POLİTİKA - 23 Mart 2018 Cuma 13:58

Taşçı: “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı örnek alıyorum”

A
A
A
Taşçı: “Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı örnek alıyorum”

Atakum ilçesinde başarılı bir 4 yılı geride bıraktıklarını söyleyen Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Şu an ülke yönetiminde olduğu gibi, yıllar önce de yerel yönetimlerde önemli bir marka olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek alıyorum.

Atakum ilçesinde başarılı bir 4 yılı geride bıraktıklarını söyleyen Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “Şu an ülke yönetiminde olduğu gibi, yıllar önce de yerel yönetimlerde önemli bir marka olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek alıyorum. Aynı hizmet aşkıyla çalışıyor, ilçemizin geleceğini inşa ediyoruz” dedi.


Atakum ilçesinde geride bıraktıkları 4 yıllık görev süreçlerine birbirinden önemli projeleri ve çalışmaları sığdırdıklarını ifade eden Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, kendisine rol model olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde ortaya koyduğu başarılı hizmet anlayışının kendilerine ışık tuttuğunu ifade eden Başkan Taşçı, “Önümüzde başarılı bir örnek var. Hem yerel hem de ulusal ölçekte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek alıyorum” diye konuştu.


Önemli projeler ve kapsamlı çalışmalarla dolu bir süreci geride bıraktıklarını kaydeden Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, “4 yıllık görev sürecimize, birbirinden önemli projeler sığdırdık. Devletin sağlık hizmetlerinden faydalanmak, herkes gibi Atakumluların da hakkıydı. Biz bu anlamda Eğitim ve Araştırma Hastanesi Atakum Hizmet Binasının ilçemize kazandırılmasını sağladık. Göreve geldiğimizde ilçede bir adet spor alanı vardı. Bu sayıyı 4 yılda 14’e çıkarttık. İlçemizin hem yerli hem de yabancı turizmine katkı sağlaması ilk hedef tutularak, Seyir Tesisi ve Osmanlı Hamamları ve Öğrenci Etüt Merkezi projelerimizi tamamlayarak açılışa hazır hale getirdik. E-Belediyecilik alanında Karadeniz Bölgesi’nin en başarılı belediyesi haline gelirken, Atakum Belediyesi Down Kafe projemizle, melek yüzlü kardeşlerimize istihdam yolunu açtık. Hayır Çarşısı projemizle hem ilçede hem de ihtiyaç olan bir çok komşu il ve ilçede ihtiyaç sahiplerimizin yüzünü güldürüyoruz” şeklinde konuştu.



79 proje hayata geçti


Her yaş grubundan Atakumluya hizmet veren projelerin sayısının 79’a ulaştığına dikkat çeken Başkan Taşçı şöyle devam etti: “Atakum ilçesinde, yenilediğimiz 23 eski çocuk parkına, 37 yeni çocuk parkı daha ekledik. Toplamda 60 çocuk parkını ilçemize kazandırdık. Hobi bahçeleri oluşturarak, vatandaşlarımızın doğayla iç içe olabileceği bir alan oluşturduk. Özgecan Kadın Koordinasyon Merkezimiz ile binlerce kadının el yeteneklerini ticari bir kazanç haline getirmesine imkan verdik. Aqua Park projemizin temelini atarak, birkaç ay içerisinde hizmete açılması için hızlı bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Yörekent Projemiz ile hemşehri derneklerine yer tahsisi yapıyoruz, örf ve adetlerini yaşatmalarını sağlıyoruz. Sokak hayvanları için mamamatikler ve kedi evleri hazırlıyor, ilçemizde çok sayıda noktaya yerleştiriyoruz. Daha yeşil bir Atakum iddiasıyla, yeni yapılan binalarda daire ve dükkan sayısı kadar fidan dikmeyenlere iskan vermiyoruz. Engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran projelerimize de hız kesmeden devam ediyoruz.”


