SAĞLIK
Gaziantep’te kanseri yenen Melih Tuğra için gökyüzüne balonlar bırakıldı 06 Aralık 2025 Cumartesi - 15:37:38 Kemik kanseri tedavisini başarıyla tamamlayan 7 yaşındaki Melih Tuğra Yaprak için Liv Hospital Gaziantep’te anlamlı bir kutlama etkinliği düzenlendi. Geçtiğimiz yıl aralık ayında kemik kanseri teşhisi konulan Melih Tuğra, yaklaşık bir yıllık yoğun tedavi sürecinin ardından ameliyat ve fizik tedaviyi de başarıyla tamamlayarak sağlığına kavuştu. Zorlu süreç boyunca oğullarının yanında olan Havva Merve ve Abdullah Yaprak çifti, çocuklarının yeniden hayata tutunmasının mutluluğunu yaşadı. Özel bir etkinlik düzenlendi, balonlar gökyüzüne bırakıldı Melih Tuğra’nın bu önemli başarısını kutlamak üzere Liv Hospital Gaziantep yönetimi tarafından özel bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında minik Melih’e madalya takdim edildi, pasta kesildi ve tedavi sürecinin tamamlanmasının sembolü olarak balonlar gökyüzüne bırakıldı. "Balonlarımızı göğe, umutlarımızı da yüreklerimize gönderiyoruz" Düzenlenen etkinlikte balonları gökyüzüne bırakarak zor günlerin, korkuların ve acıların gökyüzüne uğurlandığını belirten Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Şefika Nur Arı, "Bugün burada bir araya gelmemizin çok önemli bir sebebi var. Bugün Melih Buğra Tuğra Yaprak’ın iyileşme yolculuğunu, umudunu ve gücünü kutluyoruz. Küçücük bir yüreğin büyük bir mücadeleyi nasıl kocaman bir cesaretle geride bıraktığına hep birlikte tanıklık ediyoruz. Azminden dolayı Melih’imizi kutlayacağız. Bu yolculukta yanında olan ailesine, doktorlarına, fizik tedavi ekibine ve tüm sağlık çalışanlarına canı gönülden teşekkür ediyoruz. Şimdi gökyüzüne bırakacağımız balonlar geride kalan zor günlerin, korkuların ve acıların gökyüzüne uğurlanışıdır. Aynı zamanda önümüzdeki güzel günlerin, hayallerin ve neşenin de simgesi olacaktır. Balonlarımızı göğe, umutlarımızı da yüreklerimize gönderiyoruz" dedi. "Kemik tümörü olan hastalara, çocuklara umut olarak karşımıza çıktı" Melih Tuğra’nın diğer hasta çocuklara umut olacağını aktaran Liv Hospital Gaziantep Genel Müdürü Cemal Çaparuşağı , "Bugün sevgili Melih, kemik tümörü tespit ettiğimiz hastamız, öncelikle ameliyat sürecini sonra da fizik tedavi sürecini başarıyla tamamladı. Tüm kemik tümörü olan hastalara, çocuklara bir öncü ve umut olarak karşımıza çıktı. Biz onun büyük kutlamasını hem çalışanlarımız adına hem bu hastalığı geçirenler adına burada coşkuyla yapıp umudumuzu göğe yükseltmeyi diliyoruz" şeklinde konuştu. "Oğlum kanseri yendi, çok mutluyuz" Düzenlenen etkinlikten dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen Melih Tuğra’nın babası Abdullah Yaprak, "2024 Aralık ayında başladığımız zorlu bir mücadeleden sonra çok şükür oğlum Melih Tuğra bu yıl tedavide kanseri yendi. Şu anda gerçekten çok duygulu ve çok güzel şeyler hissediyoruz. Bu etkinliğe eşlik eden başta başhekimimiz, yönetim ekibi ve tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Her şey için sağ olun" diye konuştu. Duygu dolu anlara sahne olan programa Liv Hospital Gaziantep Genel Müdürü Cemal Çaparuşağı, Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Şefika Nur Arı, hastane çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
06 Aralık 2025 Cumartesi - 15:35 Gaziantep’te kanseri yenen Melih Tuğra için gökyüzüne balonlar bırakıldı Kemik kanseri tedavisini başarıyla tamamlayan 7 yaşındaki Melih Tuğra Yaprak için Liv Hospital Gaziantep’te anlamlı bir kutlama etkinliği düzenlendi. Geçtiğimiz yıl aralık ayında kemik kanseri teşhisi konulan Melih Tuğra, yaklaşık bir yıllık yoğun tedavi sürecinin ardından ameliyat ve fizik tedaviyi de başarıyla tamamlayarak sağlığına kavuştu. Zorlu süreç boyunca oğullarının yanında olan Havva Merve ve Abdullah Yaprak çifti, çocuklarının yeniden hayata tutunmasının mutluluğunu yaşadı. Özel bir etkinlik düzenlendi, balonlar gökyüzüne bırakıldı Melih Tuğra’nın bu önemli başarısını kutlamak üzere Liv Hospital Gaziantep yönetimi tarafından özel bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında minik Melih’e madalya takdim edildi, pasta kesildi ve tedavi sürecinin tamamlanmasının sembolü olarak balonlar gökyüzüne bırakıldı. "Balonlarımızı göğe, umutlarımızı da yüreklerimize gönderiyoruz" Düzenlenen etkinlikte balonları gökyüzüne bırakarak zor günlerin, korkuların ve acıların gökyüzüne uğurlandığını belirten Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Şefika Nur Arı, "Bugün burada bir araya gelmemizin çok önemli bir sebebi var. Bugün Melih Buğra Tuğra Yaprak’ın iyileşme yolculuğunu, umudunu ve gücünü