GÜNDEM - 16 Mart 2025 Pazar 22:57

Ticaret Bakanı Bolat: "2026’da bütçe açısından rahatlama olacak"

A
A
A
Ticaret Bakanı Bolat: "2026’da bütçe açısından rahatlama olacak"

Bir dizi programa katılmak için Sakarya’ya gelen Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Sakarya’da iş insanları, STK temsilcileri ve esnaflarla bir araya geldiği programda konuştu. Bolat, "2026’da bütçe açısından daha bir rahatlama olacak. İş dünyası, emekliler, işçi, çiftçi, memur, esnaf her kesimin daha da rahatlayacağı, daha bir bolluk dönemi Allah’ın izniyle başaracağız" dedi.

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, bir dizi programa katılmak üzere Sakarya’ya geldi. İlk olarak Sakarya Valiliği’ni ardından Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve AK Parti Sakarya İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Bolat, Serdivan ilçesinde bulunan bir salonda AK Parti İl Başkanlığının düzenlediği ‘İş İnsanları, Esnaf, Eşraf ve İş Dünyası İftar’ programına katıldı. Burada iş insanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve esnaflar ile bir araya gelen Bakan Bolat, son 25 yılda yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye’deki her kesimin 2026 yılında bütçe açısından bolluk yaşayacağının altını çizdi.

"Son 25 yıl çok ciddi olaylar ile geçti"

2002 yılından beri siyasi istikrar anlamında güçlü ve istikrarlı bir dönemi geçirdiklerini ifade eden Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, "Büyük bir heyecanla başlayan 2000’li yıllar dünyaya mutluluk getirmedi. Çok ciddi çalkantılar, çok ciddi bunalımlar, uluslararası sıkıntılar ekonomide, ticarette, salgınlar, felaketler, savaşlar yoğun bir şekilde bu 25 yıl geldi, geçiyor. Bunu görmeden işte benim işim şöyle oldu, benim şehrim böyle oldu, benim ülkem şöyle oldu diye tek başına analiz yapmak, muhakeme yapmak yeterli olmayacaktır. Çünkü biz bir adada yaşamıyoruz. Biz bu dünyanın bir parçasıyız. Avrasya coğrafyasının merkezinde bulunuyoruz. Ve bizim coğrafyamız Asya-Avrupa’yı birleştiren, Afrika’yı birleştiren, kıtaların buluştuğu, çok nadide bir coğrafya. Herkesin gözünün olduğu ve özellikle de Türkiye’yi istikrarsızlığa sevk ederek daha önce birinci dünya savaşında da olduğu gibi Türkiye için çok da halisane niyetler beklemedikleri cennet gibi bir vatanımız var. Bu şartlar altında baktığımızda siyasi istikrar en önemli unsurların başında geliyor. Biz 2002’den bu yana siyasi istikrar anlamında güçlü ve istikrarlı bir dönemi Allah’a şükür yaşadık. Elhamdülillah devletimiz, hükümetimiz kimseyi açıkta bırakmadı. Gelir desteği, kira desteği ve özellikle işten çıkarılanlar için, işsizlik sigortası gibi birçok desteklerle iş dünyasına kol kanat germeye devam ettiler" dedi.

"Son 22 yılda yüzde 5,3 yıllık reel büyüme kaydettik"

Dünya bankası sınıflandırmasına göre Türkiye’nin artık üst gelirde yer alan ülkeler ligine yükseldiğini belirten Bakan Bolat, "Son 22 yılda yüzde 5,3 yıllık reel büyüme kaydettik. 2002’de 230 milyar dolar olan milli gelirimiz geçen yılı 1 trilyon 322 milyar dolar milli gelirle kapattı ve dünya bankası sınıflandırmasına göre Türkiye artık üst gelirde yer alan ülkeler ligine yükseldi. Milli gelirimiz kişi başına da 3 bin 600 dolardan 15 bin 463 dolara yükseldi. İhracatımız 36 milyar dolar mal ihracatından 262 milyar dolara, hizmetler ihracatımız 14 milyar dolardan 115 milyar dolara yaklaşık 7 buçuk katı yükseldi. İstihdamımız 2002’de 21 buçuk milyon kişiyken Ocak ayını 32 milyon 600 bin kişi ile kapattık. Yani 11 milyon yeni istihdam kazandık. Eğer siyasi istikrar olmasaydı kavga, gürültü, anarşist, huzursuzluk olsaydı böyle bir ekonomik büyüme olabilir miydi? Olamazdı" diye konuştu.

