ASAYİŞ - 17 Temmuz 2025 Perşembe 19:24

Oba Makarna fabrikasının patlamasında sanıklar ilk kez hakim karşısında

A
A
A
Oba Makarna fabrikasının patlamasında sanıklar ilk kez hakim karşısında

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 15 Eylül 2024’te 5 kişinin hayatını kaybettiği, 26 kişinin yaralandığı OBA Makarna fabrikasındaki patlamaya ilişkin 1’i tutuklu 6 sanık, hakim karşısına çıktı. Savunmasını veren tutuklu sanık fabrika müdürü, "Değirmen bölümünde toz toplama sistemi kurulmuştu, sonrada bu sistem genel müdür A.E.’nin isteğiyle söküldü. Ben olsam sistemi söktürmezdim. Sistem sökülmeseydi patlama olmazdı" dedi.


Anadolu Otoyolu Hendek gişeleri mevkiinde faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü meydana gelen patlamada 1 kişi hayatını kaybetmiş, 30 kişi de yaralanmıştı. İtfaiye ekiplerince devam eden soğutma çalışmaları esnasında fabrika içerisinde Mesut Şimay’ın (27) cansız bedeni bulunmuştu. Patlamada ağır yaralanan Eray Kızıldağ (22) 4 Ekim’de, Güven Albayrak (24) 9 Ekim’de, Merve Menteş (26) 10 Ekim’de, Naim Karagüzel (35) de 14 Ekim’de tedavi gördükleri hastanede hayatlarını kaybetmişti. Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma çerçevesinde aralarında fabrika sahipleri ve yöneticilerinin de bulunduğu 9 kişi ifadeye çağrılmış, sorgu ve işlemlerinin ardından şüphelilerden 7’si hakkında gözaltı kararı verilmişti. İfade ve işlemlerin ardından adliyeye sevk edilenlerden fabrika müdürü V.U. tutuklanmış, aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 5 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmıştı. Gözaltına alınan şüphelilerden biri de savcılıktaki sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı. Şüpheliler yönetim kurulu başkanı M.M.Ö. ve olay tarihinde fabrikanın genel müdürü A.Ö. ile satın alma sorumlusu İ.A. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. Hususa ilişkin olarak Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, fabrika müdürü V.U. ile tutuksuz iş güvenliği uzmanı D.T., patlamadan korunma dokümanı hazırlayıcısı İ.B., elektrik bakım sorumlusu Y.T. ve değirmen sorumlusu Ö.K.’nin "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar, idari işler sorumlusu C.B.’nin ise "taksirle bir kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi isteniyor.


Sanıklar ilk kez hakim karşısında


Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık fabrika müdürü V.U. tutuksuz sanıklar iş güvenliği uzmanı D.T., elektrik bakım sorumlusu Y.T. ve idari işler sorumlusu C.B., patlamada bazı yaralananlar ile bir kısım hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Patlamadan korunma dokümanı hazırlayıcısı İ.B. ve değirmen sorumlusu Ö.K. ise duruşmaya bulundukları illerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Yoklama, kimlik tespiti ve iddianamenin kabul kararının okunmasının ardından sanıkların savunmalarını gerçekleştirdi.


"Sistem sökülmeseydi patlama olmazdı"


Savunma için söz hakkı verilen fabrika müdürü tutuklu sanık V.U., "Ben 31 yıldır makarna firmalarında çalıştım. Oba Makarna’dan teklif gelince buraya geçtim. Fabrikada görevim, patronların talimatlarını uygularım. Patlamanın olduğu gün telefonla arandıktan sonra fabrikaya geldim. Ben Bolu’da ikamet ediyorum. Fabrikadan içeri girdim ve yangın devam ediyordu. Ben fabrika içinde 20 saate yakın söndürme çalışmalarına katıldım. Patlamadan sonra bana ‘C’ sınıfı imza yetkisi verildi. Ben patronların talimatları dışına çıkmam. Değirmen bölümünde toz toplama sistemi kurulmuştu, sonrada bu sistem genel müdür A.E.’nin isteğiyle söküldü. Ben olsam sistemi söktürmezdim. Sistem sökülmeseydi patlama olmazdı. Sistem söküldüğünde istifa dilekçesini verdim. Ondan sonra bana ’Sen değirmene karışma, makarnayla ilgilen’ dendi. Patlamadan önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetime geldi. Belirlenen eksiklikler giderildikten sonra tekrar denetime gelinince denetimden geçtik. Denetimden geçen bir fabrika neden patlar bilmiyorum burada bir ihmal var ama nasıl olduğunu bilmiyorum. ‘C’ sınıfı ima yetki belgesini ben cezaevinde öğrendim" dedi.


"Benim yetkim ve sorumluluğum yoktur"


Savunasını yapan iş güvenliği uzmanı tutuksuz sanık D.T., "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 37 maddelik eksik çıkardı. Biz o eksiklikleri tamamladık. Ben tutuklu sanık V.U. ile irtibattayım. Benim muhatabım o dur. Ben patlamaya kadar fabrika sahiplerini bile göremedim" derken değirmen sorumlusu tutuksuz sanık Ö.K., "Tutuklu sanık V.U. beni işe aldı. Benim yetkim ve sorumluluğum yoktur. Ben V.U.’yu fabrika müdürü olarak biliyorum. Ben değirmene alınacak her parçayı V.U.’ya söylerim çünkü fabrika müdürü o dur. 10 aydır ev hapsindeyim beratımı talep ediyorum" diye konuştu.


"Olaydan 45 dakika önce değirmen pano odasında bir kişinin sigara içtiği görülüyor"


2017’de fabrikada elektrik bakım teknisyeni olarak işe başladığını, daha sonra ayrıldığını belirten elektrik bakım sorumlusu tutuksuz sanık Y.T., "2023 yılında yeniden işe başladım. Olayı arkadaşlarımın aramasıyla öğrendim. Yangını söndürme çalışmalarına yardım ettim. Bilirkişi raporunu ve suçlamaları kabul etmiyorum. Olaydan 45 dakika önce değirmen panosunda bir kişinin sigara içtiği görülüyor, patlamaya bu sebep olmuş olabilir. Olayın aydınlatılması için katkıda bulundum" şeklinde konuştu.


Tutuksuz sanıklar patlamadan korunma dokümanı hazırlayıcısı İ.B. ve idari işler sorumlusu C.B. de talimat duruşmasında verdikleri savunmalarını tekrarladıklarını söyledi. Söz alan patlamada hayatını kaybeden Merve Menteş ve Naim Karagüzel’in yakınlarıyla yaralanan S.A., Ü.K. Z.E. de şikayetçi olduklarını belirterek, davaya katılma talebinde bulundu. Görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanık V.U.’nun tutukluluk halinin ve sanıklar Y.T. ile Ö.K. hakkında bulunan "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol kararının devamını talep etti. Söz verilen V.U. ve avukatları tahliyesini talep ederken, Y.T. ve Ö.K.’nin müdafileri de adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi. Müşteki avukatları da mütalaaya katıldıklarını belirterek, yönetim kurulu başkanı M.M.Ö. ve olay tarihinde fabrikanın genel müdürü A.Ö. hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise sanık V.U.’nun tutukluluk halinin devamına, sanıklar Y.T. ile Ö.K. hakkında bulunan "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol kararının kaldırılarak imza şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.