kutluyoruz. Küçücük bir yüreğin büyük bir mücadeleyi nasıl kocaman bir cesaretle geride bıraktığına hep birlikte tanıklık ediyoruz. Azminden dolayı Melih’imizi kutlayacağız. Bu yolculukta yanında olan ailesine, doktorlarına, fizik tedavi ekibine ve tüm sağlık çalışanlarına canı gönülden teşekkür ediyoruz. Şimdi gökyüzüne bırakacağımız balonlar geride kalan zor günlerin, korkuların ve acıların gökyüzüne uğurlanışıdır. Aynı zamanda önümüzdeki güzel günlerin, hayallerin ve neşenin de simgesi olacaktır. Balonlarımızı göğe, umutlarımızı da yüreklerimize gönderiyoruz" dedi. "Kemik tümörü olan hastalara, çocuklara umut olarak karşımıza çıktı" Melih Tuğra’nın diğer hasta çocuklara umut olacağını aktaran Liv Hospital Gaziantep Genel Müdürü Cemal Çaparuşağı , "Bugün sevgili Melih, kemik tümörü tespit ettiğimiz hastamız, öncelikle ameliyat sürecini sonra da fizik tedavi sürecini başarıyla tamamladı. Tüm kemik tümörü olan hastalara, çocuklara bir öncü ve umut olarak karşımıza çıktı. Biz onun büyük kutlamasını hem çalışanlarımız adına hem bu hastalığı geçirenler adına burada coşkuyla yapıp umudumuzu göğe yükseltmeyi diliyoruz" şeklinde konuştu. "Oğlum kanseri yendi, çok mutluyuz" Düzenlenen etkinlikten dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen Melih Tuğra’nın babası Abdullah Yaprak, "2024 Aralık ayında başladığımız zorlu bir mücadeleden sonra çok şükür oğlum Melih Tuğra bu yıl tedavide kanseri yendi. Şu anda gerçekten çok duygulu ve çok güzel şeyler hissediyoruz. Bu etkinliğe eşlik eden başta başhekimimiz, yönetim ekibi ve tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Her şey için sağ olun" diye konuştu. Duygu dolu anlara sahne olan programa Liv Hospital Gaziantep Genel Müdürü Cemal Çaparuşağı, Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Şefika Nur Arı, hastane çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. (UD-SVY-Y)
06 Aralık 2025 Cumartesi - 14:50 "RSV vakakarında artış başladı" Dünyada her yıl 33 milyon çocuğu hasta eden, 100 bin bebeğin ölümüne sebep olan RSV vakalarında artış başladı. Uzmanlar, bu virüsle mücadele için, hayatlarının ilk kışını yaşayan bütün bebeklere antikor verilerek bağışıklık kazandırılmasını tavsiye ediyor. Kış ayları yaklaşırken uzmanlar, özellikle bebekler için ciddi risk oluşturan bulaşıcı solunum yolu hastalığı RSV(respiratuvar sinsityal virüs)konusunda aileleri uyarıyor. Her yıl dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen RSV, bebeklerde bronşiolitin en sık sebebi olarak kabul ediliyor ve özellikle 0-6 ay arasındaki bebeklerde ölümcül seyredebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Vefik Arıca, "RSV sıradan bir nezle değildir; bebeklerin bronşlarına yerleşip nefes darlığı yapan en tehlikeli solunum virüsüdür"diyerek dikkat çekiyor. "33 milyon çocuğu hasta ediyor" Prof. Dr. Arıca, "The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı analizlere göre, her yıl 5 yaş altı 33 milyon çocuk RSV enfeksiyonu geçiriyor. Bu çocukların yaklaşık 3,6 milyonu hastaneye yatarken, 100 binden fazlası hayatını kaybediyor.Ölümlerin 45 bini ise henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde meydana geliyor. RSV, çocuklarda özellikle bronşiolit ve zatürre yapan, son derece bulaşıcı bir solunum yolu virüsüdür. 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden biri, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin her 28’inden biri RSV kaynaklıdır" diyerek enfeksiyonun ciddiyetine vurgu yaptı. "İlk kışını geçiren bebekler riskte" Bebeklerde ilk kış mevsine dikkat çeken Prof. Dr. Arıca, "Türkiye’de de durum farklı değil. Yapılan çok merkezli araştırmalar, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini gösteriyor. Kış aylarında görülen bronşiolit vakalarının ise yüzde 60-80’inden RSV sorumlu. Ekim-nisan döneminde çocuk servislerini dolduran bronşiolit tablolarının başrolünde RSV vardır. Özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır" diye konuştu. "Önce kandırır sonra nefesi keser" Prof. Dr. Arıca, sözlerine şöyle devam etti: "RSV, daha büyük çocuklarda hafif burun akıntısı ve öksürükle geçse de, bebeklerde ağır nefes darlığı, hızlı solunum, göğüste çekilmeler, beslenememe, oksijen düşüklüğü ve hatta morarmaya yol açabiliyor. Özellikle 3 ay altı bebekler, prematüre doğanlar, doğuştan kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklığı baskılanmış çocuklar en yüksek risk grubunu oluşturuyor. Aileler çoğu zaman‘ateşi yok, nezle gibi’diyerek geçiştiriyor. Oysa RSV önce kandırır, sonra nefesi keser. Ağır RSV bronşioliti geçiren bebeklerin yüzde 30-40’ında sonraki yıllarda