EĞİTİM - 16 Temmuz 2019 Salı 16:01

Rektör Savaşan, basınla buluştu

A
A
A
Rektör Savaşan, basınla buluştu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, Sakarya basını ile kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.


SAÜ Personel Lokalinde düzenlenen toplantıya Rektör Savaşan’ın yanı sıra Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Temel Gürdal, Prof. Dr. Hatem Akbulut, Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Genel Sekreter Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Kahraman, Sakarya Teknokent Müdürü Prof. Dr. Şakir Görmüş, SAÜSEM Müdürü Doç. Dr. Fatih Yardımcıoğlu ile Sakarya’da görev yapan yerel ve ulusal basın temsilcileri katıldı.


Rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan, toplantıda üniversitenin bir yıllık dönemini ve geleceğini değerlendireceklerini belirterek konuşmasına başladı. Sakarya Üniversitesi kampüsünde uygulamaya geçirecekleri Yaşayan Kampüs projesine değinen Savaşan, kampüsün proje sayesinde kütüphane, kongre merkezi ve etkinlikler ile çok hareketli bir noktaya geleceğini söyledi. Kantinlerin ve kafeteryaların donanımlı olması, ders çalışmaya, kitap okumaya ve vakit geçirmeye uygun olması gerektiğine dikkat çeken Savaşan, “Kütüphanelerin sürekli açık olması, spor alanlarının ve kongre merkezimizin salonlarının faal olması önemlidir ama yaşayan kampüs konsepti için yeterli değildir. Öğrencilerimiz ve personelimiz, aileleri ile kampüste hoşça zaman geçirebilmelidirler. Kampüs dersten sonra hızla uzaklaşılacak bir mekân olmaktan çıkarılmalıdır. Personel lokalini personelimizin çocukları ile gelebilecekleri ortama kavuşturduk. Gelecek dönem başına kadar kampüsümüzün sosyal ve ilave spor donatı alanları önemli ölçüde tamamlanmış olacak” dedi.



Proje aşamalı olarak hayata geçirilecek


Sakarya Üniversitesi öğrencilerine sosyal dinlence ve eğlence alanları oluşturacak olan projenin aşama aşama tamamlanacağını ve Yaşayan Kampüs Projesinin ikinci aşamasının mevcut kantinleri tek bir konseptte hizmet sunar konuma getireceğini söyleyen Prof. Dr. Savaşan, “İlk olarak enstitüler kavşağından başlayıp Merkez Kafeteryada sona eren alanda çalışmalar başlamak üzere. Burada öğrencilerin 7/24 yeşil ile iç içe zaman geçirebilecekleri alanlar ve yürüyüş yolu planlıyoruz. Bu güzergahın merkezinde ise kaliteli ve konforlu ‘Kahve Keyfi’ isminde bir mekan oluşturacağız. Ayrıca bu alanda öğrencilerin açık havada spor yapabilecekleri mekanlar da tasarladık. Üniversiteler kültürlerin de buluştuğu yerlerdir. Öğrencilere yöresel tatları da sunacağımız mekanlarımız olacak. Bu güzergahın öğretim başlamadan tamamlanmasını planlıyoruz. Yapmış olduğumuz incelemeler ve görüşmelerde üniversitedeki kantin ve kafeteryaların tek bir konsept ile şekillenmesi ve tüm kantinlerde aynı konfor, kalite ve standartların sağlanmasının gerekliliği ön plana çıktı. Bu yüzden projenin ikinci ayağında tüm kantin ve kafeteryaları tek bir yönetim çatısı altında toplayacağız. Bu amaçla da Üniversite Senatosunun aldığı karar ile Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde bir iktisadi işletme kuruldu. Bu işletme ile tüm kantin ve kafeteryaları üniversite işletecek. Bu işletme tüm alanlarda aynı kalite, konfor, standardı ve asla taviz verilemeyecek hijyeni sağlamamıza imkan sağlayacak” diye konuştu.



