EĞİTİM - 04 Ekim 2017 Çarşamba 19:16

Mühendislik Fakültesi Akademik Kurul Toplantısı

A
A
A
Mühendislik Fakültesi Akademik Kurul Toplantısı

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) 2017-2018 akademik yılının başlamasıyla beraber Mühendislik Fakültesinin Akademik Kurul Toplantısı gerçekleştirildi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) 2017-2018 akademik yılının başlamasıyla beraber Mühendislik Fakültesinin Akademik Kurul Toplantısı gerçekleştirildi.


Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen toplantıya; Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Birol Elevli, dekan yardımcıları ve öğretim üyeleri katıldı.



“Özellikle enerji üzerinde ciddi çalışmalarımız var”


Toplantının açılışında kısa bir sunum yapan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Birol Elevli, fakültenin hem mevcut durumu hem de yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgiler paylaştı. Konuşmasında fakültenin çalıştığı farklı alanlara dair detayları aktaran Dekan Elevli, bu alanlardan özellikle “enerji” teması üzerinde ciddi çalışmaları olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Elevli ayrıca akademik teşvik konusundan da bahsederek 77 öğretim üyesinin bu olanaktan faydalandığını dile getirdi.



Hedef, yıl sonunda kalite yönetim sistemi belgesine ulaşmak


Fakülte olarak kalite yönetim sistemi konusunda ISO 9001 2015’te belli bir noktaya geldiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Elevli devamında şunları söyledi: “Bu kapsamda geçen ocak ayından bu yana yoğun bir çalışmamız var. Prosedürlerimizi, iş akışlarımızı, performans ölçümlerini vb. süreç ve aşamaların hepsini tamamladık. Önümüzdeki hafta bir tanıtım toplantısıyla tüm öğretim üyelerimizi bu sürece dâhil edeceğiz. Umudumuz, yıl sonuna kadar en azından bu kalite yönetim sistemi belgesine sahip olmak. Zira yeni sistem ve yeni yaklaşımlarla eğitim sistemimizi güncellememiz gerekiyor. Rektörlüğümüz de bu konuda bize her türlü desteği sunuyor.”



“Kalite canlı bir süreç ve bunu sürdürülebilir kılmamız gerekiyor”


Ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ise yönetime geldiklerinden bu yana çalışanlarla bir araya gelmeye mümkün olduğunca özen gösterdiklerini, bu vesileyle onların yaşadıkları sorunlara karşı duyarlı olmaya çalıştıklarını ve dile getirdikleri fikir ve önerileri dikkate aldıklarını söyledi. Konuşmasında üniversite mensuplarının, randevusuz ve kapı çalmaksızın üst yönetime ulaşabilmelerini sağlayacak “açık kapı günleri”ni hayata geçirdiklerini hatırlatan Rektör Bilgiç bu anlamda mensuplarla olan irtibatı canlı ve kesintisiz bir şekilde sürdürmeye itina gösterdiklerini kaydetti.


Üniversitenin sürdürdüğü kalite yönetim sistemi yolculuğu üzerinde duran Rektör Prof. Dr. Bilgiç şu sözlere yer verdi: “Bu süreç canlı ve hep gelişecek, takip edilecek bir süreç. Dahası bunun sürdürülebilirliğini mümkün kılacak bir mekanizma kurmamız gerekiyor. Yoksa bir işi yapmak kolay olabilir ama bu süreç öyle değil. Bunun için bizim mutlaka yazılı kurallarımızın olması ve bunlara riayet etmemiz gerekiyor. Tabii bu kurallar da herkes tarafından bilinecek yani şeffaf olacağız. Neden? Çünkü sadece devletin organları tarafından denetlenerek ya da değerlendirilerek değil, muhatabımız olan herkes tarafından izlenebilir ve değerlendirilebilir olmamız için buna ihtiyacımız var.”