tekrarlayan hışıltı ve astım benzeri tablo gelişebiliyor. RSV astımın sebebi değildir ama tetikleyicisi olabilir " "Anne ve Babadan da bulaşır" Virüsün yetişkinlerden bulaşabileciğini belirten Prof. Dr. Arıca, "RSV’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise erişkinlerde hafif soğuk algınlığına benzeyen bir tabloya neden olurken, bebeklerde ağır bir klinik tabloya dönüşebilmesi. Bu sebeple yetişkinlerin farkında olmadan bebeklere virüsü taşıması oldukça kolay" şeklinde konuştu. Korunma yolları Prof. Dr. Arıca, virüsten korunma yollarını şöyle açıkladı: "Ailelerin RSV’den korunmak için alabileceği çeşitli tedbirler de bulunuyor. Eller sık yıkanmalı, hasta kişiler bebekten uzak tutulmalı, sigara dumanından uzak durulmalı, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı ve kreşe giden çocuklar semptomluyken bebekle temas ettirilmemeli. Yenidoğan, 1-6 aylık, 6-12 aylık bebeklerin çoğu bu korumadan yararlanabilir. Ek olarak bilimsel çalışmalar prematüre bebekler, doğuştan kalp hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış bebekler ve yoğun bakımda uzun süre kalmış yüksek riskli bebeklere de öneriliyor."
06 Aralık 2025 Cumartesi - 14:05 Diyarbakır’da trafikte fermuar sistemi uygulamalı anlatıldı Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, Acil Sağlık Haftası’nda fermuar sisteminin önemini trafikte uygulamalı anlattı. 1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kapsamında Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, ambulansların trafikte yaşadığı sorunları değerlendirmek amacıyla 112 Acil Sağlık personeliyle sahada incelemelerde bulundu. İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, ekiplerle birlikte yoğun güzergâhlarda ambulansların karşılaştığı trafik sıkışıklığını yerinde gözlemledi. Acil sağlık hizmetlerinde saniyelerin hayat kurtardığını ifade eden Asiltürk, sürücülerin trafik kurallarına özellikle ambulans geçişlerinde daha duyarlı davranması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığınca uygulamaya alınan fermuar sisteminin, ambulans geçişini kolaylaştıran önemli bir yöntem olduğunu belirten Asiltürk, "Fermuar sistemi; siren duyulduğunda sürücülerin şeridin sağına ve soluna düzenli şekilde açılması, ambulansın ise tam ortadan ilerlemesi esasına dayanır. Araçlar iki yana açıldığında, tıpkı bir fermuar gibi güvenli bir koridor oluşur ve bu da acil müdahale için hayati dakikalar kazandırır. Toplum olarak bu kurala uymak zorundayız" dedi. Acil Sağlık Hizmetleri Haftası boyunca ambulans geçiş önceliği ve fermuar sisteminin doğru uygulanmasıyla ilgili farkındalık çalışmalarının artırılacağı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü, 112 ekiplerinin sahadaki ihtiyaçlarını düzenli olarak değerlendirerek hizmet etkinliğini artırmayı sürdüreceğini bildirdi.
Uyanık beyin ameliyatıyla tümör alındı
21 Kasım 2025 Cuma - 12:06 Uyanık beyin ameliyatıyla tümör alındı Gaziantep Şehir Hastanesi’nde bölgenin ilk "uyanık kraniotomi" ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. Gaziantep’te beynindeki tümör nedeniyle sağ eli ve ayağında uyuşma bulunan 36 yaşındaki Seyit Fıstıkçı, uyutulmadan yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. 36 yaşındaki erkek hasta, sağ kol ve bacağında güçsüzlük ve uyuşma şikayetleriyle başvurdu. Yapılan beyin MR’ında, beynin hareket merkezine yakın bölgede tümör ile çevresinde ödem ve kanama tespit edildi. Operasyon, Anestezi Uzmanı Dr. Bekir Suat Kürkçüoğlu liderliğindeki anestezi ekibinin desteğiyle gerçekleştirildi. Uyanık beyin cerrahisinde hastayla ameliyat sırasında iletişim kurulduğu için, anestezi ekibinin uzmanlığı büyük önem taşıdı. "Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" Ameliyatı gerçekleştiren Beyin Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Özcan Sönmez, "Hastamızda hareket merkezine çok yakın bir bölgede kitle tespit ettik. Klasik cerrahide kalıcı kuvvet kaybı riski yüksek olduğu için uyanık yöntemle yapmaya karar verdik. Ameliyat sırasında hastamızla konuşarak ve muayene ederek el-kol fonksiyonlarını birebir kontrol ettik. Böylece önemli beyin bölgelerine zarar vermeden tümörü tamamen çıkarma şansımız oldu. Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" dedi. "Bölgeye yeni bir cerrahi hizmet kazandırdık" Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, yapılan ameliyatın bölge için önemli bir kazanım olduğunu belirterek, "Gaziantep Şehir Hastanesi olarak geniş bir bölgeye hizmet veriyoruz. Bu nedenle özellikli cerrahi hizmetlerin artırılması için hekimlerimize her türlü desteği sağlıyoruz. Bu hastamızda bölgemizde daha önce uygulanmayan bir cerrahi başarıyla gerçekleştirildi ve hastamız sağlıklı şekilde taburcu edildi. Emek veren anestezi ve beyin cerrahisi ekiplerimize teşekkür ediyorum" dedi. "Elim çok önemliydi, korkuyordum ama çok şükür iyi geçti" Telefon tamircisi olan hasta Seyit Fıstıkçı, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Keşan’da 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek
