SAĞLIK
Türk Kızılay, 2025’te 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak rekora imza attı 27 Aralık 2025 Cumartesi - 17:21:48 Türk Kızılay, 2025’te 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak rekora imza attı; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 3 milyonuncu bağışı gerçekleştiren Büşra Tokgöz’ü telefonla görüntülü arayarak tebrik etti. Türk Kızılay, 2025 yılı içinde 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak kan bağışında önemli bir eşiği geride bıraktı. Türkiye’de yıllık bazda 3 milyon ünite seviyesine ilk kez ulaşıldı. 2024’te 2,7 milyon ünite olan bağış miktarı, 2025’te yaklaşık yüzde 10 artış gösterdi. Ulusal Güvenli Kan Temini Programı kapsamında Türkiye genelinde 18 Bölge Kan Merkezi, 68 Kan Bağış Merkezi ile 350 mobil ve sabit ekip sahada görev yapıyor. Toplanan kan bağışları, gerekli test süreçlerinden geçirilerek bileşenlerine ayrılıyor ve hastanelere sevk ediliyor. Bu operasyonla, ülke genelinde 1140 hastanenin kan ve kan ürünleri ihtiyacı karşılanıyor. 3 milyonuncu bağış Gaziantep İslahiye’den 3 milyonuncu kan bağışı, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görev yapan 28 yaşındaki zabıt katibi Büşra Tokgöz tarafından yapıldı. Tokgöz’ün bu bağışı 11’inci kan bağışı olurken, Tokgöz’ün aynı zamanda kök hücre bağışçısı olduğu da belirtildi. Bağışın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Büşra Tokgöz’ü telefonla görüntülü arayarak tebrik etti. Büşra Tokgöz’ün gerçekleştirdiği bu bağış, Gaziantep ve İslahiye için önemli bir gurur kaynağı oldu. Kan vermek kolay, etkisi hayat kurtarıcı Kan bağışının basit ama etkisi büyük bir yardım olduğunu vurgulayan Büşra Tokgöz, 11’inci bağışını yapmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Tokgöz, adliyede düzenlenen kan bağışı organizasyonunu duyar duymaz bağış yapmaya karar verdiğini ifade etti. Bağış sırasında, Türkiye genelinde bu yıl gerçekleştirilen 3 milyonuncu ünite kan bağışının kendisine denk geldiğini öğrenmenin kendisi için sürpriz olduğunu söyleyen Tokgöz, bu anlamlı ana tanıklık etmekten ve ödüllendirilmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tokgöz, kan vermenin zor olmadığını vurgulayarak tüm vatandaşları düzenli kan bağışçısı olmaya davet etti.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 17:17 Türk Kızılay, 2025’te 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak rekora imza attı Türk Kızılay, 2025’te 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak rekora imza attı; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 3 milyonuncu bağışı gerçekleştiren Büşra Tokgöz’ü telefonla görüntülü arayarak tebrik etti. Türk Kızılay, 2025 yılı içinde 3 milyon ünite kan bağışı hedefine ulaşarak kan bağışında önemli bir eşiği geride bıraktı. Türkiye’de yıllık bazda 3 milyon ünite seviyesine ilk kez ulaşıldı. 2024’te 2,7 milyon ünite olan bağış miktarı, 2025’te yaklaşık yüzde 10 artış gösterdi. Ulusal Güvenli Kan Temini Programı kapsamında Türkiye genelinde 18 Bölge Kan Merkezi, 68 Kan Bağış Merkezi ile 350 mobil ve sabit ekip sahada görev yapıyor. Toplanan kan bağışları, gerekli test süreçlerinden geçirilerek bileşenlerine ayrılıyor ve hastanelere sevk ediliyor. Bu operasyonla, ülke genelinde 1140 hastanenin kan ve kan ürünleri ihtiyacı karşılanıyor. 