“Kırmamız gereken psikolojik bir eşik var”


Kalite serüveninde akademisyenlerin inanmışlığının, üniversitenin daha üst sıralara taşınması ve geleceğe emin adımlarla ilerlemesi bakımından olmazsa olmaz bir husus olduğunu belirten Rektör Bilgiç akademisyenlere hitaben şunları söyledi: “Üniversitemizin söz konusu kalite yolcuğunda kırmamız gereken bir psikolojik bir eşik var. Bu eşiği aştığımız takdirde belirgin bir şekilde hak ettiğimiz noktada olacağımıza inanıyoruz. En büyük motivasyon bozukluğu yöneticilerin ellerindeki imkân ve yetkileri haksız, adaletsiz ve kayırmacı bir anlayışla kullanmasından kaynaklanıyordu. Geldiğimiz ilk günden itibaren bu anlayışı defetmek, yıkabilmek için uğraştık ve bugüne kadar da samimiyetimiz ve inandırıcılığımızla bu zihniyet ve algıyı bertaraf ettiğimizi düşünüyoruz.”


Rektör Bilgiç konuşmasının sonunda kampüsteki tramvay çalışmalarına da değinerek bu aşamada kampüsteki çevre ve peyzaj düzenlemeleri ile ilgili projeleri olduğunu, tramvayın faaliyete geçmesinden itibaren de bu projeleri uygulamaya koyacaklarını sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB çukurunda hayatını kaybeden minik Edanur’un acılı annesi konuştu Küçükçekmece Menekşe’de İBB’nin çalışması sırasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybeden 5 yaşındaki minik Edanur’un annesi konuştu. Cezaevinden izinli çıkan ve soluğu Adli Tıp Kurumu’nda alan acılı anne Nurcan Gezer, "Çocuğumu Edirne cezaevinde yanıma almak istedim ancak izin vermediler. Cenazeyi alabilmemiz için DNA testi istiyorlar" ifadelerini kullandı. Küçükçekmece Menekşe sahilinde dün teyzesi ve akrabaları ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB çalışması sonucu oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti. Minik Edanur’un cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Edenur’un anne ve babasının cezaevinde olduğu öğrenildi. Kızının ölümü üzerine cezaevinden izinli çıkan Bulgaristan vatandaşı acılı anne Nurcan Gezer, Adli Tıp Kurumu’na geldi. Edirne cezaevinden izinli çıktığını anlatan Nurcan Gezer, "Ben cezaevinde çocuğumu yanıma almak istedim. ’Bakacak kimsem yok’ dedim ama izin vermediler. Şimdi cenazesini almaya geldim. Kızımın babası Türk vatandaşı. Cenazeyi vermek için DNA testi istiyor savcılık. Ben biran önce kızımın cenazesini almak istiyorum" ifadelerini kullandı. Kızının teyzesi ile birlikte yaşadığını söyleyen Gezer, "Denize piknik alanına gitmişler. Piknik alanında oynarken çukurun içine düşmüş. Çocuğu göremeyince güvenliğe gitmişler. Güvenlik görevlileri direk kuyuya bakmaya gitmiş. Kardeşim direk suya atlamış çocuğu kurtarmaya çalışmış. Güvenlik hiçbir şey yapmamış. Kızımı en son 1.5 ay Silivri cezaevinde görmüştüm. Edirne’ye nakil olduktan sonra hiç göremedim" şeklinde konuştu. Minik Edanur’u su birikintisinden çıkartan dayı Selçuk Yaşar ise "Böyle bir şey olamaz. Biz adalet istiyorum. Ben atlayıp çıkardım yeğenimi. Güvenlik hiçbir şey yapmadı. Kucağıma aldığımda gitmişti. Beni yutuyordu çukur beni içine çekecekti. Orada bu alanın çevrilmesi gerekliydi. Etrafında hiçbir şey yoktu. Su üstünü kapatmış. Ailesi perişan durumda. Cenazeye kaldıramıyoruz" diye konuştu. Minik Edanur’un kimlik belgesinin bulunmadığı, cenazesinin aileye teslim edilebilmesi için DNA testi sonuçlarının bekleneceği öğrenildi.