21 Kasım 2025 Cuma - 12:06 Keşan’da 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek Edirne’de Bilimsel Diş Hekimliği’nin kuruluşunun 117’nci yılı ve ’22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü’ dolayısıyla tören düzenlendi. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nın ağız ve diş sağlığını oldukça önemsediğini ve 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin hizmete gireceğini söyledi. Atatürk Heykeli önünde bir araya gelen diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri, tören için hazır bulundu. Çelenk sunumu ile başlayan törende bando eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, ağız ve diş sağlığının korunması için önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Diş hekimlerinin özverili şekilde çalışarak hastalara şifa olduklarını belirten Uzman Dr. Yıldırım, "Birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetlerimiz var, ikinci basamakta ise tedavi hizmetleri bulunmakta. 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek. Bu şu demek, 10 tane diş hekimimiz varken yeni bir istihdam yeni bir diş hekimi ataması sağlanmış olacak. Bu da hastalarımıza daha iyi şartlarda daha iyi hizmetler vermemiz demek. Sağlık Bakanlığı ağız ve diş sağlığını oldukça önemsemekte" ifadelerine yer verdi. Birinci basamakta da evde sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere gezici diş araçlarıyla hastaların evine gidip hizmet vermek de dahil olmak üzere çok önemli hizmetlerde bulunduklarını söyleyen Yıldırım, "Bu hizmetleri diş hekimlerimiz sayesinde verebiliyoruz. Çok özverili, çok çalışkanlar. Toplumun ağız ve diş sağlığının gelişmesinde ve korunmasında, hastalarımızın şifaya kavuşmasında çok önemli güzel çalışmalar yapmaktalar" dedi. Törende konuşan Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuğ Çilingir ve Edirne Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Hasret Kolcular da Dünya Diş Hekimliği Günü’nü kutladı. Törene diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri katıldı.
Uyanık beyin ameliyatı başarıyla yapıldı
21 Kasım 2025 Cuma - 12:03 Uyanık beyin ameliyatı başarıyla yapıldı Gaziantep Şehir Hastanesi’nde bölgenin ilk "uyanık kraniotomi" ameliyatı başarıyla gerçekleştirildi. Gaziantep’te beynindeki tümör nedeniyle sağ eli ve ayağında uyuşma bulunan 36 yaşındaki Seyit Fıstıkçı, uyutulmadan yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. 36 yaşındaki erkek hasta, sağ kol ve bacağında güçsüzlük ve uyuşma şikayetleriyle başvurdu. Yapılan beyin MR’ında, beynin hareket merkezine yakın bölgede tümör ile çevresinde ödem ve kanama tespit edildi. Operasyon, Anestezi Uzmanı Dr. Bekir Suat Kürkçüoğlu liderliğindeki anestezi ekibinin desteğiyle gerçekleştirildi. Uyanık beyin cerrahisinde hastayla ameliyat sırasında iletişim kurulduğu için, anestezi ekibinin uzmanlığı büyük önem taşıdı. "Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" Ameliyatı gerçekleştiren Beyin Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Özcan Sönmez, "Hastamızda hareket merkezine çok yakın bir bölgede kitle tespit ettik. Klasik cerrahide kalıcı kuvvet kaybı riski yüksek olduğu için uyanık yöntemle yapmaya karar verdik. Ameliyat sırasında hastamızla konuşarak ve muayene ederek el-kol fonksiyonlarını birebir kontrol ettik. Böylece önemli beyin bölgelerine zarar vermeden tümörü tamamen çıkarma şansımız oldu. Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyat gayet başarılı geçti" dedi. "Bölgeye yeni bir cerrahi hizmet kazandırdık" Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, yapılan ameliyatın bölge için önemli bir kazanım olduğunu belirterek, "Gaziantep Şehir Hastanesi olarak geniş bir bölgeye hizmet veriyoruz. Bu nedenle özellikli cerrahi hizmetlerin artırılması için hekimlerimize her türlü desteği sağlıyoruz. Bu hastamızda bölgemizde daha önce uygulanmayan bir cerrahi başarıyla gerçekleştirildi ve hastamız sağlıklı şekilde taburcu edildi. Emek veren anestezi ve beyin cerrahisi ekiplerimize teşekkür ediyorum" dedi. "Elim çok önemliydi, korkuyordum ama çok şükür iyi geçti" Telefon tamircisi olan hasta Seyit Fıstıkçı, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti. (FA-LO-Y)
