi Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim’i hedef alan ve şoförlere gereksiz cezalar yazıldığını söyleyen Güneş, “Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim yazılan her raporu delil olmadan, herhangi bir itirazı kabul etmeden bize cezalar yazılıyor. Bu şekilde bizim içerideki alacaklarımız indirilmeye çalışılıyor. Şoför su içti, ceza yazıyor. Bir şoförün direksiyonda su içmek en doğal hakkıdır. Biz çok ağır şartlar altında çalışıyoruz. Bizim çalışma şartlarımız çok ağır olduğu için şoförlerimiz direksiyonda yeme içme gibi insani ihtiyaçlarını yerine getirmek zorundalar. Kırılma noktalarına uymazsan bin TL ceza, su içtin bin TL ceza, biz bir an önce İETT Genel Müdürlüğünün görevden alınmasını ve değiştirilmesini talep ediyoruz. Biz İETT Genel Müdürlüğü ile anlaşamıyoruz. İETT Genel Müdürlüğü asker kökenli olduğu için bizi sabah akşam içtiması gibi işletmeye çalışıyor. Bu bir ticari işletmedir. Filodan maksimum verim alınmaya çalışılır, sayın genel müdürümüz filodan minimum verim almaya çalışıyor. Eğer genel müdür İstanbul halkını düşünüyorsa, can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak bir sebep yoksa o aracın hizmetini kesemez. İETT Genel Müdürlüğünün buradaki ikinci amacı bize yazmış olduğu cezalarla içerideki alacaklarımızı minimize etmeye çalışmaktır. Bir nevi bizi bir gelir kaynağı olarak görüyor. Hem biz mağdur oluyoruz, hem İstanbul halkı mağdur oluyor.” ifadelerini kullandı. Aybaşında ve ay sonunda 160’ar bin TL ödeme aldıklarını ancak aylık maliyetlerinin 400 bin TL olduğunu söyleyen Güneş, daha sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seslendi, “3 bin 41 aracın 5 milyar TL’ye yakın alacağı var. Bu 5 milyar TL’nin aylık bankalarda çalışılacak faizi bu esnafa ödetiliyor. Biz 30 gün çalıştık. Bize aybaşında 160 bin TL ödendi. Ay sonunda da 160 bin TL ödendi. Bu araçların maliyeti 400 bin TL. Özel halk otobüsü camiasının 2019 yılından önce filo yaş ortalaması 5’ti, şu an 11 olmuş. Araç değiştiremiyoruz. Her gün araçlarımız yollarda kalıyor. Her gün gereksiz yere İETT’nin baskısı oluştuğu için verimli çalışamıyoruz. Bizim bir an önce ödemelerimiz yapılsın. Sıkıntılarımız çözülsün. Bizim talep ettiğimiz bu. İBB meclis kararını tanımıyorlar. Meclis kararına göre temmuz ayında bize güncelleme yapmaları gerekiyordu. Biz bir enflasyon ülkesinde yaşıyoruz. Bize en az yüzde 50-60 güncelleme yapmaları gerekirken, sene başı geldi, yeni sözleşmeyi yapacağız, hala güncellememiz verilmemiş. Sayın Başkanım burada AK Partililer var, MHP’liler var, Dem Partili de var, CHP’li de var. Lütfen bir an önce bizim bu problemimizi çözün.” şeklinde konuştu. Demokratik protesto haklarını kullandıklarını ifade eden Güneş, Ekrem İmamoğlu’nun "Hak yemem hakkımı da yedirmem" sözlerine göndermede bulundu. Güneş, “Herhangi bir taşkınlık yapmadan iki araçla buraya geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık. Sayın başkanımızdan ricamız bizim sesimizi duysun. Bir an önce ödemelerimizle ve içerdeki alacaklarla ilgili bir ödeme programı yapsın. İETT Genel Müdürlüğü ile ilgili de muayene kriterlerinizin bir an önce TÜVTÜRK muayene kriterlerine dönmesini talep ediyoruz. Bugün buraya araçlarımızla geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık ama siz bir sabah kalktığınızda bu araçlar işe çıkmayabilir. 3 bin 41 aracın hak ediş problemleri içerideki ödemeleri bir şekilde çözülsün. Çözülmediği takdirde bu saatte buraya gelen esnaf gerekeni yapacaktır. Bir sonraki eylemimiz kontak kapatma olacaktır. Biz şu an İBB ve İETT tarafından ekonomik ve psikolojik baskı altındayız. Bu baskının bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz. Yarın bu araçlardan birine herhangi bir ceza geldiğinde biz kontak kapatacağız. Yolcularla buraya geleceğiz. Madem Ekrem Başkan ’hak, hukuk, adalet’ diyorsa bu hakkı, hukuku, adaleti yerine getirsin. 2019 yılında biz ona oy verdiğimizde dedi ki ’Ben hak yemem, hakkımı yedirmem.’ Biz de hak yemiyoruz ama hakkımızı yedirmeyeceğiz.” dedi.