"Depremin faturası 2023 bütçemizin yüzde 40’ydı"

Son yıllarda yaşanan olayların ülkeye verdiği mali zarardan bahseden Bakan Ömer Bolat, "Şimdi hatırlayalım korona salgınını bitirdik tam düze çıkacağız Rusya-Ukrayna savaşı patladı. Doğal gaz fiyatları 4 katı petrol fiyatları 2 katı yükseldi. 3 yıl önceden bahsediyorum ve bizim 60 milyar dolar olan enerji faturamız 100 milyar dolara çıktı o süreçte. Ekonomik cepheye baktığımızda savaş patlak verince, gıda fiyatları, enerji fiyatları birden yükseldi ve çok yüksek enflasyon süreci yaşandı. 2023’te tam seçime hazırlanırken Anadolu coğrafyasının 800 yılda gördüğü 2 büyük depremi 9 saat arayla yaşadı. Asrın felaketinde 11 vilayetimiz ağır hasar aldı. Ortada o günün ilk tahminlerine göre 104 milyar dolarlık fatura var. Dolaylı etkilerin hesap edildiğinde 150 milyar dolarlık bir fatura. Devlet ve millet olarak ilk anlarda koştuk arama-kurtarma çalışmaları, enkaz kaldırma çalışmaları. O enkaz ne kadar biliyor musunuz 50 milyon ton, aranızda inşaatçı olanlar bilir. Japonların biz 3 yılda tekrardan kaldırabiliriz dediği yerde biz 6 ay içinde enkazları kaldırdık. Depremin ikinci ayında temel atmalar başladı. Bunu şunun için söylüyorum. Orada 13 milyon vatandaşımız nüfusumuzun 6’da 1’i. Toprağımızın 5 buçukta biri olan bir bölgenin ortada kalması söz konusu bile olamazdı. Hükümet, devlet bütün gücüyle oraları ayağa kaldırmak için asıldı. Bunu nereden karşılayacaktı devletin, hükümetin bütçesinden karşılanacak. Dolayısıyla 2 yılda tam 2,6 trilyon lira. Bizim bu yılki bütçemiz 12 trilyon lira civarında. Yani 2023 bütçemizin yüzde 40’ydı deprem faturası. 2,6 trilyon 75 milyar dolar iki yılda harcandı. Altyapı çalışmaları, konutlar, köy evleri, hastaneler, okullar, çevre yolları kanalizasyonu, suyu, elektriği her şeyiyle 201 bin insanımız yerleştirildi. Kalan 252 bin hak sahibi de inşallah bu yıl sonuna kadar kavuşacaklar. Jet hızı ile çok büyük çalışma var orada, dünyanın en büyük şantiyesi orası" şeklinde konuştu.

"Dış ticaret açığını 82 milyar dolara, cari açığı ise 40 milyardan 10 milyar dolara düşürdük"

