GENEL - 27 Haziran 2012 Çarşamba 00:06

ALİ FUAT CEBESOY`UN ATATÜRK`E GÖNDERDİĞžİ MEKTUP GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

A
A
A
ALİ FUAT CEBESOY`UN ATATÜRK`E GÖNDERDİĞžİ MEKTUP GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

Ali Fuat Cebesoy tarafından Atatürk`e hitaben yazılan özel mektup, yıllar sonra gün yüzüne çıktı. Cebesoy`un manevi kızı Ayşe Cebesoy Sarıalp`i de şaşırtan mektup, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut tarafından ilk kez Sakarya`da kamuoyu ile paylaşıldı.
Alifuatpaşa Belediyesi tarafından, İlkadım Eğitim Kültür ve Spor Kulübü Derneği`nin koordinatörlüğünde, İl Kültür Müdürlüğü ile birlikte Adapazarı`nda düzenlenen ``Ali Fuat Paşa ve Milli Mücadele`` konulu panele katılan Prof. Dr. Akbulut`un paylaştığı mektup, herkesi hayrete düşürdü.
Atatürk`ün sınıf ve silah arkadaşı Ali Fuat Cebesoy`un manevi kızı Ayşe Cebesoy Sarıalp`in de izlediği panelde, Atatürk`e yazılan ve bugüne dek varlığı hiç bilinmeyen mektup, içeriği ile birlikte Prof. Dr. Dursun Akbulut tarafından izleyenlerle paylaşıldı. Böylece Cebesoy`un kızının bile haberdar olmadığı özel mektup, yıllar sonra Sakarya`da ilk kez gün yüzüne çıkmış oldu.
Akbulut, 30 Mart 1919 tarihinde Ali Fuat Cebesoy tarafından Atatürk`e hitaben yazılan özel mektup ve içeriğine ilişkin, "Değerli komutanlarımızdan rahmetli Ali Fuat Cebesoy, 30 Mart 1919 tarihinde, yani Mustafa Kemal Samsun`a çıkmadan önce, Atatürk`e hitaben özel bir mektup yazmış. Cebesoy bu mektubunda Atatürk`e, `Muhterem kardeşim, Mustafa Kemal Paşa Hazretleri` diye hitap etmiş. Cebesoy, adeta bir rapor niteliğinde olan bu özel mektupta, İstanbul`dan Konya Ereğli`ye gelirken yolda gördüklerini dile getirmiş. Atatürk o zamanlar İstanbul`da imiş. Cebesoy, mektubunda işgallerden sözetmiş. İşgalcilerin Türklerle temas etmek istediklerini, ancak gayri müslim tercümanların buna mani olduğunu anlatmış. Demiryollarının iyi işlemediğinden bahsetmiş. Üste verilmiş bir rapor niteliğindeki bu mektupta ordunun acınacak halde olduğunu dile getirmiş. Halk ne yapacağını bilemez durumda ve düşünceler çok dağınık" diye de eklemiş. Bu özel mektup yıllar önce yazılmış, ama günyüzüne çıkmamış. Ali Fuat Paşa tarafından Atatürk`e hitaben yazılan ve hiç bilinmeyen bu mektup, milli mücadeleyi anlatan hiçbir eserde yok. Yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan ve Ali Fuat Cebesoy`un kendi imzasını taşıyan bu mektubu kamuoyuyla paylaşmak istedim. Elimde buna benzer daha birçok araştırma sonucu var ve onları da fırsat buldukça paylaşacağım" diye konuştu.
Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, Ali Fuat Cebesoy tarafından sınıf ve silah arkadaşı Atatürk`e hitaben yazılan özel mektubun bir örneğini, eğer yoksa Alifuatpaşa beldesindeki Kuvayi Milliye Müzesi`ne vereceğini açıkladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Bilim Kafe’de her yönüyle Mehmet Akif konuşuldu Düzce Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın öncülüğünde başlatılan ve üniversitelerde üretilen akademik bilginin toplumun her kesimiyle buluşturmayı amaçlayan ‘Bilim Kafe’ buluşmalarına bir yenisini daha ekledi. Bilim İletişimi Ofisi ile Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü tarafından 27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’ne ithafen düzenlenen "Her Yönüyle Mehmet Akif" başlıklı bilim kafe Düzce Belediyesi Konuralp Antik Tiyatrosu Seyir Terası Çadırı’nda gerçekleştirildi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç’in konuşmacı olarak yer aldığı bilim kafe etkinliğine; Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duygu Ekinci, Toplumsal Katkı Koordinatörü Doç. Dr. Hande Bulut, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recai Özcan ve öğrenciler ile vatandaşlar katılım sağladı. Programın açılış konuşmasını yapan Toplumsal Katkı Koordinatörü Doç. Dr. Hande Bulut, Mehmet Akif Ersoy’un yalnızca bir şair değil; yaşadığı dönemi, toplumsal sorunları derin bir sorumluluk