YEREL HABERLER - 20 Mayıs 2017 Cumartesi 12:37

Başkan Yılmazer 3 yılı değerlendirdi

A
A
A
Başkan Yılmazer 3 yılı değerlendirdi

Sapanca Belediye Başkanı Doç.

Sapanca Belediye Başkanı Doç. Dr Aydın Yılmazer, göreve başladığı yılından bu yana geçen 3 yıllık görev süresini değerlendirdi.


Sapanca Belediye Başkanı Doç Dr Aydın Yılmazer, göreve başladığı 30 Mart 2014 yılından bu yana geçen 3 yıllık görev süresini değerlendirdi. Başkan Yılmazer, seçim meydanlarında Sapanca halkına verdiği sözleri tek tek yerine getirmek için çalıştıklarının altını çizdi. Sapanca halkımız için ‘Marka Şehir Sapanca’ düşüncesi ile seçmenin karşısına çıktığını ifade eden Başkan Yılmazer, marka şehir ifadesini slogan bir ifade olarak kullanmadıklarını, Sapanca’nın doğal güzellikleri ve nadide vatandaşları ile kendi içinde markalaşmaya doğru ilerlediğini kaydederek, yerel yönetimler olarak bu sürece her alanda katkı sağlamaya çalıştıklarının altını çizdi.



“Uzunkum - Yanık bağlantı yolu etap etap hayata geçecek”


Uzunkum- Yanık bağlantı yolunun projesini etap etap hayata geçireceklerini anlatan Sapanca Belediye Başkanı Doç. Dr Aydın Yılmazer, “Uzunkum’dan başlayarak Yanık’a kadar devam etmesini planladığımız projemiz en önemli ve en zor projelerimizin başında yer alıyor. Bu projenin tek kalemde hayata geçemeyeceğini, etap etap ilerleyeceğini seçimlerde halkımıza anlatmıştık. Nitekim 2 bin 700 metre uzunluğundaki Uzunkum yürüyüş yolunun devamındaki atıl kalan Harmanlık yolunu bu yola ekledik. Bu yolun devamını Uzunkum Park projesi ile birleştirerek sahil bandının bu bölümünü vatandaşın hizmetine açtık. Uzunkum Parkta sadece geçen sene 80’e yakın düğün yapılırken pikniğinden, çay kahve içimine kadar geniş bir yelpaze açarak nezih bir ortam yarattık. Şimdi Arifiye sınırı ile gazinoların olduğu aradaki bantta güzelleştirme ve peyzaj çalışmaları yapacağız. Bu alana yürüyüş yolları yaparak ailelerin de buralardan istifade etmesini sağlayacağız. İkinci ve üçüncü etaplarda, suyun içinden geçen köprülerle Yanık’a kadar olan alanı yürüyüş yoluna açmak istiyoruz. Ancak bu kısmı söylendiği kadar kolay olmuyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin katkısı ve işbirliği çerçevesinde bir çalışma gerektiriyor. Bu konuda kendileri ile gereken istişareleri yapacağız. Bakınız, Sapanca sahilini de yeni oluşturduğumuz Sanat Sokağı ile bütünleştirdik. Kırkpınar sahilinde güzelleştirme çalışmaları yaptık. Allah izin verirse, bu sözümüzü şartlara rağmen yerine getireceğiz” dedi.



“Seçim meydanlarında ne dediysek o”


