ÇEVRE - 30 Temmuz 2020 Perşembe 22:22

Sakarya’nın saklı kalmış cennetini besleyen dere siyaha büründü

A
A
A
Sakarya’nın saklı kalmış cennetini besleyen dere siyaha büründü

Sakarya’nın Kaynarca ilçesinden başlayan ve Karasu ilçesinde bulunan saklı kalmış cennet Acarlar Longozuna dökülen dere kirlilikten siyaha bürünürken, vatandaşlar bu duruma tepki gösterdi.

Sakarya’nın Kaynarca ilçesinden başlayan ve Karasu ilçesinde bulunan saklı kalmış cennet Acarlar Longozuna dökülen dere kirlilikten siyaha bürünürken, vatandaşlar bu duruma tepki gösterdi. Acarlar Longozunu besleyen siyaha bürünmüş dere ise havadan da görüntülendi.


Kaynarca ilçesinde başlayıp Karasu ilçesindeki Türkiye’nin tek parça halinde olan en büyük longozu olma özelliği taşıyan Acarlar Longozunu besleyen Ortaköy Deresi siyaha bürünürken, mahalle halkı ise bu duruma tepki gösterdi.


Kaynarca ilçesindeki tavuk kesimhanesinin dereye atıklarını atması sonucu derenin pislendiğini iddia eden Ortaköy Mahalle Muhtarı Muzaffer Aydın, gerekli mercilere şikayetlerde bulunduğunu ve gerekli işlemin yapılması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda rengi değişen derenin kokusundan da rahatsız olduklarını belirten Aydın, hayvanların kirlenmiş dereden su içtiklerini ve derede yaşayan canlıların ise öldüğünü dile getirdi. Kaynarca ilçesinden Acarlar Longozuna gelen derenin kirliliğinden söz eden işletme sahibi Cihan Emre ise ziyaretçi akınına uğrayan longozun gelecek nesillere miras kalması için yetkililerin duruma bir an önce müdahale etmesi konusunda çağrıda bulundu.


Doğa harikası olan longozu besleyen dereye bir an önce çözüm bulunmasını isteyen Acarlar Longozu işletme sahibi Cihan Emre, “Sakarya ilimizin Kaynarca sınırından başlayıp Karasu sınırına kadar gelen 23 kilometrelik su basar ormanın çıkış noktasında bulunmaktayız. Bölgemiz Sakarya için ve Türkiye için de potansiyeli çok yüksek olacak olan nilüfer çiçeklerinin en çok açan su basar ormanıdır. Çocuklarımıza bırakacak olacağımız bu dünya ve doğa harikası güzellik son günlerde yerel ve ulusal basında longoza atıkların gelmesi ile ilgili derelerden ve kimyasal olabilecek hayvan atıklarıyla gündeme geldi. Kaynarca sınırında meydana gelen bu atıkların longoza ulaşan atıkların bir vakit sonra bu doğa harikasının nilüfer çiçeklerinin açtığı bölüme ulaşmaması için çalışmalar yapılmalı. Bu doğa harikasının korunması için yetkililere çağrıda bulunmak istiyoruz” dedi.


Eskiden su içtikleri derede şimdi ise balıkların öldüğünü, derenin siyaha büründüğünü ve yetkililerden yardım istediklerini dile getiren Ortaköy Mahallesi Muhtarı Muzaffer Aydın, “Bu longozu besleyen deremiz yıllardır bizim suyunu içtiğimiz, balık tuttuğumuz, tertemiz cam gibi su. Derenin başındaki kesimhane veya tavuk çiftliği atık pisliklerini bu kanala bırakmakta biz bu durumu CİMER’e, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, kaymakamlıklara ve belediyeye bildirerek şikayetlerimizi yaptık. Bu durumun bir türlü önüne geçemedik. Gezip oynadığımız su içtiğimiz derede bir tane canlı hayvan kalmadı. Balık, kuş, yılan, ördek ne varsa hepsi öldü. Kanalımız simsiyah gübre şeklinde ve etrafa hastalık saçmakta. Devlet büyüklerimden bir an önce bunun önlemini almalarını rica ediyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.