bilinciyle ele alan çok yönlü bir düşünce insanı olarak ele alınması gerektiğini vurgulayarak bu kapsamda düzenlenen bilim kafe etkinliğine katılımı için Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç’e teşekkürlerini sundu. "Her zaman zihnimde Mehmet Akif idealizmi vardı" Programa konuşmacı olarak katılım sağlayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Mehmet Akif Ersoy’a duyduğu hayranlığın ilkokul yıllarında başladığını belirterek, zihninde her zaman bir "Mehmet Akif idealizmi"nin yer aldığını dile getirdi. Mehmet Akif’in 1873 yılında Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal ve fikrî açıdan sarsıntılı bir döneminde dünyaya geldiğini belirten eden Prof. Dr. İlhan Genç, Balkanlar ve Türkistan kökenli bir aile yapısı içinde yetişmesinin, onun düşünce dünyasına çok yönlü bir bakış kazandırdığını ifade etti. Doğu ile batıyı birleştiren güçlü sentez Mehmet Akif’in eğitim hayatına da değinen Prof. Dr. Genç, Akif’in modern mektep eğitimi ile dinî ilimleri birlikte sürdürdüğünü, Baytar Mektebi’nde kazandığı sebep–sonuç temelli bilimsel bakış açısını hayatının her alanına yansıttığını aktardı. Akif’in yalnızca Doğu kaynaklarını değil; Batı edebiyatını da yakından takip ettiğini vurgulayan Prof. Dr. İlhan Genç, Victor Hugo, Tolstoy ve Emile Zola gibi isimleri okumasının, onun fikri derinliğini ve sentez gücünü artırdığını belirtti. "Mehmet Akif, neden–sonuç ilişkisini en güçlü kuran şairlerdendir" Konuşmasında Mehmet Akif’in şiir ve yazılarında sürekli olarak "neden geri kaldık?" sorusunun peşinden gittiğini ifade eden Prof. Dr. Genç, Akif’in olaylara duygusal olduğu kadar rasyonel ve analitik bir perspektiften yaklaştığını söyledi. Akif’in yalnızca bir şair değil aynı zamanda toplumsal sorunlara çözüm arayan bir fikir ve aksiyon insanı olduğunun altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad dergilerindeki faaliyetlerine de değindi. Bu yayınlar aracılığıyla memleketin meselelerini ele aldığını, maddi imkânları sınırlı olmasına rağmen idealizminden ve sorumluluk bilincinden asla ödün vermediğini ifade etti. Akademik bilgiyi toplumla buluşturarak toplumsal farkındalığın artırılmasına önemli katkılar sunan Bilim Kafe etkinliği, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi.
Kırşehir Esnaf Odaları çağrı yaptı, küçük esnaf destekledi Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği; yeni yıl öncesi şehir halkına çağrıda bulunarak hediye ve günlük alışverişlerde küçük esnafın tercih edilmesini istedi. Öztürk’ün çağrısı, kentteki esnaf tarafından da destek buldu. Birlik Başkanı Bahamettin Öztürk; yaptığı açıklamada Kırşehir’in küçük bir şehir olduğunu belirterek, internet satışları ve büyük mağazalara karşı yerel esnafın korunmasının önemine dikkat çekti. Öztürk; "Hediyeleşmelerin yoğun olduğu bu dönemlerde vatandaşlarımıza sesleniyorum. Alışverişlerinizi küçük esnaftan yapın. Bu hem esnafımıza hem de şehir ekonomimize katkı sağlayacaktır" dedi. Yapılan çağrının ardından küçük esnaf arasında da olumlu bir hava oluştu. Esnaflardan Bektaş Yıldırım, vatandaşlarda yerel esnafa yönelik bir duyarlılığın oluşmaya başladığını ifade ederek; "İnsanlar artık küçük esnafın ayakta kalması için destek olunması gerektiğinin farkına varıyor" şeklinde konuştu. Bir diğer esnaf İsa Yılmaz ise, halkın yerel esnafa karşı daha duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak; "Büyük zincirler yerine mahalle esnafının tercih edilmesi hepimizin yararına" dedi. Kırşehir’de süs eşyaları satışı yapan esnaf Müberra Can da özel günlerde yerel esnafın tercih edilmesinin önemine dikkat çekti. Can; "Anneler Günü, yeni yıl, Sevgililer Günü gibi özel günlerde yerli esnafın tercih edilmesini çok önemsiyoruz" ifadelerini kullandı. Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk; küçük esnafın desteklenmesinin şehir ekonomisinin canlı kalması açısından büyük önem taşıdığını belirterek, vatandaşları alışverişlerinde yerel esnafı tercih etmeye davet etti.