GÜNDEM - 28 Nisan 2024 Pazar 12:29

Bu da seyyar demirci: İlçe ilçe dolaşıp tamirat yaparak geçimini sağlıyor

A
A
A

Sakarya’da seyyar demircilik yapan 51 yaşındaki adam, Akyazı ve Hendek ilçelerinin mahallelerinde kurduğu tezgahta vatandaşlara hizmet veriyor.

Dede ve babasından kalma demircilik mesleğini 40 yıldır sürdüren 51 yaşındaki Yılmaz Yanık, Sakarya’nın Akyazı ve Hendek ilçelerinin mahallelerinde kurduğu seyyar tezgahta sürdürüyor. Çırağı olmadığı için eşiyle işini icra eden yanık, mahalle sakinlerinin gereçlerini tamirat ve tadilat yaparak elde ettiği kazançla geçimini sağlıyor. Eşine melekte yardımcı olan Songül Yanık, “Eşime yardım ediyorum, akşam saatlerinde ise evimize gidiyoruz. Çok yoğun olduğu zamanlar da ise kalıyoruz hatta şuan çok yoğun bir zaman ve kalmak zorundayız. İyi ve kötü insanlarla karşılaşıyoruz ama çok şükür bir sıkıntımız yok” dedi.

“Mahallelere tezgah kurarak geçimimizi sağlıyoruz”

11 yaşında dedesinden ve babasından öğrendiği mesleği devam ettiren Yılmaz Yanık, “Bu bize dede ve babadan kalma bir mesleğimiz. Mahalleleri gezerek vatandaşların bağ ve bahçede kullandığı kazma, çapa, tırmık gibi gereçlerin tamiratını yapıyoruz. Mahallelere tezgah kurarak geçimimizi sağlıyoruz. Eşim bana yardımcı oluyor, ikili bir şekilde mesleği yapıyoruz. Vatandaşlar benden memnun bende onlardan memnunum neticede onların işini yapıyoruz. İyi, kötü paramızı kazanıp geçimimizi sağlıyoruz” diye konuştu.