Keşan’da 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek
21 Kasım 2025 Cuma - 11:54 Keşan’da 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek Edirne’de Bilimsel Diş Hekimliği’nin kuruluşunun 117’ıncı yılı ve ’22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü’ dolayısıyla tören düzenlendi. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nın ağız ve diş sağlığını oldukça önemsediğini ve 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin hizmete gireceğini söyledi. Atatürk Heykeli önünde bir araya gelen diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri, tören için hazır bulundu. Çelenk sunumu ile başlayan törende bando eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Törende konuşan Edirne İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Mustafa İshak Yıldırım, ağız ve diş sağlığının korunması için önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Diş hekimlerinin özverili şekilde çalışarak hastalara şifa olduklarını belirten Uzman Dr. Yıldırım, "Birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetlerimiz var, ikinci basamakta ise tedavi hizmetleri bulunmakta. 2026 yılının ilk yarısında Keşan ilçesinde 20 üniteli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi hizmete girecek. Bu şu demek, 10 tane diş hekimimiz varken yeni bir istihdam yeni bir diş hekimi ataması sağlanmış olacak. Bu da hastalarımıza daha iyi şartlarda daha iyi hizmetler vermemiz demek. Sağlık Bakanlığı ağız ve diş sağlığını oldukça önemsemekte" ifadelerine yer verdi. Birinci basamakta da evde sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere gezici diş araçlarıyla hastaların evine gidip hizmet vermek de dahil olmak üzere çok önemli hizmetlerde bulunduklarını söyleyen Yıldırım, "Bu hizmetleri diş hekimlerimiz sayesinde verebiliyoruz. Çok e-özverili, çok çalışkanlar. Toplumun ağız ve diş sağlığının gelişmesinde ve korunmasında, hastalarımızın şifaya kavuşmasında çok önemli güzel çalışmalar yapmaktalar" dedi. Törende konuşan Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuğ Çilingir ve Edirne Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Hasret Kolcular da Dünya Diş Hekimliği Günü’nü kutladı. Törene diş hekimleri ve Trakya Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri katıldı. (ÖC-MEF-
Hidrodilatasyon tedavisi ile hızlı iyileşme
21 Kasım 2025 Cuma - 11:45 Hidrodilatasyon tedavisi ile hızlı iyileşme Medical Point Gaziantep Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Özer Erzurumluoğlu, özellikle omuz hareket kısıtlılığına neden olan donuk omuz (adhesive kapsülit) hastalığında uygulanan hidrodilatasyon tedavisinin, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırdığını belirtti. Erzurumluoğlu, "Donuk omuz, omuz eklem kapsülünün kalınlaşması ve sertleşmesi sonucu oluşan, omuz hareketlerinde belirgin kısıtlılık ve ağrı ile seyreden bir hastalıktır. Genellikle travma, uzun süre hareketsizlik, diyabet veya tiroid hastalıkları sonrasında gelişebilen bu durum, günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırarak ciddi konfor kaybına yol açar" dedi. Uzm. Dr. Özer Erzurumluoğlu, "Hidrodilatasyon tedavisinde, omuz eklemine ultrason eşliğinde özel bir sıvı karışımı enjekte edilerek eklem kapsülünün genişlemesi sağlanır. Bu sayede yapışıklıklar gevşer, ağrı azalır ve eklem hareket açıklığı belirgin şekilde artar. İşlem kısa sürer, cerrahi gerektirmez ve genellikle aynı gün içerisinde hasta günlük yaşamına dönebilir" ifadelerini kullandı. Erzurumluoğlu, bu yöntemin özellikle erken dönemde uygulandığında çok daha başarılı sonuçlar verdiğini, fizik tedavi egzersizleriyle desteklendiğinde ise kalıcı iyileşme sağladığını vurguladı. Tenisçi dirseğinde de etkili tedavi yöntemleri Toplumda oldukça sık görülen bir diğer kas-iskelet sistemi problemi olan tenisçi dirseği (lateral epikondilit) hakkında da bilgiler veren Uzm. Dr. Erzurumluoğlu, "Tenisçi dirseği genellikle tekrarlayan el bileği ve kol hareketlerine bağlı olarak dirsek çevresindeki tendonların zorlanmasıyla ortaya çıkar. Ağrı günlük aktiviteleri kısıtlayabilir, hatta basit nesneleri tutmayı bile zorlaştırabilir. Tedavide öncelikle istirahat, özel egzersizler, fizik tedavi uygulamaları ve gerekirse enjeksiyon tedavileriyle başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür" şeklinde konuştu. Erzurumluoğlu, modern fizik tedavi yöntemlerinin hem donuk omuz hem de tenisçi dirseği gibi hastalıklarda cerrahi dışı etkili çözümler sunduğunu, erken teşhis ve doğru tedavi planlamasının iyileşme sürecini hızlandırdığını sözlerine ekledi.