3 Milyonuncu bağış Gaziantep İslahiye’den 3 milyonuncu kan bağışı, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görev yapan 28 yaşındaki zabıt katibi Büşra Tokgöz tarafından yapıldı. Tokgöz’ün bu bağışı 11’inci kan bağışı olurken, Tokgöz’ün aynı zamanda kök hücre bağışçısı olduğu da belirtildi. Bağışın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Büşra Tokgöz’ü telefonla görüntülü arayarak tebrik etti. Büşra Tokgöz’ün gerçekleştirdiği bu bağış, Gaziantep ve İslahiye için önemli bir gurur kaynağı oldu. Kan vermek kolay, etkisi hayat kurtarıcı Kan bağışının basit ama etkisi büyük bir yardım olduğunu vurgulayan Büşra Tokgöz, 11’inci bağışını yapmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Tokgöz, adliyede düzenlenen kan bağışı organizasyonunu duyar duymaz bağış yapmaya karar verdiğini ifade etti. Bağış sırasında, Türkiye genelinde bu yıl gerçekleştirilen 3 milyonuncu ünite kan bağışının kendisine denk geldiğini öğrenmenin kendisi için sürpriz olduğunu söyleyen Tokgöz, bu anlamlı ana tanıklık etmekten ve ödüllendirilmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tokgöz, kan vermenin zor olmadığını vurgulayarak tüm vatandaşları düzenli kan bağışçısı olmaya davet etti. (ALİ-
27 Aralık 2025 Cumartesi - 15:53 BURTOM Sağlık Grubu 2026 rotasını belirledi BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2026 stratejik planında öncelikli gündem maddesinin sağlık turizmi olacağını belirterek, uluslararası hasta departmanının kapasitesinin artırılmasının hedeflendiğini, ayrıca demografik değişimleri dikkate alarak, yaşlı bakım ve geriatri alanındaki entegre tesis yatırımları için fizibilite çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. Küplü, 10 yıllık projeksiyonda ise BURTOM’u, konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri üreten, teknolojiyi merkeze alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Başta Bursa olmak üzere yaklaşık 15 ildeki tıbbi görüntüleme ve tanı merkezleri, tıp merkezleri ve diğer sağlık birimleriyle ayda 200 bini aşkın kişiye hizmet veren BURTOM Sağlık Grubu, 2025 yılını kurumsal yapısını güçlendirdiği, hizmet standardını yükselttiği ve operasyonel verimliliğini maksimuma taşıdığı bir "konsolidasyon dönemi" olarak tamamlarken, 2026 yılında verimlilik esaslı bir büyüme stratejisi izleyerek, tüm paydaşlar için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonunu kararlılıkla sürdürecek. BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü, 2025 performansını ve 2026 vizyonunu değerlendirirken, hem kurumun hem de Türkiye sağlık sektörünün geleceğine dair mesajlar verdi. 2025 kurumsal sürdürülebilirliğin pekiştiği yıl 2025’in BURTOM için özel bir anlam taşıdığını belirten Serdar Küplü, 30. yılın yalnızca geçmiş başarıların kutlandığı bir dönem olmadığını vurgulayarak, "Bu yılı, kurumsal yapının güçlendirildiği, hizmet kalitesinin standardize edildiği ve operasyonel verimliliğin en üst seviyeye taşındığı stratejik bir dönem olarak ele aldık. Hedeflerimize ulaştığımız ve kurumsal sürdürülebilirliğimizi pekiştirdiğimiz bir yıl oldu" dedi. Aylık 200 bin kişiyi aşan hasta trafiğinin ciddi bir yönetim ve altyapı gerektirdiğini belirten Küplü, 2025’te sadece tedavi edici hizmetlerde değil, koruyucu sağlık ve erken tanı alanlarında da talebin hızla arttığını, bu