Bilgi Kültür evi projesinden bahseden Aydın Yılmazer, “Seçim beyannamelerimde ve meydanlarda dilimden düşürmediğim ‘Her Mahalle’ye Bilgi Kültür Evi’ projelerimde yüzde 80’lere geldim. Kurtköy’de Selçuklu mimarisi tadında bir Kültür Merkezi daha yapılacak. Kırkpınar Belediyesi eski hizmet binasını çeşitli kurslara tahsis ettim. Sapanca Hastanesi eski binasını restorasyon çalışması yaparak gençlere açtım.Rüstem paşa Camii tadilatı bitene kadar ibadethane olarak kullanılacak akabinde de gerçek amacına hizmet edecek. Allah’a çok şükür Bilgi Kültür Evleri Projelerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Seçim beyannamesinde söz verdiğimiz bir proje daha hayat buldu. Seçim zamanı katalogda HES Projesini gören bazı kardeşlerimiz ve rakiplerimiz, ‘Sayfa doldurmak için kafadan proje yazmışlar’ dese de bu projede hayalden öte geçerek kendi elektriğimizi üretecek düzeye getireceğiz. TÜBİTAK ile hayata geçen proje için Belediye kasasından üstelik tek kuruş çıkmadı” diye konuştu.


“Sahile iniş geçitleri hızlı tren geçer geçmez yapılacak”


Sahile inen geçitlerin genişletilmesi hakkında da konuşan Başkan Yılmazer, “Sapanca sahiline inen alt geçitlerin genişletilmesi, yükseltilmesi ve güzelleştirilmesi için tüm projelerimizi hazırladık ve Bakanımızla da paylaştık. DDY bu geçitleri oldukça şık ve kullanışlı bir hale getireceğini ifade etti ancak Hızlı Tren Projesi’nin tamamen hayat bulmasının ardından gerçekleştireceklerini söylediler. Jandarma, Lale Otel ve Richmond Otel’e giden alt geçitlerin çehreleri değişecek. Öte yandan Sapanca halkının Hamam beklentisi olduğunu bilerek bu projeyi gündemimize aldık. Şu an Hamam Projesi’nin kaba inşaatı bitti ve sıva aşamasına geçildi. Hamamın olduğu arazi Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne aitti. Kendimize tahsis ettirerek mezbelelik bir alanı daha topluma kazandırmış olduk. İnşaat neredeyse yüzde 70 oranında bitti. TOKİ’nin taşeron firmasının inşaatını yüklendiği Sapanca Hamamı, firma tarafından ilçe halkına armağan edildi. Biz de belediye olarak iç dekorasyonunu Engelli kardeşlerimiz için, rahatı için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Japon hibe fonundan alacağımız kredi ile bu seçim sözümüzü de yerine getireceğiz” şeklinde konuştu.



“Eğitim sözlerimiz yüzde yüz hedefe ulaştı”


Eğitim konusunda yapılan yatırımları değerlendiren Yılmazer, “Eğitimci bir Belediye Başkanı olarak bu konuda hedeflerimi yüzde yüz tamamladım diyebilirim. Sapanca’nın şu an bir elli yıl daha okul ihtiyacı yok. Sapanca İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu bitiyor. Yanık Mahallesi’ne Anadolu Lisesi gelecek. Yer tahsisine bakıyoruz. Turizm Meslek Lisesi’ni METEM kapsamında hayata geçirdik. Sapanca Turizm Meslek Yüksekokulu çok güzel işlere imza atıyor. Sapanca MYO sayemizde yeni yerinde eğitime devam etme imkânı buldu. Sakarya Üniversitesi Turizm Yüksekokulu ilçeyi farklı bir boyuta taşımak içim atılmış en değerli ve önemli adımlardan bir tanesi daha. Sapanca’da el değmedik okul bırakmadık. Eğitime bir çivi çakmak bana göre kazanılacak en önemli sevaplara arasında yer alıyor. Ben, marka şehir Sapanca’nın açılımına ‘Eğitim ve Kültür Şehri Sapanca’başlığını da ekledim ve bu hedefe doğru emin adımlarla ilerliyorum” ifadelerini kullandı.