Bursa’da "Bağımlı olma, özgür ol" projesi farkındalık oluşturuyor
21 Kasım 2025 Cuma - 11:40 Bursa’da "Bağımlı olma, özgür ol" projesi farkındalık oluşturuyor Bursa Büyükşehir Belediyesi, günümüzün en yaygın problemlerinden biri olan bağımlılıkla mücadeleyi hem kurum içinde hem de kurum dışında yaptığı çalışmalarla aralıksız sürdürüyor. Başkan Mustafa Bozbey, "Bağımlılıktan uzak, sağlıklı ve bilinçli bir Bursa hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Bursa’yı daha yaşanabilir ve sağlıklı bir kent haline getirmek amacıyla çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, bağımlılıkla mücadeleyi kurum içinde ve Bursa genelinde yürüttüğü eğitim çalışmalarıyla sürdürüyor. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından ‘Bağımlı Olma Özgür Ol’ sloganıyla, toplum sağlığını tehdit eden bağımlılık sorununa karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi personeline yönelik eğitim düzenleniyor. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gruplar halinde tüm belediye personeline verilecek olan eğitimlerde, uzmanlar tarafından ‘Bağımlılık nedir?’ sorusuna yanıt verilirken, bağımlılık türleri, tanı ve tedavi yöntemleri ile beraberinde getirdiği sorunlar anlatılıyor. "2 bin 985 bağımlı bireyle 21 bin 400 görüşme yapıldı" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Büyükşehir Belediyesi yöneticileriyle birlikte eğitime katıldı. Eğitim öncesinde konuşan Başkan Mustafa Bozbey, bağımlılıkla mücadelenin hem kurum kültürü hem de kent için büyük önem taşıdığını vurguladı. Bağımlılığın, günümüzde toplum sağlığını tehdit eden en ciddi sorunlardan biri olduğunu dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Yürütülen çalışmalar sonucunda bugüne kadar 2 bin 985 bağımlı bireyle 21 bin 400 görüşme yapıldı. 2 bin 750 bağımlı yakını ile 13 bin 700 görüşme yapıldı. Toplamda ise 35 bin 100 bireysel görüşme gerçekleştirildi. Ayrıca 1762 kişi de sigara, alkol ve madde bağımlılığı tedavi programına katıldı. Vatandaşlarımızın, sağlıklı hayat yaşanmasına engel olan olumsuzlukları aşmalarında destek olmayı sürdüreceğiz" dedi. Danışanların AMATEM ve ÇEMATEM’e tıbbi tedavileri için 2550 kez ücretsiz ulaşım desteği sağladıklarını açıklayan Başkan Mustafa Bozbey, Gençlik ve Aile Destek Merkezi’nin (GADEM) sahada koruyucu ve önleyici çalışmalar yürüttüğünü de hatırlattı. Çalışmalar neticesinde bugüne kadar 23 bin 650 insana ulaşıldığını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, "Bu çalışmaların arkasında yeniden hayata tutunan bireylerin ve ailelerin umut hikayeleri var. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak toplumun her kesimine dokunmaya ve her bir bireye umut olmaya devam edeceğiz. Bağımlılıktan uzak, sağlıklı ve bilinçli bir Bursa hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz. Bağımlılıkla mücadele konusunda çalışanlarımızın ve vatandaşlarımızın bilinç düzeyini artırmaya yönelik eğitim, danışmanlık ve destek hizmetlerini sürdüreceğiz" diye konuştu.
Distal oblik kırığı tespit edilen kedi 2 saatlik operasyon ile sağlığına kavuştu
21 Kasım 2025 Cuma - 11:32 Distal oblik kırığı tespit edilen kedi 2 saatlik operasyon ile sağlığına kavuştu Bilecik’te duyarlı bir vatandaş tarafından sol ön patisine basamadığı için sağlık ekiplerine getirilen ve distal oblik kırığı tespit edilen sokak kedi, 2 saatlik operasyon sonrası sağlığına kavuştu Bilecik Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kurulan kırık ünitesinden kedi ve köpekler başta olmak üzere birçok yaban hayvanı da tedavi görmeye devam ediyor. Yeni tamamlanan doğal yaşam alanı ve diğer imkanlarla can dostları hizmet vermeye devam edilen merkez, yeni ekipmanlar ile hizmet verilmeye devam ediliyor. Şu ana kadar onlarca sokak ve yaban hayvanına yönelik kısırlaştırma, aşılama, küpeleme yanı sıra birçok yaralanma vakalarına müdahale edilen merkezde yeni ünite ve tedavi alanları kuruldu. "Operasyonumuzu başarıyla tamamladık ve kedimizi bir süre burada misafir edeceğiz" Merkez Veteriner Hekimi Mehmet Furkan Tükenmez, duyarlı bir vatandaş tarafından sol ön patisine basamayan sokak kedisinin kendilerine geldiğini anlatarak, "Vatandaşlarımızın talebiyle merkezimize getirdiğimiz kedimizi tedavi altına aldık. Röntgenini çektik, distal oblik kırığı tespitinde bulunduk. Operasyonumuzu başarıyla tamamladık ve kedimizi bir süre burada misafir edeceğiz. İyileşme sürece tamamlandığında tekrar doğal yaşam alanına geri bırakacağız. Yeni ekipmanlarımızla can dostlarına burada hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi.