Sosyal belediyecilik anlayışındaki başarının yanı sıra rutin belediyecilik çalışmalarında da rekorlara imza attıklarını söyleyen Başkan Taşçı, “Önceki dönemlerde, 5 yılda yapılan asfalt ve parke yol yapımlarını artık 1 yıldan kısa sürede gerçekleştiriyoruz. Belediyemizin Kilitli Taş Parke Fabrikasında günde 30 bin adet parke taşı üretiyoruz. Bu taşlar yol oluyor, kaldırım oluyor, ilçemizde ulaşım kolaylığı oluyor. Diğer rutin belediyecilik hizmetlerimizi de aynı şekilde sürdürüyoruz. Genel hatlarıyla bakıldığında, hem sosyal hem de rutin belediyecilik hizmetlerinde başarılı bir dönem geçiriyoruz. Bu başarımızda en büyük etkenlerden birisi de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Eskiden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Cumhurbaşkanımızın, o dönemdeki yerel yönetimler başarılarını kendime örnek alıyorum. Onun başarılı işlerini örnek alıyor, o ışık doğrultusunda, aynı heyecanla hemşehrilerimize hizmet için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Siirt’te yapılıyor, İstanbul, İzmir, Mersin’de yoğun talep görüyor Siirt’te peynir sezonunun başlamasıyla birlikte yayla peynirine talep arttı. Vatandaşlar kilolarca koyun peynirini alarak kış hazırlığı yapmaya başladı. Siirt’te yapılan yayla peynirinin İstanbul, İzmir ve Mersin’de yoğun talep gördüğü belirtildi. Her yıl ilkbahar mevsimiyle birlikte göçerler tarafından yaylalarda üretilen Siirt’in yöresel peyniri, bu yıl da tezgahlardaki yerini aldı. Peynir sezonunun başlamasıyla birlikte satışların arttığını belirten peynirci Ahmet Toprakçı, "Peynir göçer peyniridir. Kışlık peyniri burada satıyoruz ve herkes kış için peynir alıyor. Kimi 50, 100, 150, 200 kilogram peynir alıyor. Bizim Siirt peyniri meşhurdur. Hepsi koyun peyniridir, göçerlerindir. Çemikari Pervari tarafından geliyor. Tabi şimdi havalar daha sıcak olmamış ama 20 gün 1 aya kadar bütün peynir satılıp biter" dedi. "İl dışından çok yoğun talep var" İl dışından da peynire yoğun talep olduğunu söyleyen Toprakçı, "İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e her yere gidiyor bu peynir. Bizim peynir bir numara çok kalitelidir. Kışlık herkes alıyor bunu. Biz de burada satıyoruz. Yayladan gelen peyniri biz buradan satıyoruz. Kışlık peyniri bazıları yer altına koyuyorlar, bazıları ise soğuk hava deposuna koyuyorlar. Şu anda kilosu 130 TL ama yaz ilerledikçe 200 TL’ye kadar da çıkabilir’’ şeklinde konuştu. Peynir almaya gelen Yasin Toprak, "Peyniri her sene alıyoruz. Market peyniri yenmiyor. Yazın alıp kışın yiyoruz. Fiyatı da 130 TL uygundur. Bu taze peynirdir. 20 veya 25 kilo alıyoruz. Yazın alıyoruz, kışın tüketiyoruz’’ diye konuştu.
İstanbul “Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip” Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması "Yükseköğretimde Kalitenin İçselleştirilmesi ve İyileştirilmesi" olan konferansın amacı, yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmek olan “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” düzenlendiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde tamamlandı. Türkiye’den ve dünyadan birçok bilim insanını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren kongrede yükseköğretimin geleceği tartışıldı, bildiriler sunuldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. “Yetkilendiren 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu var” Program bazındaki akreditasyonların YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özvar, “Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu. “En önemli konulardan biri öğrencilerin beklentileri” Konferansın açılış konuşmacılarından bir diğeri ise Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliği (ENQA) Başkan Yardımcısı Doris Herrmann oldu. Herrmann, “Avrupa’da eğitim standartlarını ve yönergelerimizi güncelliyoruz. Eğitimde reformlar yapacağız. 2027 yılında yeni eğitim standartlarını yayınlamayı amaçlıyoruz. Mayıs ayında Avrupa eğitim bakanları Tiran’da toplanıyor. Yükseköğretim alanında 2030 yılına kadar yaşanacak gelişmeler hakkında bilgilendirileceğiz. Altı çizilen en önemli konulardan biri, üniversite öğrencilerinin beklentileri, yaşantıları ve sosyal hayatları” şeklinde konuştu. “Gerçek performanslar daha doğru şekilde değerlendirilebilir” Kongreye “Yükseköğretimde Kalitenin Tamamlayıcı Haritası: Eksik Veriler ve Değerlendirme Stratejileri” başlıklı, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ile hazırladığı bildiri ile katılan akademisyen Dr. Gözde Bozkurt, Yükseköğretim Kalite Kurulu resmi internet sitesinde paylaşılan Gösterge Değerlendirme Raporunu inceledi. Üniversitelerde eksik veriler olduğu sonucuna varan Bozkurt, “Eksik veriler dikkate alınarak daha etkili ve bilgi temelli kararlar alınabilir. Bu da Yükseköğretim kurumlarının gerçek performanslarını daha doğru bir şekilde değerlendirmesine ve kaliteyi artırmak için daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Kongrede ayrıca kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerine ise belgeleri teslim edildi. Akreditasyon belgelerini İstanbul Beykent Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı aldı.