"Yatırımcı Bekliyoruz”


Belediyenin sosyal tesis yapmak asli görevi olduğunu belirten Aydın Yılmazer, “Belediyelerin her alanda sosyal tesis yapmak asli görevi değildir. Sapanca diğer ilçelerden biraz farklı. Sapanca’nın turizmden başka şansı yok. O sebepten dolayı bu tip projeleri gündemimize alıyor, yap-işlet -devret modeli ile ihale ediyoruz. Sapanca Hacımercan ve Kırkpınar Seyir Kuleleri de zaman içinde Sapanca’da hayat bulacak. İlçe, içme suyu havzası içinde yer aldığından dolayı titiz davranılıyor. Yatırımcı beklenmesi nedeni ile ara verdiğimiz bu projeleri hemen raftan geri indiririz. Eski Belediye Başkanı döneminde başlanılan ve dört ayağı bulunan Sapanca Seyir Terasını bitirerek hizmet sektöründe uzman bir kuruma ihale ettik. Kamuoyu’nda konuşulduğu gibi, yeri satmadık. Sadece işletmeyi kiraya verdik” dedi.



“Beş yıldızlı otel çalışmalara başladı”


İtalyan kampının bulunduğu yere otel çalışmaları başladığını da belirten Yılmazer, “İtalyan Kampı bilindiği gibi mera alanıydı. Burayı meradan çıkarmak ve turizme kazandırmak için çok uğraşlar verdik. Hiçbir şey kendi kendine olmuyor. Bu durum doğanın yapısına ters zaten. Gerek Valimiz, gerek Milletvekillerimiz ve Büyükşehir Belediyemiz ile bu konuda elimizi taşın altına koyduk ve bürokratik engelleri birlikte aştık. İtalyan Kampını turizme açmanın ardı sıra 5 yıldızlı otel projesini hemen ihale ettik. Elite World markası buraya talip oldu ve adı üzerinde on numara beşyıldız bir proje ile hizmet sektörüne bir marka daha kazandırdık. Proje şu an ruhsat aşamasında. Gerekli incelemelerin bitirilmesinin ardından bir ay içinde ilk kazma vurulacak. Sapanca’ya hayırlı ve uğurlu olsun” diye konuştu.



“Sel çalışmalarımızı mahvetti”


Rekreasyon çalışmaları hakkında açıklamalarda da bulunan Yılmazer, “Kurtköy rekreasyon alanı bizden önce başlanılan ve yarım kalmıştı. Biz göreve gelir gelmez yaklaşık 300 bin TL daha harcayarak projeyi tamamlamaya çalıştık anca sel felaketi tüm çalışmaları mahvetti. Kurtköy deresinin ıslahı ve rekreasyon çalışmaları o alanda bulunan yatırımcılara artı bir değer katacaktır. Kurtköy’de de 5 yıldızlı otel projeleri hayata geçecek. Tüm bunların farkında olarak, bir sonraki adımı hesaplayıp çalışmalara o yönde ilerletiyorum ancak işler bir anda olmuyor. Biraz zaman ve sabır gerekli. Hayvanları sevmeyen , insanları sevemez derler. Biz, her zaman hayvan haklarına saygılı bir belediyecilik anlayışına sahip olduk. Bir dönem bu hususta aleyhimizde karalama kampanyası yürütülse de biz, sokak hayvanlarımıza bakış açımızdan hiç taviz vermedik. Her köşeye, yemek ve su kapları koyduk. Sokak hayvanlarını toplayarak kısırlaştırdık. Hiçbir ilçede bulunmayan Hayvan Rehabilitasyon Merkezini açarak bu sözümüzü de yerine getirdik. Bu merkeze kısmi zamanlı veteriner atadık. Kısırlaştırma çalışmaları devam ediyor. Burada bulunan sokak hayvanlarının sorumluluğunu tamamen hayvan severler ve derneklere vermedik. Aşı, mama gibi bir çok destekte bulunduk yada destek bulunulmasına katkı sağladık” dedi.