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen büyüme oranının arttığına değinen Bakan Bolat, "Böylesi bir dönemde yani kemer sıkma ve dengeleme döneminde dahi büyüme yüzde 3,2 oldu. İstihdam son bir yılda 1 milyon kişi arttı. Şimdi krizde olan bir ülke olsa büyüme olur mu, olmaz aksine küçülme olur. İstihdam artar mı? Artmaz, aşağıya iner. İhracat artar mı? Artmaz sıkıntıya girersiniz, aşağıya iner. Dış ticaret açığı artar. Biz dış ticaret açığını geçen sene 106 milyar dolardan 82 milyar dolara düşürdük. 24 milyar dolar tasarruf yaptık. Cari açık 40 milyar dolardı bir yıl önce. 2024 sonunda 10 milyar dolara düşürdük. Cari açık azalınca ne oldu? Dövize ihtiyaç azaldı. Dövizle borçlanmaya gerek kalmadı. Böyle olunca da mali piyasalarda bir dengeleme oldu. Herkes önünü görebiliyor. Önümüzdeki sürece yönelik kendince döviz ve bilanço tahmini yapıyor. Maliyetleriyle alakalı tahmin yapıyor. Her şeyin arzı var Allah’a şükür. Hiçbir malın kıtlığı, yokluğu yok. Üretimde arz sıkıntısı mı var? Tarım Bakanlığı ile istişare halindeyiz, böyle bir şeyde vatandaşımızın ihtiyacı olan ürünlerin ithalat yoluyla da tedariğini hemen sağlayabiliyoruz. Bu gücümüz var, yetkimiz var. Fiyat artışı olan ürünler oluyor. Orada da ihracattan fedakarlık ediyoruz. Mesela ben 2023’ün ikinci yarısında görev yaptım. Yaklaşık 1 buçuk milyar dolar tarım ürünleri ihracatından fedakarlık ettik. Engel koyduk, kısıtlama koyduk. Niye? Vatandaşımız çok yüksek fiyatta gıda ürünü fiyatlarıyla karşı karşıya kalmasın diye. 2024’te de yine 1 buçuk milyar dolar civarında böylesine bir fedakarlığımız oldu. Tarım ürünleri, gıda ürünlerinin fiyatları; çarşıda, pazarda çok artmasın diye. Ve bu şekilde gerekli bakanlıklarımız iş dünyası ile konuşup koordine olarak bu fiyatlarda dengeleme ve makule dönme, geriye gidiş noktasında çok önemli yol aldık" ifadelerini kullandı.

"2026’da bütçe açısından rahatlama olacak"

Deprem harcamalarının da bitmesi ile birlikte 2026 yılında her kesimin daha rahatlayacağını söyleyen Ticaret Bakanı Bolat, "Deprem harcamalarının büyük kısmı inşallah bu yıl sonuna kadar bitmiş olacak. Gelecek yıl 2026’da bütçe açısından daha bir rahatlama olacak. İş dünyası, emekliler, işçi, çiftçi, memur, esnaf her kesimin daha da rahatlayacağı, daha bir bolluk dönemi Allah’ın izniyle başaracağız. Bu yılın ortalarından itibaren gerek enflasyondaki geriye gidiş, gerekse yatırımların ve büyümenin finansman maliyetlerindeki düşüşe paralel hızlanmasıyla Türkiye’miz yine o yıllık ortalama yüzde 5,3 sağladığı 22 yıl ortalamasına yakın rakamlarda gelişimini devam ettirecek" dedi.

"Yılda 10 milyar dolar ihracatı olan Sakarya’ya özel bir önem veriyoruz"

Konuşmasında Sakarya’nın ihracatına da değinen Bakan Ömer Bolat, "Sakarya’mızın da ayrı bir yeri var. Ben ihracatla uğraştığım için yılda 10 milyar dolar ihracatı olan Sakarya’ya özel bir önem veriyoruz. Faaliyet bazında ihracat rakamlarını biz 1 Ocak 2024’ten beri açıklıyoruz. Sakarya’nın ihracatı şirket merkezlerine göre 6,5 milyar dolardı ama faaliyet bazında üretim yeri olarak Sakarya’nın ihracatı 10 milyar dolardır. İthalatı ise 4,6 milyar dolar. Sakarya bizim için dış ticaret fazlası veren, ihracatın ithalata payı yüzde 152 olan çok güzel bir şehrimiz. Tarımda, sanayide, lojistikte hizmetlerde inşallah Sakarya gelişimini devam ettirecek. Biz hükümet olarak Sakarya için ve 80 vilayetimiz için ne lazımsa yapmaya gayret ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

Sakarya Valisi Rahmi Doğan, AK Parti Sakarya Milletvekilleri, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar ile iş insanlarının katıldığı program, Bakan Bolat’ın konuşmasının ardından basına kapalı şekilde soru-cevap kısmı ile devam etti.