Kadir Kazın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kamuda Tasarruf ve Verimlik Paketi açıklandı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni açıkladı. Yılmaz, yaklaşık 65 yıldır Türkiye’de tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapıldığını ifade etti. Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı hükümetler döneminde ise 10 adet genel yürürlüğe konulduğunu hatırlatarak, sonuncusunun 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamalarının belli kurallara bağlandığı belirtildi. Yılmaz, son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkardığını söyledi. 16 Nisan Kabine Toplantısı akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Vadeli Programın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade ettiğini hatırlatan Yılmaz, "6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde ’Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda’ tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir. 7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise ‘bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz’ ifadelerini kullanmışlardır. Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur" diye konuştu. Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptıkları bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olduğunu söyleyen Yılmaz, "Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir. Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir. Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Geçen yıl yaşanan depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyetinin 104 milyar doları bulduğunu bildiren Yılmaz, "Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir. 2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki ortadadır. Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir. Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır. Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Yılmaz, ortaya koydukları yeni paketin bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttükleri kararlı mücadeleye katkı sunduğunun altını çizdi. “Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşımaktadır” Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Programın da bu temel çerçeve ile şekillendirildiğini aktardı. Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırmasının daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranının artmasına ve daha az cari açığa yol açacağını ifade eden Yılmaz, “Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır” açıklamalarında bulundu. Orta Vadeli Programın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını belirten Yılmaz, “Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır. Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti oldukça olumlu bir performans sergilemiştir. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu. Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketinin geçmişten bazı farklılıklar da arz ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır. Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir” dedi. Yapılacak idari düzenlemelerin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlandığını vurgulayan Yılmaz, “Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi. Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum. Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibine, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teşekkür etti.
Adana “Bir dal çiçek istediler” o serasını kurup kendi işinin patronu oldu Adana’nın Kozan ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi Rukiye Çeri, evde hobi olarak baktığı ve evine gelen misafirler tarafından çok beğenilen çiçekleri herkes isteyince eşinin desteği ile kendi işinin patronu oldu. Rukiye Çeri Kozan’da evlerinin balkonunda hobi olarak 4 yıl önce çiçek yetiştirmeye başladı. Evine misafir olarak gelenle ve akrabaları çiçekleri beğenip birer dal istemeye başladı. Çeri, bu taleplere yetişemeyince çiçek serası kurma fikri doğdu. Bunun üzerine Çeri’nin eşi Ömer Çeri’nin desteğiyle kendi serasını kurdu. Eşinin desteği ile kendi işinin patronu olduğunu aktaran Rukiye Çeri, “Çocukken herkesin öğretmen olma hayali vardı. Benim ise hayalim botanik bahçemin olmasıydı. Bu nedenle hobi amaçlı balkonda çiçek yetiştirmeye başladım. Balkondaki çiçeklerimi gören herkes bir dal istemeye başladı. Her gelen isteyince eşim ’emek veriyorsun’ dedi ve ’bunu ticarete dönüştürelim’ dedi." diye konuştu. Çeri, daha sonra sera kurduklarının altını çizerek şöyle devam etti: "Tayland’dan özel getirilen ve kurumayacak Çukurova iklimine uygun çiçekler üretiyorum. Hafta sonu çok yoğun oluyor. 50 saksı ile başladım şimdi binlerce çiçeğim oldu. Ben çiçek isteyenlere hayır diyemezdim. Eşim bu durumu görünce ’Sen emek veriyorsun gelen misafir alıp gidiyor ben sana destek vereyim işini kur’ dedi. Eşim yanımda durdu ve bunu başardık. Hayallerime kavuştum." Eşinin iş kurması için destek veren Ömer Çeri ise, “Eşim 50 -60 saksı ile başladı. Yüzlerce çeşit binlerce saksı oldu. Eşim yetiştirip hep hediye veriyordu. Gelen yine alsın yine hediye verelim ama bu senin gelirin oldun. Şimdi kendi İthal özel türlerini üretiyor. Çukurova sıcağına dayanan günlük değil ömürlük olan çiçekleri yetiştiriyor. Türkiye’nin dört bir yanından çiçekçiler geliyor. Talep güzel. Bu kadar büyüyeceğini tahmin etmiyordum. Bir kadın emek verdikten sonra başaramayacağı hiçbir iş yok” diye konuştu.