“Bitkicilere çok tekliflerde bulundum talep olmadı”


Sapanca Belediye Başkanı Doç. Dr Aydın Yılmazer sözlerinin devamında, “Seçim meydanlarında Sapanca’nın bitkicilik sektöründe gelişmesinin önemine sürekli vurgu yaparak konunun paydaşları ile ortak çalışmalar yapacağımızı sürekli dile getirdim. Süs Bitkiciliği Kooperatifi’nden şimdiye kadar bana herhangi bir talep gelmedi. Ben kendilerine Büyükşehir Belediyelerinin Park ve Bahçeler Müdürlüğünün başkanları ve yardımcılarını bir otelde ağırlamayı ve ertesi gün süs bitkileri bahçelerine tanıtım gezileri yapılmasını sundum. Bana hiçbir şekilde geri dönüş olmadı. Halbuki, böyle bir organizasyonda yakalanacak en az yüzde 20 Pazar payı bile sektöre ciddi bir ekonomik ferahlık sağlayacaktır. Ben bitkici kardeşlerime yol sözü vermiştim. Yıllarca yapılmayan Maşukiye-İzmit sınırından Kurtköy-Kırkpınara kadar olan yolu asfaltladım. Birinci etabı bitirdik. Bu sene ikinci etap çalışmaları ile bu yolu sektöre kazandıracağım. Birlikte hareket etmekte her zaman fayda vardır. Sapanca Gölü’nde yaklaşık 500 bine mal olacak güneş enerjisi ve elektrikle çalışacak dört adet saltanat kayığı projemiz şirketimiz aracılığı ile hayata geçiyor. Gerekli izinler alınır alınmaz, Yap-İşlet-Devret sistemi ile kiraya vereceğiz. Deniz bisikletleri için prosedürleri aşmaya çalışıyoruz. Su sporları branşları ile konuştuk Sapanca’ya davet ettik, henüz gelen olmadı. Her türlü su sporu projesine açık bir belediyecilik anlayışına sahibiz. Hangi kulüp gelirse gelsin gerek yer gerekse de fiziki yapı konusunda yardımcı olacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Ardahan Öğrenciler orman temizledi Ardahan’da ’Orman Benim’ kampanyası kapsamında öğrenciler orman temizliği yaptı. Orman yangınlarının önlenmesi ve vatandaşlarda orman yangınlarının çıkmasını önleme bilincinin oluşturulması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığınca gerçekleştirilen "Orman Benim" kampanyası kapsamında Cemal Tural Tabiat parkında bulunan ormanlık alanda öğrenciler çöp topladı. Etkinlikte konuşan Vali Çiçek, toplumsal duyarlılığa dikkat çekerek şunları söyledi; “Biz bu doğayı koruyarak gelecek nesillere güzel bir gelecek bırakmakla mükellefiz, zorunluyuz. Dolayısıyla bugün yaptığımız etkinlikle çevremizde toplumsal duyarlılığı arttırmamız lazım. Tarım ve Orman Bakanımızın 81 il genelinde başlatmış olduğu “Orman Benim, Çöp Atmam Yangını Önlerim” kampanyası çerçevesinde duyarlı çocuklarımız, gençlerimiz, vatandaşlarımızla birlikte tabiata bırakılan atıkları temizleyeceğiz. Bu etkinliği farkındalık amaçlı yapıyoruz. Piknik yapıldıktan sonra maalesef etrafa atıklar bırakılıyor. Çevre temizliği yaparak ulaşabildiğimiz bütün kitleye duyarlılığımız göstereceğiz. Onlardan da bu manada duyarlılık bekleyeceğiz. Vatandaşlarımızdan ricamız, lütfen doğamızı, ormanlarımızı temiz tutalım. Piknik yaptıktan sonra orman yangınlarına sebep olacak ve çevre kirliliğine neden olacak atıkları bırakmayalım” dedi. Etkinliğe katılan öğrenciler ise bu çalışmada yer almakta mutluluk duyduklarını ifade ederek, ormanları temiz tutmanın yangınları önlemek için önemine dikkati çekti. Cemal Tural Tabiat parkında düzenlenen etkinliğe Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, İl Emniyet Müdürü Gökalp Şener, İl Jandarma Komutanı Albay Ramazan Yiğit, Doğa Koruma ve Milli Parklar Ardahan İl Şube Müdür V. Fatoş Okullu, Orman İşletme Müdürü Ömür Temur ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
