GENEL - 05 Nisan 2019 Cuma 11:23

SAÜ’de, ’Modern Tıpta Etik ve Felsefi Sorun Alanları’ konulu seminer düzenlendi

A
A
A
SAÜ’de, ’Modern Tıpta Etik ve Felsefi Sorun Alanları’ konulu seminer düzenlendi

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde “Modern Tıpta Etik ve Felsefi Sorun Alanları” konulu bir seminer düzenlendi.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde “Modern Tıpta Etik ve Felsefi Sorun Alanları” konulu bir seminer düzenlendi.


Gerçekleşen seminer kapsamında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan İlkılıç konuşmacı olarak katıldı. Modern tıbbın içinde barındırdığı felsefi sorunları daha iyi açıklamak istediğini belirten Prof. Dr. İlkılıç, seminerde hayatın başlangıcı, kök hücre araştırmaları, hayatın sonu ve beyin ölümü gibi konuları ele aldı.


İnsan embriyosunun ahlaki statüsünü belirleyen argümanlardan bahseden Prof. Dr. İlkılıç, bu argümanlardan yola çıkarak daha önce üzerinde çalışılmamış ve bugün tıpta önemli bir yere sahip olan kök hücre çalışmalarının ahlaki boyutuna dair açıklamalarda bulundu. İnsan embriyosu hakkındaki görüşlerden bahseden Prof. Dr. İlkkılıç, “Yapılan araştırmalarla ortaya çıkan değerli bir bilgi için bir embriyonun hayati fonksiyonlarını bitirmeniz gerekebiliyor. Kök hücre çalışmaları, ahlaki sorunların ortaya çıkışında etkili olmuştur. Ahlaki değerlendirme yaparken bakmamamız gereken kıstaslar; embriyonun ahlaki statüsü, bilgi elde etmenin değerli olması, sağlığı korumanın ve tedavinin değeridir” şeklinde konuştu.


Seminerin ikinci kısmında ölümün tanımı, ölüm kriterleri ve beyin ölümü hakkındaki yaklaşımlardan bahseden Prof. Dr. İlkılıç, “İnsanın ölümünün tanımlanabilmesi için aslında kalp ve solunumun değil, beynin geri dönüşümsüz olarak fonksiyonlarını yitirmesine beyin ölümü diyoruz. Aynı zamanda insanın ölümü olarak kabul ediyoruz. 1968 yılından sonra yapılan araştırmalar ve radikal bir kararla bu görüş benimsenmeye başlar. Artık kalbi ve solunumu duran değil, beyni duran insan ölüdür” dedi.


Beyin ölümünü insan ölümü kabul eden ve etmeyen görüşlerin savunduğu argümanları anlatan Prof. Dr. İlkılıç, katılımcılarla organ naklinin yapılıp yapılmamasının ve insan hayatının değerinin ahlaki boyutlarını tartıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.