Teşhis için 1,5 yıl dolaştı, çözümü Samsun’da 15 dakikalık operasyonla buldu
21 Kasım 2025 Cuma - 11:09 Teşhis için 1,5 yıl dolaştı, çözümü Samsun’da 15 dakikalık operasyonla buldu Hakkari’de ve çevre illerde 1,5 yıl boyunca tükürük bezindeki taş için teşhis arayan 26 yaşındaki Nergis Sevik, Samsun’da genel anestezi altında uygulanan "sialendoskopi" yöntemiyle 15 dakikada sağlığına kavuştu. Hakkari Şemdinli’de yaşayan Nergis Sevik, yemek yedikten sonra ağzında oluşan şişlik nedeniyle başvurduğu sağlık merkezlerinde uzun süre farklı tanılar aldı. Enfeksiyon, bademcik sorunları ve diş apsesi gibi yorumlara rağmen şikayetleri geçmeyince Van ve Hakkari’deki çeşitli hastanelere de başvuran Sevik, son tomografisinde tükürük bezi kanalında taş tespit edilmesi üzerine tedavi için Samsun’a geldi. Medicana International Samsun Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut’un gerçekleştirdiği operasyonda, Sevik’in 3 milimetrelik taşı sialendoskopi yöntemiyle tükürük bezine zarar verilmeden çıkarıldı. Hasta aynı gün taburcu edildi. "Bir buçuk yıl teşhis aradım, 15 dakikada sağlığıma kavuştum" Uzun süren rahatsızlığının ardından doğru tedaviyi Samsun’da bulduğunu söyleyen Sevik, "Tükürük bezimde taş vardı. Birçok doktor gezdim ama imkanlar olmadığı için Hakkari Şemdinli’den buraya geldim. Bir buçuk yıl önce ağzımın içindeki durumu fark ettim. Gittiğim sağlık merkezlerinde ‘enfeksiyon’ dediler, ‘bademcik’ dediler, ‘diş apsesi’ diyenler de oldu. Ama bir türlü geçmedi, verilen ilaçlarla da geçmedi. Kendi imkanlarımla Van’a gittim, Hakkari’ye gittim. Bazı doktorlar ‘mideden kaynaklı olabilir’ dediler. En son artık araştırıp Medicana Hastanesi’ni buldum. Artık öyle bir sorunum yok. Bu sorunum da ortadan kalktı. Çok sevindim. Tedavi için 1,5 senedir uğraşıyorum. Samsun’a geldim. 15 dakikalık bir işlem sonrası tedavimi oldum. Zorlanmadım hiçbir şekilde. Direkt uyanabildim. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum" dedi. "Sialendoskopi hem hasta hem de bizim için konforlu bir işlem" Tükürük bezinde oluşan taşların sialendoskopi yöntemiyle alınabilmesi için sürecin kronikleşmeden, geç kalınmadan bir uzmana başvurulması gerektiğine dikkat çeken Medicana International Samsun Hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, "Hastamız bize Hakkari’den tükürük bezi kanalında taş tanısı alarak on-line olarak başvurdu. Hastamızı değerlendirdiğimizde her yemek yediğinden sonra sağ çene altında bir şişlik tarifliyor ve bunu yaklaşık 1-1,5 senedir çektiğini ifade ediyor. Daha önce çekilen filmlerinde taş tam net olarak değerlendirilememiş bazı nedenlerden dolayı ama en son çekilen tomografisinde taşın varlığı tespit edilmiş. Tedavi açısından iki türlü yaklaşım var. Özellikle kanal içindeki ve bezin hemen önündeki taşlarda bezin tamamını çıkarmak bir alternatiftir ama biz merkezimizde endoskopik sistem yani sialendoskopi dediğimiz işlemi uyguluyoruz ve kanal içerisinden taşı genel anestezi altında alıyoruz. Böylelikle taşın alınması sırasında tükürük bezinin çıkarılma ihtiyacı olmuyor. Konforlu bir işlem hem bizim için hem hasta için. Hasta aynı zamanda aynı günde ameliyat 5-6 saat sonra evine gidebiliyor. Böyle bir avantajı var bu işlemin. Biz de hastamıza bu işlemi uyguladık. Yaklaşık 3 milimetrelik bir taşı vardı. Milimetrik olarak çok küçük görünmekle beraber şikayetlere belirgin olarak neden oluyordu. Hastamız çok rahatsızdı. Hastamızın tedavisini başarıyla gerçekleştirdik. Bu durum eğer kronik bir süreç alırsa yani tedavi edilmezse ilerleyen zamanlarda taş endoskopik olarak da çıkarılamayabilir. Tükürük bezi de tekrarlayan enfeksiyonlardan ötürü zarar görebileceği için tamamının alınması gerekir. O nedenle böyle bir durum tespit edildiğinde, tanılandığında hastalarımızın sialendoskopi yapılan merkezlere başvurmasında fayda var" diye konuştu. Genel anestezi altında 15 dakikalık sialendoskopi işleminin ardından tükürük bezindeki taştan kurtulan Nergis Sevik, son kontrolünün ardından Samsun’daki hastaneden ayrılarak memleketi Hakkari’ye geri döndü.