İstanbul Fatih’te yumruk ve kafa attığı kadının çantasını gasp eden şahıs kamerada Fatih’te bir kadın yolda yürüdüğü esnada bir şahıs tarafından saldırıya uğrayarak gasp edildi. Şahıs, yumruk ve kafa attığı kadının çantasını çalarak kaçarken o anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 1 Mayıs gece 03.00 sıralarında Fatih Katip Kasım Mahallesi’nde meydana geldi. Muzaffer Karaaslan isimli şüpheli, evine gitmeye çalışan Yıldız Haydarova’nın yanına yaklaşıp çantasını çalmaya çalıştı. Çantasını kaptırmamak için direnen Haydarova’ya, Karaaslan tekme, yumruk ve kafa attı. Saldırgan aldığı darbelerin etkisiyle sarsılan kadının çantasını alıp kaçtı. Haydarova’nın şikayeti üzerine harekete geçen Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri inceledikleri güvenlik kamera görüntülerinin ardından şüpheli Muzaffer Karaaslan’ı yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Karaaslan çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Kadını kepenklere vurarak, çantasını alıp kaçıyor" Olayı anlatan esnaf Şuayip Akdaş, “Sabah iş yerimiz açtık, memur arkadaşlar geldi. Burada bir gasp olayının gerçekleştiğini söylediler. Biz de kamera görüntülerimizi açtık, görüntülere baktığımızda bir kadının gece saat 03.00 civarlarında gasp edildiğini gördük. Kadını kepenklere vurarak, çantasını alıp kaçıyor. Adamı tanımıyorum daha önce de burada böyle olaylara şahit olduk” dedi.
Ankara Boğazından bıçaklanan kadının saldırıya uğradığı anlar kamerada Ankara’nın Sincan ilçesinde bir kadının ölümüne sebep olan bıçaklı saldırı an be an güvenlik kamerasına yansıdı.Sincan’da dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda S.K. (34) isimli şahıs, bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga ettiği Edanur K.’yi (28) boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Edanur K., hastanedeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırgan S.K. ise polis ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Dün yaşanan olay ise çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde S.K.’nin Edanur K.’ye saldırdığı anlar an be an kaydedildi.“Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı”Öte yandan, Edanur K.’nin arkadaşı olan Kader Düzgün, olayın ardından açıklamalarda bulundu. Düzgün, Edanur’un psikolojik sıkıntıları olabilir fakat hiçbir insan bu şekilde öldürülmeyi hak etmiyor. Cinayete kurban giden birçok kadınlarımız, çocuklarımız var. lütfen kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkalım. Edanur daha 27 yalındaydı. Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kızdı. Ailesi paramparça durumda, eşi de aynı şekilde. Tabi ki hepimiz hata yapabiliyoruz. Hepimizin psikolojik olarak sorunlarımız var. Kendisi de aynı şekilde psikolojik destek de alıyordu. Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı” açıklamasında bulundu.
Karabük Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu. (YE-
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır.” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu , EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) nedir Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, 1985 yılında İran, Pakistan ve Türkiye tarafından kurulan uluslararası bir kuruluş olup üye sayısı Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan’ın da katılımı ile 10’a ulaştı. Teşkilatın amacı üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmak, EİT Bölgesi içindeki ticari engelleri kaldırarak bölge içi ticareti geliştirmek ve EİT bölgesinin küresel pazarlarla bütünleşmesini teşvik etmek suretiyle üye ülkeler arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirmek olarak ifade ediliyor. Bu bakımdan EİT, Türkiye’yi Orta Asya Cumhuriyetleri ve Güney Asya ülkeleri ile bir araya getiren önemli bir platform niteliği taşıyor. (MEK-NK)