İzmir Başkan Pehlivan fahiş konser iddialarına meclis kürsüsünden yanıt verdi Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, cumhuriyetin 100. yılında Menemen’de düzenlenen konserlere ilişkin son dönemde maksatlı bir şekilde yeniden gündeme getirilen asılsız iddialara meclis kürsüsünden yanıt verdi. Pehlivan, "Bir konsere 70-80 milyon verenleri, yıllık konser harcaması 2 milyar liraya yaklaşanları aklamak için seçe seçe İzmir’in en büyük yatırımlarını yapan ilçe belediyesi Menemen’i mi seçtiniz? Bunların hepsi yalandır. Birbirinden ünlü 47 sanatçımızın Menemen’imizin dört bir köşesinde sahne alışının ortalama bedeli, her şey dahil sadece 1 milyon 900 bin TL’dir. Belediyemizi hedef alan tüm kötü niyetli girişimlere karşı tavrımız net olacak. Gerçeği yansıtmayan ve kamuoyunu yanıltan tüm yalan ve iftiracılara karşı hukuki mücadelemizi vereceğiz” dedi. Menemen Belediyesine yönelik son dönemde karalama kampanyasına dönüşen, konser harcaması iddialarına son noktayı Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan koydu. Menemen Belediye Meclisi’nin aralık ayı ilk oturumunda konuşan Başkan Pehlivan, iddiaların asılsız olduğunu, iyi niyetten uzak bir şekilde karalama kampanyasına dönüştüğünü söyledi. Başkan Pehlivan, "Son günlerde, Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü için gerçekleştirdiğimiz etkinlikler üzerinden çeşitli manipülatif iddialar ortaya atılmaktadır. Bu iddiaların hiçbir şekilde gerçekle uzlaşmadığını açıkça belirtmek isterim. Ortada dolaşan asılsız iddialara bakar mısınız? ’500 milyon harcanmış, 300 milyon harcanmış, 200 milyon harcanmış, bir konsere 85 milyon verilmiş’ gibi tamamen hayal ürünü yalanlar dinliyoruz. Kutlamalarımızda, her biri birer sanatçı olan sunucularımız da dahil olmak üzere birbirinden ünlü toplam 47 sanatçımız sahne aldı ve bu organizasyonların ortalama maliyeti her şey dahil yalnızca 1 milyon 900 bin TL’dir. Ayrıca tüm bu etkinliklerin tasarruf tedbirlerinden önce olduğunu da altını çizerek belirtmek isterim. Bir konsere 70-80 milyon verenleri, yıllık konser harcaması 2 milyar liraya yaklaşanları aklamak için seçe seçe İzmir’in en büyük yatırımlarını yapan ilçe belediyesi Menemen’i mi seçtiniz?" dedi. "Hukuki haklarımızı kullanacağız" Başkan Pehlivan, "Belediyemizi hedef alan kötü niyetli girişimlere karşı tavrımız çok net olacak. Elbette bu olup bitenlere ilişkin hukuki haklarımızı kullanacağız. Menemen Belediyesi, yalnızca halkımıza fayda sağlayacak işlere odaklanmakta ve şeffaf bir şekilde çalışmaktadır. Yapılan maksatlı yorumlar, yalnızca gerçek başarılarımızı gölgelemeye yönelik kötü niyetli girişimlerdir. Bu tür çabalar ne iyi niyetle, ne ifade özgürlüğüyle, ne de gerçek habercilik anlayışıyla