Girişimci üniversite olmak istiyoruz


Öğrencileri sosyal, kültürel ve spor odaklı olarak destekleyecek Sosyal Transkript uygulamasını başlattıklarını dile getiren Savaşan, bu uygulama ile sosyal etkinliklere katılan öğrencilerin bu kazanımlarının tanınacağını söyledi. Göreve geldikleri tarihten itibaren Sakarya Üniversitesindeki sorunlara yönelik olarak çalışmaya başladıklarını aktaran Savaşan, eğitim konusunda birtakım eksiklikler olduğunu, önlisans ve lisans ve lisansüstünde genel çatı yönetmelikler yayınlandığını, sektörle entegrasyon, 7+1, UMDE, fakültede sektör dersleri, eğitim laboratuvarları, doktora deneyimli öğrenci gibi konularda çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Girişimcilik endeksinde 21’inci sıraya yükseldiklerini ve Teknokent yarışmaları düzenlediklerini belirten Savaşan, uluslarasılaşma alanında ise sayı ve kalitenin artacağını, Uluslararası Öğrenci Merkezi kurduklarını ve bu merkez sayesinde uluslararası öğrencileri üniversiteye çekeceklerini kaydetti.



En iyi öğrencileri çekmeliyiz


Öğrencilerin Sakarya Üniversitesini tercihi konusunda da açıklamalarda bulunan Savaşan, Sakarya Üniversitesine en iyi öğrencileri çekmeleri gerektiğini, bu konuda Sakarya’nın da ihmal edilmeyeceğini, öğrencilerin, yerel ve ulusal basının üniversiteyi ziyaret edebilmeleri amacıyla açık günler uygulaması başlattıklarını kaydetti. Güçlü bir akademik kadroya sahip olduklarını dile getiren Prof. Dr. Savaşan, “Eğitim ve Ar-Ge için akademisyenlerimize destek veriyoruz. Atama ve yükseltme konularına ise özel önem veriyoruz” şeklinde konuştu.



Sanayi-üniversite işbirliğinde çıtayı yükselttik


Araştırma alanında da Sakarya Üniversitesinin savunma, otomotiv, siber güvenlik ve tarım gibi birçok sektöre Ar-Ge desteği verecek donanıma sahip olduğunu vurgulayan Rektör Savaşan, “Mukayeseli üstünlüğe sahip olduğumuz araştırma alanlarına odaklanarak ülkemizin politika önceliklerine en yüksek desteği verme çabasındayız. Ar-Ge stratejimizi belirledik. Araştırma merkezlerini gözden geçirdik, teknik ve sosyal alanlarda öne çıkan merkezleri daha fazla destekleyecek şekilde hazırlıklarımızı tamamladık. Teknokentimizle ve TTO ile daha sıkı işbirliği içinde çalışmaya başladık ve sanayi-üniversite işbirliğinde çıtayı yükselttik. Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları başta olmak üzere işbirliğinin önüne çıkabilecek mevzuat düzenlemelerini dikkate alarak gerekli tüm alt yapıyı kurduk” ifadelerini kullandı. Patent sayısını artıracak ve ticarileşmeyi sağlayacak bir yapısal yol haritasının eksikliğini gördüklerini belirten Savaşan, “Bunun için cihaz, malzeme ve altyapı envanterini çıkardık, dijital ortama taşıdık. Hem araştırma birimleri arasındaki koordinasyonu artıracak hem de sanayiye yeteneklerimizi gösterebilecek duruma geldik. Artık Türkiye’nin her yerinden sorunu olan sanayicimiz SAÜ ile işbirliği yaparak neleri çözebileceğini rahatlıkla görebilecek” dedi.



Bilim ödüllerimiz devam edecek


Sakarya Üniversitesinin yayın, araştırma ve proje konularında oldukça iyi bir performans gösterdiğini kaydeden Savaşan, “Şüphesiz ki alacağımız mesafe de vardır ve motivasyonu diri tutacak bir ekosistemi oluşturmak bizim görevimizdir. Yayın ve proje performansı daha yüksek olan hocalarımıza verdiğimiz bilim ödülleri ve proje takdir belgeleri, uyguladığımız teşvik mekanizmasının bir bileşenidir” diye konuştu.