nedenle teknolojik altyapı ve insan kaynağının eş zamanlı güçlendirildiğini ifade etti. Dijital dönüşüm ve insan kaynağında yeni seviye BURTOM’un 30. yıl kapsamında yalnızca teknolojik modernizasyon değil, insan kaynağının gelişimine yönelik de önemli adımlar attığını, dijital dönüşüm yatırımlarını, kurumsal eğitim ve gelişim programlarıyla birlikte yürüttüklerini belirten Serdar Küplü, "Personelimizin yetkinliklerini artıran eğitim programları, şeffaf yönetim yaklaşımı ve adil performans sistemi; kurumsal aidiyeti güçlendiren en önemli unsurlar. Bu sayede personel devir hızımız sektör ortalamasının altında seyrediyor"ifadelerini kullandı Küplü, yaşanan zorlu ekonomik şartlarda büyümeyi sürdürebilen BURTOM’un başarısının arkasında finansal disiplin, rasyonel yönetim ve orta-uzun vadeli stratejik planlama bulunduğunu, mevcut konjonktürde kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilir planlamaya bağlı kaldıklarını ve verimliliği artıran alanlara odaklandıklarını vurguladı. 2026 sağlık turizminde hamle ve yaşlı bakımında yeni yatırımlar BURTOM’un 2026 yatırım programında önceliği sağlık turizminin oluşturduğunu bildiren Küplü, uluslararası hasta departmanının kapasitesini artıracaklarını belirterek şunları söyledi: "Sağlık turizmi bizim için stratejik bir büyüme alanı. 2026’da bu alanda daha büyük bir uluslararası erişim hedefliyoruz. Ayrıca, demografik değişimleri dikkate alarak yaşlı bakım merkezleri ve geriatri odaklı entegre tesisler için de fizibilite çalışmalarını sürdürüyoruz." Yeni merkezler ve kapasite artışı gündemde BURTOM Sağlık Grubu Genel Müdürü Serdar Küplü açıklamasında, yaklaşık 15 ilde faaliyet gösteren grubun 2026’da büyüme stratejisinin "verimlilik esaslı genişleme" üzerine kurulu olduğunu, mevcut merkezlerde teknolojik donanım ve hizmet kapasitesinin artırılmasının öncelikli hedef olarak belirlendiğini, bunun yanı sıra stratejiyle uyumlu yeni lokasyon yatırımlarının da gündemde olduğunu aktardı. Küplü, 850 kişilik kadrosu bulunan BURTOM’un, 2026’da istihdam politikasını nitelikli ve yetkinlik bazlı bir yaklaşımla yöneteceğini dile getirerek, "Sayısal büyümeden ziyade, spesifik uzmanlık alanlarında nitelikli sağlık profesyonellerinin organizasyonumuza katılmasını hedefliyoruz" diye konuştu. Küplü, "30 yıllık kurumsal hafızamızla, etik değerlerden ödün vermeden hizmet üretmeye devam edeceğiz. Tüm paydaşlarımız için değer oluşturan, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonumuzu kararlılıkla sürdüreceği" dedi. Gelecek 10 yılın vizyonu, entegre sağlık ekosistemi BURTOM’un 10 yıllık projeksiyonuna ilişkin bilgi de veren Küplü, BURTOM’u konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri geliştiren, teknolojiyi merkezine alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı. Sağlık sektörüne yönelik değerlendirmede de bulunan Küplü, 2025’i Türkiye sağlık sektörü açısından "Sürdürülebilirlik Sınavı" olarak tanımladı. Medikal enflasyonun sektörün en önemli sorunu olduğunun altını çizerek, 2026 için öne çıkan riskler arasında nitelikli insan kaynağı kıtlığı, artan işgücü maliyetleri ve döviz dalgalanmalarına bağlı medikal gider risklerinin olduğunu anlattı. Bunlara rağmen 2026’nın Türkiye için tarihi bir fırsat barındırdığını da vurgulayan Serdar Küplü, "Sağlık turizminde artık giriş seviyesi işlemlerden kompleks tedavilere geçiyoruz. Türkiye, 2026’da ‘ucuz alternatif’ değil, ‘kaliteli sağlık merkezi’ olarak konumlanabilir" diye konuştu.