Su arıtma cihazlarının gizli gücü: Bazı zararlı metalleri ortadan kaldırıyor
21 Kasım 2025 Cuma - 11:08 Su arıtma cihazlarının gizli gücü: Bazı zararlı metalleri ortadan kaldırıyor Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Yönten, evlerde kullanılan su arıtma cihazlarının zararlı mineraller üzerindeki etkilerini bilimsel verilerle ortaya koyduklarını belirterek, "Literatüre göre zararlı kabul edilen bazı ağır metallerin cihazlar tarafından tutulduğunu, özellikle beşli ve altılı filtrasyon sistemlerinin bu unsurları suyun dışına çıkardığını tespit ettik" dedi. Van YYÜ Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Yönten, danışmanlığını yürüttüğü evsel su arıtma cihazlarının mineral giderimi isimli kapsamlı bilimsel tezli yüksek lisans çalışmasının sonuçlarını İhlas Haber Ajansı ile paylaştı. Yüksek lisans öğrencisi Yüksek Çevre Mühendisi Zümrüt Ünal tarafından yapılan tez çalışmasında hem arıtma cihazlarının mineral seviyeleri üzerindeki etkisini hem de tüketicilerin dikkat etmesi gereken kritik noktaları ortaya koyduğunu dile getiren Prof. Dr. Vahap Yönten önemli bilgiler verdi. "Su arıtma cihazlarının faydalarını hepimiz yaşıyoruz" Prof. Dr. Vahap Yönten, su arıtma cihazlarının artık birçok evde yaygın olarak kullanıldığını hatırlatarak, "Malumunuz, hepimiz su arıtma cihazları kullanıyoruz. Suyun fiziksel ve kimyasal parametrelerini referans değer aralıklarına getirmek amacıyla kullanılan bu cihazların faydalarını hepimiz tecrübe edinmişizdir. Bilinçli tüketiciler olmak adına bu konuyla ilgili bir tez çalışması yaptık ve çalışmamızı üniversitemizin ilgili enstitüsünde yayınladık. Araştırmamız YÖK Tez Merkezi kayıtlarına da geçti" dedi. "Oldukça ilginç ve değerli sonuçlara ulaştık" Prof. Dr. Vahap Yönten, "Su Arıtma Cihazlarındaki Mineral Değişiminin İncelenmesi" başlıklı tez kapsamında suyun içeriğini detaylı biçimde analiz ettiklerini vurgulayarak, "Tezimizde oldukça ilginç ve değerli sonuçlara ulaştık. Vücudun ihtiyaç duyduğu bazı mineraller bizler için son derece önemlidir. Su arıtma cihazlarının, bu kıymetli elementlerin bir kısmını belirli düzeylerde tuttuğunu ve bazı istenmeyen elementleri de immobilize ederek içme suyuna katkı sağladığını gözlemledik" ifadelerini kullandı. "Zararlı ağır metallere karşı etkili filtreleme görevi yapıyor" Prof. Dr. Yönten, cihazların zararlı metalleri etkili biçimde filtrelediğini söyleyerek, "Literatüre göre zararlı kabul edilen bazı ağır metallerin cihazlar tarafından tutulduğunu, özellikle beşli ve altılı filtrasyon sistemlerinin bu unsurları suyun dışına çıkardığını tespit ettik. Dolayısıyla su arıtma cihazlarının hem faydalı hem de zararlı minerallere karşı belirli bir giderim sağladığını bilimsel verilerle kanıtlamış olduk" diye konuştu. "Filtre kalitesi ve değişim süresi hayati öneme sahip" Çalışmanın önemli bulgularından birinin de cihaz bakımının tüketici sağlığı açısından kritik olduğuna değinen Prof. Dr. Vahap Yönten, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Araştırmamızın bir başka önemli sonucu ise tüketicilerin kullandıkları su arıtma cihazlarının filtre kalitesine, filtrasyon sistemine ve filtre değişim periyotlarına mutlaka dikkat etmeleri gerektiğidir. Çalışmamızda 15 farklı mineralin değerlerini tek tek inceleyerek bu sonuca ulaştık. Elbette, her mineral sudan yeterli düzeyde alınamıyor. Bu nedenle günlük yaşamda alkali veya mineral takviyeli gıdaların tüketilmesi, örneğin günde bir soda içmek ya da mineral seviyesi yüksek su ve gıdaları tercih etmek oldukça önemlidir. Hem mineral takviyesi yaparak hem de bilinçli şekilde su arıtma cihazı kullanarak sağlıklı su tüketiminin mümkün olabileceğini bilimsel çalışmalarımızla ortaya koyduk. " Konu ile ilgili bilgi almak isteyenler Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kütüphanesi’nden veya YÖK Tez Merkezinden yayınlanan teze ulaşabilirler."
Uzmanından uyarı: "Sarı serum ölümcül olabilir"
21 Kasım 2025 Cuma - 10:41 Uzmanından uyarı: "Sarı serum ölümcül olabilir" Sivas Devlet Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Fatih Ulu, sosyal medyada popüler hâle gelen "sarı serum" uygulamasına karşı önemli uyarılarda bulundu. "Hızlı toparlanma" ve "enerji verme" gibi iddialarla sunulan bu serumların bilimsel bir dayanağı olmadığını belirten Dr. Ulu, araştırmalarda da etkinliğine dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını söyledi. Grip ve soğuk algınlığında çoğu hastanın bol sıvı tüketimiyle rahatlıkla iyileştiğini ifade eden Dr. Ulu, "Acil servise sarı serum talebiyle gelmek yanlış yönlendirilmenin sonucudur" dedi. Bu serumların yalnızca ağızdan beslenemeyen veya vitamin-mineral emilimi bozulmuş hastalarda, doktor kararıyla ve uygun koşullarda uygulanabileceğini vurguladı. Halk arasında "atom serum" olarak bilinen karışımın kişiye göre değişen içeriklere sahip olduğunu belirten Dr. Ulu, genellikle C vitamini, B grubu vitaminleri, mide koruyucular ve antibiyotikler içerdiğini söyledi. "Ölümlere yol açabilir" Dr. Ulu, bilinçsiz damar içi uygulamaların ciddi alerjik reaksiyonlara, yoğun bakım ihtiyacına ve ölümlere yol açabileceğini hatırlatarak, "Daha önce almış olmak tekrar alerji olmayacağı anlamına gelmez. Alerji, ilk saniyeden 24 saate kadar herhangi bir anda ortaya çıkabilir" uyarısında bulundu. Damar yoluyla verilen ilaçların çok hızlı etkime kapasitesine sahip olduğunu belirten Dr. Ulu, solunum yollarında daralma, ani tansiyon düşüşü ve bilinç kaybı gibi ölümcül sonuçların görülebileceğini söyledi.