Toplam 180 topluluk ile 497 etkinlik düzenlendi


Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Temel Gürdal, Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen öğrenci toplulukları ve destekleri konusunda bir sunum yaptı. Üniversitede toplam 180 topluluk bulunduğu bilgisini veren Gürdal, sosyal sorumluluk ile ilgili 18, fen bilimleri ve bilimsel araştırmalarla ilgili 24, sanat ve kültür ile ilgili 118, spor ile ilgili ise 20 topluluk bulunduğunu söyledi. Öğrenci toplulukları tarafından 2019 yılı Ocak-Haziran döneminde 207 adet etkinlik düzenlendiğini belirten Gürdal, 2018-2019 Eğitim yılında toplam olarak ise 497 adet etkinlik düzenlendiğini kaydetti.



Üniversite-Teknokent-sektör işbirliği sürdürülecek


Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hatem Akbulut da Sakarya Üniversitesinin bir yıllık Ar-Ge faaliyeti konusunda açıklamalarda bulundu. Üniversitede yapılan Ar-Ge çalışmaları ve bilimsel faaliyetlere ilişkin örnek projeler sunan ve öncelikler ile hedefler konularında bilgiler veren Akbulut, Sakarya Üniversitesinin laboratuvar ve bilimsel araştırma konularındaki alt yapı imkanlarının tanıtımının ve aktif kullanımının sağlanması amacıyla çalışma gerçekleştireceklerini, üniversite birimleri ile Teknokent-sektör işbirliğini sürdürülebilir kılmak amacıyla sistem kurulduğunu, Sakarya Üniversitesinin imkanlarını Sakarya, bölge ve ülkenin hizmetine sunmayı amaçladıklarını söyledi.



Sektör dersleri ile sanayi ve toplum ilişkileri gelişecek


Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç ise eğitim-öğretim ile ilgili yapılan çalışmaların detaylarını sundu. Prof. Dr. Tonguç, konuşmasında Eğitim-Öğretim Güncelleme ve Değerlendirme Kurulunun aktif hale getirildiğini, yapılan çalışmalar kapsamında ilk iş olarak eğitim-öğretim yönetmeliklerinin elden geçirdiklerini, sektör dersleri ile ilgili yapılan çalışmaların üniversite-sanayi ve üniversite-toplum çalışmalarının gelişmesine katkı yapacağını, Sosyal Transkipt uygulaması ile öğrencilerin eğitimleri boyunca katıldıkları sosyal faaliyetleri belgelendirdiklerini ve Girişimcilik ve Proje Yönetimi dersinin daha işlevsel hale getirildiğini anlattı. Başarılı öğrencilerin SAÜ’ye kazandırılması için “Aday Öğrenci Programını” başlattıklarını aktaran Tonguç, kurdukları Uluslararası Öğrenci Merkez Müdürlüğü birimiyle daha nitelikli ve başarılı uluslararası öğrencilerin SAÜ’ye kazandırılacağını ve uluslararasılaşmaya önem verildiğini kaydetti.



Girişimcilikte ilerliyoruz


Sakarya Teknokent Müdürü Prof. Dr. Şakir Görmüş ise girişimcilik konusuna ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Girişimcilikte çıktı bazlı bir ilerleme kaydettiklerini, öğrencileri ve akademisyenleri girişimci yapmak için çalıştıklarını aktaran Görmüş, bu konuda G-Fest adında bir yarışma düzenlediklerini ve sonuç odaklı bir Teknokent olma yolunda çeşitli adımlar attıklarını söyledi.