İstanbul Kadıköy’de motosikleti yayaların üzerine sürerek dalga geçen sürücü yakalandı Kadıköy’de motosikleti yayaların üzerine sürerek dalga geçtiği anları sosyal medya hesabında paylaşan sürücü yakalandı. Şüpheli hakkında toplamda 10 bin 662 TL para cezası kesilirken, “trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek” suçundan soruşturma başlatıldı. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Sivil Trafik Ekipleri, bir şahsın motosikleti yayaların üzerine sürerek korkuttuğu görüntüleri sosyal medyadan paylaşması üzerine harekete geçti. Ekipler, 2 Nisan tarihinde Kadıköy Fahrettin Kerim Gökay Caddesi üzerinde motosikleti yayaların üzerine sürerek korkutan ve onlara bağırarak sosyal medyada dikkat çekmeye çalışan C.S. isimli sosyal medya kullanıcısını tespit etti. Sürücü C.S. hakkında 2918 sayılı KTK’nın ‘Kırmızı ışık kuralına uymamak’ maddesinden bin 506 TL, ‘Trafik işaret levhalarına uymamak’ maddesinden 690 TL, ‘Motosikleti yaya yolunda kullanmak’ maddesinden 1506 TL, ‘Kamunun rahat ve huzurunu bozacak şekilde araç kullanmak’ maddesinden 690 TL, ‘Kavşaklara yaklaşırken yayaya geçiş hakkı vermemek’ maddesinden 3bin 135 TL, ‘Yaya geçitlerinde yayaya yol vermemek’ maddesinden 3 bin 135 TL olmak üzere; toplamda 10 bin 662 TL trafik idari para cezası uygulandı. Şahsın sürücü belgesi 100 ceza puanı aşımından dolayı 2 ay süreyle geçici olarak iptal edildi. Sürücü C.S., “Trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek” maddesinden adli işlem yapılmak üzere Hasanpaşa Şehit Kadir Yıldırım Polis Merkezi Amirliği’ne teslim edildi.
Mersin "Hareketsiz yaşam, baş dönmesini tetikliyor" Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ali Çekiç, baş dönmesine en sık kulakla ilgili sorunların neden olduğunu belirterek, “Kristal oynaması diye nitelendirdiğimiz pozisyonel vertigoda iç kulaktaki denge merkezinden kristal şeklinde mikroskopik düzeydeki parçacıklar, yine iç kulakta yer alan yarım daire kanallarına kaçak yapar. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, kafa travmaları, stres, hareketsiz yaşam tarzı ve rakım değişiklikleri bu hastalığı tetiklemektedir" dedi. VM Medical Park Mersin Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ali Çekiç, kulakla ilgili baş dönmeleri hakkında açıklamalarda bulundu. Toplumun yüzde 5 ila 10’da görülen baş dönmesine (vertigo) en sık kulakla ilgili sorunların neden olduğuna değinen Çekiç, “En sık karşılaştığımız sebepler; iç kulak kristallerinin yerinden oynaması olarak tanımlanabilen pozisyonel vertigo, denge sinirinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan vestibüler nörit ve iç kulak sıvı basıncının artması şeklinde nitelenen meniere hastalığıdır” diye konuştu. "Pozisyonel vertigo baş dönmesi yapar" Vertigo hastalığı hakkında bilgi veren Çekiç, “Kristal oynaması diye nitelendirdiğimiz pozisyonel vertigoda iç kulaktaki denge merkezinden kristal şeklinde mikroskopik düzeydeki parçacıklar, yine iç kulakta yer alan yarım daire kanallarına kaçak yapar. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, kafa travmaları, stres, hareketsiz yaşam tarzı ve rakım değişiklikleri bu hastalığı tetiklemektedir. Genellikle ataklar halinde belli pozisyonlarda şiddetli baş dönmesi, bulantı ve kusmalarla seyreder. Çeşitli pozisyonel testlerle tespiti kolay yapılabilir. Çeşitli manevra teknikleriyle de tedavisi kolaydır” dedi. Hastalığın en sık karşılaşılan ikinci sebebinin ise bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonucu denge merkezindeki sinirlerin iltihaplanması sonucu ortaya çıkan vestibüler nörit olduğunun altını çizen Çekiç, “Hastalık zamanla kendiliğinden geçse de hastanın günlük yaşantısında yaşayacağı denge bozukluklarının rehabilitasyonu önem taşımaktadır” şeklinde konuştu. "Meniere hastalığı" Meniere hastalığının da baş dönmesine neden olabileceğine işaret eden Çekiç, “İç kulakta endolenf denilen sıvıda anormal artış ve sıvının emilmesinde problem nedeniyle iç kulak kapsülündeki şişme sonucu oluşan meniere hastalığı da ciddi bir baş dönmesi nedenidir. Baş dönmesinin yanı sıra atak sırasında oluşan işitme kaybı, çınlama ve kulakta dolgunluk hissi eşlik eden diğer belirtilerdir. En önemli sorunlardan birisi atak sonrasında işitmenin kısmen düzelmesi ancak her atak sonrası kalıcı işitme kayıpları oluşmasıdır. Labirentit akustik nörinom gibi daha birçok kulakla ilgili daha seyrek görülen baş dönmesi sebepleri de vardır. Hastalık daha çok 40 yaş üzeri kadın hastalarda daha sık görülmektedir” dedi. "Düzenli uyku önemli" Op. Dr. Çekiç, medikal ve cerrahi tedaviler, rehabilitasyonlar ve manevralarla baş dönmesi hastalıklarının genellikle düzelebileceğini söyledi. Çekiç, dikkat edilmesi gereken unsurları ise, "Düzenli uyku ve stresten uzak durma, günlük düzenli yürüyüş yapmak, aşırı yağlı, tuzlu veya işlenmiş gıdalardan uzak durmak, kahve tüketimini azaltmak, erken dönemde rakım değişikliğine yol açan yolculuklardan kaçınmak, ani pozisyon değişikliği gerektiren ağır sportif egzersizler yapmamak, vestibüler yani denge merkezinin daha çabuk adapte olmasını sağlayacak bazı egzersizleri yapmak" olarak sıraladı.