Burak Can Tokyürek - Yunus Şimşek



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MSB: "Suriye’de mücadele, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye isteyenlerle istikrarsız, bölünmüş, güçsüz bir Suriye’den yana olanlar arasındadır" Milli Savunma Bakanlığı (MSB), "Son dönemde PKK/YPG/SDG’nin gerçekleştirdiği saldırılar Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve istikrarına zarar vermekte, mutabakat sürecini olumsuz etkilemektedir. Suriye’de mücadele birlik ve bütünlüğünü sağlamış, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye isteyenlerle istikrarsız, bölünmüş, güçsüz bir Suriye’den yana olanlar arasındadır" açıklamasında bulundu. Milli Savunma Bakanlığı haftalık basın bilgilendirme toplantısı, ASELSAN’ın 50’nci kuruluş yılı kapsamında ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesinde icra edildi. Basın bilgilendirme toplantısında açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme ilişkin gelişmeleri aktardı. Aktürk, Libya’ya dönüş sırasında meydana gelen uçak kazasında şehit olan Libya Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı ve beraberindeki askerî heyet üyeleri ile uçuş ekibine bir kez daha Allah’tan rahmet, Libya halkına başsağlığı ve sabır diledi. TSK’ya yeni hava savunma sistemleri kazandırılacak ASELSAN’ın kuruluşundan bugüne kadar savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmaya ve oyun değiştirici teknolojiler geliştirmeye odaklandığını belirten Tuğamiral Zeki Aktürk, "ASELSAN; hava savunma sistemlerinden radarlara, elektronik harpten elektro-optik ve aviyonik sistemlere, komuta kontrolden silah sistemlerine kadar geniş bir yelpazede tasarlayıp ürettiği ve geliştirdiği sistemlerle ülkemiz ile dost ve müttefiklerimize gurur ve güven veren bir değer ve dünya çapında bir marka hâline gelmiştir. Cumhuriyet tarihimizin en büyük savunma sanayii yatırımı Oğulbey Teknoloji Üssü’nü hayata geçiren ve bugün 95 ülkede 100 bini aşkın ürünü aktif olarak kullanılan ASELSAN tarafından önümüzdeki dönemde muhtelif miktarda; Alçak İrtifa Radarı ALP 100-G’nin, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-A’nın, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi SİPER ile 35 mm Modernize Çekili Topun Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırılması planlanmaktadır" ifadelerini kullandı. 4 PKK’lı terörist daha teslim oldu, Suriye Harekât Alanlarında imha edilen tünel uzunluğu 737 kilometre oldu Türk Silahlı Kuvvetlerinin; Türkiye’nin varlığına yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı 7 gün 24 saat esasıyla görev yaptığını söyleyen Aktürk bu kapsamda son haftada gerçekleşen faaliyetleri aktararak, "Barınma alanlarından kaçan 4 PKK’lı terörist daha teslim oldu. Sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama-tarama; mağara, sığınak, barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarına devam edildi. Menbic’de imha edilen 5 kilometre tünel ile birlikte, Suriye Harekât Alanlarında imha edilen tünel uzunluğu 737 kilometre olmuştur. Kademeli güvenlik sistemi ve teknoloji destekli tedbirlerle yasa dışı geçiş ve kaçakçılıkla mücadelenin aralıksız devam ettiği hudutlarımızda hafta boyunca; Yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 1’i terör örgütü mensubu olmak üzere 123 şahıs yakalanmış, 331 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Böylece, yıl içerisinde sınırlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 9 bin 806, hududu geçemeden engellenen kişi sayısı da 65 bin 608 olmuştur. Yine, bu hafta içerisinde; Hakkâri hudut hattında yapılan arama-tarama faaliyetinde yaklaşık 24 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiştir" ifadelerine yer verdi. Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk’ün basın bilgilendirme toplantısı sonrasında Millî Savunma Bakanlığı, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularıyla ilgili açıklamalarda bulundu. "Enkaz alanında uçuşa ait kara kutuya da ulaşılmış ve teknik inceleme süreci başlatılmıştır" Libya heyetini taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı, "23 Aralık’ta, Libya Genelkurmay Başkanı ve beraberindeki heyeti Ankara’dan Trablus’a götürmek üzere havalanan Falcon-50 tipi uçak elektrik arızası nedeniyle acil durum ilan etmiş; bunun üzerine Esenboğa Havalimanına geri dönüş prosedürleri başlatılmıştır. Uçakla radar temasının kesilmesi üzerine, Hava Kuvvetlerimize ait iki İHA, bir CN-235 uçağı ve bir arama kurtarma helikopteri derhâl bölgeye sevk edilmiştir. Yapılan arama çalışmaları sonucunda, uçağın enkazına Ankara’nın Haymana ilçesi kırsalında ulaşılmış; uçakta bulunan Libya Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, beraberindeki askerî heyet üyeleri ve uçuş ekibinin tamamının hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. Enkaz alanında uçuşa ait kara kutuya da ulaşılmış ve teknik inceleme süreci başlatılmıştır. 24 Aralık’ta Libya’dan gelen resmî heyetle birlikte Sayın Genelkurmay Başkanımız ve Kuvvet Komutanlarımız ile Jandarma Kriminal Başkanı tarafından enkaz bölgesinde incelemelerde bulunulmuştur. Kazanın meydana geliş nedeni, devletimizin ilgili kurumları tarafından Libya makamlarıyla iş birliği içerisinde tüm yönleriyle ve titizlikle incelenmektedir. Meydana gelen elim uçak kazasında şehit olan Libya Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, beraberindeki askerî heyet üyeleri ve uçuş ekibine bir kez daha Allah’tan rahmet; dost ve kardeş Libya halkına başsağlığı ve sabır diliyoruz" ifadelerine yer verdi. "Hava sahamızın kontrolü, 7 gün 24 saat esasına göre sağlanmakta ve bu konuda herhangi bir zafiyet bulunmamaktadır" Bakanlık tarafından son günlerde Türkiye’nin farklı illerinde bulunan İnsansız Hava Araçları ile ilgili bilgilendirme yapılarak şu açıklama yapıldı: "15 Aralık’ta Karadeniz yönünden hava sahamıza yaklaşan bir İHA, tespit edilmesinin ardından F-16’larımız tarafından takip edilmiş ve güvenli bir bölgede kontrollü bir müdahaleyle vurularak düşürülmüştür. Havada vurularak imha edilen İHA’nın enkazına, çok küçük parçalara ayrılarak geniş bir alana dağılması sebebiyle henüz ulaşılamamıştır. Balıkesir ve Kocaeli’de düşmüş hâlde bulunan İHA’lar incelenmektedir. İnceleme sonuçları kamuoyu ile paylaşılacaktır. Hava sahamızın kontrolü; radarlar, elektro-optik sensörler, kara, deniz ve hava unsurları ile NATO entegre yapısı dâhil olmak üzere çok katmanlı mimariyle 7 gün 24 saat esasına göre sağlanmakta ve bu konuda herhangi bir zafiyet bulunmamaktadır. Küçük, düşük irtifalı ve düşük radar kesitine sahip İHA’lar, yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa ülkeleri dâhil tüm devletlerin karşı karşıya olduğu yeni nesil bir tehdittir. Bu tür hedeflere karşı müdahalede, sivil hava trafiği ve can