Toplantı, sunumların ardından soru-cevap bölümü ile devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bitki özlerinden ekmekte küflenmeyi geciktirecek katkı maddesi ürettiler Zonguldak’ta 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, bitkilerin küflenme üzerindeki etkisine bakmak için çalıştığı projesiyle, TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda bölge birinciliği kazandı. Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, ekmeklerin daha geç küflenmesini sağlayacak doğal bir madde üretti. Danışman öğretmeni Burcu Atabey Özdemir ile birlikte çalışmaya başlayan Yangın, doğadaki bitkileri ve özelliklerini araştırdı. Yangın, çevresinden öğrendiği tüketilebilir bitkilerin özelliklerine yoğunlaşarak bitki özütleri elde etti. Bu özütleri kullanarak ekmekler hazırladı. Özütlerin bitkilerde küflenme süresi üzerindeki etkisini inceledi. Ot çayı özütünün küflenmeyi geciktirdiğini gözlemleyen Yangın, aynı özütleri kullanarak oluşturduğu biyobozunur ambalajlarında ekmeklerde aynı etkiyi gösterdiğini gözlemledi. Ayşe Eslem Yangın, projesiyle TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Ankara Bölge Finali’nde 1. olarak Türkiye Finali’ne katılmaya hak kazandı. Projesini gazetecilere anlatan Yangın, “Doğal gıda katkı maddeleriyle küflenmeyi önleyelim adlı proje yaptım. Bu projeyi yapmamın sebebi de bitkilerin küflenmeye olan ilgisine bakmak. Küflenme dünyanın bir sorunu olduğu için ben bu sorunu biraz da olsa engellemek istedim. Bazı bitkileri kullanarak bunların özlerini çıkartıp hem biyobozunur ambalaj hem de bunlardan ekmek yaptım. Bitki özütlerini soxhlet ekstraksiyon cihazında özütledim. Özütleme işlemi sonunda da özütleri kahverengi cam şişelere koyarak +4 derecede buzdolabında sakladım. Sonra bunlardan ekmek yaptım. Ekmekte sadece su yerine bitki özütlerini kullandım. Kullandığım bitkiler ot çayı, kuşburnu, ayva yaprağı, çakal eriği bu bitkilerin özütleriyle hazırlanan ekmekleri streç filme sararak her hafta boyunca ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Sonra bunları bir grafik haline getirdik. Ot çay özütü katkılı ekmek üç hafta boyunca küflenmeden dururken diğerleri küfleniyor. Ot çayı özütü katkılı ekmek dördüncü hafta başlarında küfleniyor. Ekmekleri desteklemek için biyobozunur gıda ambalajları yaptık. Biyobozunur gıda ambalajlarının içerisine gliserin, saf su, bitki özütü ve jelatin kattık. Bunları yaptıktan sonra kalıplara dökerek 24 saat boyunca oda koşullarında beklettik. Katkısız ekmekleri bunların içerisinde iki hafta boyunca beklettik. Ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Ot çayı özütü katkılı biyobozunur ambalajına sarılı ekmek dilimlerinde hiç küflenme olmuyorken katkısız biyobozunuru gıda ambalajına sarılı ekmek diliminde küflenme en fazla oluyor. Benim önerilerim ot bitkisinin kimyasal içeriği konusunda üst derece bilimsel araştırmalar yapılabilir. Küflenmeyi önleme mekanizması anlaşılabilir. Hem sadece ekmekte değil diğer gıdalar ve raf ömrünün arttırılıp arttırılmayacağına bakılabilir. Ben bu projem ile TÜBİTAK Ankara bölge birinciliğini elde ettim” dedi. Projesinin ekmek israfına da olumlu katkılarının olabileceğini sözlerine ekleyen Yangın, “İnsanlar ekmeği çok alıyor. Çok alınınca da yenmeden çöpe atılıyor. Ayrıca bu bitki özütlerini katarak ekmeğin ömrünü uzattıkça yenme süresini arttırıyor. Bu bitkileri ben amcamla yazın tarlaya çıktığımda topluyordum. Bu bitkilerden ot çayı bölgemize has bir bitkidir” ifadelerini kullandı.