uzlaşmaktadır. Açık ve net söylüyorum; eleştiri başımızın üstünde ama Menemen’e saldırmaktan, Menemen Belediyesini karalamaya çalışmaktan vazgeçin. Menemen artık dört mevsim meyve veren bir ağaçtır. Bu ağacı kim taşlamaya kalkarsa; karşısında Aydın Pehlivan’ı bulacaktır, karşısında yıllar sonra hizmet almaya başlayan Menemen halkını bulacaktır” diye konuştu. "Menemen’e çağ atlattık" Menemen Belediyesi hakkında ortaya atılan iddiaların, başarıya gölge düşürme amacı taşıdığını belirten Başkan Pehlivan, "İş başına geldiğimiz ilk günden itibaren göreve dört elle sarılarak, hemşehrilerimizin uzun yıllardır dert yandığı kronikleşmiş sorunları çözdük. Hayali bile kurulamayan projeleri hayata geçirdik. Menemen, metropol ilçelerle rekabet eden modern bir şehir konumuna ulaştı. Bugün Menemen, köy görünümünden çıkmış ve herkesin hayranlıkla bahsettiği modern bir şehir haline gelmiştir. Bu değişim, belediyemizin vizyonu ve halkımıza duyduğu sorumluluk bilinci sayesinde gerçekleşmiştir. Bugün Menemen halkı, bu değişimin farkındadır ve geleceğe daha büyük bir umutla bakmaktadır" ifadelerini kullandı.
İstanbul A Milli Kadın Hentbol Takımı, Avrupa Şampiyonası’na veda etti A Milli Kadın Hentbol Takımı, Avrupa Hentbol Şampiyonası 3. maçında İsveç’e 47-19 mağlup olarak 1 puanla şampiyonaya veda etti. A Milli Kadın Hentbol Takımı, 2024 Avrupa Hentbol Şampiyonası A Grubu’ndaki üçüncü maçında İsveç ile karşı karşıya geldi. Macaristan’ın Debrecen şehrindeki Fönix Arena’da oynanan karşılaşmada hakemler Radojko Brkic ve Andrei Jusufhodzic görev yaptı. Milliler mücadeleye Merve, Yasemin, Aslı, Elif Sıla, Nur Ceren, Emine, Döne Gül ilk 7’si ile başladı. Maça etkili başlayamayan Ay-yıldızlılar, 10. dakikayı 8-3 geride geçti. İsveç kalan bölümlerde farkı açarken devre 25-12 İsveç üstünlüğüyle tamamlandı. İlk yarıda kaleci Yağmur Bembeyaz, rakibine kale alanı dışında yaptığı müdahale sonrasında kırmızı kartla oyun dışı kaldı. İkinci yarıda milliler farkı azaltmak için mücadele etse de İsveç buna izin vermedi ve milliler karşılaşmayı 47-19’luk skorla kaybetti. Ay-yıldızlılar bu sonuçla, ilk kez katıldığı Avrupa Hentbol Şampiyonası’na ön turdan veda etti. A Grubu’nu Macaristan 6 puanla grubu lider, İsveç de 4 puanla 2. sırada tamamlayarak Ana Tur maçlarında mücadele etme hakkı elde etti. Türkiye, Avrupa Hentbol Şampiyonası’nda grupta oynadığı 3 maçta 1 beraberlik, 2 mağlubiyet yaşadı. Debrecen ve Viyana’da oynanacak Ana Tur’da 12 takım altışarlı iki gruba ayrılarak, tek devreli lig usulü mücadele edecek. Final haftasında; grup birinci ve ikincileri yarı finalde eşleşirken, grup üçüncüleri beşincilik maçında karşılaşacak. Şampiyona 15 Aralık’ta oynanacak üçüncülük ve final maçı ile sona erecek.