güvenliği öncelikli olarak dikkate alınmakta ve en uygun unsur devreye sokulmaktadır. Sonuç olarak; bahse konu olaylar, bir hava savunma zafiyetinden ziyade, Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş sebebiyle artan İHA kullanımının bir yansımasıdır. Türkiye, İHA’lara karşı ilave tedbirler almakta, millî projeler ve müttefik entegrasyonlarıyla hava savunma kapasitesini sürekli geliştirmekte ve hava sahasının güvenliğini kararlılıkla sağlamaya devam etmektedir." "Suriye’de mücadele, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye isteyenlerle istikrarsız, bölünmüş, güçsüz bir Suriye’den yana olanlar arasındadır" Bakanlık, Suriye’deki son duruma ilişkin de bilgi paylaşımında bulundu ve yapılan açıklamada "Son dönemde PKK/YPG/SDG’nin gerçekleştirdiği saldırılar Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve istikrarına zarar vermekte, mutabakat sürecini olumsuz etkilemektedir. Suriye’de mücadele birlik ve bütünlüğünü sağlamış, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye isteyenlerle istikrarsız, bölünmüş, güçsüz bir Suriye’den yana olanlar arasındadır. Bölgesinde barış ve istikrar üretmeye çalışan Türkiye’nin tavrı nettir ve bu tavır herkes tarafından bilinmektedir. Türkiye, bu doğrultuda Suriye hükümetiyle yakın iş birliğini sürdürmeye ve ‘Tek Devlet, Tek Ordu’ ilkesini desteklemeye kararlıdır" denildi. "İsrail’in Türkiye’ye yönelik açıklamalarının ve bölgede gerilimi artırabilecek söylemlerinin, sahadaki gerçekler ve uluslararası hukuk çerçevesinde herhangi bir karşılığı bulunmamaktadır" Milli Savunma Bakanlığı son dönemde İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında gerçekleşen faaliyetlere ilişkin de açıklama yaparak şu ifadelere yer verdi: "Son dönemde; İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin faaliyetlerini, gerçekleştirdikleri üçlü zirve sonrası yapılan açıklamaları ve zirvede alınan kararlar kapsamında dile getirilen askerî iş birliği girişimlerini dikkatle takip ediyoruz. Bahse konu girişimin askerî açıdan Türkiye’ye karşı bir tehdit oluşturması söz konusu değildir. Türkiye, bölgede istikrarın korunması ve diyalog ortamının sürdürülmesi yönündeki kararlılığını sürdürmektedir. İsrail’in Türkiye’ye yönelik açıklamalarının ve bölgede gerilimi artırabilecek söylemlerinin, sahadaki gerçekler ve uluslararası hukuk çerçevesinde herhangi bir karşılığı bulunmamaktadır. Ülkemiz, NATO müttefikliği temelinde Ege ve Doğu Akdeniz’de yapıcı diyalogdan yanadır; ancak müttefiklik ruhuna aykırı adımların sahadaki durumu değiştiremeyeceği bilinmelidir. Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliği ve haklarına ilişkin tutumu nettir ve değişmezdir. Türkiye garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanmaktan bugüne dek geri kalmadığı gibi bundan sonra da geri kalmayacaktır. Sonuç olarak, Ege ve Doğu Akdeniz’de gerilimi artıran taraf Türkiye değil; dışlayıcı ve tek taraflı adımlar, oldubitti yaratmaya yönelik yaklaşımlardır. Türkiye, bölgenin bir çatışma alanı hâline gelmesinden ziyade, iş birliği ve istikrar havzası olarak şekillenmesinden yanadır." "Ülkemizin Ege’de gerçekleştirdiği uçuşlar uluslararası hava sahasında gerçekleştirilmektedir" Yunanistan basında ortaya atılan ‘hava sahası ihlali’ iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıklayan Bakanlık, "Hava sahası ihlali iddialarının temelinde Yunanistan’ın bugün ve tarihte örneği olmayan kara suları ve hava sahası yaklaşımındaki tutarsızlık yer almaktadır. Ülkemizin Ege’de gerçekleştirdiği uçuşlar uluslararası hava sahasında gerçekleştirilmektedir. Türkiye, Yunanistan ile tüm sorunları uluslararası hukuk, karşılıklı iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde diyalog ve müzakere yoluyla barışçıl yöntemler ile çözme eğilimindedir" açıklamasında bulundu.
