GENEL - 09 Mayıs 2018 Çarşamba 20:02

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkartmaya çalışıyorlar”

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkartmaya çalışıyorlar”

Sakarya’da gençlerle buluşan Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Sakarya’da gençlerle buluşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş yaptığı açıklamada, “Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkartmaya çalışıyorlar” dedi.


Sakarya Üniversitesinde ‘Bilgiden Bilince: Gençlerle Başbaşa’ konulu program geniş katılımla gerçekleşti. İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen programa başta Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş olmak üzere Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program açılış konuşmalarıyla devam etti. Açlıktan ölen insanların bir tarafta, tokluktan ölenlerin ise diğer bir tarafta olduğunu belirten Başkan Erbaş, Dünya’da her 3 buçuk saniyede bir insanın açlıktan öldüğünü, her 3 saniyede bir ise bir insanın fazla yemekten öldüğünü söyledi.



“Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkartmayı çalışıyorlar”


Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkarılmaya çalıştığını ifadede eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Milyonlarca insan öldürülmüştür. Mekke ve çevresinde yapılan Kabile Savaşlarından bin 600 sene sonra Batı’da din savaşları, mezhep savaşları şeklinde ortaya çıkmıştır. Bugünde aynı cehaleti sürdürmek için bir takım mihraklar boş durmuyorlar, Müslümanlar arasında mezhep savaşları çıkartmaya çalışıyorlar. Şuanda özellikle Orta Doğu’da yapılmak istenen budur. Terör örgütleri kurduruyorlar, o terör örgütlerini bir şekilde destekliyorlar, tırlar dolusu silahlar gönderiyorlar ve farklı mezhepten insanları birbirlerine öldürtüyorlar” dedi.



“İslamafobi sınırını aştı gittikçe anti İslam olmaya başladı”


Başkan Erbaş, “Onlar, Türkler toptan Hristiyanlaştı diye kandırıldılar. Türkiye’de de ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzünü ata sözü haline getirdiler neredeyse. Böyle bir karşılıklı kışkırtma oldu. Şimdi de mezhepleri birbirlerine kışkırtmaya çalışıyorlar. Bu konuda bizim uyanık olmamız lazım. İslamafobi denilen bu kavram artık islamafobi sınırını aştı, gittikçe anti İslam olmaya başladı. Fransa’da Cumhurbaşkanlığı yapmış Sarkozy isimli kişinin de içerisinde bulunduğu ve Fransa’da geçen hafta 300 kişinin imza attığı o bildiriyi görmüşsünüzdür. Öyle büyük bir cehalet var ki, sanki Kur’an-ı Kerim farklı inançlardan insanları öldürmeyi teşvik ediyormuş gibi bir mesaj var o bildirinin içerisinde. Aslında bir yalan veya yanlış, yalan değilse bile çok büyük bir yanlış var. Ben Fransızca metnine baktım Türkçe kısmında var mı bilmiyorum, orada diyor ki; 2. Vatikan Konsilinde alınan karar gereği İncillerde yapıldığı gibi diyor, tabi buda doğru değil. 2. Vatikan Konsilinden sonra İncil’den herhangi bir bölüm, herhangi bir cümle çıkarıldığı ile ilgili bir bilgi yok. Güya Yahudilere yönelik birtakım hakaretler İncil’den çıkarılmış” diye konuştu.



“Her 3 buçuk saniyede bir insan açlıktan ölüyor”


Her 3 buçuk saniyede bir insanın açlıktan, her 3 saniyede bir insanın ise tokluktan öldüğünün altını çizen Erbaş, “Dünya’yı dengede tutmak için diyorum ben buna. Ya da dengesi bozulmuş olan Dünya’nın dengesini yerine getirmek için infak, zekat bunun için, sadaka, yardımlaşma bunun için. Böyle olsaydı Dünya’da şuanda zekat müessesi çalıştırılmış olsaydı, yardım ve infak müessesi çalıştırılmış olsaydı her 3 buçuk saniyede bir insan açlıktan ölmezdi. Şuanda her 3 buçuk saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Ama denge bozuk ya, her 3 saniyede bir insan da fazla yemekten ölüyormuş Dünya’da. Açlıktan ölenler bir tarafta, tokluktan ölenler bir tarafta. İnfak çalıştırılsa, zekat müessesi çalıştırılsa, olanların olmayanlara vermesi uygulansa demek ki insanlar açlıktan ölmeyecek. 40-50 milyar dolar olsa bu insanlar açlıktan kurtulacak. Ama sadece işte süper güç dediğimiz bir ülkenin silaha ödediği para 1 trilyon dolar. 50 milyar dolar olsa bu insanlar ölmeyecek” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale 3 yıl sonra böbrek nakliyle sağlığına kavuştu Çanakkale’de, 3 yıl önce böbrek yetmezliğine yakalanan 41 yaşındaki Turan Cinislioğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezinde gerçekleştirilen böbrek nakliyle tekrar sağlığına kavuştu. Çanakkale’de yaşayan Turan Cinislioğlu (41) 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği nedeniyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Diyalize girmeye başlayan Cinislioğlu, nakil için sıra bekledi. Cinislioğlu’na, Bursa’da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden bir kadının ailesi tarafından bağışlanan böbreği başarılı bir şekilde nakledildi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Cinislioğlu’nun diyalize girme ihtiyacı kalmadı. ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, Turan Cinislioğlu’nun 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği tablosuyla hastanelerine başvurduğunu ve diyalize alındığını belirterek, "Ülkemiz şartlarında böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni hipertansiyon ve diyabettir. Turan Beyde böbrek yetmezliği gelişince hem diyalize başladı hem organ nakli için sıraya girdi. 3 yıl önce merkezimize kayıt oldu. Bu süre zarfında biz kendisini 3 kere çağırdık ama uygun böbrek bulunmadı. 10 gün önce Bursa’da motosiklet kazası sonrası beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın yakınları organlarını bağışlama kararı aldı. Organlardan bir tanesi de merkezimize uygun görüldü. Sağlık Bakanlığından gelen listede de Turan Bey ikinci sıradaydı. İlk hasta uygun olmadığı için. Turan Bey’in uygunluk testi de pozitif gelince kendisine böbreği naklettik. Ameliyatın onuncu günü idrar çıkışı 2 litrenin üzerinde. Böbrek fonksiyon değerleri de normale yaklaştı. Şu an itibarıyla Turan Bey’in artık diyalize girme ihtiyacı kalmadı. Günlük hayatını, iş hayatını eskisi gibi normal yoldan devam edebilecek" dedi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Turan Cinislioğlu, "Rahatsızlanarak ambulansla hastaneye geldiğim bir gün böbreğim alınmıştı. Cabir Hoca’yı tavsiye etmeleri üzerine Organ Nakli Merkezine başvurumu yaptım, bekliyordum. Ameliyattan korkuyordum ama ağrı sızı hissetmiyorum. Sağlığıma kavuştum Cabir Hoca’ya her gün dua ediyorum. Herkesi organ bağışçısı olmaya davet ediyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine, ÇOMÜ Hastanesine, Prof. Dr. Cabir Alan’a, hemşirelere tüm çalışanlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.