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 12:48 Besin alerjilerinde uzman uyarısı: Geç kalınan müdahale ölümcül olabilir Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Özdamar, besin alerjilerinde yanlış diyet uygulamaları ve geç müdahalenin hayati risk taşıdığını belirterek aileleri uyardı. Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Özdamar, besin alerjilerinin genellikle alerjen gıdaya maruz kalındıktan sonraki ilk 1-2 saat içerisinde ortaya çıktığını söyledi. Özdamar, "Vücutta kaşıntı, kızarıklık, burun kaşıntısı, hapşırık ve kusma gibi belirtiler görülebiliyor. Bu belirtiler hafiften şiddetliye kadar geniş bir yelpazede seyredebilir" ifadelerine yer verdi. En sık yapılan hatanın, ailelerin bir çocuk alerji uzmanına başvurmadan kendi gözlem ve yorumlarıyla çocuklarına diyet uygulaması olduğunu vurgulayan Özdamar, "Bu durum çocukların beslenme kalitesini bozuyor ve gereksiz kısıtlamalara yol açıyor" dedi. Besin alerjisi tanısı olan bireyler için temel kuralın alerjiye neden olan besinden kesin olarak kaçınmak olduğunu belirten Özdamar, gıda alışverişlerinde etiket okumanın hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Özdamar, "Hiç umulmadık gıdaların içerisinde bile alerjen maddeler bulunabiliyor. Bu nedenle içeriklerin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor" diye konuştu. Restoran ve lokantalarda da dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Özdamar, alerjen besinin yemeğin içinde doğrudan yer almasa bile aynı tezgahta hazırlanması, aynı bıçakla kesilmesi ya da aynı kapta pişirilmesi durumunda alerjik reaksiyon gelişebileceğini söyledi. Seyahatlerde ise uçak ekibinin ve konaklanan otellerdeki restoran birimlerinin mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini kaydetti. Besin alerjilerinde nadir ancak son derece tehlikeli olan anafilaksi tablosuna da değinen Özdamar, "Kaşıntı ve kızarıklığa ek olarak bilinç kaybı, tansiyon düşmesi, nefes darlığı, hırıltı ve öksürük gibi bulgular ortaya çıkabiliyor. Bu durum hayatı tehdit eden bir acil tablodur" ifadelerini kullandı. Anafilaksi riski bulunan hastaların mutlaka doktor tarafından reçete edilen adrenalini yanlarında taşımaları gerektiğini vurgulayan Özdamar, "Küçük çocuklara adrenalin ampulleri, kilosu 15 kilogramın üzerinde olanlara ise adrenalin oto-enjektörleri veriyoruz ve ailelere nasıl kullanacaklarını ayrıntılı şekilde anlatıyoruz" dedi. Adrenalinin zamanında uygulanmasının hayat kurtarıcı olduğunun altını çizen Özdamar, "Alerjen besinle temas sonrası nefes darlığı, hırıltı, öksürük, bilinç kaybı ya da tansiyon düşmesi varsa adrenalin hiç vakit kaybetmeden uygulanmalı. Bu ilaç ne kadar erken yapılırsa hayat kurtarıcı etkisi o kadar yüksek olur. Gecikme durumunda hastaneye gidilse bile tablo ağırlaşabilir" uyarısında bulundu. Son olarak vatandaşlara çağrıda bulunan Özdamar, "Besin alerjisi şüphesi olan çocuklar mutlaka çocuk alerji uzmanına, erişkinler ise erişkin alerji uzmanına başvurmalı. Tedavi ve diyet yalnızca uzman önerileri doğrultusunda şekillendirilmeli. İnternetten ya da kulaktan dolma bilgiler ciddi riskler doğurur" ifadelerine yer verdi.