Van Van’da binlerce ton kapasiteli tesislerde alabalık sağımı başladı Van’da yıllık yaklaşık 2 bin 550 ton alabalık üretiminin gerçekleştirildiği tesislerde, yavru alabalık elde edilmesi için kış aylarını kapsayan sağım çalışmalarına başlandı. Van’ın Gürpınar, Çatak, Erciş, Muradiye, Bahçesaray ve Gevaş ilçelerinde akarsu ve barajlara kurulan alabalık üretim tesislerinin 11’inde yıllık yaklaşık 55 milyon adet yavru alabalık üretimi yapılıyor. Aralık, Ocak ve Şubat aylarını kapsayan sağım döneminde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şubesi ekipleri sahada aktif olarak görev alıyor. Ekipler, tesislerde gerçekleştirilen alabalık sağımlarına katılarak üreticilere hem teorik hem de uygulamalı bilgilendirmelerde bulunuyor. Bu kapsamda ekipler, Gevaş ilçesinde bulunan Kırkçeşme Alabalık Tesisinde yürütülen alabalık sağım çalışmalarına katılarak, üreticilere alabalık sağımı ile yumurta ve yavru bakımı konularında eğitim verdi. Sahada yürütülen çalışmalar kapsamında tesisler düzenli olarak denetlenirken, üreticilerin karşılaştığı eksikliklerin giderilmesine de destek sağlanıyor. "55 milyon yavru alabalık üretimi yapılmaktadır" Konuya ilişkin konuşan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, Van’da 39 alabalık tesisinin bulunduğunu, bu tesislerin projedeki tam kapasitelerinin yaklaşık 3 bin 930 ton olduğunu belirtti. Yıllık yaklaşık 2 bin 550 ton alabalık üretiminin gerçekleştiğini ifade eden Şube Müdürü Demir, "Bu işletmelerin 11 adedin de yaklaşık 55 milyon yavru alabalık üretimi yapılmaktadır. İlimizde Aralık, Ocak ve Şubat aylarında alabalık sağımı yapılmaktadır. Bu aylarda tesislerimizde alabalık sağımlarına katılarak, hem teorik hem de uygulamalı olarak üreticilerimize bilgi verilmektedir. Bugün Gevaş ilçemizde bulunan Kırkçeşme Alabalık Tesisinde alabalık sağımına katılım sağlayarak üreticilerimize alabalık sağımı, yumurta ve yavru bakımı konularında bilgilendirmelerde bulunduk" dedi. Van Valiliği Vizyon Projeleri kapsamında, Bahçesaray ilçesinde iki müteşebbis tarafından toplam 400 milyon adet yumurta ve yavru alabalık üretimine yönelik başvuruda bulunulduğunu dile getiren Demir, "Söz konusu tesislerin faaliyete geçmesiyle birlikte ilimizin yumurta ve yavru alabalık üretiminde önemli merkezlerden biri haline gelmesi planlanmaktadır. Yürütülen saha çalışmalarıyla üreticilerin teknik bilgi düzeyinin artırılması ve sürdürülebilir üretimin desteklenmesi hedeflenmektedir" diye konuştu. Alabalık sağım çalışmalarına Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir’in yanı sıra Gevaş İlçe Tarım ve Orman Müdürü Yakup Ayten, personeller ve tesis çalışanları katıldı.
