GENEL - 20 Mart 2018 Salı 16:01

’Öldüğünü’ derste öğrendi

A
A
A
’Öldüğünü’ derste öğrendi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölüm Başkanı Dr.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölüm Başkanı Dr. Ömer Çakın, ’öldüğünü’ okulda ders verirken öğrencilerinden öğrendi.


Olay, 15 Mart’ta meydana geldi. Ulusal bir haber ajansının geçtiği haberde OMÜ’de Çarşamba İletişim Fakültesinde gazetecilik derslerine giren Dr. Ömer Çakın’ın fotoğrafları, haberde ölen kişi olarak servis edildi. Haberi gören öğrenciler, öldüğü haberi çıkan hocalarının derste ders verdiğini görünce şaşkınlık yaşadılar.



“Hocam siz ölmüşsünüz”


Hocalarına, “Hocam siz ölmüşsünüz” diye seslenen öğrenciler sayesinde haberde kendi fotoğrafının kullanıldığını öğrenen Dr. Ömer Çakın, haberde fotoğrafını kullananlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Ölüm haberinin ardından telefonunun hiç susmadığını ve insanlara kendisinin ölmediğini inandıramamaktan dert yanan Çakın, açıklamalarda bulundu.



“Öldüğümü derste öğrendim”


Kendi ölüm haberini ders verdiği sırada aldığını ifade eden Ömer Çakın, “Ben o gün atölyede dersteydim. Öğrencinin bir tanesi, ‘Hocam siz burada mıydınız’ dedi. Ben de şaşırdım. ‘Ne oldu’ dedim. ‘Hocam siz ölmüşsünüz, haberiniz yok mu’ dedi. Ben ilk başta çok dikkate almamıştım ama sonraki süreçte haber gerçek ve birçok kişi de aramaya başladı. Kendi ailem ve çevremden de bir sürü kişi arada. Daha sonra da öğrencilerimden bir tanesi haberi bana gönderdi. Haberde ölen kişinin yerine benim fotoğrafımı koyduklarını gördüm. İsim benzerliği de olduğu için öldüğümü düşünmüşler. Haber yüzünden arayanların ardı arkası kesilmedi. Durum böyle olunca sosyal medya hesabından haberin yalan olduğunu, ölen kişinin ben olmadığımı söyledim. Biz burada gazetecilik eğitimi veriyoruz. Ulusal bir haber platformunun böyle bir hata yapması bizi hayrete düşürdü. Burada birçok etik kural ihlal edilmiş. Burada günümüzde gazeteciliğin ne hale geldiğini gösteren bir durum oldu. Ben de İletişim Fakültesinde çalışan bir hoca olarak böyle bir şeyle karşı karşıya kalmam öğrenciler arasında, ‘acaba hoca kendisi mi yaptırdı’ gibi söylemlere de neden oldu. Bu haber yüzünden alay konusu da olduk. ‘Hocam derse ruhunuz mu geldi’ gibi durumlar da yaşandı. Birçok kişi de ilk defa ölüm haberine güldüklerini söylediler. Mesleğimiz adına çok üzücü bir haber oldu” dedi.



“Gazetecilik dersi veriyorum, öğrencilerimi araştırma konusunda hep uyarıyorum”


Yanlış haber yapma konusunda öğrencilerine sık sık uyarılarda bulunduğunun altını çizen Çakın, “Söz konusu haberde, benim adımdaki bir vatandaş naaşını bağışlamış. Haberdeki ölen kişinin çocuğu neredeyse benim yaşımda ama haberi yapan kişi beni, o çocuğun babası gibi göstermiş. Ömer Çakın olarak benim fotoğrafın altına da böyle bir ibare düşmüş. İnsanlar ilk önce haberde, naaşını bağışlayan kişi benmişim gibi oldu. Ölmediğimi söylediğimde inanmayanlar bile oldu. ‘Hocam gerçekten siz misiniz’ diye soranlar çok oldu. Bundan sonraki aşamada hukuki süreçlere başvurmak istiyorum. Çünkü bu haber, çok büyük bir yanlış. Biz gazetecilik eğitimi veren kişiler olarak, bu tür şeylerle karşılaşınca çok üzülüyoruz. Araştırmadan, masaüstü haberciliği yapmak artık Türkiye’de çok yaygınlaştı. Biz öğrencilerimize devamlı habercilikte araştırmanın, teyit etmenin öneminden bahsediyoruz. Bu tür hatalar affedilmez hatalar. Ölen bir kişinin fotoğrafı yerine başka birisinin fotoğrafını koymak etik açısından da çok kötü bir durum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski Bulgaristan Başbakanı Denkov: “Vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız” Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, Bursa’daki Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (BAL-GÖÇ) ziyaret etti. İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı toplantıda vatandaşlık başvuru süreci ve geçmişte yaşanan asimilasyon politikaları sorunu konuşuldu. Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetimini ziyaret eden Denkov ve Petkov, yapılan görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı. BAL-GÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, Bulgaristan göçmeni Türklerin sıkıntılarını dile getirirken en çok şikayetlerden birinin Bulgaristan vatandaşlığı başvurusunda yaşanılan zorlu süreç olduğunu söyledi. Bu konu hakkında çalışma yapılmasını dilediklerini belirten Balkan, geçmişte Türklere asimilasyon uygulayanların yıllardır ceza almadığını da ifade etti. "Başvuru sürecinin zorluğu dijitalleşmemekten kaynaklanıyor" Bulgaristan vatandaşlığındaki başvuru sürecinin sadece Türklere yönelik bir sorun olmadığını, tüm dünyadan benzer şikayetler aldıklarını aktaran eski Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, “İnsanların yapmış olduğu vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız. Fakat bunun sadece Türkiye’ye yönelik bir durum olduğunu düşünmeyin. Biz aslında Bulgaristan’ın bütün dünyadaki konsolosluklarında benzer şikâyetleri alıyoruz. Bütün dünyadaki Bulgar vatandaşları, özellikle vatandaşlık şikayetlerini bizlere iletmekteler. Bu problemin dijitalleşme sıkıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve bu hizmetleri gerçekleştirme sürecinin gereksiz bazı konularla uzatıldığı gibi bir inanış oluşuyor. Bu konuda çalışıp bir an evvel dijitalleşme ve süreçlerle ilgili belirli bir süre içerisine alınarak halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Benim ailem de bu sıkıntıları yaşadı” 80’lerde Türklerin yaşadığı sıkıntıları kendi ailesinin de yaşadığını belirten Kiril Petkov ise, “Yaşanan olaylardan sonra neden hala ceza alan yok diye sordunuz. Bu insanlar benim aileme de bu sıkıntıları yaşattığı için beni de kişisel olarak incitmekte ve hala ben de bunu sorguluyorum. Bu süreçte aslında yapmak istediğimiz şey insanların belirli bir siyasi oluşum tarafından kullanılmasını engellemek. Çünkü onlar siyasi faaliyetlerini insanlara yardım için kullanmaktan ziyade kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz buradaki kurumlarla beraber, siyasi oluşumlarla beraber yolsuzluk zincirinin sona erdirilmesi için mücadele ediyoruz. Bunun değiştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde kapsamlı bir demokratikleşme süreci sağlayabiliriz. Bunlar geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Biz bunları yenilikçi bir yolla yapmak istiyoruz” dedi.