Çanakkale Boşanma aşamasındaki eşini sokak ortasında 12 yerinden bıçakladı, 18,6 yıl hapis cezası aldı Çanakkale’de 6 ay önce sokak ortasında boşanma aşamasında olduğu eşini 12 yerinden bıçaklayan zanlı hakkında Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında sanığa ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ten 13,6 yıl, nitelikli hırsızlık suçundan ise 5 yıl olmak üzere toplam 18,6 yıl hapis cezası verildi. Olay, 12 Haziran günü meydana geldi. Lapseki ilçesine bağlı Umurbey beldesine ailesinin yanına dönen Minel Kılıçarslan, servisten indikten sonra çarşı merkezine doğru yürürken, boşanma aşamasındaki eşi Eren Kılıçarslan’ın bıçaklı saldırısına uğradı. Minel Kılıçarslan’ın arkasından gelen Eren Kılıçarslan yanında getirdiği bıçakla eşini 12 yerinden bıçakladı. Kanlar içinde yerde kalan kadın, çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Jandarma, şüpheli Eren Kılıçarslan’ın yakalanması için çalışma başlattı. Jandarma tarafından gözaltına alınan şüpheli adam işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili savcılık tarafından tutuklu sanık Eren Kılıçarslan hakkında ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ’yağma’ suçundan iddianame hazırlanıp, dava açıldı. Bıçaklama anı kameraya yansıdı Umurbey beldesi çarşı merkezinde birçok vatandaşın gözü önünde yaşanan bıçaklama olayı güvenlik kamerasında saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde Minel Kılıçarslan’ın arkasından gelen boşanma aşamasında olduğu eşi Eren Kılıçarslan’ın bıçak darbeleriyle yaralandığı ve kanlar içinde yerde kaldığı görülüyor. Bıçaklama olayını gerçekleştiren şüpheli Eren Kılıçarslan’ın ise olayın ardından koşarak uzaklaştığı güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. Karar açıklandı Çanakkale’de boşanma aşamasındaki eşi Minel Kılıçarslan’ı sokak ortasında 12 yerinden bıçaklayan Eren Kılıçarslan hakkında açılan davanın karar duruşması olan 4’üncü duruşması, Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Minel Kılıçarslan duruşmaya katılmazken, katılan vekili, sanık Eren Kılıçarslan ile sanık avukatı da duruşmada hazır bulundu. Karar açıklanmadan önce mahkeme heyeti Sanık Eren Kılıçarslan’a son sözlerini sordu. Sanık Eren Kılıçarslan, "Ben pişmanım. Ben bu eylemi yaparken aldatıldığımı yeni öğrenen bir eş olarak gittim. Eşimle konuşmak için gittim bana hakaret edince yaralama girişiminde bulundum. Öldürme niyetim yoktu. Aldatma olayına gelinceye kadar eşimle hiç görüşmedim. Ondan öncesinde de her aradığımda hakarete uğradım. Minelin hırsızlık olayına dair beyanları farklı. Ben o psikolojiyle telefon falan görmedim. Olaydan sonra teslim oldum. O sırada nasıl telefon bulacağım. Bana tuzak kurulmuştur. Ailesiyle bana hakaret ediyorlardı. Ben psikopat biri olsaydım, bu olay mutfakta gerçekleştiğinde orada da da bıçaklar vardı. Ben istesem orda da öldürme eylemini gerçekleştirirdim" dedi. Minel Kılıçarslan’ın vekili ile sanık avukatının savunmalarının dinlenmesinin ardından kararın açıklanması için duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Kararda, Sanık Eren Kılıçarslan’ın ’eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve haksız tahrik altında işlendiği gerekçesi ile neticeten 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ’nitelikli hırsızlık’ suçundan da 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Sanığa toplam 18 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Ayrıca duruşmada sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Katılan Minel Kılıçarslan vekili Av. Nur Yılmaz Güngören haksız tahrik indirimini kabul etmediklerini ve kararı bu yönden üst mahkemeye taşıyacaklarını belirtti.